Editörler : Lanet


Kapalı
21 Mayıs 2024 00:39

Ekonomi neden böyle?

Aslında herşeyi yok siyaset yok ekonomi diye genele yorumlamak yerine birtakım şeyleri kendi içimizde aramak en doğru olanı yani olayları tümdengelim olarak değil de tümevarım olarak nitelemek gerekir.

İş zor değildir işi zorlaştıran insandır, bu ülkede özel sektöre özelliklede patron şirketlerine değinecek olursak doğru işyerinde oturduğumuz masa, koltuk, kullandığımız telefon bilgisayar hatta not aldığımız kalem bile patronun mülküdür, üst düzey müdürden temizlikçiye kadar herşey bir patronun iki dudağı arasındadır öyle ki işinin en profesyoneli de olsan, şirket için en verimlide olsan, şirketin gelişimi için en iyi en mükemmel altyapı ve stratejileri kurgulayıp uygulayacak zekaya güce ve yetkinliğe de sahip olsan patronun ağzından çıkacak bir kelime bile herşeyi bozar yani zor oyunu bozar, birtakım kararlar çok iyi giden işleri mahvedebilir, çok iyi giden yönetici ve personeller arası ilişkileri tersine çevirebilir. Patron şirketlerinde genelde önemli ve stratejik öneme haiz bölümlerin başında firma sahibinin oğlu, kızı, eşi, kardeşi, akrabası yakını v.s. kişiler bulunur çoğu da işten anlamayan özelliklede sorumluluğunu üstlendiği bölümle ilgili yetkinliklerden uzak kimselerdir, aralarındaki ilişkiler kurumsal ya da profesyonel değil de duygusallık akrabalık dostluk gönül bağı ayarında ilerler, özelliklede işe yeni başlayanlarla ilgili dedikodular kulaktan kulağa fısıldaşmalar gizliden gizliye süzmeler boldur, en küçük bir durum bile önemli bir sorun haline getirilebilir, dost ve kanki ayarında size yakınlaşan nasihat veren hatta akıl öğretmeye çalışıp arkanızdan atıp tutun altınızı oyanlarıda boldur yüzünüze bile bakmayan kendini dev aynasında gören ukalaca tavır sergileyenleride boldur, bu tarz firmalar birşeyleri hukuksal zemine taşıma kitabına uydurma konusunda da ustadırlar, işe alırken işten çıkartırken pekçok kağıtlar yazdırırlar imzalatırlar daha doğrusu dayatırlar bunları imzalattıkları anda hakkınızı arama gücünüzü kırarlar örneğin bir bahaneyle maaşınızdan kesinti yapmaya karar verdiler ya da maaşınıza el koyacaklar işten ayrılırken önünüze öyle bir kağıt dayatırlar ki istemeseniz de imzalamak zorunda kalırsınız yarın öbürgün hakkınızı aramak için iş mahkemesine gitseniz bile haksız duruma düşersiniz.


ercangz16
Kapalı
21 Mayıs 2024 00:40

En önemli konulardan biride mobbing konusu patron bir kişiyi işten çıkartmaya karar vermişse bunun dönüşü yoktur isterseniz ağzınızla kuş tutun. Herşey yolunda giderken arkanızdan işinizi bertaraf edecek birtakım kurnazlıklar yapılır önce yöneticiniz iş konusunda size daha fazla baskı yapmaya yüklenmeye hesap sormaya başlar sizde bu doğrultuda işinizi azami gücünüzle iyi birşekilde yapmaya başlarsınız buzdağının altında da işinizi bozacak sizi yıpratacak başarısız kılacak birtakım hamleler yapılır bu duruma en yakınınızdaki çalışma arkadaşlarınız bile alet edilir en sonunda da yönetici sizi beceriksizlikle, başarısızlıkla, işe uygun olmamakla suçlamaya başlar durumlarla ilgili kendinizi savunma hakkınız bile elinizden alınır o an en doğru olan şey bile sırf sizi başarısız güçsüz ve haksız duruma düşürebilmek için yönetici tarafından yanlış kabul edilir aslında herşey bir tiyatro bir film yöneticide bu oyunun bir parçasıdır amaç sizi istifa ettirebilmek için kapıyı yavaştan aralamaktır yoksa bir zaman sonra işinize şirket tarafından son verilecek ki genelde de tazminat vermemek için istifa ettirmek ya da istifaya zorlamak daha cazip gelir. Personeli istifa ettirebilmek için bunun gibi daha pekçok yöntemler uygulanıyor artık personel öyle bir raddeye geliyor ki istifa bir kurtuluş oluyor.

Bu tarz firmalar kurumsallık olmadığından birtakım usulsüzlüklere ve yolsuzluklara da oldukça açıktır zaten birşeyleri örtbas edebilmek, geçiştirebilmek farklı yerlere çekebilmek için bazı personeller belli bir süre için kullanılır, konu mankeni yapılır en sonunda da günah keçisi yapılıp harcanır ama şu gerçeğide her zaman düşünmek gerekir ki böyle firmaların ömrü bir zaman sonra tükenir, iflas eder, kapanır, kayyum atanır, el değiştirir.

Maalesef ülkemiz iş dünyasının ve dolayısıyla da ekonomik durumun geldiği son noktanın nedenlerinden biriside bu yani bu ülkede işe, nitelikli, yetkin ve başarılı çalışana, kurumsallığa, profesyonelliğe önem verilmiyor herşey üçkağıtçılığa, ikiyüzlülüğe, hırsızlığa, dolandırıcılığa ve dalaveraya dönüştürülmüş durumda bu şartlar altında bu ülkede dün 10 lira olan şey bugün nasıl 100 lira olmasın ki?


yellowadam
Aday Memur
24 Mayıs 2024 04:57

Keyfi harcamalar, aşırı kamu kaynağı harcanması ve tabi ki yanlış ama çok yanlış ekonomik progrmlar


emanuell.muleka
Aday Memur
03 Haziran 2024 20:00

malum şahsın kötü yönetimi.kamuda masrafın personelin çok olması emeklinin çok olması hiçbirşey üretmemek

alperyikilmaz
Kapalı
05 Haziran 2024 04:05

Bu başlığı açan her kimse çok doğru birtakım tespitlere değinmiş aynen bazı şeyleri öncelikle kendi içimizde aramalıyız sonrasında ise sonuçların bizlere nasıl yansıdığını görmeliyiz neticede ne ekersek onu biçeriz.

Bu ülke insanının genel profiline baktığımızda kolaycılık, herşeyi kitabına uydurma, birilerinin arkasından iş çevirme, alavere dalavere, kestirme yoldan birşeylere erişebilme, demagojiye kaçma, birşeyleri suçlarken eleştirirken atıp tutarken birtakım problemlerin kaynağını kendisinden de kaynaklı olabileceğini kabul etmeme, kültür, görgü, bakış açısı anlamında birtakım gelişmelere direnç gösterme v.s. eğilimler oldukça yüksek oranda. 22 yıldan beridir ülkeyi yöneten insanlarda sonuçta uzaydan gelmedi.

Bir söz vardır bal tutan parmağını yalar aynen bu noktada kamuya yapılan harcamaların aşırı yüksek seviyede olmasının da ekonominin şu an ki durumunda etkisi var ama bunun yanında beklenen düzeyde üretimin olmaması, iş imkanlarının yeterli seviyede olmaması, üretmeden tüketme alışkanlığımızın çok olması, kalifiye nitelikte insanlara değer verilmemesi, dış borçların yüksek olması, nüfusun fazla olması gibi etkenleri de unutmamak gerekir.

Maalesef tüm bu olumsuzlukların üzerine Türkiye'de yolsuzluklar, usulsüzlükler ve suç oranlarında da ciddi bir artış sözkonusu, devlet, hukuk ve adalet mekanizması da bu durumlar karşısında etkin mücadele edemeyecek düzeye geldi sonuç olarakta herşey siyasete dönüşmüş durumda yani paran varsa gücün varsa nüfuzun varsa kimse hesap soramıyor ama yoksulsan arkan yoksa bir konuda gerçekten haklıysan, mağdursan, haksızlığa uğramışsan, kendin için toplum için haklı faydalı müspet bir konuda mücadele içerisindeysen tutuklanıp yıllarca hapis yatıyorsun tüm bu şartlar altında bir ülkenin ilerlemesinden kalkınmasından gelişmesinden sözedebilmek mümkün mü? Örneğin bu ülkede dolandırıcılıktan vurgunculuktan kara para aklamadan tutuklanıp hapse konulması gereken sadece Dilan Polat mıydı? Dilan Polat sütten çıkmış ak kaşık tabi ki değil hatta daha da fazlasını hakediyor ama şu an ki süreçte bir kurban bir günah keçisi bir aktör olarak nitelemek çok daha doğru ki bu ülkede Dilan Polat'ın katbekat üzerinde yüzbinlerce vurguncu, para baronu ve hortumcu var ama onlara dokunulmuyor yani devletle siyasetle ilişkileriniz iyiyse yakınlık seviyeniz yüksekse sorun yok ama ilişkiler bozuldu mu mutlaka bir açığınız bulunuyor öyle ki devletle iş yapan önemli ihaleleri omuzlayan büyük patronları ele alalım nitekim devlet bile olsa özel sermayeye bağımlı bu şartlar altında kamu binalarını tesislerini yaptıran müteahhitleri, büyük hacimli mal alımı yaptığı tüccar ve sanayicileri kaçakçı dolandırıcı hortumcu olduklarını ispatlasa bile tutuklayamaz çünkü tutuklarsa şirketlerine el koyarsa kaynakları kesilir bu durum Özal dönemi liberal ekonomi anlayışı ve özelleştirme hamleleriyle bugünkü durumlara geldi.


alperyikilmaz
Kapalı
05 Haziran 2024 04:24

Normal şartlarda ben bugün altıma en az 3 milyon lira değerinde lüks bir otomobil çektiğimi varsaysam devletin ilk işi böyle bir otomobile sahip olabilecek 3 milyon lirayı nereden bulduğumu araştırmak olur, bu miktarı çalışarakmı kazandım, babadan mirasmı kaldı, biryerden hibe ya da bağışmı sağladım, definemi buldum yoksa yasadışı yollaramı girdim? Eğer çalışmışsam kendi işimimi kurdum bir firmada bordrolumu çalıştım bunlarla ilgili tüm faaliyetleri belgeleri dökümleri hatta banka hesabım varsa hesap hareketlerimi takibe alır yani paranın kaynağını ortaya çıkartıncaya kadar işin peşini bırakmaz, paranın kaynağını ortaya çıkartamazsa ve bende ispatlayamazsam suçlu duruma düşer hapsi boylarım otomobilede el konur kaldı ki yolsuzluk dolandırıcılık ve kara para aklama durumlarında işleyen işlemesi gereken süreç ve prosedürler genel anlamda bu şekilde ilerler oysaki bu ülkede dolandırıcılıktan kaçakçılıktan kara para aklamadan birsürü suç kaydı sabıkası olan içeri girip çıkmış kimilerine bankalar milyonlarca liralık kredi kullandırabiliyor.

Özet geçecek olursam fakir bir ülke değiliz ama gelir adaletsizliğinde üst sıralarda bir ülkeyiz yani bir kesimde hiç para yokken bir kesimde normalin kat kat üzerinde para var.


ermansyy
Kapalı
30 Haziran 2024 22:08

Öyle tabi ülkede doğrudürüst çalışılacak iş bile kalmadıktan sonra adam napacak günü kurtarmak nafakasını doğrultabilmek için icabında kaldıramayacağı yapamayacağı tatmin olamayacağı işlerde çalışmak zorunda kalacak hal böyle olunca da mutsuz olacak aldığı ücreti beğenmeyecek, motive olamayacak, patronla ve çalışma arkadaşlarıyla geçinemeyecek işinde başarısız olacak sonunda da ya işten çıkartılacak ya da istifa etmek zorunda kalacak.

Örneğin asgari ücrete 2. zam tartışmalarının alevlendiği şu günlerde ben şahsen asgari ücrete sürekli zam yapılması taraftarı asla değilim sonuçta asgari ücrete zam yapılıyor da ücreti devlet değil çalıştığın şirketin patronu veriyor, patronda çalışanına verecek ücreti kavak ağacından mı topluyor? Patron para kazanabilmek kar yapabilmek için sermaye koymuş risk almış, ekonomik düzen içerisinde tutunabilmesi ayakta kalabilmesi gerekiyor bide devlete vergi veriyor, işlerini rahatlatabilmek düzene sokabilmek için personel istihdam etmesi gerekiyor onun içinde işinden anlayabilecek işlerini yürütebilecek üst seviyeye taşıyacak para kazandıracak kişilere ihtiyacı var kaldı ki bunun için çalışanına maaş veriyor, sigorta yapıyor hatta yol yemek gibi imkanlar sunuyor bunların bir karşılığı olmayınca da sonuç ne olur?

Sonuç olarak sadece çalışan açısından değil işveren açısından da olayları değerlendirmek gerekir neticede herkes bu çarkın dişlileri arasında herkes kendi cephesinde mağdur, sadece asgari ücrete değil keşke hiçbirşeye zam yapılmasa iş sadece asgari ücrete zam yapılmaması, dövizin ve altının baskılanmasıyla bitmiyor. Sizin anlayacağınız zamlar, pahalılık, işsizlik, firma küçülmeleri, firma iflasları v.s. Türkiye'nin şu an ki durumu çok daha zor ve önümüzdeki sürecinde nelere gebe olabileceğini de kestirebilmek çok zor.

Aynen erken seçim mi erken geçim mi?


yusuffsr
Kapalı
21 Temmuz 2024 11:34

Ekonomik kriz zamanlarında şirket içi baskılar, personel sirkülasyonları daha fazla olur dolayısıyla mobingler, dedikodular, iç karışıklıklar, huzursuzluklar, bunalımlar ve birilerinin ayağını kaydırmalar artar, şirket küçülmeleri böyle sağlanır. Bu tarz süreçlerde en başarılı personelin dahi çıkışını yapmak için türlü bahaneler icad edilir onun içinde temponun olağanüstü bir şekilde yüksek tutulması sağlanır. Krizlerde şirket küçülmeleri her ne kadar teknik bir konu olsa da mobingler spesifik ve psikolojik olarak kabul edilir.

Mesela bir şirketin satış departmanında düz bir satış personelinin normal zamanda aylık üretim hedefi 40.000 liraysa kriz zamanında 200.000 lira olur tabi bu hedefe bazı ek sorumluluklarda yüklenir dolayısıyla kriz zamanında böylesine yüksek bir hedefi tutturmak daha da zor olacağı ve daha da yüksek bir tempo gerektireceğinden işine son verilebilme ihtimalide fazla olur durumun böyle olmasında sebep normal zamanda 5 personele dağıtılması gereken satış hedefi 1 personele yüklenir çünkü diğer personeller küçülme nedeniyle işten çıkartılmış kaldı ki firma sahibi satış departmanı için 5 satış personeli istihdam etsin personel başına da 20.000 lira maaş versin ve aylık 40.000 lira satış hedefi koysun toplam 100.000 lira maaş 200.000 lira satış hedefi eder fakat 5 personelden 4 ünü işten çıkartsa kalan personelinin aylık maaşını 15.000 lira zamlandırarak 35.000 liraya yükseltip diğer işten çıkarttığı personellerinin hedeflerini de bu personeline yükleyince daha tedbirli ve kazançlı olmaz mı? 65.000 liralık bir farktan bahsediyoruz. İşveren açısından bakıldığında maaş, sigorta, yol ve yemekte bir yatırımdır, çalışana biçilen fiyattır. Yani durumu teknik açıdan özetlemek gerekirse krizde daha az yatırımla daha yüksek verim alma stratejisi tercih edilir. Sonuçta bende kısıtlı imkanlarımla ihtiyaç duyduğum birşeyi para verip satın alacaksam aldığım şeyden yüksek bir fayda sağlamak isterim ama imkanlarım çok daha fazla olsa ihtiyaç duyduğum şeyi para verip satınalmama rağmen beklediğim faydayı göremesem bile benim için fazla bir kayıp sözkonusu olmaz çünkü nasıl olsa bir telafi edebilme yerine koyabilme umudum var.


semraaa63
Kapalı
09 Ekim 2024 22:13

Sorgulamaya gerek yok ekonomiyi bu hallere getiren dolaylı da olsa bizleriz. Her anlatılana her gösterilene inanmamak gerekir elbetteki ateş olmayan yerden duman çıkmaz lakin her anlatılan her söylenen her paylaşılanda birebir gerçeği yansıtmaz sadece gerçeğe yaklaştırır, herkes herşeyi kendi çıkarına, beklentisine ve bakış açısına göre kurgular ve yorumlar fakat ortada da sadece tek bir gerçek vardır.

Evet iş dünyası, iş hayatı, ticari hayat v.s. bunlarda ekonomi çarkının dişlileri. İyi kötü bir işim gücüm olsun, kimseye muhtaç olmayayım, kendi kendime yeteyim dersin hasbel kader bir şirkette işe başlarsın nerdeyse çocuğun olacak yaşta insanların artistliklerine ukalalıklarına bile katlanmak durumunda kalırsın, çalıştığın şirkette hiçbirşey yolunda gitmiyordur, her kafadan bir ses çıkıyordur, patron ve müdürlerin bile bir dediği bir dediğini tutmuyordur, aslında en doğru olanı olması gerekeni sen yapıyorsun her türlü sorumluluğu üstleniyorsun ama sonuçta bir misafir gibisin kim nereye çekerse oraya gitmek zorundasın haklı bile olsan haksızsın en sonunda da benim konumumdaki bir insanın alacağı paye bu mu deyip evli evine köylü köyüne yapıyorsun böyle bunun başka bir çevirisi yok.

Burda suçlu olan ne patron ne müdür ne çalışan ne de müşteri suçlu olan sistemde değil suçlu olan sistemi yaratan kitle.


tarikk00
Aday Memur
29 Aralık 2024 21:49

Hep verdiğimiz fakat hiç alamadığımız için

Toplam 9 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi