Proje okulu atamaları genel olarak profesyonelce yapılmıştır.

Nitelik meselesine gelince bunun kriteri nedir kim belirliyor veya bu kriterleri belirleyenler kimd

Kafamda deli sorular ne olacak bu işin sonu sonuç olarak GOREVLENDIRILMEDIK

Haksız bir uygulama olduğu için işi oldu bittiye getirmeye çalışıyorlar. O değil insanlara tercih edecekleri okulları araştırması için süre dahi vermeden zulümlerini katmerleştiriyorlar.

Zamanında da rotasyon meselesinde bazı arkadaşlar tayin istedi. Sonradan karar iptal edildi. Onlar gittikleri ile kaldı.

Bu profesyonellerin yaptıkları şey beni konum olarak etkilemiyor. Fakat haksızlığa tahammülsüzlüğüm ve bizzat bildiğim okullarda yarıya yakın kişinin kalanlarla mukayese ettiğimde gitmemesi gerektiğini bildiğim için yazmadan duramıyorum.

Adamlar o kadar profesyoneller ki imza zamanı ortalıkta gözükmeyip bu atamalar bizden kaynaklanmıyor diye açıklama bile yapıyorlar.

Zulmü alkışlayan zulme ortaktır. Zulmü helal sayan müslüman değildir. Zulmü helal sayan insan... artık gerisini siz doldurun.

Ortada zulüm falan yok devletin bir okulundan başka okuluna gidecekler orada görev yapanlarda bu okullara gelecek. Devlet memurur devlet nerede görevlendirirse orada görev yapacak. Doktorlar haftada 2 gün bir yerde 2 gün başka yerde 1 gün diğer poliklinikte görev yapıyor. Geçici görevle 6 ay şehrin bir ucundaki hastaneye görevlendiriliyor. polisler askerler 2 kere şarka gidiyor zulüm olmuyor. Bizim burjuvalar beyaz Türklerin rahatı bozulmuş adı zulüm olmuş. Sanki Fizana sürüyorlar. MEB bennce tüm okullara rotasyon uygulamalı tek sefer 6 seneden fazla kimse çalışmamalı. Ondan sonra bu okul benim demeye başlıyorsun. Benim okulumda 20 yıl ve üstü görev yapan en az 35 tane hoca vardı. Mason locası gibi yerleşmişler gitmemişler. Her gün devlete söverler burada çalışılmaz derler kimse ama hiç bir yere gitmezdi. Dersane özel ders vs hep işleri dışarda para kazanmaktı. Devlet gereğini yapmıştır. Alkışlıyorum Bakanlığı

Devlet kanunlarla yönetilir. Kanunlar yöneticilerden üstündür. Herhangi bir kriter belirlenmeden yapılan bu uygulamada birçok haksızlık gördüm.

Öğretmenler bulunduğu yere gelinceye kadar diğer mesleklerdeki yollardan zaten geçiyorlar (Kendi bulunduğum yerlerin özelliklerini başka mesajlarda paylaştım. İlk atamamda bile -sonradan gördüğüm belgede merkezde iken üstümün çizilip- ilçenin en ücra köşesine atanmış kadar sizin deyiminizden yola çıkarak söyleyeyim kapkara bir Türküm) Bunu yaparken de onlara sunulan imkanlar sunulmuyor. Diğer meslek gruplarında eğer görevlendirmeler usulsüz ise ona da karşıyım.

Mason locası gibi devlete sövenlerin, dershanecilik yapanların bulunduğu okullarda gerekli soruşturmaları yapıp gereğini yapmayan yönetim suçludur. Bulunduğu yerde bunlara ağzının payını vermeyen öğretmenler korkaktır. 28 Şubatta şimdi kahraman kesilenlerin o dönemin zulüm toplantılarında nasıl sus pus olduğuna, söylediğiniz tipteki öğretmenlerle çalışan kişilerin her şeye kafa salladığına şahit oldum. Birinde gencecikken toplantılarda (okulda da arkadaşlarla beraber tehditlere rağmen dik durduk) birinde farklı ideolojinin hakim olduğu okulda da belki yalnız sayılacak durumda da sert perdeden cevaplarını verdim. İ Bu arada devlet ve hükümetleri ayırmak lazım. Sınıfta ne iktidar ne muhalefet ne de benzer yapıların propagandası yapılamaz. Her ikisini yapana da aynı işlem yapılmıyorsa devlet parti devleti haline gelir. Benim için sınıf milli ruh ve şuurun aşılandığı, hür düşüncenin ve bunun yanında adaletli duyguların verildiği, ders verilen alanında kişilerin yeterli bilgilerle donatıldığı ilim ve irfan yuvasıdır.

Zulüm olmaması için aynı durumdaki ya da daha aşağı seviyedeki kişilerin kalıp da gerek kendi branşından gerekse öğrenciler tarafından alkışlanan idealist işini yapanlar gidiyorsa velev ki bu bir kişi bile olsa haksızlıktır. Zulümdür. Hele bu kişilere bir Cuma günü tebliğ edip Pazartesi tercih yapacaksınız demek apaçık zulmü belgeleyen bir durumdur.

Sayın hocam benim yaşadıklarımı yazsam Roman olur. Biz zulmün kralını yaşadık ama Rahmetli Musin Yazıcıoğlu gibi dedik Devlete küsmedik Devlete sövmedik. Biz Devlet terbiyesiyle büyüdük. Cuma ya gittim diye soruşturma geçirdim. Eşim başörtülü diye okulun bahçesine bile sokmadılar bugün özgürlük haksızlık diye eyyamcılık yapanlar hep zamanında yapılan zulmü uzaktan seyrettiler. Gene de biz Allah tan gelen baş tacıdır dedik kimseye kin beslemedik. DYK ya gireceksin dediler nefsim hiç istemesede girdik yazın tatile gitmedik hep kursa girdik g.doğuda çok zor yerlerde görev yaptık. Çok iyi bir okula geçtiğim yıl 1 yıl sonra benim üzerime bir hoca atandı ben 300 puanla norm fazlası oldum. Görevlendirme meslek lisesine gönderdiler gittik. Başka okuldaki idareciler öğretmenlerini kağıt üstünde fazla ders gösterip göndermemiş biz gittik. Zerre kimseye kızmadık. 2.kez okulların açılmasına 2 gün kala hafta sonu gene meslek lisesine görevlendirdiler gene gittik şehrin öbür ucunda. Biz zulüm var demedik hep niye ben gidiyorum demedim. Öğrenciler hocam dilekçe yazalım eylem yapalım vs dediler biz onları şimdikiler gibi kışkırtmadık. Öğrenci ders programı açıklanınca gördü veliler öğrenciler aradı Devlet böyle uygun görmüş gider görevimizi yaparız sizede bizden daha iyileri gelir dersinizi yaparsınız dedik. Biz böyle gördük. Öğrenciler kendi başlarına ne eylem yapar ne imza toplan nede çakma okul aile birlği yazıları paylaşır. Hepsi belli ideolojinin adamları tarafından yayılıyor öğrenciler örgütleniyor. Ama Devlet büyük hepsinin hakkından gelecektir. Biz genç değiliz her şeyi görüyoruz zulmün her türlüsünü gördük. Bugün yapılan eyyamcılıktır. Herkes gidecek DEvlet nerede görev verdiyse görevini yapacak yapmayanada gücünü gösterecektir.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun devlete küsmemesi ile anlattıklarınız aynı şey değil. O haksızlık karşısında dimdik dururdu. Onun bu duruşundan korkanlar tarafından şehit edildi. Helikopterin düştüğü yer bölgede yaşayan hemen hemen herkes tarafından tahmin edilebilecekken onu dik duruşundan korkanlar tarafından terkedildi ve ulaşmaya çalışanlara sed çekildi.

Bize idareci olarak atanan kişilerin her sözüne kanun ve temel değerler süzgecinden geçirmeden itaat edersek, kanunen zorunlu olmayan ve faydası şüphe götüren şeylerde hele başkalarının usulsüzlüklerini kapatacak emirlerine boyun eğersek kendi zorbalarımızı kendimiz oluştururuz. Okullardaki küçük zorbacıkların oluşma sebebi de budur.

Devlet demek idareci demek değildir. Onlar kiracılardır. Emanetlerini koruduğu müddetçe eski devlet anlayışı ile söylersek kutunu korumuş olurlar. Töre konuşunca kağan susar ilkesi ilk devletlerimizden beri vardır (Ayrıca bkz. Ali Ahmetbeyoğlu, Eski Türklerde Kut ve Töre Bağlamında Hükümranlığın Hududları). İslami anlayışa göre şurayı terkeden yönetici azledilmelidir (ayrıca bkz. TDVİA Şûra maddesi) velev ki fitne çıkmaya. Her iki tarafı temsil eden Türk İslam Devletleri'ninde Osmanlı Devleti'nde "Hakkaniyet Çemberi'nin merkezinde adalet vardır. Devletin hakiki sahibi millettir ve devlet milleti yaşatmak vardır.

Hedef başkasının zulmüne cevap vermek değil, tüm zulümleri engellemek olmalıdır. Devleti şahısların günlük kararlarla değil son derece adaletli ve kanunlara dayanan şekilde yönetilmesine çalışmak olmalıdır.

Atamalarda şeffaflık yok, hersey şeffaf olmalı.

Atamalarda şeffaflık olmalı. Kim nereye yerleşti sebebi belli olmalı.

Ya da proje okulları için sinav yapılmalı. Örneğin sınavın yüzde 70'i ve hizmet puanının yüzde 30'u alınıp sonuca göre yerleştirilmeli gibi.

Hersey bi yana haksızlığa uğradığını düşünen adli yollara başvurabilir. Öğrencileri ve velileri kışkırtmak, devlete karşı yöneltmek de doğru değil. Bunun da idari yaptırımı bence olmalı.

Okula yeni gelmiş öğretmenler tarafından bile zulüm olarak görülen; okulda kalan hoca tarafından suç bizimkilerde bir şeyi beceremiyorlar kriter koysalardı denen; öğrencileri son derece üzen ve sorguladıkları ve zamanlama olarak saçma buldukları bir olay ne kadar profesyonelce olabilir.

Norm fazlası olmayan öğretmen şimdiden norm fazlası yapılıp ilçe içinde kadro açmadan çift vesaitle gideceği okula gidebildiği (iptal ettirse neresi olabileceği belli değil) hele yeni kararlar ilçe içinde tutma yönlü olduğu halde bir olay ne kadar profesyonel olabilir...

Öğretmen ve öğrencilere zulmeden ve öğretmen arkadaşının annesi hastane yoğun bakımda yatarken o sıra ders sayısının azaltılma isteğine karşı arkasından az saat ders isteyen öğretmenlik yapmasın diyecek karakterdeki insanlardan görüş alınarak yapılan listeler ne kadar profesyonel olabilir..

Hocam MEB istediğinde yöneticilerdeki ek1 ek2 gibi son derece detaylı kriterler belirleyebiliyor. Meb bunu yapamayacak bir kurum değil. Yapılmamasının sebebi işlerine böyle geliyor olması. Kriter belirlense atamalara müdahale edemeyecekler. Bu şekilde istediği kişiyi istediği okula atayabiliyor. Evet dava Açıldığında büyük oranda atama iptal oluyor ama herkes dava açmıyor. 100 kişiden 20 si dava açsa bile geri kalan 80 iyi bir sayi

Kriterli olanlarda bile sıkıntı vardı (teşekkür vb. belgelerle puan şişirme). Şimdi bunu da aştılar. Derilerinde hafif bir ılıklık duyup da (ufak bir iki meziyetlerini) kendilerini yanmış ve kül olmuş zanneden (dünyayı fethetmiş bir kahraman gibi gören) ham ruhlar her işte kendilerini haklı görüyorlar.