Kulağınıza gelmiştir. Yakın zamanda üst yönetimde yine bir takım değişikler oldu. Elbette kan değişikliği, yer değişikliği iyidir. Gelen gidenden bu işi daha iyi yapar, yapmaz ben o kısma takılmıyorum arkadaşlar. İlla ki belli bir birikimleri vardır ki o makamlara layık görülüyorlardır. Benim burada söyleyeceğim şudur; "teşbihte hata olmaz, dereyi geçerken ne kadar at değiştirirsen değiştir, kervanı ne kadar yolda düzmeye çalışırsan çalış olmaz, olmaz, olmaz. Şirketin başına dünyanın en iyi yöneticisini bile getirsen, en büyük gider kalemi olan ve bu envai çeşit personel rejimiyle ve mevzuat karmaşasıyla, kısacası tabiri caizse bu yamalı bohçayla bu yük TA-ŞIN(A)-MAZ. Sadece iki farklı personel rejimini karşılaştıracağım. Aynı iş yerinde aynı şartlarda çalışanlardan biri 399'lu, diğeri İHS'li. Biri klasik devlet memuru mantığıyla çalışıyor. Diğeri ise ona bakarak tam manasıyla şirket personeli mantığıyla çalışmıyor/çalışamıyor. Birinin maaşı diğerinden yüksek. Birinin iş güvencesi diğeri kadar sağlam değil. İkisini performans konusunda aynı şekilde ödüllendirip aynı şekilde cezalandıramıyorsun. Çıkardığın prosedürler (yada eski adıyla yönetmelikler) İHS'li personeller için iken, bunu 399'lulara uygulayamıyorsun. Teamülde uyguluyor olsan da, iş yargıya taşındığında yok hükmünde kalıyor. Örneğin, İHS'li amir 399'lu memura disiplin soruşturması başlatacak, kendisinin bağlı olduğu disiplin prosedürüne göre yürütse, bu prosedür 399'luya uymuyor. 399'luların disiplin yönetmeliğine göre yürütse, kendisi bu yönetmelikte ki şartları taşımıyor. Zaten Anayasa'nın 128. maddesi gereği, amirin kendisi "devletin asli ve sürekli görevlerini yürüten kadrolu devlet memuru" değil. Çünkü bu maddeye göre Anayasa Mahkemesi 90'lı yıllarda aldığı bir kararla 399 SKHK'nin II sayılı cetvele tabi personeli bile devlet memuru saymamıştır. Çünkü kadrolu değildir. Ne zaman ki yeni bir düzenlemeyle I Sayılı cetvele tabi kadrolu müdür ve üstü personel statüsü eklenene kadar. Bu örnekler sayfalarca uzatılabilir. Özetle diyeceğim şu ki PTT'nin düze çıkmasının ilk şartı tek personel rejimine geçmektir. Onun için de bir an evvel 399'lulara yol vermektir.
Milli Şairimiz Mehmed Akif Ersoy'un dediği gibi "yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol" diyorum.
Selametle kalın...
Kulağınıza gelmiştir. Yakın zamanda üst yönetimde yine bir takım değişikler oldu. Elbette kan değişikliği, yer değişikliği iyidir. Gelen gidenden bu işi daha iyi yapar, yapmaz ben o kısma takılmıyorum arkadaşlar. İlla ki belli bir birikimleri vardır ki o makamlara layık görülüyorlardır. Benim burada söyleyeceğim şudur; "teşbihte hata olmaz, dereyi geçerken ne kadar at değiştirirsen değiştir, kervanı ne kadar yolda düzmeye çalışırsan çalış olmaz, olmaz, olmaz. Şirketin başına dünyanın en iyi yöneticisini bile getirsen, en büyük gider kalemi olan ve bu envai çeşit personel rejimiyle ve mevzuat karmaşasıyla, kısacası tabiri caizse bu yamalı bohçayla bu yük TA-ŞIN(A)-MAZ. Sadece iki farklı personel rejimini karşılaştıracağım. Aynı iş yerinde aynı şartlarda çalışanlardan biri 399'lu, diğeri İHS'li. Biri klasik devlet memuru mantığıyla çalışıyor. Diğeri ise ona bakarak tam manasıyla şirket personeli mantığıyla çalışmıyor/çalışamıyor. Birinin maaşı diğerinden yüksek. Birinin iş güvencesi diğeri kadar sağlam değil. İkisini performans konusunda aynı şekilde ödüllendirip aynı şekilde cezalandıramıyorsun. Çıkardığın prosedürler (yada eski adıyla yönetmelikler) İHS'li personeller için iken, bunu 399'lulara uygulayamıyorsun. Teamülde uyguluyor olsan da, iş yargıya taşındığında yok hükmünde kalıyor. Örneğin, İHS'li amir 399'lu memura disiplin soruşturması başlatacak, kendisinin bağlı olduğu disiplin prosedürüne göre yürütse, bu prosedür 399'luya uymuyor. 399'luların disiplin yönetmeliğine göre yürütse, kendisi bu yönetmelikte ki şartları taşımıyor. Zaten Anayasa'nın 128. maddesi gereği, amirin kendisi "devletin asli ve sürekli görevlerini yürüten kadrolu devlet memuru" değil. Çünkü bu maddeye göre Anayasa Mahkemesi 90'lı yıllarda aldığı bir kararla 399 SKHK'nin II sayılı cetvele tabi personeli bile devlet memuru saymamıştır. Çünkü kadrolu değildir. Ne zaman ki yeni bir düzenlemeyle I Sayılı cetvele tabi kadrolu müdür ve üstü personel statüsü eklenene kadar. Bu örnekler sayfalarca uzatılabilir. Özetle diyeceğim şu ki PTT'nin düze çıkmasının ilk şartı tek personel rejimine geçmektir. Onun için de bir an evvel 399'lulara yol vermektir.
Milli Şairimiz Mehmed Akif Ersoy'un dediği gibi "yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol" diyorum.
Selametle kalın...