Editörler : F16 Gökçen

Esekherif
Aday Memur
30 Eylül 2023 23:34

Namusluluk Üzerine

Ormanda yaşamayı, şehirde yaşamaya yeğlerim. Niye mi?

Çünkü şehirlerde çok azgınlık var.

Azgın bir dişinin eline düşmektense, bir katilin eline düşmek daha iyidir.

.

Şu erkeklere bir bakın. Bir kadınla yatmaktan başka, dünyada başka bir şey tercih etmediği nasıl da gözlerinden okunuyor.

Ruhların dibi bataklıktır. Bataklıkların bir de zekası varsa, ne yazık!...

Hiç olmazsa hayvan olsaydınız; fakat hayvan olmak için masum olmak gerekir.

Duygularınızı öldürmenizi mi önersem?..

.

Duygularınıza namus öneriyorum.

.

Namus bazılarınca bir erdemdir; fakat birçokları için hemen hemen bir günahtır.

.

Bunlar kendilerini tutarlar; fakat şehvet denen dişi köpek her şeyi kıskançlıkla belli eder.

Şehvet köpeği, kendisinden biraz et esirgendiği zaman bir parça akıl için dilenmesini her zaman bilir!

.

Siz dramları ve kalp burkan şeyleri seversiniz, fakat ben sizdeki dişi köpeğe karşı güvensizim.

.

Gözleriniz bana pek zalim gelir ve sıkıntı içinde olanlara şehvetle bakarsınız.

.

Şehvetiniz kıyafet değiştirerek acıma ismini almadı mı?

.

Namus, kime zor gelirse vazgeçmeli. Ta ki bir cehennem yolu kapanana kadar. Bu, ruhun bataklığı ve azgınlığıdır.

.

Kirli şeylerden mi söz ediyorum? Bence işin en kötüsü bu değildir.


Esekherif
Aday Memur
03 Ekim 2023 10:41

Insan, sevgisini soğutacak kadar anlaşılmaz değil, insan aklını uyuşturacak kadar açık değil...

Dünya, bana bugün arkasından kötü şeyler söylenen, oysa insanca, iyi olan bir şey gibi göründü.

Rüyama ne kadar teşekkür etsem azdır ki, bugün erkenden dünyayı tarttım!

Rüyam bana bugün insanca, iyi bir şey olarak gö- ründü. Bu hülya ve bu gönüller avutucusu!

Ben de gündüz ona aynı şekilde karşılık vermeliyim ve onun en iyi tarafını öğrenmeliyim!

Şimdi ben de, en kötü üç şeyi teraziye vurayım ve insanca iyi tartayım.

Kutsamasını öğreten, lanetlemesini de öğretmiştir. Şimdi dünyada en çok lanetlenen üç şey nedir? Bunu teraziye vurmak isterim!

Şehvet, hükmetme isteği, bencillik... Şimdiye kadar en çok lanet edilen ve en çok iftiraya uğrayan üç şey bunlardır. Şimdi bu üç şeyi insanca, iyi tartayım.

Pekâlâ! İşte benim dağım, karşıda deniz: Deniz, o eski, yüz başlı, önemli, sevdiğim deniz.

Yumak yumak, sadık ve vahşi deniz. Yuvarlanıp gelen denizi teraziye vurayım.

Bir de tanık seçeyim ki baksın. En yalnız, keskin kokulu, geniş kubbeli ağaç, sevdiğim ağaç seni tanık tutuyorum!

Şimdi bu, hangi köprü üstünde oluyor? Nasıl bir kuvvet, yükseklikleri aşağıya doğru zorluyor ve en yüksek şey nedir? Yukarı doğru çıkmak? Şimdi terazi hazır ve

dolduruyor. Bir kefesine üç ağır soruyu atıyorum. Öteki kefesi üç cevap taşıyacak.


Esekherif
Aday Memur
04 Ekim 2023 10:47

Gerçekten, bizzat ben, sizi bir zamanlar çıplak ve boyasız görerek ürkmüş bir kuş halindeydim ve o iskelet, bana bir de aşk işareti yapınca kaçtım. Toprak altında ırgat olmayı ve geçmişin gölgesinde kalmayı tercih ederim, çünkü toprak altındakiler sizden daha olgun ve dolgundurlar.

Ey zamane adamları, beni üzen şu ki, sizin ne çıplak, ne de giyinmiş halinize dayanabilirim.

Gerçeğin bütün korkunçluğu ve yollarını şaşırmış kuşlara ürperti veren her şey, sizin gerçek dediğiniz şeylerden daha içten ve daha yumuşaktır, çünkü siz: "Biz. imanı ve boş inanışı olmayan, tamamen gerçek insanlarız" diyorsunuz.

Göğsünüzü öyle bir kabartıyorsunuz ki... Hatta bunu göğsünüz olmadığı halde bile yapıyorsunuz.

Evet ey alaca bulacalar, siz nasıl inanabilirdiniz? Siz ki bütün inanılmış şeylerden meydana gelmiş bir tablosunuz... Siz, bizzat imanın değişen inkarısınız ve her düşüncenin kolunu bacağını kırarsınız.

Ey gerçek insanlar, ben size "inanılmazlar" diyorum. Sizin ruhlarınızda bütün zamanlar birbirini çekiştiriyor ve bütün zamanların rüyaları ve dedikoduları sizin uyanıklığınızdan daha gerçektir.

Siz kısırsınız. Onun için imanınız yok; fakat yaratmaya mecbur olan, hep gerçek rüyalarına ve yıldız işaretlerine sahiptir ve her zaman imana inanır. Siz önünde mezarcılar bekleyen yarı açılmış kapılarsınız.

Sizce gerçek şu: "Her şey harcanmaya değerdir."

Ey kısırlar, karşımda ne cılız duruyorsunuz! Içinizde niceleri bunun farkındadır ve şöyle der: "Ben uyurken bir tanrı gizlice ben-den bir şey çaldı. Bir kadın yapmaya yetecek kadar birşey

Benim cılızlığım ne tuhaftır." Birçok zamane adamı böyle konuşur.

cılızlığım ne tuhaftır." Birçok zamane adamı böyle konuşur.

Ey zamane adamları, siz gülünç şeylersiniz. Hele kendinize şaştığınız anlarda çok garip oluyorsunuz. Sizin şaşkınlığınıza gülemeseydim ve çanağınızdaki iğrenç şeyleri yutmaya mecbur olsaydım halim pek yaman olurdu!

Fakat ben hafif bir yük taşımaya mecbur olduğum için sizi hafife alacağım.


Esekherif
Aday Memur
04 Ekim 2023 11:03

Son satır,Fakat ben ağır bir yük taşımaya mecbur olduğum için sizi hafife alacağım şeklinde olacak.


Esekherif
Aday Memur
05 Ekim 2023 18:56

Dostunu uyurken gördün mü?

Görünümü sana dehşet vermedi mi? Ah dostum, insan aşılması gereken bir şeydir.

Sezmek ve susmak konusunda dost usta olmalı. Her şeyi görmek istememelisin.

Dostunun uyanıkken ne yaptıgını rüyan meydana çıkarmalı.

Senin öngörüşün, dert ortaklığın olmalı. Ta ki dostunun dert ortaklığı edip etmeyeceğini bilene kadar.

O, sende belki keskin gözü ve sonsuz bakışını seviyor.

Dostuna olan dert ortaklığın sert bir kabuk altında saklanmalı ve bir dişin bu kabuğu ısırırken kırılmalı.

O böyle tatlanır ve lezzetlenir. Dostun için temiz hava, yalnızlık, ekmek ve ilaç mısın? Bazıları kendi zincirlerini çözemezler; fakat dostlarının kurtarıcıları olabilirler.

Köleysen dost olamazsın. Uzaksan dost olamazsın.

Kadın da pek uzun zaman köle olarak saklandı. Onun için kadın, dostluğu bilmez. O, yalnız aşkı bilir.

Kadının aşkında sevmediği her şeye karşı haksızlık ve körlük vardır.

Kadının bilinçli aşkında bile ışık yanında karanlık, yıldırım ve baskın vardır.

Kadın henüz dostluğa elverişli değildir. Kadınlar, henüz kedidirler veya kuşturlar. Olsa olsa inektirler. Kadın henüz dostluğa elverişli değildir; fakat erkekler, söyleyin içinizde kim dostluğa yeteneklidir?

Ah, ey erkekler!.. Sizin ruh cimriliğiniz ve yoksunluğunuz.

Dostunuza verebildiğiniz kadarını ben düşmanıma verebilirim... ve bununla yoksullaşmam.

Arkadaşlık var, dostluk da olmalı.

Zerdüşt, böyle buyurdu.

Toplam 25 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi