konuyla ilgili mahkeme kararını paylaşıyorum bugünlük. Daha sonraki günlerde yorum da yazarım.
Adana BİM
1. İDD
E. 2020/188
K. 2020/18
T. 23.09.2020
İSTEMİN ÖZETİ: Mersin İli, Erdemli Devlet Hastanesinde
doktor olarak görev yapan davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-l maddesi uyarınca 2 yıl süreyle Kademe
İlerlemesinin Durdurulması cezası ile tecziye edilmesine dair 20/03/2019 tarih
ve 5 sayılı kararının iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada; ''
Erdemli Devlet Hastanesinde doktor olarak görev yapmakta olan davacı hakkında,
Erdemli İlçe Sağlık Müdürlüğüne bağlı ... Mahallesinde açılan ... Geçici Sağlık
İstasyonunda 05.07.2018 tarihi saat 22.00 civarlarında gerçekleşen yangın ile
ilgili olarak; yangına davacının sebebiyet verdiği, ayrıca yangın öncesinde
muhtara, yangın sonrasında kolluk kuvveti personellerine sinkaflı cümleler sarf
ettiği iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucunda düzenlen 17/01/2019 tarihli
soruşturma raporunda özetle; davacının jandarmalara ve muhtara ''o.ç muhtar
nerde, sana da o.ç müdüre de soracağım, o.ç, lan o.ç müdürü neden telefon ile
aradın da bana laf söyletiyorsun, ben o o.ç müdür ve senle görüşeceğim'' gibi
sinkaflı cümleler sarf ettiğinin tanık ifadeleri ile sabit olduğunun tespit
edildiği, davacının bu fiiline uyan ve yukarıda metnine yer verilen 657 sayılı
Yasa'nın 125/D-l maddesi uyarınca 3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası
ile cezalandırılması yönünde getirilen teklif neticesinde "2 yıl kademe
ilerlemesinin durdurulması" cezası ile tecziyesine karar verilmesi üzerine
bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda, davalı idare
tarafından dosyaya sunulan soruşturma raporu, davacı ve tanık ifadeleri ile
diğer bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının jandarmalara ve muhtara
hakarette bulunduğu ve tehdit ettiği iddiasının sübuta erdiği, bu nedenle tesis
edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı'' gerekçesiyle davanın
reddine dair Mersin 1. İdare Mahkemesinin 27/12/2019 gün ve E:2019/654, K:2019/1403
sayılı kararının, davacı vekili tarafından; soruşturmada adı geçenlerin
davacının amiri ve himayesinde çalışan iş arkadaşları olmadığı, mesleğinde başarılı
olduğu, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının mesleğinde ilerlemesine
engel olacağı, hukuka ve mevzuata aykırı olduğu ileri sürülerek istinaf yoluyla
kaldırılması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Dava konusu işlemin ve istinafa konu kararın
usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülerek istinaf isteminin reddi gerektiği
savunulmuştur.
Karar veren Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava
Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:
Dava; Mersin İli, Erdemli Devlet Hastanesinde doktor olarak
görev yapan davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 125/D-l maddesi uyarınca 2 yıl süreyle Kademe İlerlemesinin
Durdurulması cezası ile tecziye edilmesine dair 20/03/2019 tarih ve 5 sayılı
kararının iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-l maddesine;
"Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette
bulunmak veya bunları tehdit etmek," fiilinin kademe ilerlemesinin
durdurulması cezasını gerektirdiği hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, Erdemli Devlet Hastanesinde
doktor olarak görev yapmakta olan davacı hakkında, Erdemli İlçe Sağlık
Müdürlüğüne bağlı ... Mahallesinde açılan ... Geçici Sağlık İstasyonunda
05.07.2018 tarihi saat 22.00 civarlarında gerçekleşen yangın ile ilgili olarak;
yangına davacının sebebiyet verdiği, ayrıca yangın öncesinde muhtara, yangın
sonrasında kolluk kuvveti personellerine sinkaflı cümleler sarf ettiği
iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucunda düzenlen 17/01/2019 tarihli
soruşturma raporunda özetle; davacının jandarmalara ve muhtara ''o.ç muhtar
nerde, sana da o.ç müdüre de soracağım, o.ç, lan o.ç müdürü neden telefon ile
aradın da bana laf söyletiyorsun, ben o o.ç müdür ve senle görüşeceğim'' gibi sinkaflı
cümleler sarf ettiğinin tanık ifadeleri ile sabit olduğunun tespit edildiği,
davacının bu fiiline uyan ve yukarıda metnine yer verilen 657 sayılı Yasa'nın
125/D-l maddesi uyarınca 3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile
cezalandırılması yönünde getirilen teklif neticesinde "2 yıl kademe
ilerlemesinin durdurulması" cezası ile tecziyesine karar verilmesi üzerine
bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma
düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine karşı düzenlenen idari
yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılabilmek gibi ağır
sonuçlara neden olabilen disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle
Anayasa'nın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi
tutulmuştur.
"Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi uyarınca, ceza
yaptırımına bağlanan her bir fiilin tanımının yapılması ve kanunun ne tür
fiilleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde
belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra,
suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu
görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya
konulması da zorunludur. Sözkonusu fiil, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa
verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta; davacıya isnat edilen fiilin sabit olduğu
anlaşılmakta ise de; olayın gerçekleştiği zaman dilimi ve yerde gerek muhtarın
gerekse jandarma görevlilerinin davacının amiri, maiyeti, iş arkadaşları veya
iş sahipleri olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp söz konusu fiilin
"Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette
bulunmak veya bunları tehdit etmek" suçu kapsamında bulunmadığı açıktır.
Bu haliyle davacının fiilinin, anılan Kanun hükmündeki suç tanımına uymadığı,
diğer bir ifadeyle, 657 sayılı Kanunun 125/D-l maddesiyle örtüşmediği ve
disiplin hukukunda yer alan "tipiklik" şartının gerçekleşmediği
anlaşılmış olup, bu sebeple davacının tecziyesine yönelik dava konusu işlemde
hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun kabulüne,
istinafa konu kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, davacı
tarafından ilk dava aşamasında yapılan 141,15-TL ve istinaf aşamasında yapılan
241,60-TL yargılama giderleri toplamı olan 382,75-TL yargılama gideri ile işbu
kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret
Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00-TL avukatlık ücretinin davalı tarafından
davacıya ödenmesine, artan posta ücretinin Mahkemesince istinaf yoluna
başvurana iadesine, 23.09.2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar
verildi.
konuyla ilgili mahkeme kararını paylaşıyorum bugünlük. Daha sonraki günlerde yorum da yazarım.
Adana BİM
1. İDD
E. 2020/188
K. 2020/18
T. 23.09.2020
İSTEMİN ÖZETİ: Mersin İli, Erdemli Devlet Hastanesinde
doktor olarak görev yapan davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-l maddesi uyarınca 2 yıl süreyle Kademe
İlerlemesinin Durdurulması cezası ile tecziye edilmesine dair 20/03/2019 tarih
ve 5 sayılı kararının iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada; ''
Erdemli Devlet Hastanesinde doktor olarak görev yapmakta olan davacı hakkında,
Erdemli İlçe Sağlık Müdürlüğüne bağlı ... Mahallesinde açılan ... Geçici Sağlık
İstasyonunda 05.07.2018 tarihi saat 22.00 civarlarında gerçekleşen yangın ile
ilgili olarak; yangına davacının sebebiyet verdiği, ayrıca yangın öncesinde
muhtara, yangın sonrasında kolluk kuvveti personellerine sinkaflı cümleler sarf
ettiği iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucunda düzenlen 17/01/2019 tarihli
soruşturma raporunda özetle; davacının jandarmalara ve muhtara ''o.ç muhtar
nerde, sana da o.ç müdüre de soracağım, o.ç, lan o.ç müdürü neden telefon ile
aradın da bana laf söyletiyorsun, ben o o.ç müdür ve senle görüşeceğim'' gibi
sinkaflı cümleler sarf ettiğinin tanık ifadeleri ile sabit olduğunun tespit
edildiği, davacının bu fiiline uyan ve yukarıda metnine yer verilen 657 sayılı
Yasa'nın 125/D-l maddesi uyarınca 3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası
ile cezalandırılması yönünde getirilen teklif neticesinde "2 yıl kademe
ilerlemesinin durdurulması" cezası ile tecziyesine karar verilmesi üzerine
bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda, davalı idare
tarafından dosyaya sunulan soruşturma raporu, davacı ve tanık ifadeleri ile
diğer bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının jandarmalara ve muhtara
hakarette bulunduğu ve tehdit ettiği iddiasının sübuta erdiği, bu nedenle tesis
edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı'' gerekçesiyle davanın
reddine dair Mersin 1. İdare Mahkemesinin 27/12/2019 gün ve E:2019/654, K:2019/1403
sayılı kararının, davacı vekili tarafından; soruşturmada adı geçenlerin
davacının amiri ve himayesinde çalışan iş arkadaşları olmadığı, mesleğinde başarılı
olduğu, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının mesleğinde ilerlemesine
engel olacağı, hukuka ve mevzuata aykırı olduğu ileri sürülerek istinaf yoluyla
kaldırılması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Dava konusu işlemin ve istinafa konu kararın
usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülerek istinaf isteminin reddi gerektiği
savunulmuştur.
Karar veren Adana Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava
Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:
Dava; Mersin İli, Erdemli Devlet Hastanesinde doktor olarak
görev yapan davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 125/D-l maddesi uyarınca 2 yıl süreyle Kademe İlerlemesinin
Durdurulması cezası ile tecziye edilmesine dair 20/03/2019 tarih ve 5 sayılı
kararının iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-l maddesine;
"Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette
bulunmak veya bunları tehdit etmek," fiilinin kademe ilerlemesinin
durdurulması cezasını gerektirdiği hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, Erdemli Devlet Hastanesinde
doktor olarak görev yapmakta olan davacı hakkında, Erdemli İlçe Sağlık
Müdürlüğüne bağlı ... Mahallesinde açılan ... Geçici Sağlık İstasyonunda
05.07.2018 tarihi saat 22.00 civarlarında gerçekleşen yangın ile ilgili olarak;
yangına davacının sebebiyet verdiği, ayrıca yangın öncesinde muhtara, yangın
sonrasında kolluk kuvveti personellerine sinkaflı cümleler sarf ettiği
iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucunda düzenlen 17/01/2019 tarihli
soruşturma raporunda özetle; davacının jandarmalara ve muhtara ''o.ç muhtar
nerde, sana da o.ç müdüre de soracağım, o.ç, lan o.ç müdürü neden telefon ile
aradın da bana laf söyletiyorsun, ben o o.ç müdür ve senle görüşeceğim'' gibi sinkaflı
cümleler sarf ettiğinin tanık ifadeleri ile sabit olduğunun tespit edildiği,
davacının bu fiiline uyan ve yukarıda metnine yer verilen 657 sayılı Yasa'nın
125/D-l maddesi uyarınca 3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile
cezalandırılması yönünde getirilen teklif neticesinde "2 yıl kademe
ilerlemesinin durdurulması" cezası ile tecziyesine karar verilmesi üzerine
bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma
düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine karşı düzenlenen idari
yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılabilmek gibi ağır
sonuçlara neden olabilen disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle
Anayasa'nın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi
tutulmuştur.
"Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi uyarınca, ceza
yaptırımına bağlanan her bir fiilin tanımının yapılması ve kanunun ne tür
fiilleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde
belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra,
suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu
görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya
konulması da zorunludur. Sözkonusu fiil, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa
verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta; davacıya isnat edilen fiilin sabit olduğu
anlaşılmakta ise de; olayın gerçekleştiği zaman dilimi ve yerde gerek muhtarın
gerekse jandarma görevlilerinin davacının amiri, maiyeti, iş arkadaşları veya
iş sahipleri olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp söz konusu fiilin
"Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette
bulunmak veya bunları tehdit etmek" suçu kapsamında bulunmadığı açıktır.
Bu haliyle davacının fiilinin, anılan Kanun hükmündeki suç tanımına uymadığı,
diğer bir ifadeyle, 657 sayılı Kanunun 125/D-l maddesiyle örtüşmediği ve
disiplin hukukunda yer alan "tipiklik" şartının gerçekleşmediği
anlaşılmış olup, bu sebeple davacının tecziyesine yönelik dava konusu işlemde
hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun kabulüne,
istinafa konu kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, davacı
tarafından ilk dava aşamasında yapılan 141,15-TL ve istinaf aşamasında yapılan
241,60-TL yargılama giderleri toplamı olan 382,75-TL yargılama gideri ile işbu
kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret
Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00-TL avukatlık ücretinin davalı tarafından
davacıya ödenmesine, artan posta ücretinin Mahkemesince istinaf yoluna
başvurana iadesine, 23.09.2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar
verildi.