İmam-ı Kelbî (radıyallahü anh), Cennetin dört olduğunu söylemiştir. Biri Cennet-i Adn'dir, ki en ulvisi budur. Biri Cennetü'l-Me'vâdır. Biri Cennetü'l-Firdevs'tir. Biri de Cennetü'n-Na'im'dir. Bu cennetlerin her biri göklerle yer kadardır. Yaratılan nesneler arasında en büyüğü cennettir. Bu Allahü teâlâ'nın mü?min kullarına bahşetmiş olduğu nimetin büyüklüğünü ifade eder. Nitekim îsmail Süddî şöyle demiştir: «Yerler ve gökler hardal tanesi gibi parçalansa, onların sayısınca Allahü teâlâ'nın cennetleri vardır. Ve her birinin büyüklüğü yer ile gök kadardır.» (Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur'ân,Âli İmran/133. Tefsiri)
Ebû Saîd (r.a.)?den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ?Cennet?te yüz derece vardır. Tüm alemler o derecelerin birin de toplanmış olsalar onların hepsini içerisine alır.? (Müsned: 10806)
Âlem = Allah?ın dışındaki herkes ve her şeydir.
İmam-ı Kelbî (radıyallahü anh), Cennetin dört olduğunu söylemiştir. Biri Cennet-i Adn'dir, ki en ulvisi budur. Biri Cennetü'l-Me'vâdır. Biri Cennetü'l-Firdevs'tir. Biri de Cennetü'n-Na'im'dir. Bu cennetlerin her biri göklerle yer kadardır. Yaratılan nesneler arasında en büyüğü cennettir. Bu Allahü teâlâ'nın mü?min kullarına bahşetmiş olduğu nimetin büyüklüğünü ifade eder. Nitekim îsmail Süddî şöyle demiştir: «Yerler ve gökler hardal tanesi gibi parçalansa, onların sayısınca Allahü teâlâ'nın cennetleri vardır. Ve her birinin büyüklüğü yer ile gök kadardır.» (Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur'ân,Âli İmran/133. Tefsiri)
Ebû Saîd (r.a.)?den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ?Cennet?te yüz derece vardır. Tüm alemler o derecelerin birin de toplanmış olsalar onların hepsini içerisine alır.? (Müsned: 10806)
Âlem = Allah?ın dışındaki herkes ve her şeydir.