Editörler : supporters.
11 Ocak 2022 11:43

Dr. Öğr. Üyesi torpil, atama ve Mahkeme Süreci

Herkese merhaba, yakın zamanda yaşadığım ve içerisinde bulunduğum süreç hakkında benim gibi olanları bilgilendirmek istedim. Bende güzel ülkemin torpilsiz doktora mezunlarından birisiyim. Alanımda gurur duyduğum bir tez hazırladım ve yayınlar yaptım. Her doktora mezununun doğal hakkı olan Dr. Öğr. Üyesi kadrosu için başvurduğum üniversiteler, CV yerine torpil istediler. Bunu da yüzüme söylediler. Bu isimleri ve olayları ilerleyen zamanda açık açık yazacağım.

Yakın zamanda hukuki süreç olduğundan dolayı ismini veremediğim bir üniversitede alanımla ilgili bir kadro açıldı. Özel şartlar adeta beni işaret ediyordu. Hatta bazı arkadaşlar, 'kadron hayırlı olsun' diye aradılar. Bu alanda son derece önemli çalışmalarım var. Başvuru işlemi sonrasında dört adayın başvurduğunu bu adaylardan birisinin istenen şartları taşımadığını, üç adayın kabul edildiğini, bu adaylardan en yüksek benim puanım olduğunu zor bela öğrendim. Torpil yine aramıza girdi ve benim üçte bir puana sahip birisini aldılar. Nihayet sonuç çıktı. Bu alanda Türkiye'de en iyi avukatını buldum. Bu avukatın yanı sıra kendi avukatlarım da sürece dahil olacaklar. Sürecin nasıl işleyeceği konusunda detaylı bir şekilde bilgilendirildim. Mahkeme süreci başladı. Amacım benim gibi olanlara buradan süreç hakkında detaylı ve doğru bilgi vermektir. Avukat ücretleri yüksek olduğundan şartları buna uygun olmayanlara tavsiyem başvuruları kendiniz de yapabilir misiniz? Hukuki süreç tamamlandığında kimlerin başvurumdan vazgeçmem için araya girdiklerini, kimlere baskı yapıldığını, kadroya kimin ve nasıl girdiğini, torpil ve makam sevdalıları açık açık yazacağım. Kurumsal ve kişisel suç duyurusunda yakın zamanda başvuru yapılacak. Şimdi adalet zamanı...


korfezgunesi
Daire Başkanı
13 Ocak 2022 18:57

Birçok üniversitenin atama ve yükseltme yönetmeliklerini okudum. Puan üstünlüğüne göre bir değerlendirme yapıldığına dair bir madde göremedim. Bu değerlendirmelerin hakemlerin öznel değerlendirmelerine bağlı olduğunu söylediler. Bu durumda neye göre itiraz edilecek ki? Bu noktayı anlamadım. Bir de sonuçlar araştırma/öğretim görevliliğinde olduğu gibi açıklanmıyor öğretim başvurularında.


Ozgurde
Şef
17 Ocak 2022 14:25

Yapılan açıklama oldukça yerinde maalesef. Tüm yönetmelikleri benzer bir süreç yaşamış biri olarak ben de yaşadım ve ne yazık ki en yüksek puanı alan atanır diye bir ibare yok mevzuatlarda. Jüri belirli gerekçelerle başka bir adayı işaret ettiyse yapacak pek bir şey yok diye düşünüyorum. Zaten, böyle mahkemeyle, istenmediğin bir yere gidip çalışmak da bana pek uygun gelmiyor. Kişisel olarak bu süreci çok yıpratıcı bulduğum için ben bu mahkeme süreçlerine vs. hiç girmezdim. Onun yüzünden yurt dışına gitmeyi zamanında daha sağlıklı bulmuştum.

korfezgunesi, 2 yıl önce

Birçok üniversitenin atama ve yükseltme yönetmeliklerini okudum. Puan üstünlüğüne göre bir değerlendirme yapıldığına dair bir madde göremedim. Bu değerlendirmelerin hakemlerin öznel değerlendirmelerine bağlı olduğunu söylediler. Bu durumda neye göre itiraz edilecek ki? Bu noktayı anlamadım. Bir de sonuçlar araştırma/öğretim görevliliğinde olduğu gibi açıklanmıyor öğretim başvurularında.


korfezgunesi
Daire Başkanı
17 Ocak 2022 15:28

Geçen biri yazmıştı bu forumda. Dava açtığını ve 2 senedir hala mahkeme sürecinin devam ettiğini söylemişti. Süreçler yıpratıcı elbette. Ama eğer mevzuatta veya yönetmelikte puan üstünlüğüne göre öğretim üyesi ataması yapılması gerektiği yazsaydı o zaman dava açmanın mantığı var elbette ama öyle bir ibare yok ki. Mesela öğretim/araştırma görevliliği sınavlarında puan üstünlüğü var. Orada bilim sınavı sonucuna itiraz edilebiliyor ve sonuç da alınabiliyor. Ama öğretim üyeliğinde böyle değil ki süreç.

Ozgurde, 2 yıl önce

Yapılan açıklama oldukça yerinde maalesef. Tüm yönetmelikleri benzer bir süreç yaşamış biri olarak ben de yaşadım ve ne yazık ki en yüksek puanı alan atanır diye bir ibare yok mevzuatlarda. Jüri belirli gerekçelerle başka bir adayı işaret ettiyse yapacak pek bir şey yok diye düşünüyorum. Zaten, böyle mahkemeyle, istenmediğin bir yere gidip çalışmak da bana pek uygun gelmiyor. Kişisel olarak bu süreci çok yıpratıcı bulduğum için ben bu mahkeme süreçlerine vs. hiç girmezdim. Onun yüzünden yurt dışına gitmeyi zamanında daha sağlıklı bulmuştum.


Hadi1212
Daire Başkanı
17 Ocak 2022 17:52

Hiçbir yerde puan üstünlüğü yazmıyor evet. Ancak jüriler tercihlerini diğer adaydan yana kullanırken bunu neye göre yapılandırmışlar buda çok önemli. Ancak dava açarsanız dosya bilirkişiye gider. Oradan gelen rapora göre karar verilir.

O raporun ne olacağına ilişkin şöyle bir tahminde bulunabilirsiniz. Puan üstünlüğünüzü sağlayan nedir? Diğer aday uluslararası ve ulusal makalede sizden daha fazla puan almış mı? Aslında burada puanlarınız eşit yada karşı tarafın yüksek ise bilirkişi benzer rapor yazabilir. Çünkü bazen onlarca sözlü sunum ile puan yükseltilebiliyor. Makale de puanınız denk yada karşı tarafın puanı yüksekse elinizi güçlendiren tek şey bilimsel proje olur.

İkinci olarak yayınların doktora öncesi ve sonrası dağılımına bakın. Doçentlik kriterlerinde bile doktora öncesi yayınların ağırlığına puan sınırı var.

Devletin işine başvurduğunuzu, kimsenin tekelinde olmadığını unutmayın. Kazansan ne olacak başına iş alırsın gibi laflara kulak asmayın. Mahkemeyle gelmiş bir sürü kişi gördüm. Kimse birşey yapamıyor. Hakkını arayan adama saygı duyulur yada korkulur.

korfezgunesi, 2 yıl önce

Geçen biri yazmıştı bu forumda. Dava açtığını ve 2 senedir hala mahkeme sürecinin devam ettiğini söylemişti. Süreçler yıpratıcı elbette. Ama eğer mevzuatta veya yönetmelikte puan üstünlüğüne göre öğretim üyesi ataması yapılması gerektiği yazsaydı o zaman dava açmanın mantığı var elbette ama öyle bir ibare yok ki. Mesela öğretim/araştırma görevliliği sınavlarında puan üstünlüğü var. Orada bilim sınavı sonucuna itiraz edilebiliyor ve sonuç da alınabiliyor. Ama öğretim üyeliğinde böyle değil ki süreç.

17 Ocak 2022 18:36

Eğer kadroyu alan kişi aynı üniversitede çalışan doktorasını bitirmiş bir öğretim görevlisi ya da araştırma görevlisi ise o mahkemeden hiç bir şey çıkmaz hocam. Çünkü açılan kadrolar önce kendi çalışanları için açılıyor. Bu durumu göz önünde bulundurmussunuzdur sanırım saygılarımla
Hadi1212, 2 yıl önce

Hiçbir yerde puan üstünlüğü yazmıyor evet. Ancak jüriler tercihlerini diğer adaydan yana kullanırken bunu neye göre yapılandırmışlar buda çok önemli. Ancak dava açarsanız dosya bilirkişiye gider. Oradan gelen rapora göre karar verilir.

O raporun ne olacağına ilişkin şöyle bir tahminde bulunabilirsiniz. Puan üstünlüğünüzü sağlayan nedir? Diğer aday uluslararası ve ulusal makalede sizden daha fazla puan almış mı? Aslında burada puanlarınız eşit yada karşı tarafın yüksek ise bilirkişi benzer rapor yazabilir. Çünkü bazen onlarca sözlü sunum ile puan yükseltilebiliyor. Makale de puanınız denk yada karşı tarafın puanı yüksekse elinizi güçlendiren tek şey bilimsel proje olur.

İkinci olarak yayınların doktora öncesi ve sonrası dağılımına bakın. Doçentlik kriterlerinde bile doktora öncesi yayınların ağırlığına puan sınırı var.

Devletin işine başvurduğunuzu, kimsenin tekelinde olmadığını unutmayın. Kazansan ne olacak başına iş alırsın gibi laflara kulak asmayın. Mahkemeyle gelmiş bir sürü kişi gördüm. Kimse birşey yapamıyor. Hakkını arayan adama saygı duyulur yada korkulur.


docmocs
Memur
17 Ocak 2022 19:08

Hocam, o zaman ne diye şartı genel kadrolara bir sürü insan başvuruyor. Üniversite bünyesindeki kişi 5makale ile alınacak diğer 30 makale ile başvuran aday dışarıda kalacak, neden puan tabloları var?

Akademisyensaglıkcı, 2 yıl önce
Eğer kadroyu alan kişi aynı üniversitede çalışan doktorasını bitirmiş bir öğretim görevlisi ya da araştırma görevlisi ise o mahkemeden hiç bir şey çıkmaz hocam. Çünkü açılan kadrolar önce kendi çalışanları için açılıyor. Bu durumu göz önünde bulundurmussunuzdur sanırım saygılarımla
17 Ocak 2022 19:26

Hocam adam kendi üniversitesine zamanında girmiş olan elemanını kaç makalesi olursa olsun alır. Burada YÖK bir düzenleme getirmesi gerekiyor. Dışarıdan alınacak hocalar için ayrı bir ilan açılması gerekiyor. Aksi taktirde dışarıda doktorasını bitiren kişi bu şekilde hüsrana uğruyor maalesef
docmocs, 2 yıl önce

Hocam, o zaman ne diye şartı genel kadrolara bir sürü insan başvuruyor. Üniversite bünyesindeki kişi 5makale ile alınacak diğer 30 makale ile başvuran aday dışarıda kalacak, neden puan tabloları var?


docmocs
Memur
17 Ocak 2022 19:31

Hocam, yanlışınız var.

Kamu yararı diye bir şey var.

Diyelim asgari puan şartı 100.

Bunu üniversite içi aday 5 yayın ile yapıyor,

Diğer taraftan rakibin 20 tane SSCI makalesi var.

Üniversite içi adayı alabilirsiniz elbette atama kararı ile.

Mahkemeye verilir ise döner,

Örnekleri bir çok var.

Üniversite içi diye birinin alınması hususu hukuken söz konusu değil.

Akademisyensaglıkcı, 2 yıl önce
Hocam adam kendi üniversitesine zamanında girmiş olan elemanını kaç makalesi olursa olsun alır. Burada YÖK bir düzenleme getirmesi gerekiyor. Dışarıdan alınacak hocalar için ayrı bir ilan açılması gerekiyor. Aksi taktirde dışarıda doktorasını bitiren kişi bu şekilde hüsrana uğruyor maalesef
17 Ocak 2022 19:41

Mahkeme ilede dönmez Hocam çünkü kanunda puanı yüksek olan alınır yazmıyor. Yani üniversite istediğini alır buda Kendi çalıştığı elemanıdır
docmocs, 2 yıl önce

Hocam, yanlışınız var.

Kamu yararı diye bir şey var.

Diyelim asgari puan şartı 100.

Bunu üniversite içi aday 5 yayın ile yapıyor,

Diğer taraftan rakibin 20 tane SSCI makalesi var.

Üniversite içi adayı alabilirsiniz elbette atama kararı ile.

Mahkemeye verilir ise döner,

Örnekleri bir çok var.

Üniversite içi diye birinin alınması hususu hukuken söz konusu değil.


MustafaEsk26
Yasaklı
17 Ocak 2022 20:01

Tebrikler ibni Sina kardeşim. Süreçten bahsedeyim.

1. Akademik kadro açılır adaylar başvurur (Alınacak kişi bellidir)

2. Üniversite adayları inceler ve adayları aşağıdaki başlıklara göre eler

a. Adaylar hocalarına üniversiteyi aratır. Adayların hocaları üniversitenin alacağı olduğu söyler. Adaylar arada hocaları olduğu için üniversiteyi mahkemeye vermez. (Tehlikesiz Grup)

b. Adayların özgeçmişleri incelenir. Ekonomik durumu kötü olan adaylarda mahkemeye basvurmaz en fazla CİMERE başvurur. (Tehlikesiz Grup)

c. Yayın sayısi alacakları kişiyle yakın olan adaylar çok sorun teşkil etmez. (Tehlikesiz Grup)

ç. Yayın sayısi çok olan ve TORPİLSİZ adaylar en TEHLİKELİ gruptur. Bu tarz adaylar aranarak elenmeye çalışılabilir. İkna yöntemi, kadro vaadiyle vs.

3. Başvuru sonucu açıklandı size tebligat geldi.

a. Üniversiteden kimin arandığını öğreniniz. (Büyük ihtimalle üniversite söylemeyecek tür ZAMAN kazanma taktiği)

b. Tebligatı alır almaz Dilekçe ile kimin atandığını ve jüri raporlarını isteyiniz. Ayrıca dilekçede idari yola basvuracaginizi ve yayinlariniz hakkında yanıltıcı beyanda bulunan juri üyeleri hakkında suç duyurusunda bulacağınızı belirtiniz. Üniversite bu durumda kaybedeceğini düşünürse sizinle uzlaşmaya çalışabilir.

c. Baktınız cevap yok üniversitenin bulunduğu yerdeki İdare mahkemesine başvurunuz. UYAP sisteminden başvurabilirsiniz. (Tebligattan itibaren 60 gün süreniz var).

c. Mahkeme üniversiteden adayların başvuru dosylarini ve jüri raporlarını ister.

ç. Üniversitenin jüri raporlarını isterseniz cevap yazabilirsiniz.

d. Mahkeme dosyayı ve jüri raporlarını bilirkişiye gonderir.

e. Bilirkişi raporuna göre mahkeme karar verir.

f. Mahkeme bilirkişi o ilden veya bölgeden atayacagi için bu jüride usulsüzlük yapabilir. Sonuca gore Farklı bir bilirkişi isteyebilirsiniz.

g. İstinaf yoluna gidebilirsiniz.

h. Mahkeme yürütmeyi durdurur ve sizi ataması durumunda korkmayın. Siz alninizin teriyle mahkeme kararıyla atanmış olacaksınız. Cesaretli olun mahkeme kararıyla atandığınız için siz daha kuvvetlisiniz karşıya bunu hissettirin.

SONUÇ : Siz yayın yapmaya devam edin. Maalesef üniversitelerimiz çoğunda liyakat yok. Emek sahibi insanlar ancak bu şekilde atanabiliyor.


Ozgurde
Şef
18 Ocak 2022 01:31

Aslında süreçler ülkenin genel yapısından dolayı karıştı ve özü unutuldu. Burada örneğin, "kendi elemanı" ibaresi kullanılmış. Kimine göre bu sorunlu bir ifade: bu ifade kimi zaman torpilli diye anlaşılır ve karşı çıkılır. Ama bu durumlar (torpil) ve ülkenin vasat-kayırmacı yönelimi işin asıl özünü görünmez kılıyor.

Şöyle ki; örneğin, bölüm-anabilim dalı bir alanda belirli özelliklere sahip birini aradığını akademik çevrelere haber eder ya da adaylar iligli birimlerle temasa geçerek kendilerini ve çalışmalarını tanıtma şansı isterler. Süreç böylece başlar ve ilerler. Adaylar birime çağrılır, tanışılır, çeşitli mülakatlar yapılır, bölüme seminerler verdirilir. Genel olarak adayın süreç içinde bölümle uyumuna, bilimsel alandaki potansiyel katkısına, seminer gücüne vs. bakılır ve bu aday beğenilirse bu kişiye bir kadro istenir. Şimdi bu aday için istenen kadroya son anda, bölümle irtibata geçmeye bile tenezzül etmemiş biri (örneğin yaşı 10 yıl daha fazla diye ve dolayısıyla da yayını biraz fazla diye) biraz fazla puana sahip diye daha liyakatli mi olur? torpilsiz mi olur? Bölümlerin kadro talep ederken özerk yapısına dikkat edilmeli ve saygı gösterilmelidir. Puana göre öğr. üyesi ataması yapılırsa ülkedeki hiçbir akademik kadro şimdiki sahiplerine kolay kolay atanmayabilirdi.

Daha önce de dedim; ben şahsen başkası adına açılmış ve hiçbir irtibata geçmediğim, kendimi tanıtma girişiminde bulunmadığım bir kadroya talip olmazdım. Bunu ayıp ve saygısızca buluyorum. Başkasının uğraş verip zor şartlarda getirdiği bir şeye konan asalaklardan farklı biri gibi görürüm (ben böyle bir şey yaşamadım).

Zaten belki yıllarca sürecek bir mahkeme süreci ile uğraşacak gücünüz ya da bunun sonunda sizi istemeyen bir bölümde çalışmaya gidecek bir yüzünüz varsa o enerji ve yüzünüzü sizin için ve sizi isteyen bir yerde kadro çıkarmaya çalışmakta harcayabilirsiniz. büyük ihtimalle başarılı olacaksınızdır!

Akademisyensaglıkcı, 2 yıl önce
Mahkeme ilede dönmez Hocam çünkü kanunda puanı yüksek olan alınır yazmıyor. Yani üniversite istediğini alır buda Kendi çalıştığı elemanıdır

Ozgurde
Şef
18 Ocak 2022 01:35

Neden puan tabloları var: Çünkü ilgili kadroya başvuru yapabilmek için asgari puana-yeterliliğe sahip misiniz diye bakabilmek için puan tabloları var. Puan asgari koşulda neyin arandığını, neyin ne kadar arandığını göstermek için var. Puanla ve puana göre seçilmiyorsunuz. İhtiyaç, talep, jüri tercihi ile seçiliyorsunuz.

Daha bunu bilmeden akademik yolculuğa çıkarsanız daha bunun doçentlik jürisi aşamaları var Hocalarım, oralarda çok yıpranırsınız! Minumum puanın 2 katı puanı olan insanların jüri tarafından uygun-yeterli görülmediği durumlarda "e ama benim puanım vardı" diye derdinizi yine mahkemelerde ararsınız.

docmocs, 2 yıl önce

Hocam, o zaman ne diye şartı genel kadrolara bir sürü insan başvuruyor. Üniversite bünyesindeki kişi 5makale ile alınacak diğer 30 makale ile başvuran aday dışarıda kalacak, neden puan tabloları var?


docmocs
Memur
18 Ocak 2022 12:42

Yapmayın hocam,

Bir kişi yıllarca kadro alamıyor, 50d'li hatta işsiz kalıyor.

Diğeri bölümün çalışanı ama 5 makale yapmış.

50d'li üç yıl işsiz 2-3 uluslararası proje yapmış, 15 bildiri yapmış, 20 SSCI yayın yapmış, 500 atıf almış.

Vicdanınız mı yok?

Liyakat konusu zaten büyük bir problem.

Biri yatmış olduğu yerde, ayarlamış kadroya atanacak.

Diğeri dünyaları yapmış ve işsiz! kalacak.

Gerçekten el insaf, vicdan.

Hiç öyle dediğiniz gibi asalaklık falan değil.

Ki bu da hoş bir tabir değil.

Bir insan dünyaları yapmış ise tabi ki başvuracak.

Mahkeme yolu var ise, parası var ise ve hukuken kazanabilirse, süreç uzun sürse dahi mücadelesini verecek.

Yoksa her yer 3-5 yayını olan tanıdık usulü bir yerlere gelen kişiler ile dolup taşacak.

Ozgurde, 2 yıl önce

Aslında süreçler ülkenin genel yapısından dolayı karıştı ve özü unutuldu. Burada örneğin, "kendi elemanı" ibaresi kullanılmış. Kimine göre bu sorunlu bir ifade: bu ifade kimi zaman torpilli diye anlaşılır ve karşı çıkılır. Ama bu durumlar (torpil) ve ülkenin vasat-kayırmacı yönelimi işin asıl özünü görünmez kılıyor.

Şöyle ki; örneğin, bölüm-anabilim dalı bir alanda belirli özelliklere sahip birini aradığını akademik çevrelere haber eder ya da adaylar iligli birimlerle temasa geçerek kendilerini ve çalışmalarını tanıtma şansı isterler. Süreç böylece başlar ve ilerler. Adaylar birime çağrılır, tanışılır, çeşitli mülakatlar yapılır, bölüme seminerler verdirilir. Genel olarak adayın süreç içinde bölümle uyumuna, bilimsel alandaki potansiyel katkısına, seminer gücüne vs. bakılır ve bu aday beğenilirse bu kişiye bir kadro istenir. Şimdi bu aday için istenen kadroya son anda, bölümle irtibata geçmeye bile tenezzül etmemiş biri (örneğin yaşı 10 yıl daha fazla diye ve dolayısıyla da yayını biraz fazla diye) biraz fazla puana sahip diye daha liyakatli mi olur? torpilsiz mi olur? Bölümlerin kadro talep ederken özerk yapısına dikkat edilmeli ve saygı gösterilmelidir. Puana göre öğr. üyesi ataması yapılırsa ülkedeki hiçbir akademik kadro şimdiki sahiplerine kolay kolay atanmayabilirdi.

Daha önce de dedim; ben şahsen başkası adına açılmış ve hiçbir irtibata geçmediğim, kendimi tanıtma girişiminde bulunmadığım bir kadroya talip olmazdım. Bunu ayıp ve saygısızca buluyorum. Başkasının uğraş verip zor şartlarda getirdiği bir şeye konan asalaklardan farklı biri gibi görürüm (ben böyle bir şey yaşamadım).

Zaten belki yıllarca sürecek bir mahkeme süreci ile uğraşacak gücünüz ya da bunun sonunda sizi istemeyen bir bölümde çalışmaya gidecek bir yüzünüz varsa o enerji ve yüzünüzü sizin için ve sizi isteyen bir yerde kadro çıkarmaya çalışmakta harcayabilirsiniz. büyük ihtimalle başarılı olacaksınızdır!


musaldart
Kapalı
18 Ocak 2022 12:58

Kurum kendi içinden araştırma görevlisini yükselttiyse haksızsınız.

Sizin gibi dışarıdan başvuran birini aldılarsa %100 haklısınız.


ibn_i_sina
Memur
18 Ocak 2022 13:04

Avukat arkadaşlarımın konu ile ilgili yaptığı açıklama aynen böyle. MustafaEsk26 isimli üyeye açıklaması için teşekkür ederimi. Mevzuatta bu yönde bir ibare yok, ancak mahkemeye konu ile ilgili usulsüzlük üzerinden başvuru yapıyorsunuz ve üç kat puanım olmasına karşın beni neden atamadınız diye soruyorsunuz. Mahkeme bunun üzerinden işlem yapıyor. Bu süreçte hak yenildi, torpil yapıldı. Bunun karşısında bir mücadele başlattım.

MustafaEsk26, 2 yıl önce

Tebrikler ibni Sina kardeşim. Süreçten bahsedeyim.

1. Akademik kadro açılır adaylar başvurur (Alınacak kişi bellidir)

2. Üniversite adayları inceler ve adayları aşağıdaki başlıklara göre eler

a. Adaylar hocalarına üniversiteyi aratır. Adayların hocaları üniversitenin alacağı olduğu söyler. Adaylar arada hocaları olduğu için üniversiteyi mahkemeye vermez. (Tehlikesiz Grup)

b. Adayların özgeçmişleri incelenir. Ekonomik durumu kötü olan adaylarda mahkemeye basvurmaz en fazla CİMERE başvurur. (Tehlikesiz Grup)

c. Yayın sayısi alacakları kişiyle yakın olan adaylar çok sorun teşkil etmez. (Tehlikesiz Grup)

ç. Yayın sayısi çok olan ve TORPİLSİZ adaylar en TEHLİKELİ gruptur. Bu tarz adaylar aranarak elenmeye çalışılabilir. İkna yöntemi, kadro vaadiyle vs.

3. Başvuru sonucu açıklandı size tebligat geldi.

a. Üniversiteden kimin arandığını öğreniniz. (Büyük ihtimalle üniversite söylemeyecek tür ZAMAN kazanma taktiği)

b. Tebligatı alır almaz Dilekçe ile kimin atandığını ve jüri raporlarını isteyiniz. Ayrıca dilekçede idari yola basvuracaginizi ve yayinlariniz hakkında yanıltıcı beyanda bulunan juri üyeleri hakkında suç duyurusunda bulacağınızı belirtiniz. Üniversite bu durumda kaybedeceğini düşünürse sizinle uzlaşmaya çalışabilir.

c. Baktınız cevap yok üniversitenin bulunduğu yerdeki İdare mahkemesine başvurunuz. UYAP sisteminden başvurabilirsiniz. (Tebligattan itibaren 60 gün süreniz var).

c. Mahkeme üniversiteden adayların başvuru dosylarini ve jüri raporlarını ister.

ç. Üniversitenin jüri raporlarını isterseniz cevap yazabilirsiniz.

d. Mahkeme dosyayı ve jüri raporlarını bilirkişiye gonderir.

e. Bilirkişi raporuna göre mahkeme karar verir.

f. Mahkeme bilirkişi o ilden veya bölgeden atayacagi için bu jüride usulsüzlük yapabilir. Sonuca gore Farklı bir bilirkişi isteyebilirsiniz.

g. İstinaf yoluna gidebilirsiniz.

h. Mahkeme yürütmeyi durdurur ve sizi ataması durumunda korkmayın. Siz alninizin teriyle mahkeme kararıyla atanmış olacaksınız. Cesaretli olun mahkeme kararıyla atandığınız için siz daha kuvvetlisiniz karşıya bunu hissettirin.

SONUÇ : Siz yayın yapmaya devam edin. Maalesef üniversitelerimiz çoğunda liyakat yok. Emek sahibi insanlar ancak bu şekilde atanabiliyor.


MustafaEsk26
Yasaklı
18 Ocak 2022 14:50

Üniversitenin atama kriterleri ve öğretim üyeliğine yukseltilme ve atanma yönetmeliği'ne göre mahkeme sürecini başlayacaksınız. Hangi üniversiteye basvurduysaniz onun atanma yonergesine bakın hemen hemen hepsi aynıdır. Yönergede şu yazar örnek başkent üniversitesi; Söz konusu değerlendirmede adayın bilim alanındaki yeri ve potansiyeli,eğitime katkısı, mesleki deneyimi ve toplumsal katkısı, başvurduğu birimin hedeflerine yönelik getirdiği ya da getirebileceği katkılar, üniversitenin yönetimine ve kurumsal yapısına katkısı vediğer üniversite hizmetleri, kişisel ve sosyal özellikleri de, atanacağı göreve uygunluğu bakımından dikkate alınır.


korfezgunesi
Daire Başkanı
18 Ocak 2022 20:31

Puanlamada sadece asgari şartların sağlanması esastır. Bu amaçla her üniversitenin atama ve yükseltme yönetmeliğinde puan listesi bulunmaktadır. Puan üstünlüğüne göre bir alımın olacağına dair bir madde bulunmamaktadır. Bu karar, hakemlerin insiyatifindedir.

docmocs, 2 yıl önce

Hocam, o zaman ne diye şartı genel kadrolara bir sürü insan başvuruyor. Üniversite bünyesindeki kişi 5makale ile alınacak diğer 30 makale ile başvuran aday dışarıda kalacak, neden puan tabloları var?


korfezgunesi
Daire Başkanı
18 Ocak 2022 20:35

Bu da sadece sizin yorumunuzdur. Yönetmeliklerde "dışarıdan" ve "içeriden" diye bir ayrım söz konusu değildir. Eğer yönetmeliklerde öyle bir ayrım olsaydı sizin dediğiniz doğru olurdu. Yani ilgili kadroya başvuran adaylar içeriden de dışarıdan da olsa eşit olarak değerlendirilir. Sanırım sadece Öyp ve Ylsy kadrolarında bir ayrıcalık var. Onun dışında böyle bir ayrım yok.

musaldart, 2 yıl önce

Kurum kendi içinden araştırma görevlisini yükselttiyse haksızsınız.

Sizin gibi dışarıdan başvuran birini aldılarsa %100 haklısınız.


Ozgurde
Şef
19 Ocak 2022 12:49

Sayın Hocam,

sanırım yazdıklarımı tam olarak okumadınız. Zira, ben birinin yattığı yerden kadroya alınması gerektiğinden söz etmedim. Liyakat gibi bir belirsiz kavram üzerinden tartışmayı da yürütmeyi anlamlı bulmuyorum. Örneğin, sizin örneğinizden hareketle yüksek puanlar almış bir aday düşünelim. Dandik bir dolu dergide, 3-4. isim olarak yer almış, dandik kongrelerde puanlar toplamış, tr dizinli kalitesiz dergilerden, kalitesiz editörlerin topladığı, hakemliğin bile yapılmadığı kitaplarda bölüm yazmış puanları toplamış bir aday düşünülelim. Mario gibi puan toplamış.

Diğer aday ise gitmiş q1 yayın yapmış 2-3 tane. birinci yazar olarak hem de, ya da gitmiş mesela uluslararası bir sempozyuma invited speaker olarak katılmış. Bu arada da başvurduğu bölümün iç işleyişine ve özerkliğine saygı duyup irtibat kurup, görücüye çıkmaya cesaret etmiş. Gitmiş başvurduğu bölüm öğrencilerine seminer vermiş, hjocalarıyla mülakata-toplantıya çıkmış.. Ama sizin "liyakatlı" adayınız, biz buna Mario diyelim, kalitesiz faaliyetleriyle topladığı yüksek puana sığınıp, bölümle irtibata geçmeye bile tenezzül ve cesaret etmemiş hadi beni alın diye bir anda ortaya çıkmış. Mario mu liyakatli diğer aday mı hocam bu örnekte mesela? Yarın doçentliğe başvurunca ve sağlam bir jüriden puanı yüksek ama çalışmaları kalitesiz diye red alınca da mı ağlayacak Mario?

Konuyu kişiselleştirmeyin lütfen, ben ilk örneği veren hocamıza ilişkin bir durumdan söz etmedim, genel durumda bir istisna halinden söz ettim, bölümlerin özerkliğini vurguladım. Liyakat kelimesi son 20 yıllık süreçte içi özellikle boşaltılan bir kavram. Araş. Gör sınavlarında dahi, en yüksek ALES puanına sahip, dil puanı en yüksek, okul puanı en iyi öğrenciyi seçmeyebiliyoruz; neye bakıyoruz, kendini bilim sınavında nasıl ifade ettiğine, planlarına, bilimsel networkteki, uluslararası alandaki yerine veya hedeflerine bakıyoruz. Daha uzun uzun yazarım ama sanırım derdimi anlatabildim.

Ha evet, Mario'ları gerçekten o kadrolar için aylarca çalışıp uğraş veren (yani sizin dediğinizin tam tersi olan, yatmayan ve çabalayan) insanların asalakları olarak değerlendirmekte bir beis görmüyorum.

Not: bölümün kendi arş. gör. lisini yükseltmesi meselesine girmedim bile. Ki o konuda da dolu argümanım var; arş. gör. zamanında sınavlarla o bölüme girebilmiş, bölüme deli gibi emek vermiş, sabah akşam her işe koşmuş, bu arada puan da toplayabilmiş, hatta emeğini sömürmelerine, projelerine çökmelerine bile göz yummuş mesela, ama sonra yine Mariolar gelip bu insanın hakkına çökmüş. Yan gelip yatmak öyle mi?

Not 2: Ben kadrosuna çökülmüş biri değilim bu arada. Ne arş. gör. olarak ne de aday dr. öğr. üyesi olarak.

docmocs, 2 yıl önce

Yapmayın hocam,

Bir kişi yıllarca kadro alamıyor, 50d'li hatta işsiz kalıyor.

Diğeri bölümün çalışanı ama 5 makale yapmış.

50d'li üç yıl işsiz 2-3 uluslararası proje yapmış, 15 bildiri yapmış, 20 SSCI yayın yapmış, 500 atıf almış.

Vicdanınız mı yok?

Liyakat konusu zaten büyük bir problem.

Biri yatmış olduğu yerde, ayarlamış kadroya atanacak.

Diğeri dünyaları yapmış ve işsiz! kalacak.

Gerçekten el insaf, vicdan.

Hiç öyle dediğiniz gibi asalaklık falan değil.

Ki bu da hoş bir tabir değil.

Bir insan dünyaları yapmış ise tabi ki başvuracak.

Mahkeme yolu var ise, parası var ise ve hukuken kazanabilirse, süreç uzun sürse dahi mücadelesini verecek.

Yoksa her yer 3-5 yayını olan tanıdık usulü bir yerlere gelen kişiler ile dolup taşacak.


drtusem
Aday Memur
19 Ocak 2022 21:09

Merhabalar

Genel olarak okudum. Yazma ihtiyacında bulundum.

Kanun veya yönetmelikte en yüksek puana sahip atatanacak diye bir ifade yok ama yazmasına da gerek yok. Çünkü jüri üyeleri, tarafsız ve bilimsel kriterlere göre alınacak adayı belirlemesi gerekir. Mahkemeye itiraz edilmesi durumda bilir kişi incelemesi yapılarak kimin daha yetkin olduğuna karar verecektir. Jüriüyeleri görevini kötüye kullanarak görevi dışında veya bilimsel olmayan şekilde değerlendirme yapmış olabilir.

Tavsiyen şudur ki; dava açılmasıdır. Üniversitelerin bu kadar liyakatsız davranmasının altındaki neden yöneticilere veya jüri üyelerine yaptırımın olmamasıdıır.

Ayrıca yukarda başkasının kadrosuna başvurmam, asalak, nasıl yüzüne bakacaksın vs diye yazarak saçmalamanın da ötesine geçmiş ve liyakatı sindirememiş kişinin sözlerine itibar etmemizi tavsiye ediyorum.

Toplam 84 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi