Kor Düşseydi
Kor düşseydi keşke yüreğime,
Bu yine anlaşılır olurdu.
İçimde suyu kesilmiş bir fıskiye,
Birdenbire buruşup soldu.
Hoşçakal diyebildim güçlükle,
Sesimi iğneden geçirerek.
Dönüp arkamı yürüdüm,
Adım adım gittikçe küçülerek.
Sen bana bir gurbet sundun,
Buğulu çocuk gözlerinle.
Öpüp başıma koydum,
Sevginin solgun güzelliğiyle.
Metin Altıok
Uyandım Kuşların İnce Sesine
Uyandım kuşların ince sesine
Seherle birlikte iniler durur
Ses verdim sesine bilircesine
Aşıkın derdini yeniler durur.
Baharda çağlayan bulanık sular
Durmadan kendini taşlara çalar
Eşinden ayrılmış bir geyik meler
Dağlar sadâ verir iniler durur
Veysel'de yaralı geyik gibidir
Kapalı dertlere höyük gibidir
Ne sarhoştur ne de ayık gibidir
Sinesi kös gümüler durur.
Aşık Veysel Şatıroğlu
.....
balık attım
olta tuttum
savurdum günlerimi
buluntu bir altun gibi
masal oldu çocukluğum
gençliğim bahar seli
ve bir akşam birdenbire
bir bulvar otelinde
ipincecik bir dal değdi alnıma
koptu sazımın teli
....
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Dinle Sana Bir Nasihat Edeyim
Dinle sana bir nasihat edeyim
Hatırdan gönülden geçici olma
Yiğidin başına bir iş gelince
Anı yâd illere açıcı olma
Mecliste ârif ol kelâmı dinle
El iki söylerse sen birin söyle
Elinden geldikçe sen iy'lik eyle
Hatıra dokunup yıkıcı olma
Dokunur hatıra kendisin bilmez
Asılzâdelerden hiç kemlik gelmez
Sen iy'lîk et de o zâyi olmaz
Darılıp da başa kakıcı olma
İl âriftir yoklar senin bendini
Dağıtırlar duzağını fendini
Alçaklarda otur gözet kendini
Katı yükseklerden uçucu olma
Murâdım nasihat bunda söylemek
Size lâyık olan onu dinlemek
Sev seni seveni zây'etme emek
Sevenin sözünden geçici olma
Karac'oğlan söyler sözün başarır
Aşkın deryasını boydan aşırır
Seni bir mecliste hacil düşürür
Kötülerle konup göçücü olma.
Karacaoğlan( 17. yy. )
Söz
Yazılsam ayrılığın menziline
söz nereye uçar
yalnızlık nereye, sensiz
nereye acılar
Nereye uçar gökyüzü
ses nereye uçar
öyle sevmişim ki seni
ölüm nereye bensiz.
Refik Durbaş
Uğurlama
Bu kente yalnızlık çöktüğü zaman
Uykusunda bir kuş ölür ecelsiz
Alıpta başını gitmek istersin
Karanlık sokaklar kör sağır dilsiz
Ey sevda kuşanıp yollara düşen
Bilesin bu yollar dağlar dolanır
Yare ulaşmadan düşersen eğer
Yarine sesinin yankısı kalır
Gecenin ucunda gün aralanır
Yar sevdası ile yürek bilenir
Sızılı bir ırmak uğurlar seni
Su olup akarsın kır çiçeklenir
İbrahim Karaca
MÖ 900 lü yıllarda bir tapınağın duvarındaki yazı ve ibadet amacıyla gelenler çocukları ile birlikte bu yazıyı okurlarmış?
"Gürültü patırtının ortasında sükûnetle dolaş; sessizliğin içinde bulunduğunu unutma.
Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış.
Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun.
Bağışla ve unut. Ama kimseye Teslim olma.
İçten ol; telaşsız, kısa ve açık seçik konuş.
Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır.
Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle, -ne kadar küçük olursa olsun-ilgilen.Hayattaki dayanağın odur.
Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın.
İşini öyle seveceksin ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.
Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol.
Sevmediğin zaman sever gibi yapma.
Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme.
İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz.
Ve unutma ki insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.
Aşka burun kıvırma sakın; onu küçümsersen, sen de besinsiz kalır, küçülürsün.O yoğun sevgi, çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçe gibidir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma.
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et.
İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer.
Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır.
Bu dünyada bırakacağın en büyük miras onur ve dürüstlüktür.
Yılların rüzgâr gibi geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan tutkuları gülümseyerek teslim et geçmişe.
Yapamayacağın etkinliklerin yapabileceklerini engellemesine izin verme.
Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman,yelkenlerini rüzgâra göre ayarla; insanlara göre değil.
Çünkü dünya, senin karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir.
Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki,evreni yargılamak imkânsızdır. Onun için, kavgalarını sürdürürken bile kendinle barış içinde ol.
Hatırlar mısın doğduğun zamanları; Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu.
Öyle bir ömür yaşa ki, öldüğün zaman herkes ağlasın, sen mutlulukla gülümse.
Sabırlı ol, sevecen ol, erdemli ol.
Önünde sonunda bütün servetin kendinsin, sensin.
Kendiliğinle ve öz benliğinle görmeye çalış ki, tüm pisliğine ve kalleşliğine rağmen
dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekânıdır."
XSENTUS M.Ö 9. yy
Anadolu
...
Öyle yıkma kendini
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni...
Ahmet Arıf
Gezgin
......
dün geldim, anca geldim
usumda vızıldayan bin arı ölüsü
heybemde onarımı gereken bin iğne
önce kendi etime
dün geldim
hoş mu geldim
hoş olmayan şeylerden geldim
bir kentten geçtim ki canım titredi
sıtma kabusuyla sallanıyordu uzaktan
girişte insanlar gördüm, hiç görmediğim
ama sanki bir yerlerden tanıdığım,
yemin edebilirim
Arkadaş Zekai Özger
Dileklerimiz...
Bugüne kadar pekçoğu olamadı...
Dilekler, 2023 yılı için de olsun ...
Ben isterim ki; insanlar, hayvanlar, ağaçlar özgür ve sağlıklı yaşasınlar...
Ben isterim ki; bulutlar ağlasın,ama cocuklar ağlamasın,hicbiri öksüzlük,yetimlik nedir bilmesin/duymasın.
Ben isterim ki; konuşsun her çiçek kendi dilince. Ama silahların kesilsin sesi.
Ben isterim ki; kapansın bütün kapılar karanlığa. Ama gözler kapanmasın, sözler kapanmasın.
Ben isterim ki; yangınlar sönsün, ama umutlar sönmesin. Erişsin her meyve kendi dalında, yüreklere acı bir söz değmesin,
Ben isterim ki; gözyaşı gibi aksın pınarlar, toprağın üzerinde duru berrak. Ama pınarlar gibi akmasın gözyaşı, yeryüzünün hiçbir yerinde.
Ben isterim ki; bir yıldızlar kalsın uykusuz gökyüzünün derinliklerinde. Ama insanlar yatıp dinlensinler, taze bir güçle başlamak icin güzel sabahlara, aydınlık sabahlara.
Ben isterim ki; her şey her şey ama her şey eğilsin insanın önünde, ama insan, insana tutsak olmasın.
Ben isterim ki; sevinc bol olsun, mutluluk bol olsun, ülkeden ülkeye giden aydınlık yol olsun.
[Resul Riza / ceviren: Ataol Behramoğlu)]
Sitem.
Önde zeytin ağaçları arkasında yar
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
Dalları neyleyim.
Yar yollarına dökülmedik dilleri neyleyim.
Yar yar!.Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım.
Yar yar
Canımın çekirdeğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var.
Bedri Rahmi Eyüboğlu (D.1911 / Ö.1975)
Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
* * * *
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici-hep, hep acele işi!-
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezberledim gurbeti
* * *
Sevinçten uçardım hasta oldum mu
40'ı geçerse ateş, çağrırlar İstanbul'a
Bir helalleşmek ister elbet, diğ'mi, oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oyununu
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Can Yücel
Ruhumu yedi kez aşağıladım:
ilki, onu yükseklere ulaşmaktan kaçındığını gördüğüm zamandı;
ikincisi onu topalın önünde topallarken gördüğüm zamandı;
üçüncüsü kolayla zor arasında seçim yapması gerekip de, kolayı seçtiği zamandı;
dördüncüsü bir yanlış yaptığı ve kendini başkalarının yanlışlarıyla avuttuğu zamandı;
beşincisi güçsüzlüğe sabrettiği ve sabrını güce yorduğu zamandı;
altıncısı bir yüzün çirkinliğini horgördüğü ve onun aslında kendi maskelerinden biri olduğunu anlamadığı zamandı;
ve yedincisi bir övgü şarkısı söyleyip de bunun bir erdem olduğunu sandığı zamandı.
Halil Cibran
Sevgilerde
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz.)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz,
Çirkindi dar zamanlarda bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi
* * *.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı.
Behçet Necatigil
Ne zaman yüzüne baksam
yalnızlığın o mutlu gerilimi
O öksüz göl hızla derinleşir
biliyorum, acılarım hiç bitmeyecek,bu öyle bir
yeşil
Ne zaman gözlerinin içine baksam, biliyorum
ikimizi de aşar, o kapının ardındaki masal
bense yüreğimin bu hallerinden korkar, kalırım
bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi
geçip giden yüzlerine bakar kalırım
Ömrün kısalığı çarpar camlara
ateş hızla yayılır içerilere
Akşam olur, evler dolar boşalır
acıyla erir, yüzüne aşık çocuk
Ne zaman gözlerinin içine baksam,
biliyorum
İkimizi de aşar, o kapının ardındaki masal
Cezmi Ersöz
Her Şey Sende Gizli
*
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Cemal Süreyya...