Yaz tatilinden ve haftalık 21 saat çalışma imkanının bulunmasından dolayı öğretmenlik mesleği, kendi işinden, çalışma koşullarından memnun olmayıp mutsuz olan farklı iş sektöründeki çoğu insana cazip gelmekte...
Türk toplumunun oluşturan insanlar, çocukluk döneminden getirdikleri başkalarının üzerinden kendini iyi hissetmek gibi bir alışkanlığa sahiptirler. bu nedenle sürekli bir kıyaslama içinde olurlar kıyas noktaları ise hep bir başkasıdır, başkalarını mihenk taşı alıp onun üstünden kendi mevcut durumlarını değerlendirirler. sağlıklı olmayan bu durum haset duygularının ortaya çıkmasına sebep olur.
Farklı sosyal medya platformlarında, sözlük tarzı sitelerde öğretmenlere karşı azımsanmayacak ölçüde kara propaganda yapılıyor. Az önce yine bir sözlükte okudum; bir kullanıcı tanıdığı bir öğretmenin İtalya'nın başkentini bilmediğini yazmış ve o bir öğretmenin bu durumunu Türkiye'deki bütün öğretmenlere genelleyerek öğretmenlerinin entelektüel seviyesinin düşük olduğunu belirterek daha az maaş almalarını gerektiğini belirtmiş. Bu sadece 15 dakika önce okuduğum bir yazıydı. Her gün öğretmenler aleyhine bir şeyler yazılıp çiziliyor.
Ben bunu yukarıda da değinmeye çalıştığım gibi, özellikle bunu yapan insanlar tarafından öğretmenlik mesleğinin çok rahat olarak algılanması ve bunun o insanlarda oluşturduğu haset duygularına bağlıyorum.
Burada ironik olan durum ise öğretmenlerin de aynı şeyi aynı çatı altında çalıştıkları rehber öğretmenlere yapmaları.
Rehber öğretmenlerle ilgili eleştirilere katılıyorum ama maalesef samimi bulamıyorum. Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek gibi geliyor bana. Elbette mesleki donanımı yetersiz, üniversite yıllarında ezberlediği sonra yarısını unuttuğu yüzeysel psikolojilerine sahip olan ama gelişim çağındaki bir bireye psikolojik yardımda bulunabilecek yetkinlik ve yeterlilikten yoksun birçok rehber öğretmen var. Ama aynı şey diğer branş öğretmenleri için geçerli değil mi? İngilizce, matematik, kimya, fizik, biyoloji, edebiyat öğretmenleri alanlarında kendilerini ne kadar donanımlı görüyorlar acaba?
Yaz tatilinden ve haftalık 21 saat çalışma imkanının bulunmasından dolayı öğretmenlik mesleği, kendi işinden, çalışma koşullarından memnun olmayıp mutsuz olan farklı iş sektöründeki çoğu insana cazip gelmekte...
Türk toplumunun oluşturan insanlar, çocukluk döneminden getirdikleri başkalarının üzerinden kendini iyi hissetmek gibi bir alışkanlığa sahiptirler. bu nedenle sürekli bir kıyaslama içinde olurlar kıyas noktaları ise hep bir başkasıdır, başkalarını mihenk taşı alıp onun üstünden kendi mevcut durumlarını değerlendirirler. sağlıklı olmayan bu durum haset duygularının ortaya çıkmasına sebep olur.
Farklı sosyal medya platformlarında, sözlük tarzı sitelerde öğretmenlere karşı azımsanmayacak ölçüde kara propaganda yapılıyor. Az önce yine bir sözlükte okudum; bir kullanıcı tanıdığı bir öğretmenin İtalya'nın başkentini bilmediğini yazmış ve o bir öğretmenin bu durumunu Türkiye'deki bütün öğretmenlere genelleyerek öğretmenlerinin entelektüel seviyesinin düşük olduğunu belirterek daha az maaş almalarını gerektiğini belirtmiş. Bu sadece 15 dakika önce okuduğum bir yazıydı. Her gün öğretmenler aleyhine bir şeyler yazılıp çiziliyor.
Ben bunu yukarıda da değinmeye çalıştığım gibi, özellikle bunu yapan insanlar tarafından öğretmenlik mesleğinin çok rahat olarak algılanması ve bunun o insanlarda oluşturduğu haset duygularına bağlıyorum.
Burada ironik olan durum ise öğretmenlerin de aynı şeyi aynı çatı altında çalıştıkları rehber öğretmenlere yapmaları.
Rehber öğretmenlerle ilgili eleştirilere katılıyorum ama maalesef samimi bulamıyorum. Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek gibi geliyor bana. Elbette mesleki donanımı yetersiz, üniversite yıllarında ezberlediği sonra yarısını unuttuğu yüzeysel psikolojilerine sahip olan ama gelişim çağındaki bir bireye psikolojik yardımda bulunabilecek yetkinlik ve yeterlilikten yoksun birçok rehber öğretmen var. Ama aynı şey diğer branş öğretmenleri için geçerli değil mi? İngilizce, matematik, kimya, fizik, biyoloji, edebiyat öğretmenleri alanlarında kendilerini ne kadar donanımlı görüyorlar acaba?