Geçen maaş bordrolarına baktım hatırladığım kadarıyla:
Hakim/cumhuriyet savcısı adayı maaşı 16-19 bin TL.
1.Sınıfa ayrılmamış hakim/cumhuriyet savcısı maaşı: 25-30 bin TL civarı.
1. sınıfa ayrılmış hakim/cumhuriyet savcısı maaşı 45-50 bin TL.
1. sınıfa ayrılmak için uzun yıllar çalışman gerekiyor. Teftişler var terfiler falan var olumsuz terfi almaman lazım v.s.
Ben 21 yaşımda zabıt katibi olarak adliyede çalışmaya başladım. 11 yıllık zabıt katibiyim. Mahkemede de görev yaptım savcılıkta da. Şunu söyleyeyim gerek Hakimlik olsun gerekse Cumhuriyet Savcılığı olsun her biri tabiki çok kutsal görevler. Ancak ben Cumhuriyet Savcılığı kısmına değinmek istiyorum. Eğer Cumhuriyet Başsavcısı değilsen adeta bir memur gibisin. Yıllık izninden tut da yazdığın iddianamelere, takipsizlik kararlarına kadar başsavcı ne diyorsa o oluyor, koca cumhuriyet savcısı olmuşsun önünü ilikleyip başsavcıdan "müsadenizle haftaya izin alabilir miyim" diye soruyorsun mesela. Sen topladığın delillere göre, adalet anlayışına göre, hakkaniyetine göre sayfalarca iddianame yazarsın başsavcıya onaya sunarsın başsavcı "takipsizlik yazalım" diye iade eder, ya da suç oluşmamış diye takipsizlik yazarsın başsavcı "iddianame yazalım" diye takipsizlik kararını iade eder yapacak bir şeyin yok. Yani başsavcı senin amirin o ne derse o oluyor. İşte lojmandan sorumlu savcı, adliye nöbetçi kulübesinden sorumlu savcı, arşivden sorumlu savcı, yemekhaneden sorumlu savcı v.s gibi bazen angarya işleri olabiliyor. Bunun yanında dediğim gibi hiyerarşi durumu var. Hakimler görevlerini yaparken daha bağımsızlar ve tek işleri önlerine gelen dosyalar savcılarınki gibi angarya işleri yok.
Velhasıl dediğim gibi 11 yıllık katibim bu süreçte adliyelerin durumunu, hakim ve cumhuriyet savcılarının yaşadıklarını, işin stresini, personellerin durumunu, duruşma stresini, maaşını v.s görünce adliyeden kurtulmak için gece gündüz çalışıp hukuk fakültesi kazandım ve tanrıya şükür bitti ve ben de artık yavaştan gelecek planlarımı yapmaya başladım. Her şey söylenmiyor arkadaşlar. İşte siyasetin yargıya müdahalesi, sosyal medyanın yargı üzerindeki baskısı, kanunu uyguladığın için sosyal medyadan linç yemen v.s işte bunları düşünün yani. Kanun diyor ki haksız tahrik varsa indirim uygulamak "zorundasın", haksız tahrik indirimi uyguladığın için "zorundasın" şeklinde kanunu çıkaran meclis değil de kanunu uygulamak zorunda olan hakim linç yiyor "tecavüzcüye haksız tahrik uyguladı" diye. Yani toplumun cehaleti, hukuk bilmezliği, toplumun her konuda bir fikrinin olması artık insanı bir yerden sonra yıldırabilir. Avukatlık bana daha cazip geliyor. Hakim ve Cumhuriyet Savcılarının 4-5 yılda bir tayin durumları da var tabi onu da göz ardı etmemelisin. İzmir'de otururken tası tarağı toplayıp Diyarbakır'a tayin olma durumun var. Çocuğun düzeni, okulu, sosyal çevren v.s zor bir durum. Avukatların geçim sıkıntısı yaşadıkları da bir gerçek karışık durumlar iki ucu sivri değnek gibi.
Geçen maaş bordrolarına baktım hatırladığım kadarıyla:
Hakim/cumhuriyet savcısı adayı maaşı 16-19 bin TL.
1.Sınıfa ayrılmamış hakim/cumhuriyet savcısı maaşı: 25-30 bin TL civarı.
1. sınıfa ayrılmış hakim/cumhuriyet savcısı maaşı 45-50 bin TL.
1. sınıfa ayrılmak için uzun yıllar çalışman gerekiyor. Teftişler var terfiler falan var olumsuz terfi almaman lazım v.s.
Ben 21 yaşımda zabıt katibi olarak adliyede çalışmaya başladım. 11 yıllık zabıt katibiyim. Mahkemede de görev yaptım savcılıkta da. Şunu söyleyeyim gerek Hakimlik olsun gerekse Cumhuriyet Savcılığı olsun her biri tabiki çok kutsal görevler. Ancak ben Cumhuriyet Savcılığı kısmına değinmek istiyorum. Eğer Cumhuriyet Başsavcısı değilsen adeta bir memur gibisin. Yıllık izninden tut da yazdığın iddianamelere, takipsizlik kararlarına kadar başsavcı ne diyorsa o oluyor, koca cumhuriyet savcısı olmuşsun önünü ilikleyip başsavcıdan "müsadenizle haftaya izin alabilir miyim" diye soruyorsun mesela. Sen topladığın delillere göre, adalet anlayışına göre, hakkaniyetine göre sayfalarca iddianame yazarsın başsavcıya onaya sunarsın başsavcı "takipsizlik yazalım" diye iade eder, ya da suç oluşmamış diye takipsizlik yazarsın başsavcı "iddianame yazalım" diye takipsizlik kararını iade eder yapacak bir şeyin yok. Yani başsavcı senin amirin o ne derse o oluyor. İşte lojmandan sorumlu savcı, adliye nöbetçi kulübesinden sorumlu savcı, arşivden sorumlu savcı, yemekhaneden sorumlu savcı v.s gibi bazen angarya işleri olabiliyor. Bunun yanında dediğim gibi hiyerarşi durumu var. Hakimler görevlerini yaparken daha bağımsızlar ve tek işleri önlerine gelen dosyalar savcılarınki gibi angarya işleri yok.
Velhasıl dediğim gibi 11 yıllık katibim bu süreçte adliyelerin durumunu, hakim ve cumhuriyet savcılarının yaşadıklarını, işin stresini, personellerin durumunu, duruşma stresini, maaşını v.s görünce adliyeden kurtulmak için gece gündüz çalışıp hukuk fakültesi kazandım ve tanrıya şükür bitti ve ben de artık yavaştan gelecek planlarımı yapmaya başladım. Her şey söylenmiyor arkadaşlar. İşte siyasetin yargıya müdahalesi, sosyal medyanın yargı üzerindeki baskısı, kanunu uyguladığın için sosyal medyadan linç yemen v.s işte bunları düşünün yani. Kanun diyor ki haksız tahrik varsa indirim uygulamak "zorundasın", haksız tahrik indirimi uyguladığın için "zorundasın" şeklinde kanunu çıkaran meclis değil de kanunu uygulamak zorunda olan hakim linç yiyor "tecavüzcüye haksız tahrik uyguladı" diye. Yani toplumun cehaleti, hukuk bilmezliği, toplumun her konuda bir fikrinin olması artık insanı bir yerden sonra yıldırabilir. Avukatlık bana daha cazip geliyor. Hakim ve Cumhuriyet Savcılarının 4-5 yılda bir tayin durumları da var tabi onu da göz ardı etmemelisin. İzmir'de otururken tası tarağı toplayıp Diyarbakır'a tayin olma durumun var. Çocuğun düzeni, okulu, sosyal çevren v.s zor bir durum. Avukatların geçim sıkıntısı yaşadıkları da bir gerçek karışık durumlar iki ucu sivri değnek gibi.