Bazı suçlardan mahkumiyet halinde ceza miktarı ne olursa olsun suçun niteliği (vasfı) memuriyete engeldir. Uygulamada bu suçlara memuriyete engel suçlar denilmektedir. Örneğin, güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle 3 ay hapis cezası alan kişinin bu cezası 1800 TL adli para cezasına çevrilse bile, uzlaşma olsa bile güveni kötüye kullanma suçu mahiyeti itibariyle memuriyete engel suçlardan olduğundan, kişi memuriyete alınmaz, memur ise görevine son verilir.
Memuriyete engel suçlar kavramı, kişinin mahkum olduğu ceza miktarına bakılmaksızın suç vasfı nedeniyle memur olamamasını ifade eder. Suçun niteliği gereği memuriyet engeli olan hallerde, ceza mahkumiyetinin miktarı, yaptırımın hapis veya adli para cezası olması arasında hiçbir fark yoktur. Örneğin, güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle 4000 TL adli para cezasına mahkum olan kişi memur olamayacağı gibi devlet memuru ise memuriyet görevinden çıkarılmasına karar verilir.
Adli Sicil (Sabıka) Kaydının Silinmesinin Memuriyete Etkisi
5237 sayılı TCK karşısında özel bir kanun olan 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesi ile belli suçlar açısından, bu suçlar affa uğramış olsalar bile, süresiz hak yoksunluğu getirecek bir düzenleme yapıldığından, bu maddedeki hak yoksunlukları adli sicil kaydının silinmesi yoluyla ortadan kaldırılamaz . Yani, adli sicil kaydının silinmesi, devlet memurluğundan ihraç edilen (çıkarılan) kişinin yeniden memuriyete alınmasını sağlamaz.
Yüz kızartıcı olarak sayılan suçlar adli sicilden silinir ancak, arşiv kaydına alınır. Adli sicil kaydı ve arşiv kaydı bu yönüyle birbirlerinden farklıdırlar. Bu suçlarda arşiv kaydının silinmesi ise, 5352 Sayılı Adli Sicil Kanunu 12. Maddesindeki şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise bahsi geçen kanun maddesi uyarınca:
Arşiv bilgileri
a) İlgilinin ölümü üzerine,
b) Anayasanın 76 ncı maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren
1. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla on beş yıl geçmesiyle,
2. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,
c) Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, tamamen silinir.
(2) Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen silinir.
(3) Kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı tamamen silinir.
(4) Akıl hastalığı nedeniyle hükmedilen güvenlik tedbirlerine ilişkin kayıtlar, infazının tamamlanmasıyla tamamen silinir. Şeklinde düzenlenmiştir.
KALIN SAĞLICAKLA
Bazı suçlardan mahkumiyet halinde ceza miktarı ne olursa olsun suçun niteliği (vasfı) memuriyete engeldir. Uygulamada bu suçlara memuriyete engel suçlar denilmektedir. Örneğin, güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle 3 ay hapis cezası alan kişinin bu cezası 1800 TL adli para cezasına çevrilse bile, uzlaşma olsa bile güveni kötüye kullanma suçu mahiyeti itibariyle memuriyete engel suçlardan olduğundan, kişi memuriyete alınmaz, memur ise görevine son verilir.
Memuriyete engel suçlar kavramı, kişinin mahkum olduğu ceza miktarına bakılmaksızın suç vasfı nedeniyle memur olamamasını ifade eder. Suçun niteliği gereği memuriyet engeli olan hallerde, ceza mahkumiyetinin miktarı, yaptırımın hapis veya adli para cezası olması arasında hiçbir fark yoktur. Örneğin, güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle 4000 TL adli para cezasına mahkum olan kişi memur olamayacağı gibi devlet memuru ise memuriyet görevinden çıkarılmasına karar verilir.
Adli Sicil (Sabıka) Kaydının Silinmesinin Memuriyete Etkisi
5237 sayılı TCK karşısında özel bir kanun olan 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesi ile belli suçlar açısından, bu suçlar affa uğramış olsalar bile, süresiz hak yoksunluğu getirecek bir düzenleme yapıldığından, bu maddedeki hak yoksunlukları adli sicil kaydının silinmesi yoluyla ortadan kaldırılamaz . Yani, adli sicil kaydının silinmesi, devlet memurluğundan ihraç edilen (çıkarılan) kişinin yeniden memuriyete alınmasını sağlamaz.
Yüz kızartıcı olarak sayılan suçlar adli sicilden silinir ancak, arşiv kaydına alınır. Adli sicil kaydı ve arşiv kaydı bu yönüyle birbirlerinden farklıdırlar. Bu suçlarda arşiv kaydının silinmesi ise, 5352 Sayılı Adli Sicil Kanunu 12. Maddesindeki şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise bahsi geçen kanun maddesi uyarınca:
Arşiv bilgileri
a) İlgilinin ölümü üzerine,
b) Anayasanın 76 ncı maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren
1. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla on beş yıl geçmesiyle,
2. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,
c) Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, tamamen silinir.
(2) Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen silinir.
(3) Kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı tamamen silinir.
(4) Akıl hastalığı nedeniyle hükmedilen güvenlik tedbirlerine ilişkin kayıtlar, infazının tamamlanmasıyla tamamen silinir. Şeklinde düzenlenmiştir.
KALIN SAĞLICAKLA