Doçentlik unvanını almış, ancak doçentlik kadrosuna atan(a)mamış olanların 15.01.2023 tarihinden iti

Bir çok arkadas ve sendika dava açacak herkes hakkını arasın sessiz kalmayin

27subat tarihinde herkes sesini duyuracak siyasilere ve sendikalara dilekçe gonderecek

Merhabalar. Doçentlik belgesi e-devlette oluşturulduğunda bu belgeyi rektörlük personele mi ibraz etmek gerekiyor. BU belge ile Doçentlik kadrosunun hangi haklarından yararlanabiliyoruz? En son maaş anlamında bir katkısının olmadığı yönünde bir karar alınmış diye duydum. Okuldaki kadromuz doçent olmadıkça şu aşamada doçentliğin bize katkısı nedir ?

Dava açan bir cok arkadaşlardan dava sonucu belli olan var mı

https://www.memurlar.net/haber/1064306/docent-unvanli-akademisyenler-icin-cb-den-onemli-gorus.html

Cumhurbaşkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü görüşü:

"Haklarında mahkeme kararı uyarınca doçentlik ek göstergesini unvana dayalı olanların 5434 sayılı Kanuna tabi olmaları ve en az altı ay 4800 ek göstergeden yararlanmaları halinde, bu kişilerin ek göstergelerinin aynı şekilde ödenmeye devam edebileceği,

-Bunun dışında haklarında verilmiş bir mahkeme kararı olmayanlar ile 5510 sayılı Kanuna tabi tüm öğretim elemanları hakkında kadro unvanına dayalı olarak ek göstergenin ödenmesi gerektiği,"

Sistem ve sistemin aktörlerinin yorumları evlere şenlik gerçekten. Doçent unvanlı akademisyenleri bile kendi içinde ayrımcılığa tabi tutan bir sistem ve yorum söz konusu:

Haklarında mahkeme kararı olanlar - Haklarında mahkeme kararı olmayanlar

5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi olanlar - 5510 sayılı Kanuna tabi olanlar.

Sorsan neden böyle bir ayrım yapıyorsun? Eiiiiüüü, yok kanun maddesi, yok mahkeme kararı.... bla bla bla....

Yahu kardeşim kanunu yapan sizsiniz, değiştiren sizsiniz, işinize geldi mi mahkeme kararına uyan sizsiniz uymayan sizsiniz. Baha bulmaya çalışmayın, adam gibi "ödemiyoruz lan var mı diyeceğiniz" deyin, en azından akademisyen sorunun kaynağını net görsün.

Mahkeme kararları varsa bu karar emsal teşkil eder.

doçent unvanını alalı yıllar geçti ama üniversitem kadroya atanmadığım gerekçesiyle doçent ek göstergesinden beni yararlandırmadı. yani geçtiğimiz ocaktaki düzenlemeden önce de ben doçentlerin mali haklarından yararlandırılmadım. geçmiş emsal kararları, farklı sendikaların duyurularını eklediğim dilekçeme olumsuz olarak bile yanıt verilmedi. mahkemeye de veremiyorum, çünkü halen sözleşmeli bir kadroda çalıştırılıyorum. görünürde ek gösterge doçent kadrosuna atanmaya bağlanarak üniversiteler arası uygulama farklılığına (kimisi veriyor kimisi vermiyordu) son verilmiş olsa da mağduriyetimiz sürüyor. resmi görüşler, doçent unvanı alanlara "mali hakları verilmeli" dese de her birimizin tek tek mahkemeye vermesi mi gerekiyor? yıllardır maaşım 2-3 bin lira eksik yatıyor, bir de mahkeme masrafı mı çekmem gerekiyor? en çok zoruma giden ise bunca emeğin, çalışmanın karşılığı bu mu olmalıydı? ben öğrenciyken, hocalarımız doçent olacaktı da üstüne yıllarca kadrosuz bırakılacaktı?! not. yükseltme koşullarını sağlıyorum, buna rağmen kadrom verilmiyor.

Yazıklar olsun be

Merhaba. Benim biraz bu konuyla ilgili bir sorum var. Bildiğiniz gibi bazı üniversiteler doçent atamalarında ÜAK'ın belirlediği kriterleri değil kendi kriterlerini kullanıyor.

Bir akademisyen çalıştığı üniversitenin doçentlik atama kriterlerini sağlıyorsa ama ÜAK kriterlerini sağlamıyorsa, doçentlik ataması yapılır mı ya da doçent ünvanı verilir mi?

Doçent unvanını ÜAK verir. ÜAK kriterini sağlamadan doçent olunmaz.

Doktor Öğretim Üyeleri kadroya geçirilmelidir. Çalışma motivasyonumuz çok düşük. Bunu düşünerek iş hayatımızda mutsuzuz. Bunu bilen iyi anlar

Benim anlamadığım şu; Kanun çıkarılmış,kanuna göre hak edilmiş ancak bu hak edilen belgenin bir geçerliliği yok. Üniversiteler bu belgeyi kabul etmiyor veya ek koşullar koyarak kadro verilmiyor. o zaman bu belgeyi elde etmek için ne diye çırpınıyoruz. Kadrolar zaten rektörlerin zimmetinde istediklerine yerine göre de keyfi dağıtılıyor. Belge de olsa onlara göre geçersiz öyle değil mi?

Tamam anlaşıldı ama kadro almanın veya vermekte aşılmaz kriterler getirmenin ne manası var. UAKbir üst makam değil mi Jürilerden geçilmiş,seçkin komisyonlardan da okey verilmiş,sayın başkanı da imzalamış ünvanı almaya binbir zahmetle hak kazanmış. sıra kadro vermeye gelince dur bir dakika sen bizim kriterlerimize uymuyorsun demek biraz insafa sığmıyor gibi geliryor bana.

Aslında mantıklı olan bu ancak üniversiteler arası kalite farkı dolayısıyla aynı kriterler geçerli olmaması da normal. Boğaziçi Odtü ile Hakkari karstaki üniversite bir olmuyor. Yani burada sorun hem üniversitelerin merkezi olarak YÖKe (ve dolayısıyla doçentlikte ÜAKa) bağlı olması hem de aynı zamanda özerk kurumlar olması, bu bunu gerekli kılıyor. Üniversitelere özerklik verilmezse de ilerle olmaz.

Kıymetli hocam,

https://forum.memurlar.net/konu/2536371/

Bu konuya katılır mısınız? Sizin engin tecrübeleriniz ve belki de hukuki açıdan sağlayacağınız hizmete talip olan olabilir.

Bizi bilgilendirir misiniz?

Aynı üniversitede çalışılıyor ve akademik çalışmalarını tamamlayarak doçentlik ünvanı alınıyor. Ancak, bu başarı kadrosu verilerek ödüllendirilmiyorsa bu durum akademisyenin çalışma şevkini kırmaz mı? Yapılan maddi teşvikler elbette bir fayda sağlar ama kadrosu verilmediğinde akademik camiada bir noksanlık değil mi? Kadrolar rektörün takdirinde ise bunun objektifliği de ayrı bir sorun. Hak edene hakkının verilmesi önemli bir eşitlik ilkesi değil mi? Bekliyoruz...

merhaba,

dava açıp sonuçlanan var mı