Bu giyim yardımının şu ana kadar alınamama sebebi yetkili sendikadır. Mevzuata ve hakkaniyete aykırı olacak şekilde tüm memurlar alsın diye uğraşırken teknik personelin zaten bitap halini iyice düşürmüştür. Teknik personel dengi meslek gruplarından mali ve özlük hakları açısından fark yemesine rağmen, elinde kalan tek yan gelir olan giyim yardımını da kaybetmiştir. Bu noktada maaş/sorumluluk oranında yapılması en mantıksız meslek grubu haline "getirilmiştir". Öyle ki aylık ortalama bazında bir işçiyle arasındaki maaş farkı 6-7 bin TL'ye kadar düşmüş, eğitim, sorumluluk, sıralama ve atanma puanı açısından kendisinden çok daha düşük "memur" gruplarından bile daha az maaş almak durumunda bırakılmıştır. Sistematik bir şekilde sağlık çalışanlarına ve öğretmenlere ve hakim-savcılara getirilen "tekil" düzenlemeler, mühendis ve teknik personele gelme bahsi geçtiğinde bile tüm sendikalar ağız birliğiyle "tekil düzenlemelere, iş barışının bozulmasına karşıyız" nidaları atmaya başlamış; meslek onurumuzu kaybettirmişlerdir. Kamuda çalışan mühendisler, bulundukları konum itibariyle ve aldıkları eğitime binaen getirdikleri alternatif çözüm önerileriyle şu ana dek devletimize milyarlarca TL getiri sağlamışken, bir kamu mühendisi bir proje revizyonu ile devleti 20-30 milyon TL kara geçirebiliyorken kendisi üvey evlat muamelesi görmekte ama yine de meslek onurunu yitirmemeye çalışarak görevini layıkıyla icra etmeye çalışmaktadır. Oysa onu motive edecek hiçbir şey kalmamıştır. Çalıştığı kurumdaki işçilerin hadsizliğine maruz kalmakta ve aldıkları maaş öğrenildiğinde alaya alınmakta ve hatta iyi ki okumamışız şunların haline bak laflarının öznesi olmak durumunda kalmaktadır. Velhasıl kelam, kamu mühendislerinin bu içler acısı vaziyeti bu ülkenin bilime ve tekniğe verdiği değerin bir göstergesidir...
Bu giyim yardımının şu ana kadar alınamama sebebi yetkili sendikadır. Mevzuata ve hakkaniyete aykırı olacak şekilde tüm memurlar alsın diye uğraşırken teknik personelin zaten bitap halini iyice düşürmüştür. Teknik personel dengi meslek gruplarından mali ve özlük hakları açısından fark yemesine rağmen, elinde kalan tek yan gelir olan giyim yardımını da kaybetmiştir. Bu noktada maaş/sorumluluk oranında yapılması en mantıksız meslek grubu haline "getirilmiştir". Öyle ki aylık ortalama bazında bir işçiyle arasındaki maaş farkı 6-7 bin TL'ye kadar düşmüş, eğitim, sorumluluk, sıralama ve atanma puanı açısından kendisinden çok daha düşük "memur" gruplarından bile daha az maaş almak durumunda bırakılmıştır. Sistematik bir şekilde sağlık çalışanlarına ve öğretmenlere ve hakim-savcılara getirilen "tekil" düzenlemeler, mühendis ve teknik personele gelme bahsi geçtiğinde bile tüm sendikalar ağız birliğiyle "tekil düzenlemelere, iş barışının bozulmasına karşıyız" nidaları atmaya başlamış; meslek onurumuzu kaybettirmişlerdir. Kamuda çalışan mühendisler, bulundukları konum itibariyle ve aldıkları eğitime binaen getirdikleri alternatif çözüm önerileriyle şu ana dek devletimize milyarlarca TL getiri sağlamışken, bir kamu mühendisi bir proje revizyonu ile devleti 20-30 milyon TL kara geçirebiliyorken kendisi üvey evlat muamelesi görmekte ama yine de meslek onurunu yitirmemeye çalışarak görevini layıkıyla icra etmeye çalışmaktadır. Oysa onu motive edecek hiçbir şey kalmamıştır. Çalıştığı kurumdaki işçilerin hadsizliğine maruz kalmakta ve aldıkları maaş öğrenildiğinde alaya alınmakta ve hatta iyi ki okumamışız şunların haline bak laflarının öznesi olmak durumunda kalmaktadır. Velhasıl kelam, kamu mühendislerinin bu içler acısı vaziyeti bu ülkenin bilime ve tekniğe verdiği değerin bir göstergesidir...