İdarecilerin Derse Girme Zorunluluğu

Yanlış bilgi içeren cahilce cümleler

Neresi yanlış.

Birçok ve bazı kelimelerini kullanarak istisna belirttim.

Mevzuat olarak da bir yanlış yok.

Tecrübe olarak yarı yaşımdan daha küçüklerle, yaşlarından fazla meslek hayatım olan yeni öğretmenlerle çalışıyorum. Sahada yıllarca gördüğüm uygulamaya da yanlış diyemezsiniz, herhalde.

Katılıyorum, idarecilerin derse girme zorunluluğu varken, bunu yerine getirmemeleri kabul edilemez. Bu durum, hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin mağduriyetine neden olmaktadır.

Öğrenciler, idarecilerin derslerine girmemesi nedeniyle, eğitimlerini tam olarak alamamaktadırlar. İdareciler, öğrencilerin akademik gelişimine katkıda bulunmak için derse girmeli ve onlara yol göstermelidir.

Öğretmenler ise, idarecilerin derslerine girmemesi nedeniyle, daha fazla iş yükü ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Öğretmenler, zaten yoğun bir iş temposuna sahipken, idarecilerin derse girmemesi nedeniyle, onların yerine derse girmek zorunda kalmaktadırlar.

İdarecilerin derslerine girmemelerinin gerekçesi olarak, veli gelmesi ve iş yoğunluğu gösterilmektedir. Ancak, bu gerekçeler geçerli değildir. Veliler, öğretmenlerin derslerine geldiğinde derse girebilirler. İdareciler ise, iş yoğunluğunu azaltmak için, işlerini daha verimli bir şekilde organize edebilirler.

Mevzuatta aksi hüküm gelmedikçe, idarecilerin derslerine girmeleri gerekmektedir. Eğer öğretmen geç gelince tutanak tutuluyorsa, idareciler için de tutanak tutulmalıdır. Ek ders kesilmiyorsa, idareciler devleti maddi zarara uğratmaktan sorumlu olmalıdırlar.

Bu konuda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın gerekli önlemleri alması gerekmektedir. İdarecilerin derse girme zorunluluğu konusunda denetimler yapılmalı ve bu konuda gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır.

İşte, idarecilerin derslerine girmelerinin önemini vurgulayan bazı noktalar:

Öğrencilerin akademik gelişimine katkıda bulunur.

Öğretmenlerin iş yükünü azaltır.

Okul yönetiminin daha etkili bir şekilde çalışmasına yardımcı olur.

Devletin maddi zarara uğratılmasını önler.

kardeş sanırım sen idareci olarak hiç çalışmamışsın, bir idareci bir tek okulla değil aynı zamanda bir üst amirliğin işlemlerini de yapıyor. öğretmenlerin yükünü hafifletmekten bahsetmişsin, kardeşim personellerin maaş, ekders, dyk, toplantıları, stajer öğrencileri, seminer, etkinlikler hepsi idarecinin sorumluluğunda, ek ders olarak almak tabiki de hakları. sen bir kaç derse girip tüm okulun sorumluluğunu al bakalım yapabiliyor musun? cezaları üstlenecek misin? velilerin şikayet ve tehditleri ile uğraşabilecek misin? her ünvanın görev ve sorumluluk yükümlülükleri farklıdır, boş yapmayın. küçük bir detay daha, örnek vereceğin küçük okulların veya anaokulları gibi kurumların sorumlulukları bile öğretmenden çok fazla ağır. ben okulda çalışmamama rağmen okul idarecilerin çok yoğun olduklarını görebiliyorum, sen okulda olmana rağmen bir okul idarecisini koltuğunda oturuyor sanıyorsun. boş yapıyorsun.

Dogru. Ya derse girme zorunluluklari kaldirilmali ya da derslerine girmeliler. Ben nizqmi 6 saatime her zaman girdim. Demek ki girilebiliyor. Idarecinin bakmadigi sinifin gurultusu yuzunden diger siniflar da ders yapamiyor.

Sınf öğretmeni idareciye ders girme zorunluluğu yok ancak branş öğretmeni idareciye derse girme zorunluluğu var..??? idarecinin üzerindeki ders yükü kaldırılmalıdır zaten verimlide olmuyor maalesef.

Boş yapıyorsun lafınız hoş değil. İdareci olarak görev yaptım. Bir tane dahi dersimi kaçırmadım. Aynı şekilde 25 senelik (üçte birinde aynı okuldaydık, şimdi farklı ildeyim) arkadaşım meslek hayatının 20 seneden fazlası okul müdürü olarak geçen arkadaşım da ilçede toplantı vb. hususlar haricinde (onda da rehberlik servisindeki arkadaştan -eskiden yoktu- sınıfa rehberlik yapmasını ister) dersine girmiştir.

Stratejik Planı, Sivil Savunma Dosyasını, KTS'leri öğretmenlerin girdiği, DYK'ları öğretmenlerin takip ettiği bir ortamda iş yükünden bahsetmemek gerek herhalde.

Birçok konuda mevzuatla alakalı hükümleri yazıyorsunuz. Ben de mevzuata göre yazdım. Orada doğru yazmadıysam eleştirebilirsiniz.

Aynı zamanda ifadelerinizle olayı doğruluyorsunuz.

Konuyu -buna yol açacak olsa bile- polemik oluşturmak için açmadım. Mevzuattaki, rahat halledilebilecek meselelerde bile sert yazan arkadaşlara işin hem de mevzuatta olan hükmünü hatırlatmak amacı ve kendi haksız ithamları karşısında başka ithamların geleceğini hatırlatmak için yazdım. Evi kristalden olan başkasının camına taş atmamalı. Aslında kimse kimsenin camına taş atmamalı.

hocam o zaman senin daha iyi kavraman gerek bazı durumları, idareci olarak çalıştıysanız, idareciliğin getirdiği sorumlulukların ne kadar ağır olduğunu da bilmeniz gerekir. bu il veya ilçede idareci olmaya benzemez. belki küçük okullarda çalışmışsınızdır bilemiyorum, ancak meslek ve ortaöğretim veya çift örgün eğitim veren okullarda çalıştıysanız, onların yükünün ne kadar ağır olduğunu öncelikle sizin bilmeniz gerekmekte. maaş haftası derslere giren bir okul müdürümüz vardı, adam derse girdiği esnada, maaşlarda problem çıktı, ve adam dersi bırakıp merkeze gitmek zorunda kaldı. her ay maaş, ekders vs. ile il ve ilçe merkezlere gitmek durumunda kalıyorlar. idarecilik mi yapacaklar öğretmenlik mi? bunu da kıyas ederek idrak edin.

Güzel cevabınız için teşekkürler. İdarecilerin ders yükünün kaldırılması belki azaltılması konusunda aynı görüşteyim. Bu arada bir üst mesajımda örnek verdiğim arkadaşım şu an okulun en haşarı sınıfında derse giriyormuş, örnek bir insan.

Kaldırılmasında şöyle bir handikap olabilir. Sınıfı ve branşta körleşmek. Malum esas olarak görev öğretmenlik ve her an oraya dönme durumu olabilir. Belki 4 saate düşürüp her sene farklı bir sınıf düzeyinden ya da iki sınıf düzeyinden ders alabilirler. Başka bir handikap ise öğretmenlerle empati yapma duygusunu kaybetme ihtimali.

En makul ve verimi artıracak, tüm zümrenin ortak görüşü olup deneyip fayda gördükleri teklifleri dahi -yıllardır derse girmeyen birisi- benim mantığıma göre şöyle diye işin içinden çıkıp gidiyor- bunlar hoş değil.

Konuyu açma sebebimi de bir önceki mesajda daha açık yazdım. Sizin forumda okuduğum mesajlarınız her iki tarafa dengeli yaklaşan bir anlayışla yazılmış. Bu şekilde bakış her zaman değerlidir.

Hocam,

Burada anlayış değil mevzuatta değişiklik beklemeniz daha doğru olacaktır.

Benim sözüm daha ziyade öğretmenleri gönüllü işlerde dahi zorlayanlarda, en küçük istekler yüzünden ithamda bulunan ve mobbing yapan idarecilere. Onları dengeli olmaya çağırıyorum.

Ve arkadaşları anlayışsız ve mobbing yapan idarecilere karşı (babacan tavırlılara değil) bunların hepsini belgelendirmeye sıkıntı yaşandığında aynı sertlikle cevap vermeye davet ediyorum.

Onlar için yazdığım darbı mesel haline gelmiş sözü tekrarlayayım. Eviniz kristalse başkasının camına taş atmayınız.

Haklisiniz. Meslekte körelmeyse sinifci ve okul onceci de körelir. Biri derse giriyor, oteki girmiyor. Hos degil bence. Ya kimse girmesin ya herkes girsin. Normlari da etkiliyor bu durum. Tekrar bir duzenleme yapilmali.

Hocam meslekte körelme olarak bakilirsa sinif ve okul oncesi ogretmenleri meselesi ortaya cikiyor bu sefer de. Onlar hic girmiyorlar. Ben bu durumun adil olmadigini dusunuyorum. Ya derse girme zorunlulugu kaldirilsin, boylece normlar sa etkilenmesin ya da her brans girsin.

hocam o yönden haklısınız, bunu belirterek yazarsınız başlıkta, tabiki daha açıklayıcı olur. içerik genelleme gibi olmuş çünkü.