Özelden veya vakıf üniversitelerinden devlet üniversitelerine geçişte hizmet sürelerinin sayılmaması

Bu konuda farklı bir husus sormak istiyorum. Aynı vakıf üniversitesinde çalıştığım ve hemen hemen yakın hizmet süremiz olan bir kişi benden 1 yıl sonra şu an çalıştığımız devlet üniversitesine atandı. Ancak ben 4. dereceye atanırken kendisi 1. dereceye atandı. İlana çıkarken o şekilde çıkılmış. Fakat bu konuda üniversitenin tamamen "keyfi" hareket ettiğini düşünüyorum. Bu konuda nasıl bir yol izlenebilir?

davalık olmadan pek bir yol izlenemez maalesef hocam... şikayet edersiniz üniversite basit bir yazı yazar biter. üniversitenin elinde o dereceden kadro boştur onu çıkmıştır ilana. kadro derecelerine atamak tamamen rektörlüğün inisiyatifinde. düşük dereceye atanabilmek şans tamamen bildiğiniz. ha bunu torpili olanlar da kullanıyor kendilerini bilerek düşük dereceye atattırabiliyorlar (direkt olarak yeşil pasaport alabilmek için)

bu durum daha komik hallerde alabiliyor. örneğin yıllarca çalışmış ve kadrosu 3'e düşemediği için 4'ten yan giden bir arş gör düşünelim, 10 yıl araştırma görevliliği yapsın. sonra dr öğr üyeliğine atansın 4. dereceden. bir 3 sene daha onu beklesin. bu kişi tahmini 12-13 yıl sonra 3. dereceye düşüp yeşil pasaport alabilir.

ama daha önce 0 (sıfır) gün devlet geçmişi olmayan örneğin bir öğretim görevlisi, kadrosu 3. dereceden açılırsa direkt atandığı gün yeşil alabilir.

aynı üniversitede dr öğr üyesi olup 8-9 senedir çalıştığı halde yeşil alamayan ama 1 yıldır çalışıp direkt yeşil alan öğr görevlisi biliyorum ben.

yine de artık dr öğr üyeliklerini de mümkünse 1-2-3'ten açıp mağdur etmemeye çalışıyorlar ve yeşil veriyorlar.

İzninle bir şey söyleyeyim, 1.derece en düşük değil en yüksek derecedir ve derece düşülmez çıkılır. Sportif etkinliklerdeki 1.lik kürsüsü ile aynı mantık. Genelde daha küçük sayı olduğu için yeni memurların söylemi bu, ama eski köklü memurlar çıkmak olarak bilirler. Ben de naçizane Osmanlıdan Cumhuriyete asker sivil memur ailesinden geldiğim için çocukluktan beri kulak dolgunluğum bu şekilde.

sayın hocam buna mı takıldınız gerçekten :D dediğiniz gibi olsun

Vakıfı özel saymak komedi. Tamamıyla herşeyi YÖK'e bağlı vereceği min maaş bile.

Evet kesinlikle öyle. Mesela;

VAKIF YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ - MADDE 23

Vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alacak olan akademik ve idari personelin çalışma esasları 2547 sayılı Kanunda devlet üniversiteleri için öngörülen hükümlere tabidir. Bu personelin aylık ve diğer özlük hakları bakımından ise 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanır.*

*(1)Danıştay Sekizinci Dairesinin 29/4/2011 tarihli ve E.: 2008/8234, K.: 2011/2452 sayılı Kararı ile bu maddenin son cümlesinde yer alan ?özlük hakları? ibaresinin iptaline karar verilmiştir.

2547 SAYILI YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU - EK MADDE 8

Vakıfca kurulacak yüksekögretim kurumlarındaki akademik organlar, Devlet yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenlenir ve onların görevlerini yerine getirir. Öğretim elemanlarının nitelikleri Devlet yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının niteliklerinin aynıdır. Devlet yükseköğretim kurumlarında çalışmaları yasaklanmış veya disiplin yoluyla bu kurumlardan çıkarılmış kişiler, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alamazlar. Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez. Bu fıkra kapsamında Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen emsal ücretin hesaplanmasında ilgili mevzuat uyarınca aylıklara ilişkin hükümlerin uygulandığı kadroya bağlı ödemeler dikkate alınır.

Bunlar yürürlükte olan kanuni maddeler. Bunlar varken nasıl vakıf üniversitelerinde çalışan akademik personel, devlet üniversitesi personelinden ayrılır anlamak mümkün değil.

Çok net bir şekilde "ücret (maaş)" ve "özlük hakları bakımından" 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa göre DEĞİL, 4857 sayılı İş kanununun takip edileceği yazılmış ama burada kocaman bir ama var. 2011 yılında Danıştay "Özlük Hakları" kısmını iptal etmiş ve sadece ücret yönünden iş kanunu uygulanır demiş. Derece/kademe gibi olanaklar özlük haklarının bir parçası ve açık yargı kararına göre bunlar artık iş kanununa göre takip edilmemeli. burada bir açıklık varsa, lehe yorum uygulanarak 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu izlenerek bu çalışılan yıllar, derece/kademeye sayılmalı.

Ama ne yazık ki devlet bunun tam tersi yönünde karar belirtiyor.

Küçük bir detay gibi görülebilir ama ne derler bilirsiniz şeytan ayrıntıda gizlidir.