Hocam, bu konudaki hassasiyetiniz için teşekkür ederim. Şimdi, akademisyenlerin sözleşmeli çalıştırılmasından yana olan bürokratların hatta sarı sendika başkanlarının bir oyununu ifşa edeceğim. Karşımızdakilerin ne kadar zekice ve ince düşündüklerini, bu konuda bizlerin de onlardan geri kalmaması gerektiğini hep beraber görelim. Bu saydığım kişiler şu ifadeyi kullanıyorlar:
- Sözleşmeli üniversite çalışanlarına da kadro verildi, 50/D'li araştırma görevlileri 33/A'ya geçirildi.
50/D, doktora bitiminde işten atılma garantisi olan, bursiyerliğin memuriyet süsü verilmiş hâlidir. Akademiye gönül vermiş insanların en güzel yıllarını sömürmek için icat edilmiş bir statüdür. 50/D'deki araştırma görevlileri 33/A'ya aktarılınca, daha yeni sözleşmeli statüye geçmiş oluyorlar ve doktora bitiminde işten atılma garantileri ortadan kalkıyor.
Şimdi biz, "Sözleşmeli akademisyenler kadroya geçirilsin." dedikçe karşı taraf da "E geçirildiler ya, 50/D'liler 33/A'ya aktarıldılar ya, siz gündemi de mi takip etmiyorsunuz? Gündemi takip etmeden neden dezenformasyon yapıyorsunuz?" diye atar gider yapacak bize. Kabul edelim: Zekice!
Ama biz de aptal değiliz. Yemezler. Hatta, 50/D'lilerin 33/A'ya geçirilmesi sürecinde 50/D kadrosu ortadan kalkmadı diye biliyorum. Yeni alımlar gene 50/D ile olacak muhtemelen. Ve ileride bizler "Akademideki sözleşme sorunu çözülsün." dersek onlar da "Haa, tamam, sizin sesinizi duyduk. Mevcut 50/D'lileri 33/A'ya aktaralım." diyecekler.
Bıkmadan, usanmadan yazmaya devam:
- Doktor Öğretim Üyeleri
- Öğretim Görevlileri
- 33/A Araştırma Görevlileri
en az lise mezunu bir memur kadar iş güvencesi istiyorlar.
Hocam, bu konudaki hassasiyetiniz için teşekkür ederim. Şimdi, akademisyenlerin sözleşmeli çalıştırılmasından yana olan bürokratların hatta sarı sendika başkanlarının bir oyununu ifşa edeceğim. Karşımızdakilerin ne kadar zekice ve ince düşündüklerini, bu konuda bizlerin de onlardan geri kalmaması gerektiğini hep beraber görelim. Bu saydığım kişiler şu ifadeyi kullanıyorlar:
- Sözleşmeli üniversite çalışanlarına da kadro verildi, 50/D'li araştırma görevlileri 33/A'ya geçirildi.
50/D, doktora bitiminde işten atılma garantisi olan, bursiyerliğin memuriyet süsü verilmiş hâlidir. Akademiye gönül vermiş insanların en güzel yıllarını sömürmek için icat edilmiş bir statüdür. 50/D'deki araştırma görevlileri 33/A'ya aktarılınca, daha yeni sözleşmeli statüye geçmiş oluyorlar ve doktora bitiminde işten atılma garantileri ortadan kalkıyor.
Şimdi biz, "Sözleşmeli akademisyenler kadroya geçirilsin." dedikçe karşı taraf da "E geçirildiler ya, 50/D'liler 33/A'ya aktarıldılar ya, siz gündemi de mi takip etmiyorsunuz? Gündemi takip etmeden neden dezenformasyon yapıyorsunuz?" diye atar gider yapacak bize. Kabul edelim: Zekice!
Ama biz de aptal değiliz. Yemezler. Hatta, 50/D'lilerin 33/A'ya geçirilmesi sürecinde 50/D kadrosu ortadan kalkmadı diye biliyorum. Yeni alımlar gene 50/D ile olacak muhtemelen. Ve ileride bizler "Akademideki sözleşme sorunu çözülsün." dersek onlar da "Haa, tamam, sizin sesinizi duyduk. Mevcut 50/D'lileri 33/A'ya aktaralım." diyecekler.
Bıkmadan, usanmadan yazmaya devam:
- Doktor Öğretim Üyeleri
- Öğretim Görevlileri
- 33/A Araştırma Görevlileri
en az lise mezunu bir memur kadar iş güvencesi istiyorlar.
Pharm , 1 yıl önce
Dr. Öğr. Üyesi, Öğr. Gör. ve Arş. Gör. Her üçüde kadro karşılığı sözleşmeli olarak çalışan akademisyenlerdir. Üniversite kurumları da bunu kullanarak daimi kadrolu akademisyenlerini üzmeden yoğun işleri bu üç ünvanlı akademisyenler üzerinden yürütmektedir. Biz ne kadar daimi kadro güvencesi istesek de şuan bir kısım daimi kadrolu akademisyenler bu duruma kafa çevirerek görmezden gelmektedirler. Yani anlayacağın bizim sorunumuz kendi kurumumuzun bu üç ünvana sahip çıkmamamasıdır. Buna rağmen sesimiz az da çıksa hep çıkarmalıyız, bir gün bunu duyacak tilki kulaklı birine/birilerine denk geleceğiz. Eldeki tüm bürokrat bağlantıların sıcak tutulması bu sorunun çözülmesi için aktif rol oynamaktadır. Şahsım adına ne çaba gerekiyorsa vermeye hazırım.