Masonik kafayla çamur attığınız Abdülhamid'dir o. Abdülhamid Han 1876'dan darbeyle indirildiği 1909'a kadar yaklaşık 33 sene tahtta kaldı. Abdülhamid Han saltanatı 1.Meşrutiyet-Abdülhamid Han dönemi - 2.Meşrutiyet olmak üzere 3'e ayrılır. Abdülhamid Han yönetimin bizzat elinde olduğu Abdülhamid Han dönemi evresinde, yani 33 yıllık idaresinin yaklaşık 30 yıllık sürecinde hiç toprak kaybetmemiştir. Tahta Meşrutiyet ilan etme sözüyle çıkarıldığı 1.Meşrutiyet döneminde yönetimde ve alınan kararlarda etkili değildi. Nitekim Meclise hakim olan Mithat Paşa ve Avanesi tarafından Abdülhamid karşı olmasına rağmen Osmanlı Ruslara karşı 93 harbine sokulmuş ve senin gibilerin masonik kafayla Abdülhamid kaybetti dediği topraklar o şekilde kaybedilmiştir. Daha sonra Abdülhamid 1878'de meclisi kapatıp yönetimi eline aldıktan 1908'de İttihatçı cunta tarafından zorla 2.Meşrutiyet'in ilan edildiği 1908'e kadar neredeyse hiç toprak kaybetmemiştir. Tahttan indirildiği 1909'dan sonra da devletin ipi çekilmiş ve kısa sürede çözülüp dağılmıştır. Memleketin köküne kibrit suyu döken masonik kafa aradan geçen 100 seneden sonra blle zehrini kusmaya devam ediyor. Memleketin kaybına ve mahvına sebep olup memleketi kurtarmaya çalışan Sultan'a çamur atan tehlikeli yok olasıca kafa bu. Ben de Abdülhamid'in devrilmesi için her türlü melanete başvurup onu indirdikten sonra memleketin geldiği hali gördükten sonra pişman olan, yani bugün hala böyle iftira atan zehirli kafalardan bin kat daha adam olan Rıza Tevfik'in şiiriyle bitireyim de herkes görsün: "Nerdesin şevketlim, Sultan hamid han? Feryadım varır mı barigahına? Ölüm uykusundan bir lahza uyan, Şu nankör milletin bak günahına. Tahkire yeltenen tac-ü tahtını, Denedi bu millet kara bahtını; Sınad-ı sillenin nerm ve sahtını, Rahmet et sultanım suz-i ahına. Tarihler ismini andığı zaman, Sana hak verecek, ey koca sultan; Bizdik utanmadan iftira atan, Asrın en siyasi padişahına. "Padişah hem zalim, hem deli' dedik, İhtilale kıyam etmeli dedik; Şeytan ne dediyse, biz 'beli' dedik; Çalıştık fitnenin intibahına. Divane sen değil, meğer bizmişiz, Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz. Sade deli değil, edepsizmişiz. Tükürdük atalar kıblegahına. Sonra cinsi bozuk, ahlakı fena, Bir sürü türedi, girdi meydana. Nerden çıktı bunca veled-i zina? Yuh olsun bunların ham ervahına! Bunlar halkı didik didik ettiler, Katliama kadar sürüp gittiler. Saçak öpmeyenler, secde ettiler. Bir asi zabitin pis külahına. Haddi yok, açlıkla derde girenin, Sehpa-yı kazaya boyun verenin. Lanetle anılan cebabirenin Bu, rahmet okuttu en küstahına. Çok kişiye şimdi vatan mezardır, Herkesin beladan nasibi vardır, Selametle eren pek bahtiyardır, Bu şeb-i yeldanın şen sabahına. Milliyet davası fıska büründü, Rida-yı diyanet yerde süründü, Türkün ruhu zorla asi göründü, Hem peygamberine, hem Allah'ına. Sen hafiyelerle dem sürdün ancak, Bunlar her tarafa kurdu salıncak; Eli,yüzü kanlı bir sürü alçak, Kemend attı dehrin mihr-u mahına. Hoş oldu cilvesi Cumhuriyetin, Tadı kalmamıştı Meşrutiyetin, Deccal'a dil çalan böyle milletin, Bundan başka çare yok ıslahına. Lakin sen sultanım gavs-ı ekbersin Ahiretten bile himmet eylersin, Çok çekti şu millet murada ersin Şefaat kıl şahım mededhahına."
Masonik kafayla çamur attığınız Abdülhamid'dir o. Abdülhamid Han 1876'dan darbeyle indirildiği 1909'a kadar yaklaşık 33 sene tahtta kaldı. Abdülhamid Han saltanatı 1.Meşrutiyet-Abdülhamid Han dönemi - 2.Meşrutiyet olmak üzere 3'e ayrılır. Abdülhamid Han yönetimin bizzat elinde olduğu Abdülhamid Han dönemi evresinde, yani 33 yıllık idaresinin yaklaşık 30 yıllık sürecinde hiç toprak kaybetmemiştir. Tahta Meşrutiyet ilan etme sözüyle çıkarıldığı 1.Meşrutiyet döneminde yönetimde ve alınan kararlarda etkili değildi. Nitekim Meclise hakim olan Mithat Paşa ve Avanesi tarafından Abdülhamid karşı olmasına rağmen Osmanlı Ruslara karşı 93 harbine sokulmuş ve senin gibilerin masonik kafayla Abdülhamid kaybetti dediği topraklar o şekilde kaybedilmiştir. Daha sonra Abdülhamid 1878'de meclisi kapatıp yönetimi eline aldıktan 1908'de İttihatçı cunta tarafından zorla 2.Meşrutiyet'in ilan edildiği 1908'e kadar neredeyse hiç toprak kaybetmemiştir. Tahttan indirildiği 1909'dan sonra da devletin ipi çekilmiş ve kısa sürede çözülüp dağılmıştır. Memleketin köküne kibrit suyu döken masonik kafa aradan geçen 100 seneden sonra blle zehrini kusmaya devam ediyor. Memleketin kaybına ve mahvına sebep olup memleketi kurtarmaya çalışan Sultan'a çamur atan tehlikeli yok olasıca kafa bu. Ben de Abdülhamid'in devrilmesi için her türlü melanete başvurup onu indirdikten sonra memleketin geldiği hali gördükten sonra pişman olan, yani bugün hala böyle iftira atan zehirli kafalardan bin kat daha adam olan Rıza Tevfik'in şiiriyle bitireyim de herkes görsün: "Nerdesin şevketlim, Sultan hamid han? Feryadım varır mı barigahına? Ölüm uykusundan bir lahza uyan, Şu nankör milletin bak günahına. Tahkire yeltenen tac-ü tahtını, Denedi bu millet kara bahtını; Sınad-ı sillenin nerm ve sahtını, Rahmet et sultanım suz-i ahına. Tarihler ismini andığı zaman, Sana hak verecek, ey koca sultan; Bizdik utanmadan iftira atan, Asrın en siyasi padişahına. "Padişah hem zalim, hem deli' dedik, İhtilale kıyam etmeli dedik; Şeytan ne dediyse, biz 'beli' dedik; Çalıştık fitnenin intibahına. Divane sen değil, meğer bizmişiz, Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz. Sade deli değil, edepsizmişiz. Tükürdük atalar kıblegahına. Sonra cinsi bozuk, ahlakı fena, Bir sürü türedi, girdi meydana. Nerden çıktı bunca veled-i zina? Yuh olsun bunların ham ervahına! Bunlar halkı didik didik ettiler, Katliama kadar sürüp gittiler. Saçak öpmeyenler, secde ettiler. Bir asi zabitin pis külahına. Haddi yok, açlıkla derde girenin, Sehpa-yı kazaya boyun verenin. Lanetle anılan cebabirenin Bu, rahmet okuttu en küstahına. Çok kişiye şimdi vatan mezardır, Herkesin beladan nasibi vardır, Selametle eren pek bahtiyardır, Bu şeb-i yeldanın şen sabahına. Milliyet davası fıska büründü, Rida-yı diyanet yerde süründü, Türkün ruhu zorla asi göründü, Hem peygamberine, hem Allah'ına. Sen hafiyelerle dem sürdün ancak, Bunlar her tarafa kurdu salıncak; Eli,yüzü kanlı bir sürü alçak, Kemend attı dehrin mihr-u mahına. Hoş oldu cilvesi Cumhuriyetin, Tadı kalmamıştı Meşrutiyetin, Deccal'a dil çalan böyle milletin, Bundan başka çare yok ıslahına. Lakin sen sultanım gavs-ı ekbersin Ahiretten bile himmet eylersin, Çok çekti şu millet murada ersin Şefaat kıl şahım mededhahına."
efeben , 2 yıl önce
Şu mesajı tekrar gözüksün diye alıntı yapayım da google a yazıp iki satır ege adlarını Abdülhamid zamanında kaybettiğimiz bir kez daha anlaşılsın.
Hani şu cumhuriyet dönemine saltanat kayıkları ve boğaz vapurları dışında deniz filosu bırakmayan Osmanlı. Korkudan deniz filosunu haliçte çürüten Abdülhamid.