AYM NİN CEZA KOVUŞTURMASI SONUCU HAGB ALMANIN DİSİPLİN CEZASI VERİLEMEZ KARARI VAR MASUMİYET KARİNESİNİ İHLAL EDER DİYE 2020 TARİHLİ
Yüksek Mahkeme, 2016/10891 sayılı dosyada da daha da geniş bir yorum yaparak;
"32. Adil yargılanma hakkının bir unsuru olan masumiyet karinesinin sagladıgı güvencenin iki boyutu bulunmaktadır. Güvencenin ilk boyutu kisi hakkındaki ceza yargılaması sonuçlanıncaya kadar geçen, bir baska ifadeyle kisinin ceza gerektiren bir suçla itham edildigi (suç isnadı altında oldugu) sürece iliskin olup suçlu olduguna dair hüküm tesis edilene kadar kisinin suçlulugu ve eylemleri hakkında erken açıklamalarda bulunulmasını yasaklar. Güvencenin bu boyutunun kapsamı sadece ceza yargılamasını yürüten mahkemeyle sınırlı degildir. Güvence aynı zamanda diger tüm idari ve adli makamların da islem ve kararlarında, suçlulugu hükmen sabit oluncaya kadar kisinin suçlu oldugu yönünde ima ya da açıklamalarda bulunmamasını gerekli kılar. Dolayısıyla sadece suç isnadına konu ceza yargılaması kapsamında degil ceza yargılaması ile es zamanlı olarak yürütülen diger hukuki süreç ve yargılamalarda da (idari, hukuk, disiplin gibi) masumiyet karinesinin ihlali söz konusu olabilir(Galip Sahin, B. No: 2015/6075, 11/6/2018, § 39). Güvencenin ikinci boyutu ise ceza yargılaması sonucunda mahkûmiyet dısında bir hüküm kuruldugunda devreye girer ve daha sonraki yargılamalarda ceza gerektiren suçla ilgili olarak kisinin masumiyetinden süphe duyulmamasını, kamu makamlarının toplum nezdinde kisinin suçlu oldugu izlenimini uyandıracak islem ve uygulamalardan kaçınmasını gerektirir
...
41. Adli ve idari makamların kendi görev sınırlarını asarak kisiyi suçlu ilan etmesi veya bu baglamda birtakım çıkarımlarda bulunması masumiyet karinesinin ihlaline yol açabilir. Masumiyet karinesi kapsamındaki güvencelerin saglanıp saglanmadıgının tespiti yapılırken ise kararın gerekçesinin bir bütün olarak degerlendirilmesi gerekir (Galip Sahin, § 48; M.I., B. No: 2012/1268, 30/12/2014, § 50). Bu kapsamda karar vericilerin kullandıkları dil kritik önem tasır (Mustafa Kıvrak, B. No: 2013/3175, 20/2/2014, § 36). Kamu makamlarının islem ya da kararlarında belirttikleri gerekçeler veya kullandıkları dil nedeniyle bireye cezai sorumluluk yüklememeleri, ceza mahkemeleri tarafından suçlu bulunmamıs bireyin masumiyeti üzerine gölge düşürülmesine sebebiyet vermemeleri gerekmektedir
45. Mahkeme kararının (bkz. § 15) incelenmesinden basvurucuya disiplin cezası verilmesinin salt ceza davasına dayanmadıgı, ceza yargılamasında kullanılan deliller gözönünde bulundurularak ancak ceza yargılamasından ayrı olarak disiplin hukuku çerçevesinde durumunun degerlendirildigi, disiplin cezası verilmesine iliskin islemin Mahkemece hukuka uygun bulunarak davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
46. Bununla birlikte mahkeme kararının gerekçesinde kullanılan "belgede sahtecilik suçundan suçlu bulunarak hüküm giymis olması" ifadesi, ceza yargılaması sonucunda basvurucu hakkında verilen HAGB kararının cezai bir sorumluluk yükleyen nihai bir karar mahiyetinde olduğu algısına yol açmaktadır.
47. Ceza yargılaması sürecinde verilen kararın hem basvurucunun dava konusu ettigi idari islemin sebep unsurlarından biri hem de mahkeme kararının gerekçelerinden biri oldugu görülmüs ve Mahkemenin, basvurucu hakkındaki ceza yargılamasında verilen HAGB kararı sonucunda hüküm giydigi çıkarımında bulundugu degerlendirilmistir. Bu durumda Mahkemenin iptal davasına iliskin yargılama kapsamında kalan yetki sınırını, basvurucu hakkında es zamanlı olarak yürütülen ceza yargılamasında verilen kararın sonucuna iliskin tespitiyle masumiyet karinesini ihlal edecek şekilde astığı görülmektedir.
48. Dolayısıyla basvuruya konu mahkeme kararında basvurucunun suçlu olduguna yönelik bir ithamın oldugu görüldügünden bireysel basvuruya konu edilen mahkeme kararında masumiyet karinesine yönelik bir müdahalenin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
şeklindeki gerekçe ile ceza yargılaması sonucu verilecek HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) kararının bile disiplin soruşturmasında dikkate alınamayacağını ve bu cezaya dayanılarak disiplin cezası tesis edilemeyeceğini açıkça vurgulamıştır.
AYM NİN CEZA KOVUŞTURMASI SONUCU HAGB ALMANIN DİSİPLİN CEZASI VERİLEMEZ KARARI VAR MASUMİYET KARİNESİNİ İHLAL EDER DİYE 2020 TARİHLİ
Yüksek Mahkeme, 2016/10891 sayılı dosyada da daha da geniş bir yorum yaparak;
"32. Adil yargılanma hakkının bir unsuru olan masumiyet karinesinin sagladıgı güvencenin iki boyutu bulunmaktadır. Güvencenin ilk boyutu kisi hakkındaki ceza yargılaması sonuçlanıncaya kadar geçen, bir baska ifadeyle kisinin ceza gerektiren bir suçla itham edildigi (suç isnadı altında oldugu) sürece iliskin olup suçlu olduguna dair hüküm tesis edilene kadar kisinin suçlulugu ve eylemleri hakkında erken açıklamalarda bulunulmasını yasaklar. Güvencenin bu boyutunun kapsamı sadece ceza yargılamasını yürüten mahkemeyle sınırlı degildir. Güvence aynı zamanda diger tüm idari ve adli makamların da islem ve kararlarında, suçlulugu hükmen sabit oluncaya kadar kisinin suçlu oldugu yönünde ima ya da açıklamalarda bulunmamasını gerekli kılar. Dolayısıyla sadece suç isnadına konu ceza yargılaması kapsamında degil ceza yargılaması ile es zamanlı olarak yürütülen diger hukuki süreç ve yargılamalarda da (idari, hukuk, disiplin gibi) masumiyet karinesinin ihlali söz konusu olabilir(Galip Sahin, B. No: 2015/6075, 11/6/2018, § 39). Güvencenin ikinci boyutu ise ceza yargılaması sonucunda mahkûmiyet dısında bir hüküm kuruldugunda devreye girer ve daha sonraki yargılamalarda ceza gerektiren suçla ilgili olarak kisinin masumiyetinden süphe duyulmamasını, kamu makamlarının toplum nezdinde kisinin suçlu oldugu izlenimini uyandıracak islem ve uygulamalardan kaçınmasını gerektirir
...
41. Adli ve idari makamların kendi görev sınırlarını asarak kisiyi suçlu ilan etmesi veya bu baglamda birtakım çıkarımlarda bulunması masumiyet karinesinin ihlaline yol açabilir. Masumiyet karinesi kapsamındaki güvencelerin saglanıp saglanmadıgının tespiti yapılırken ise kararın gerekçesinin bir bütün olarak degerlendirilmesi gerekir (Galip Sahin, § 48; M.I., B. No: 2012/1268, 30/12/2014, § 50). Bu kapsamda karar vericilerin kullandıkları dil kritik önem tasır (Mustafa Kıvrak, B. No: 2013/3175, 20/2/2014, § 36). Kamu makamlarının islem ya da kararlarında belirttikleri gerekçeler veya kullandıkları dil nedeniyle bireye cezai sorumluluk yüklememeleri, ceza mahkemeleri tarafından suçlu bulunmamıs bireyin masumiyeti üzerine gölge düşürülmesine sebebiyet vermemeleri gerekmektedir
45. Mahkeme kararının (bkz. § 15) incelenmesinden basvurucuya disiplin cezası verilmesinin salt ceza davasına dayanmadıgı, ceza yargılamasında kullanılan deliller gözönünde bulundurularak ancak ceza yargılamasından ayrı olarak disiplin hukuku çerçevesinde durumunun degerlendirildigi, disiplin cezası verilmesine iliskin islemin Mahkemece hukuka uygun bulunarak davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
46. Bununla birlikte mahkeme kararının gerekçesinde kullanılan "belgede sahtecilik suçundan suçlu bulunarak hüküm giymis olması" ifadesi, ceza yargılaması sonucunda basvurucu hakkında verilen HAGB kararının cezai bir sorumluluk yükleyen nihai bir karar mahiyetinde olduğu algısına yol açmaktadır.
47. Ceza yargılaması sürecinde verilen kararın hem basvurucunun dava konusu ettigi idari islemin sebep unsurlarından biri hem de mahkeme kararının gerekçelerinden biri oldugu görülmüs ve Mahkemenin, basvurucu hakkındaki ceza yargılamasında verilen HAGB kararı sonucunda hüküm giydigi çıkarımında bulundugu degerlendirilmistir. Bu durumda Mahkemenin iptal davasına iliskin yargılama kapsamında kalan yetki sınırını, basvurucu hakkında es zamanlı olarak yürütülen ceza yargılamasında verilen kararın sonucuna iliskin tespitiyle masumiyet karinesini ihlal edecek şekilde astığı görülmektedir.
48. Dolayısıyla basvuruya konu mahkeme kararında basvurucunun suçlu olduguna yönelik bir ithamın oldugu görüldügünden bireysel basvuruya konu edilen mahkeme kararında masumiyet karinesine yönelik bir müdahalenin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
şeklindeki gerekçe ile ceza yargılaması sonucu verilecek HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) kararının bile disiplin soruşturmasında dikkate alınamayacağını ve bu cezaya dayanılarak disiplin cezası tesis edilemeyeceğini açıkça vurgulamıştır.
MEKFON, 4 ay önce
HAGB kararı alman olumlu bir durum bence Mahkeme ağır bir ceza vermemiş sana. Ama HAGB kararını da temyiz et temyiz süresini kaçırmadı isen. Beraat etmen gerektiğini savunacaksın temyiz dilekçende.
Temyiz süresini kaçırmışsan bağlı olduğun kurum amirlerini "bakın HAGB kararı aldım. 5 Yıl içinde çok dikkatli olup bir daha ceza almayacağım" diye ikna edebilirsin. Bildiğim kadarı ile HAGB kararı 5 yıl içinde suç işlemezsen adli sicilinden tamamen siliniyor.
HAGB kararı sabıka durumuna da etki etmiyor. E devlet üzerinden sabıkasızlık kararı alıp kurumuna verebilirsin. "bakın yargılamam bitti sabıkasızım" diyebilirsin. Başka bir sistemde saklanıyor HAGB kararı.
Yukarıda 2. paragrafta yazdığım şeyi söylemeyip, HAGB kararı adli sicilimde bile yok. Buyrun e devletten belgesi deyip amirlerini/komutanlarını ikna etmeyi deneyebilirsin.
Sonuç olarak HAGB kararı da lehine bence disiplin soruşturmanı olumlu olarak etkilemeli.