Editörler : E.Kayı Han
06 Haziran 2025 15:25

Memur ve Öğretmenlere Disiplin Affı Getirmeyenlerin Amacı ?

Konunu Takdimi: Genel olarak memurları, özel olarak öğretmenlerin disiplin cezaları nedeniyle mağdur olmaları, bunun nedenleri, sonuçlarını uzun uzun anlatacağım inşallah. Ama yavaş yavaş...

Başlığın Açılma nedeni: memurlar.net forumun bu "Disiplin ve İdari Soruşturmalar" bölümünde memur affı ile ilgili başlıklar var tabi. Çok da iyi gidiyorlar; ama ben uzun uzun yazmak, ekonomik, siyasi ve sosyal analizler yapmak, istatistiklere yer vermek istediğim için yeni konu açıyorum. Hedefim haksızlıklara dikkat çekmek, çelişkileri ve yalanları ifşa etmek.

Başlığın Nihai amacı: Disiplin cezaları nedeniyle uzman ve baş öğretmen yapılmayanların 10 yıl boyunca mağdur edilip sürekli cezalandırılmaları ve büyük maddi kayıplara uğratılmalarını anlatabilmek. Bunların tek suçunun onlardan olmamaları veya ibret edilmek istenilmeleri olduğunu işleyeceğim.

Ana Başlıklar:

1- Memurlar ve öğretmenlere verilen cezaların kanuni dayanağı, öğretmenlere verilen cezaların mesleklerine etkileri, cezalar arasında orantısızlık ve süreler nedeniyle uzman ve baş öğretmen yapılmayanların uğradıkları aylık - yıllık - 10 yıllık kayıplar. Özellikle atılma cezasının altı olan kınama, aylıkta kesme ve kıdem ilerleme cezalarının neden affa uğratılmamalarını sorgulayacağım.

2- 17 yıldır Neden memur affı çıkmadığının Sorgulanması. Ayrıca cezasızlık algısı oluşturacak şekilde af getirenlerin memura af işine girmemelerine de değineceğim. Bu girmemelerinin liyakatsizlikle, özellikle son 10 yıldır devletteki kadrolaşmalarla ve ek olarak kendi adamını / sendikasını / memurunu daha en baştan koruyup ona ceza vermemesiyle zaten bir affa gerek duymamalarıyla ilişkisine değineceğim. Görevde yükselenlerin sendika oranlarına da atıf yapacağım.

3- Yönetimin "23 YIL"dır her konuda (ekonomik, adli, üniversite, terör, şartlı tahliye, pandemi affı, otomatik ceza indirimleri, iyi halden indirimler vs.) aflarının tarihçesi, uygulanışı, yararlanan kişi sayısını, _ulaşabildiğim kadarıyla_ istatistiklere ve basın yayın haberlerine ulaşarak anlatmak istiyorum. Bu konuda büyük bir gizlilik olduğunu biliyorum. Ayrıca "Siz de suç işlemeseydiniz, zaten herkese af geliyor, bir de size de mi af gelsin?..", diyenlere bir cevap vermek gerekiyor.


Hacimirza
Müsteşar Yardımcısı
06 Haziran 2025 23:08

elinize sağlık çok faydalı olmuş hocam

Hacimirza
Müsteşar Yardımcısı
08 Haziran 2025 09:05

#MemurDisiplinAffı En son 2005 yılında çıkarılan memur disiplin affı için , 2023 yılı 7. dönem toplu sözleşmede mutabık kalındı. Ancak bugüne kadar bir calisma olmadı.Disiplin affının 2025 yılı 8. toplu sözleşmeden önce çıkarılmasını istiyoruz .. #MemurDisiplinAffı

freef
Genel Müdür
08 Haziran 2025 12:08

Af getirmek ayıp mıdır, suç mudur, günah mıdır? Gayri kanuni midir? Buradan başlayayım:

Türkiye ve Cumhuriyet tarihimize dahil olacağım. Dünya tarihi ve Osmanlı zamanına girmeyeceğim ki konu çok dağılmasın.

Cumhuriyet zamanında aflar 2 şekilde çıkmıştır: Genel af ve kısmi af.

Aslında bu genel aflar, 2000 AKP öncesi ve sonrası diye ayrılsa daha iyi. AKP, genel affı 23 senedir uygulamamıştır.

"İyi işte, şimdiki yönetim, genel affa karşıdır, af denen haksızlıkla kimseye yol vermemektedir, velhasıl memurlara da af getirmemektedir, neden burada memur affı isteyip yalvarıp duruyorsunuz?" diyenlere cevabımı aşağılarda vereceğim. Kısaca yine de cevap vermek gerekirse:

1- Sarı parti, genel affı kısmi kısmi çıkarmaktadır. Bunları uzun uzun anlatacağım.

2- Yargıda otomatik ceza indirimi, iyi hal indirimi, şartlı salıverme, terör yasaları, erken tahliye, evde hapis, açık ceza evi, elektronik kelepçe uygulamaları uygulaması gibi yöntemlerle 10-20-30 yıl öncesinden içeride kimse kalmamıştır. Bir cinayet bile ömür boyu olurken toplu katliam yapanlar, mafya falan nasıl dışarıdadır! Bu kısmilik, genel affa gerek bırakmamıştır. Bunların affa karşı olması gibi bir durum yok yani.

3- 23 yıldır yönetim değişmemiştir, şimdikiler iktidara gelirken hem baştakileri hem de adamları Rahşan affı ile genel affa uğramışlardır. Yani bir genel affa gerekleri kalmamıştır. 23 yıldır aynı iktidar oldukları için de kendi adamlarının (memur, iş adamı, bürokrat vs.) affa uğramasına gerek bırakacak yargılanmalarına izin verilmemiştir.

Özellikle 3. madde, 25 yıldır genel, 17 yıldır memur affı çıkmamasının tek nedenidir, dense yeridir.

4- Peki bu iddiam doğru mudur, kendi memuru kayrılmakta mıdır? Bunu hiçbir aksi iddia edilemeyecek şekilde aşağıda ispatlayacağım. Memur görevde yükselme ve iktidara yakın sendika oranı istatistiği bunu tam olarak verecektir. Aşağıda bu oranları anlatacağım. Yani liyakati ve kanunu bozarak tek sendikaya devlet içinde yol verenlerin, memurun yargılanması için üst amirlerin izin vermesi ve 657 ile ceza alması konusunda neden adaleti sağlamış olsunlar ki, değil mi?

Siyasete girmek istemiyorum. Ekonomi ve yolsuzluk da bizim konumuz değil. Biz memura bakacağız.

(Bu ilk sayfayı ben bilgi ve istatistikler ile doldurana kadar arkadaşlar sadece okursa sevinirim, sonra hep birlikte sürekli güncelleriz inşallah.)


freef
Genel Müdür
08 Haziran 2025 12:19

Genel ve kısmi aflar Cumhuriyet boyunca bu iktidar hariç aşağıdadır. Yani af mevzuu ayıp, gayri kanuni ve uygulanmamış bir şey değildir. Ki şimdi uygulanmasın. Birinin canına, malına, ırzına, işine kast edenleri affetmek yanlış olmasına rağmen bunların da affedildiği aşağıda görülmektedir. Devlete karşı suçları affetmek devletin yetkisindedir, diğer bireyleri ilgilendirmez. Ayıp olmayan işte budur. Bizim şimdi memur affı istememiz, devlete karşı suç bile değil, işe geç gelmek gibi, iş arkadaşıyla ağız dalaşı yaşamak gibi devlete karşı işlenen kabahatler kapsamındadır. Kendi yandaşını yükseltip bu gibi durumları söz vermelerine rağmen görmezden gelmeleri bizden değilsin ondan af getirmiyorum, demenin başka bir yolu değil midir. devletin müşfik yüzü, sadece yandaşa mıdır sanki.

Neyse... Dediğim gibi 1921 - 2000 ARASI bir çok genel ve kısmi af çıkmıştır. Bazı kısmi afları ise Anaysa Mahkemesi genel affa çevrilmiştir. Yani iktidarlar muhalefetle çaktırmadan anlaşmakta, kısmi af ilan etmekte, muhalefet de bunun anayasanını eşitlikçi ilkesine aykırı olduğu hususunda dava açmakta, mahkeme seneler içinde içeride bir tek kişi bırakmamaktadır.

Önce bu genel ve genel affa giden durumları aşağıda vereyim ki, genel af ve benzeri şeyler varken memura neden af gelmesin ki diye memur aflarının da bu nedenle uygulanmış olması daha iyi anlaşılsın:

1921: Fransızlar tarafından işgal edilen topraklarda işlenen suçlara ilişkin af.

1921: Hıyanet-i Vataniye Kanunu kapsamındaki bazı suçlar için öngörülen af

1922: Genel af

1923: Esirlerin affı. (Lozan Antlaşması gereğince Türkiye?nin elinde bulunan askeri ve sivil esirlere ilişkin af)

1923: Genel af

1924: Genel affa ek kanun.

1924: Türkiye?den ayrılan topraklarda yaşayanlar için genel af.

1924: Meni Müskirat Kanunu (Sarhoşluk veren şeylerin önlenmesi) kapsamında mahkum olanların affı.

1929: Kabahatlerin affı. (Kabahatlıların affı ve bazı cürümlerin takibat ve tecili hakkında kanun) 1933 Genel af.

1936: ?Tunceli affı? (Tunceli ilinde yaşayan ve nüfus kütüklerine kaydolmamış olanlar ile asker kaçakları hakkındaki af)

1938: ?Tunceli affı? düzenleyen yasanın yenilenmesi. 1938 İstiklal Mahkemeleri?nde mahkum olanlar hakkında çıkarılan yasa.

1940: Depremde yararı görülen mahkumların affı.

1941: Depremde yararı görülen mahkumların affı.

1944: Müttefik devletlerin tebaasında bulunan mahkumların affı.

1946: Basın affı.

1950: Kısmi genel af.

1954: Orman suçlarının affı.

1957: Ateşli silahlara ilişkin af.

1958: Orman suçlarının affı.

1960: 27 Mayısçıların affı. (Hürriyet Mücadelesi Uğrunda İşlenen Bazı Suçların Affına Dair Geçici Kanun)

1960: Ruhsatsız silah taşıyanlara ilişkin af.

1960: Milli korunma suçları affı.

1960: Genel af.

1960: Genel affa ek kanun.

1962: 22-23 Şubat 1962 darbe girişimi ile ilgili kovuşturmaları kapsayan af.

1962: DP?lilerin affı. (Anayasayı ihlal suçundan Yüksek Adalet 1962 Divanı?nca mahkum edilenlerin cezalarının, kısmen affı hakkında kanun)

1963: Genel af

1963: Milli korunma affı.

1965: DP?lilerin affına ilişkin kanuna ek.

1966: Genel af.

1967: Genel af kanununa ek.

1967: 20-21 Mayısçıların affı. (20-21 Mayıs 1963 Olaylarından dolayı mahkum edilenler için çıkarılan af kanunu.)

1969: Kısmi genel af.

1973: Orman suçlarının affı.

1974: Genel af.

1976: Şoför affı. (Cumhuriyet?in 50. yılı dolayısıyla çıkarılan aftan kısmen yararlanan sürücülerin, mesleklerini icra etmelerine olanak sağlayan yasal düzenleme.)

1977: Haşhaş ekicilerinin affı.

1978: 1974?te çıkarılan genel af kanununa bir bent eklenmesine dair kanun.

1980: Ateşli silahlar konusundaki af kanunu.

1985: Memurların disiplin cezalarının affı.

1988: Ceza indirimi öngören kanun.

1992: Memurların disiplin suçlarının affı.

1991: Terörle Mücadele Kanunu?nun geçici 4. maddesi uyarınca öngörülen şartla salıverme.

1993: Öğrenci affı.

1994: Türk Parası?nın Kıymetini Koruma Hakkında Kanun kapsamındaki suçların affı.

1995: Öğrenci affı.

1999: Basın yoluyla işlenen bazı suçların ertelenmesine dair kanun. (Anayasa Mahkemesi?nce kısmen iptal edildi.) Öğrenci affı (Cezaların affı hakkındaki kanuna bir geçici madde eklenmesine ilişkin kanunun Cumhurbaşkanı?nca veto edilmesine karşın öğrenci affı yürürlüğe girdi.)

1999: Cezaların infazı hakkındaki kanuna bir geçici madde eklenmesine dair kanun. (Cumhurbaşkanı veto etti) (NH/BB)


freef
Genel Müdür
08 Haziran 2025 12:45

Memur sicil ve disiplin affı her şeyden önce atılmayı kapsamamaktaadır. En son çıkan 2006 yılı memur sicil affının kanuni maddesini ve gerekçesini aşağıya ekleyeceğim.

Yani memur, 1 yılı aşan bir kanuni suç işlediğinde zaten hapse girip memurluğunu kaybetmektedir. Adam öldürme, kendi çıkarına veya üye olduğu bir grup namına ekonomik çıkar elde etme, rüşvet, kişilere yönelik cinsel suçlar, kundaklama, vatana hıyanet gibi onlarca suçtan zaten affedilmedi. Bunlar memur disiplin cezaları olan kınama, maaştan kesme ve kıdem cezalarının konusu bile değildir. Bunlar hukuk davalarının konusudur. Hukuk bu suçlar bile geçmişte defalarca affederken memur affının kapsamına bu suçlar geçmişte de hiç girmemiştir. Kişi hapisten çıksa bile bu suçları ilediği için memurluğa dönememiştir. Memur suçlarının belki en büyüğü arkadaşıya kavga etmek, işe sarhoş gelmek gibi insani suçlardır. Geçmişte tecavüz ettiğini ööldürenlerin sebest kaldığı ve günümüzde bile terör örgütü lideelerine basın toplantısı hakkın tanıyıp umut hakkında bahsedildiği bir ortamda memur sicil affını ağzına almamak da nedir?

Gelelim en son affın (2006 memur sicil affı) nın kanuni dayanağının metnine:

"Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit veya nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçlar veya istimal ve istihlâk kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçları sebebiyle görevleriyle sürekli olarak ilişik kesilmesi sonucunu doğuran disiplin cezaları ile 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 68 inci maddesinin ikinci fıkrasının (e) ve (f) bentlerine göre verilmiş yer değiştirme cezaları ve 69 uncu maddesine göre verilmiş meslekten çıkarma cezaları ile emniyet hizmetleri sınıfına dahil personel ile çarşı ve mahalle bekçileri hakkında verilen meslekten çıkarma cezaları hariç olmak üzere; kanun, tüzük ve yönetmelikler gereğince memurlar ve diğer kamu görevlileri ile bu görevlerde bulunmuş olanlar hakkında 23/4/1999 tarihinden 14/2/2005 tarihine kadar işlenmiş fiillerden dolayı verilmiş disiplin cezaları bütün sonuçları ile affedilmiştir."


freef
Genel Müdür
11 Haziran 2025 16:44

MALİ AFLAR ile başlayalım:

1921'den 2021 yılı arası 47 tane mali aflar gelmiştir. Bunlardan 15 tanesi AKP zamanında 2002- 2021 arası çıkarılmıştır. Son 15 mali affın bir kısmı yapılandırma adı altında çıkarıldı. Bunların faydası: faizin affedilmesi, alınan bir hakkın iadesi için borcun tamamının veya taksitlendirilmiş ayının ödenmesi yoluyla 1- maliyeye para girişi yapılarak günü (seçimi) kurtarmaktır. 2- Hem oy getirmiş 3- hem tepkileri o anlık geciktirmiş 4- hem de maliyeye harcanacak para getirisi olmuştur. Zararı da vardır tabi: Sürekli mali aflar, 1- vatandaşlar vergi, borç ve cezaları ödememeyi alışkanlık haline getirmişler, 2- zaten ödeyemeyenler taksitlerini de ödeyememişler, 3- toplumda bitmek tükenmez bir cezasızlık ve af beklentisine yol açmıştır.

Yani özetle, bu iktidar affa karşıdır, hak ettiğine cezasını verir gibi bir şey yanlıştır. Hatta geçmiş hükumetleri geçmiştir bu mali aflardaki sayı.

Bunların cezasızlık algısı dedikleri şey, cezasızlığın ta kendisidir. Ama memuruna gelince sert diyeceğim ama hangi memura sert? Kendilerinden olmayan ya da kendilerinden olup da arkası olmayan memura serttirler. Cezasızlık realitesini bunlar üzerinden algıyla yenmek istiyorlar, bellidir.

Gelelim mali aflara. Bu kayıtlara aşağıda yer vereceğim.


freef
Genel Müdür
11 Haziran 2025 17:16

2002 sonrası Mali Afların Bazıları:

27.02.2003 tarihinde çıkarılan 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanunu (vergi, resim, harçlar, fon payı ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, Devlet İhale Kanununa göre alınan ecrimisiller ve buna bağlı gecikme zamları vs.)

22.11.2008 tarih ve 5811 sayılı kanun ile yapılan af (Arazi, kat mülkiyeti, yurt dışındaki tüm nakit ve gayrimenkullerin kayda alınması vs.)

13.02.2011 tarih ve 6111 sayılı af kanunu (vergi ve sigorta alacakları başta olmak üzere çok sayıda kamu kurumu ve meslek kuruluşunun alacağı yapılandırılmaktadır.)

10.09.2014 tarih ve 6552 sayılı af kanunu (bu son vergi affı denmişti.)

19.08.2016 tarih ve 6736 sayılı af kanunu (gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacakları, SGK alacakları vs.)

27.05.2017 tarih ve 7020 sayılı af kanunu (vergiler, vergi cezaları, gümrük vergileri, idari para cezaları, SGK pirimi, askerlik, trafik, yol, su gibi belediye giderleri vs.)

2018 7143 kanun numaralı vergi affı (. Vergi affı, prim affı, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması, gümrük vergileri, sigorta primleri)

2022 torba kanunu (Kovid-19 nedeniyle kesilen cezalar affedildi. Öğrenim kredisi borcu faizsiz ödenecek, trafik cezaları, nüfus, askerlik, seçim, yurt-kur, idari cezaların affı vs.)


freef
Genel Müdür
11 Haziran 2025 17:36

2002 sonrası Gelelim öğrenci aflarına:

18.05.2005 tarihli öğrenci affı: 29 haziran 2000 tarihinden sonra üniversite ile ilişiği kesilmiş tüm öğrencileri kapsamaktadır. (türban affı da denilir.) Bu af, yüksek öğrenim kurumları ile ilişiği kesilen veya bir üst sınıfa geçemeyen öğrencileri kapsamaktadır. Kendi isteği ile ilişiği kesilenler ve sınıvlarda kalanlar da dahil olmak üzere her ne sebeple olursa olsun ilişikleri kesilmiş öğrencilere ilişiklerinin kesilmesine neden olan bütün dersler için bir öğretim yılı devam ve üç sınav hakkı verilir.

2008 Öğrenci Affı: (Kanun No. 5806 Kabul Tarihi: 22/10/2008)

28 Ekim 2008 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanuna göre, affın başlangıç tarihi 7 Haziran 1995 olacak, 1980 yılından sonra çıkarılan aflardan hiç yararlanmayanlar da kanun kapsamı içinde değerlendirilecek.

2008'deki bu öğrenci affında, her ne sebep olursa olsun (kendi isteği, atılma, devamsızlık, maddi durum, kayıt yenilememe, kaydı sildirme, sınıfta kalma vs.) üniversitelerden, askeri ve polis okullarından, açık öğretimden kaydı silinenler veya silinmeden dondurulanlar affa uğramışlardır.

2011 öğrenci affı: ?Yüksek öğretim kurumlarında hazırlık dahil bütün sınıflarda intibak, ön lisans, lisans tamamlama, lisans, lisansüstü öğrenimi gören öğrencilerden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar, kendi isteği ile ilişikleri kesilenler ile yurt dışındaki üniversitelerden yatay geçiş yaptıktan sonra yatay geçişleri iptal edilenler dahil, terör suçundan hüküm giyenler hariç her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler ile bir programı kazandıkları halde kayıt yaptırmayanlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş ay içinde ilişiklerinin kesildiği yüksek öğretim kurumuna başvuruda bulunmaları şartıyla bu Kanunun 44 üncü maddesinde belirtilen esaslara göre 2011-2012 eğitim-öğretim yılında öğrenimlerine başlayabilirler.?

2012 öğrenci affı: 12.07.2012 tarih ve 6353 sayılı kanun. 25.02.2011 tarihinden önce her ne sebeple olursa olsun (terör suçundan ilişiği kesilenler hariç) ilişiği kesilmiş olan ... (25 Temmuz 2011 tarihine kadar) öğrenimine devam etmek üzere başvurmayanlar, 12.07.2012 tarihinden itibaren başvurmaları halinde Geçici 58. Maddede yer alan esaslara göre 2012-2013 Öğretim yılından itibaren kaldıkları yerden öğrenimlerine devam edebileceklerdir.

2018 öğrenci affı: 7143 sayılı kanun: Terör vb. hariç hariç, her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler ile bir programı kazandıkları halde kayıt yaptırmayan yükseköğretim kurumlarının bütün öğrencilerini (hazırlık, intibak, önlisans, lisans tamamlama, lisans, lisansüstü, Birinci ve İkinci Öğretim, TUS, DUS, EUS) kapsamaktadır. Kapatılan veya öğrenci alımı durdurulan program veya yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilen öğrenciler de aftan yararlanabilecektir.

05 Temmuz 2022 Tarih ve 31887 Sayılı Resmi Gazete Yayımlanan Öğrenci Affı ile İlgili Kanun: pandemi sebebiyle okula ara verenler için aftır.


freef
Genel Müdür
11 Haziran 2025 17:50

Gelelim İmar Aflarına (2002 sonrası tabi): TC tarihinde 20 kez olan bu imar affı, sarı parti zamanında 9 kez çıkmıştır. Özetle şunlar göze çarpmaktadır:

4833 sayılı Yasa (2003) / 2003 Mali Yılı Bütçe Kanunu: yapı kullanma izni verilmeyen binalara elektrik verilmesi vs.

5027 sayılı Yasa (2003) / 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu: Özetle yapı kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, su, telefon, kanalizasyon, doğalgaz gibi alt yapı hizmetlerinin birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde verilecek izin.

5377 sayılı Yasa (2005) / Türk Ceza Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun: Ceza Kanunu?nun 184. maddesinin 1. ve 2. Fıkralarında yer alan ?yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişiler ile bu yapılara elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişilerin, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları? engellendi.

5398 sayılı yasa (2005) / Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesinde Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun: özelleştirme kapsamına alınan kıyı, sahil şeridi ve dolgu alanlarındaki sınırlı kullanım kararları ve yapılanma şartları, imar planı kararlarıyla genişletilerek turizm amaçlı alışveriş merkezleri ve konaklama ünitelerinin yapılmasına olanak sağlandı.

5784 sayılı Kanun (2008) / Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun: Geçici 11. madde ekleniyor ve bu yolla kullanma izni olmayan yapılara elektrik ve su bağlanmasının önü açılıyordu.

6306 sayılı Yasa (2012) / Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun: özetle afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde... yürürlük başlıklı 24. maddesinde; kaldırma işleminin bu Kanunun yayımı tarihinden üç yıl sonra yürürlüğe gireceği belirtilerek, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı yapılara uygulanacak (af nitelikli) işlemler üç yıl daha uzatılmış oluyordu.

6639 sayılı Yasa (2015) / Bazı Kanun ve KHK'larda Değişlik Yapılmasına Dair Kanun: 6639 sayılı Yasanın 38. maddesi ile 16.05.2012 kabul tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 24. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan ?üç yıl? ibaresi ?altı yıl? olarak değiştirilerek ikinci kez 2981 sayılı Yasanın yürürlükte kalması sağlanmış oldu.

İMAR BARIŞI ve KAÇAK YAPILARIN AFFI (2018): 18 Mayıs 2018 tarih ve 30425 sayılı Resmî Gazete?de yayımlanan 7143 sayılı ?Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun? ile 3194 sayılı İmar Kanunu?na eklenen Geçici 16. Madde ile yürürlüğe girdi. Bu kanundan 4 sene sonra şu açıklama yapıldı: imar barışı kapsamında Türkiye genelinde toplam 7 milyon 85 bin 969 adet Yapı Kayıt Belgesi verildiği, bunların 5 milyon 848 bin 927?sini konutların oluşturduğu belirtildi. Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği 10 ilde imar affı kapsamında verilen yapı kayıt belgesi sayısı ise 294 bin 166 olduğu ...


freef
Genel Müdür
12 Haziran 2025 23:42

Yukarıda maulm siyasi parti dönemi aflara ve bu afların tarihçesine / sebeplerine değindim. Benim veya benim gibi memur affı bekleyenlerin siyaset ile bir sorunu yok. Bizle memuruz. Devleti yönetenlere saygı duyarız ve kim gelirse gelsin biat etmişizdir,

Son dönem dememin sebebi, 17 yıldır memur affı getirmemeleri ve getirmek isteseler getirecek siyasi ve yönetim konumunda olmalarıdır. Af getirmemelerini, cezasızlık algısına bağlamaları ve sanki affa karşılarmış gibi bir hava oluşturulmasına binaen burada bu başlıkta AKP dönemi aflarını işleyerek bunun koca bir PALAVRA olduğunu ispat etmeye çalışıyorum ve ettim de sanırım. Yukarıda son 23 yıl ait özetle yeterince af vardır. Biz memurlara gelince birden motor durmaktadır. Avaba neden? Bu acabayı aşağıda iyice sorgulayacağım ama şimdi çok sert bir kayaya çarparak durduğumu anlatmak istiyorum: genel ve kısmi mahkum affı.

Türkiye'de son genel af (mahkum affı) 1999'da çıktı. Bu ne demek? Sarı parti döneminde bir genel af olmadı ve kısmi af da olmadı, demek. Peki bu cezasızlık algısı denen şey nereden çıktı. Soruyu başka şekilde sorayım. neden 1999 affından sonra içeriye girenler (son birkaç sene hariç) hep dışarıdalar? İçeride sadece siyasi mahkumlar kaldı. Alaaddin Ç. gibi mafyalar, İŞ..., Hizb..., seri katiller, Hrant D. vs.yi öldüren siyasi katiller, Dilan Pol... gibi dolandırıcılar vb. dışarıdalar. Hatta trafikte ölümlü kazaya karışanlar vs. bile dışarıdalar. Bunların; otomatik ceza indirimleri, şartlı tahliye, iyi hal indirimi, açık ceza evine nakil, evde ceza, üst mahkemeden dönme, denetimli serbestlik, suçun vasfının kanun ile değiştirilmesi gibi yollarla salıverildikleri belli. Ama tek devlet, tek bayrak, tek ülke, tek BASIN YAYIN, tek ALGI haberleri kapsamında bu düzenlemeleri satır aralarında görebildiğimiz hatta göremediğimiz için afların en önemli yanı olan bu tahliyeleri maalesef burada tam anlatamayacağım ve bir tarihçesini / istatistiğini veremeyeceğim.

Ama aynı gemide olduğumuz için gözümüzün içine baka baka suç işleyenlerin ortada gezmelerinden, şov yapmalarından, bilmem kaç defa müebbet yemiş mafyanın vs. dışarıda iş adamlığı yapmalarından ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Biraz da bu konunun riskli olması ve yerinin bu forum olmaması hasebiyle ayrıntıya giremeyeceğim.

Haberlere bir bakın göreceksiniz. "İzinli çıkan mahkum karısnı kesti, cezaevinden kaçan mahkum husumetlisini öldürdü, hastaneye yatırılan mahkum katliam yaptı..." gibi haberlerin faillerinin; aslında ömür boyu yatıyor görünen ama dışarıda olan bu gizli affa uğramış kişiler olduğu; ama kamuoyundan bu affın saklanmış bulunduğu gerçeğini göstermekte değil midir?

İşte bunu gören ya da hisseden, ülkeyi suç tımarhanesine çeviren bu olguyu fark eden toplumdaki infiali, aunı siyasi irade ve yandaş basını bir ALGI gibi yutturuyor. Memur affını da çıkarmayarak bu algıyı kendşnce bir ucundan yıkmaya çalışıyor. Aslında kendi yandaş memurunu peşin affederek, onları üstüne yükselterek, olur ya suçüstü yapılırlarsa bir şekilde aklayarak bu memur affına gerek de bırakmıyorlar. Anlayana bu kadar yeter.


freef
Genel Müdür
13 Haziran 2025 00:02

Yukarıdaki son mesajımda anlatılanlara bir örnek versem sanırım yeter. Ne yapılmak istendiği söyleniyor, ama ne yapılıyor, bakmasını bilenler normal akıllar için her şeyi götermekte olduğu görülüyor:

Bu günden 12 gün önce 10. Yargı Paketi çıktı: 01.06.2025 tarih.

Paketin amacı: Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 10'uncu Yargı Paketi'ndeki yeni düzenlemeyle toplumda oluşturulmaya çalışılan cezasızlık algısının ortadan kaldırılacağını bildirdi. (Beyfendinin kendi sözleri bunlar.)

Kendi basınlarından alıntı yapayım:

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/10-yargi-paketi-yasalasti-27-bin-mahkuma-tahliye-yolu-acildi-42828550

Neymiş demek? Cezasılzık algısı (Bunu kabul etmiyor Beyfendi, toplumda oluşturuldu, diyor yukarıya bakın.) nı yok etmesi için çıkarılan paket de 27 bin mahkumu serbest bırakıyormuş demek.

yukarıda yazdığım aflara, imar ve öğrenci aflarına, vergi ve mali aflara bakarak şunları diyebiliriz: memura gelince duruyorlar. Alında durmuyorlar, kendi memurları olmadığı için kıllarını kıpırdatmaya gerek duymuyorlar: Koruduğumuz - yükselttiğimiz bizdendir, gerisini salla diyorlar.

Bu 10. pakete de dikkat edin, ya af getiriyor ya da bazı cezaları arttırıyor. Hatta cezaları arttırması da Trafikle ilgili. Yani gelir kapısı. Bir kısmı da toplumu daha da sıkıştırmak üzerine.

Bizi yemesinler.

Derhal memur affı da çıkmalıdır.

(Aşağıda sendikalar mevzuuna gireceğim. Özeldeki konumuz öğretmen olduğu için, Yönetici Atamalarda hangi sendikadan kaç kişi yükseltilmiş onu anlatacağım. Ki korunan memur konusu tam anlaşılmış olsun. Sonra mülakatlara, en sonunda da memurlara verilen sözler ile toplu sözleşmede imzalanan ama tutulmayan ya da başka bir seçimde kullanılmak üzere bir kez daha kullanılmak amacıyla dondurulan memur affına değineceğim. )


freef
Genel Müdür
13 Haziran 2025 00:36

Şunu yazmadan uyumak istemiyorum. uyku tutmaz.

Toplum o kadar kirlendi ki. (Bu kirliliği bitmek tükenmek bilmeyen aflarla kendileri yaptılar aslında, liyakatsizleri yükselterek, yandaş olsun ama ne yaparsa yapsın koruyarak...)

Dediğim gibi toplum kirlendi. Yalan normalleşti, cezaevlerine bir bakıyoruz 450 bin olmuş, yarısını salıvermişler birkaç sende tekrar o rakamlara gelmiş. Bir yatakta 3 vardiya halinde yatıldığı söyleniyor. Ceza ertelemeleri gırla gidiyor.

İşimizi yaptıracağımız kaç tane dürüst tamirci gösterebilirsiniz. Herkesin her özeli ortada. Madde çekenler pudra diye yırtıyor. İyi insan kalmadı bu ülkede.

Küfür ve sövme normalleşti.

Çocukların yani öğrencilerin yanında duramıyoruz bile, hemen ana avrat sövmeye başlıyorlar birbirlerine. Hangisine kızacağımız, tutanak tutacağımıza şaştık. Okullarda disiplin kurullar bile tıkandı kaldı. Kim kimi döverse, kim kime söverse yanına kar kalıyor. Sene sonu öğretmen kurulunda af ile yırtıyorlar.

Ama memurun ağzından bir söz çıkmış. Günlerce aylarca soruşturma ve neticesinde kıdem cezasına kadar varıyor. Her memurun da değil bizden demedikleri memurun. Hatta yüzde 90 kendi sendikalarına bile sahip çıkmıyorlar. Onlara korkudan üye olmuş iki yüzlüler olarak bakıyorlardır.

Kıdem cezası verdi ya. Al sana 10 yıl ceza. Düşün düşün nefis muhasebesi yap. Her ay maaşın 5'te 1'i ücret kesilme cezası. itilip kakılmak, yükseltilmemek, haklarının yenilmesi de cabası. Bir alt ceza olan aylıktan kesme cezası bile 1 defaya mahsus 10'da 1 taban maaşından kesilmedir bu ne öyle? Adam olsan kendini bu ceza almadan kurtarırdın, sen bir cüzzamlısın, kes sesini ve sin. Toplumun kirliliğini izle ve haline şükret. Denmek isteniyor.

evet toplumu siz kirlettiniz, şimdi suç yükleyeceğiniz günah keçisi arıyorsunuz. Buldunuz. Bari söz vermeyin. Bir inek günde kaç defa sağılır. Söz verdiysek bugün demedik ki, mantığı ile öteliyorsunuz.

Siz nesiniz ya?


freef
Genel Müdür
25 Haziran 2025 12:54

1999 Rahşan affından beri genel af çıkmamasının nedeni için otomatik afların, bir genel affa hemen hemen bir ihtiyaç bırakmamış olmamasıdır. Demiştim.

İşte bu otomatik af mevzuu, kamuoyunda son zamanlarda çokça seslendirlmeye başlandığı için (Çünkü suçlular ülkesi haline geldiıimizi henkes görüyor.) içeri hiç girmeyenlerin de içeri girmesi için 10. Yargı Paketi'nde bir düzenlemeye ihtiyaç duyuldu.

Yani açıkça demeseler de ömür boyu ceza alanlar, 5-10 yılda çıkıyor, 10-20 yıl ceza alanlar, birkaç senede çıkıyor. 3- 5 sene ceza alanlar, aylar içinde çıkıyor iken;

1-2 sene ceza alanlar hiç içeri girmiyordu. 1- 2 sene ceza almak da hırsızlık, yaralama, hakaret, basit gasp, uyuşturucu bulundurmak, mala zarar vermek, zimmet... gibi şeyler.

Bugün (25 Haziran 2025) Bakan Bey ne diyor:

"Adalet Bakanı Tunç, 10. Yargı Paketi ile gelen değişiklik hakkında bilgi vererek "Cezasızlık algısının önüne geçeceğiz. 1 yıl ceza alan 18 gün cezaevinden kalacak. 2 yıl ceza alan en az 36 gün cezaevinden kalacak" dedi."

Gelelim benim yorumuma: Devlet memuru, içeri bile girmeyen bu suçlar var ya (zimmet, kavga, uyuşturucu, yaralama) ve daha üstü suçlardan direk memurluktan atılırken;

Memur; Ceza hukukumuzda 1 gün bile yatılması gerekmeyen, belki birkaç bin Tl para veya tazminat cezası gerektiren (kurumu kullandırmak, 3 günden fazla izinsiz gelmemek, amirine laf söylemek gibi) kabahetlerden dolayı 10 yıl ile kıdem ilerleme cezası ile cezalandırılıyor, 10 yıl boyuncu uzman ve baş öğretmenlik gibi unvan ve yükselmelerden mahrum bırakılıyor, ayda bir emekli maaşı kadar uzmanlık ve baş tazminatından mahrum bırakılıyor maalesef. Yani suçlulara gösterilen merhametin zerresi bizden esirgeniyor.


freef
Genel Müdür
25 Haziran 2025 13:07

Yani kıdem cezası alan memura karşı suçlulara bile gösterilmeyen toleransın 2 nedeni olduğunu anlattım hep:

1. Zaten genel affa ihtiyaç kalmaması. Genel affın olmaması da, aynı zamanlarda çıkmış bulunan memur affının gündeme gelmemesimi sağlıyor.

2. Kendi memurum, benden olmayan memur ayrımı da kendi memurunun otomatik af gibi onları korumasını sağladığı için ceza alanların zaten bizden olmadığı için (Hak etmişler, çeksinler cezasını, yükselemesinler, kıpırdayamasınlar, ibret olsunlar, haddini bilsinler..." mantığına hapsedilmeleridir.

Bu 2. maddeyi aşağıda uzun uzun delilleriyle anlatacağım. Eskiden iktidarlar sık sık değiştiği için ve teftiş, mahkeme, alt yöneticiler, eski iktirarlardan kalan ideolojilerden gelen kişilerin bir karışımı oldukları için memuru sırf bizden değil diye cezalandırmak bu kodar kolay değildi.

Şimdi ise; hepsi yandaş olduğu için memurun bir derdini anlatamaması halinde hiç anlatamamasına neden oluyor. Memur affı talep eden kişi ya bizden değil, bana ne, ile karşılaşıyor. Ya da hatta yandaş bile olsa bu memur adamını bulamayan oy veren tabandan biri olduğu için ona sahip çıkılmıyor. Hatta ve hatta, ben de sizdenim diyen bir uyanık gözüyle bakılıp nefretle reddediliyor.


freef
Genel Müdür
25 Haziran 2025 13:26

Velhasıl bu forumda af af diye yalvarıp duranların tamamı, muhalif suçlular olarak görülüyorlardır. Bu af af diye yalvaran arkadaşlar, ilginçtir, hep iktidara yalvarıyorlar. Bunlar o zaman kendilerini:

1 Tırnak içinde"bizden" olmayıp o tavırlara giren uyanık muhalif suçlular olarak mimletiyorlar.

Çünkü bizden olanlar muhafazakar erdemlilerdir. Ceza almadıklarına göre suç işlememişlerdir.

Mantığına göre bu af af diyenler, ceza aldıklarına göre suç işlemişlerdir. Suçlular ise bizim gibi yüce ideolojinin (parti, sendika vs.) adamı olamazlar. Diye düşünüyorlardır

Aslında bu bir algıdır. Sizden olan ve arkası olmayanlar cezaya müstehak kılındıkları için 10 yıl boyunca cezalandırılmaktadırlar. Bunlar xu ülkenin kendi memurudur. Ya hiç suç işlememşierdir ya da bu cezasızlık zamanında hukukun ceza vermediklerinden bile daha daha az kabahatler işlemiş ama eşitlikten taybetmiş gariban kabahatlilerdir.

Kötü olan, muhalefin bu işe hiç sahip çıkmamasıdır. Sanki devlette liyakat varmış gibi yapılanlara susmalarıdır. Ufak amirlikte bile mülakat yapılması, bir okul müdür yardımcılığında bile kazananların tamamının hep sarı sendikadan olması sizi hiç rahatsız etmiyor mu? Bizim tabanımız erdemlilerdir, masumlardır, suç işlemez olan memurlardır ve bu bizim memurlarımız her sınavı kazanırlar, diyen yandaşları anlıyorum da siz muhaliflerin de sanki böyleymiş gibi susmalarını anlayamıyorum.

Her sınavı aynı iktidar sendikasının kazanması, onların üyelerinin hep zekiler olduğunu (!) gösteriyorsa, siz muhalif sendikaya üye olanlar da hep kafasızlar mı(!) yani?

Memurlukta layakatsizlik hem alımda hem yükselmede esas ise, sadece ceza almada nasıl liyakat, adalet ve eşitlik sağlanmış olabilir ki? Yandaşlar sessiz kalabilir ama muhaliflerin suskunluğu çok manidar.

Aşağıda memur yükselmelerde sendika sayılarına gireceğim. Cemaatin de yaptığı bu işlenin hala devam ettiğini göstereceğim.


freef
Genel Müdür
30 Haziran 2025 13:24

Aşağıda mülakat ? yandaş sendikaların yükselmesine dair bazı haberler ve yorumlar vardır.

2014 öncesi paralel yapının yanlışlarına hiç girmeyeceğim. Onları herkes biliyor. Ama bizimkiler bu adam kayırma işlerine hala devam ediyor mu etmiyor mu böyle şeylere siz okuyun karar verin. Biz de bunlardan af bekliyoruz. Aşağıdaki yazıyı 3 parçada ekleyeceğim ki çok karışmasın. Konumuz siyaset ve sendikalar olmadığı için suçlanan sendika ? parti ve kişileri *** şeklinde yazacağım; ama siz anlayın. Bizim amacımız memur affını kazanmak, kim yaparsa yapsın seviniriz. Yani hedef, üzüm yemek; bağcıyı dövmek değil.

DELİL 1: ?Eğitim-İş ten torpil listesi : Eğitim*** üyeleri hep ilk sıralarda.? diye başlayan 03/08/2017 haberde Sendika başkanı Mehmet Balık, Eğitim-İş Bursa şubesinde yaptığı basın toplantısında, mülakat sonuçlarının toplu olarak açıklanmadığını belirterek, elde ettikleri listeyi kamuoyuna duyurdu.

Balık, 238 adayın puan sıralamasını içeren listeyi, mülakata giren eğitimcilerin sendikalarına göre renklendirdiklerini belirterek, ?Ortaya, yandaş sendika Eğitim-B*** rengiyle sapsarı olmuş bu tablo çıktı? diye konuştu.

Karşıt görüşlü sendikaların sadece vitrinde gösterilmek üzere listeye alındığını ifade eden Balık, şöyle devam etti: ?Örneğin sadece iki müdürün alınacağı bir ilçeye dair yapılan mülakatta ilk üç kişi Eğitim-B*** den oluşurken, vitrinlik olarak listeye koyulan başka sendikalardan bir-iki isim 4 üncü ve 5 inci sırada yer alıyor.

DELİL 2: İşte Yandaş Sendikanın Torpil Belgesi adlı 31.08.2017 tarihli haberde İdarecilik mülakatları ile ilgili Hani ilçesinde yapılan fişleme ve torpil belgesi https://diyarbakiregitimsen.org/tr/post/17029/iste-yandas-sendikanin-torpil-belgesi


freef
Genel Müdür
30 Haziran 2025 13:37

DELİL 3: Eğitim-B*** DEN FİŞLEME REZALETİ! adlı 31-10-2014 tarihli haberde aynen şöyle geçiyor: Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk un, 31.10.2014 tarihinde yaptığı basın açıklamasıdır:

Görev süresi uzatılan müdürlerin belirlenmesinde yaşanan torpil furyası, bu kez ilk kez ve yeniden görevlendirilecek müdürlere uygulanan sözlü sınavlarda yaşanıyor. Muğla da kazananların daha mülakat yapılmadan belli olması, buna dayanamayan ahlaklı bir şube müdürünün komisyon üyeliğinden istifasının ardından bir utanç belgesi de elimize Şanlıurfa dan ulaştı.

Şöyle ki; Şanlıurfa ili Birecik ilçesinde Eğitim-B*** tarafından hazırlanan ve sözlü sınav komisyonuna iletilen bir belge MEB de işlerin nasıl yürüdüğünü göstermektedir. Eğitim-B*** Birecik İlçe Temsilcisi N*** A*** ın hazırladığı bu belgede sözlü sınava girecek 64 kişinin isimlerinin karşısında görev yeri, alanı, sendikal bilgileri, siyasi görüşleri, karakter özellikleri yazmakta ve sınavda kimlerin başarılı olması gerektiği belirtilmektedir.

Elimize ulaşan çarpıcı belgede isimlerin karşısında Üye değil. Her zamanın adamı. Kesinlikle değerlendirilmemeli. Tutarsız, güvensiz, iki yüzlü, dengesiz ve paracı. Kesinlikle barajın altında kalmalı. , Üyemiz. Karakterli biri. Kesinlikle değerlendirilmeli , Türk Eğitim-Sen üyesi. Aşırı ülkü*** biri , Kesinlikle değerlendirilmemeli. Alevi militan biri. Barajı aşarsa ilçedeki kız lisesine kesin atanabilir. Her şekilde engellenmesi gereken biri , Aktif-*** üyesi ve Yönetim Kurulu Üyesi. Çok tehlikeli. Kesinlikle değerlendirilmemeli. Türk Eğitim-Sen üyesi. Kesinlikle değerlendirilmemeli. 30 Mart seçimlerinde M** Belediye Başkan Adayı. Türk faşisti. Militan biri. Her şekilde engellenmesi gereken biri , Üyemiz karakterli biri. Sendikada aktif biri. Kesinlikle değerlendirilmeli. Halen bir lisede müdür başyardımcısı , Ulusalcı, Eğitim-İş Sendikası Başkanı. Kesinlikle değerlendirilmemeli , Türk Eğitim-Sen İlçe Temsilcisi, Değerlendirilmemeli , Eğitim-Sen üyesi. Kesinlikle değerlendirilmemeli , Üyemiz. Karakterli biri. Kesinlikle değerlendirilmeli , Hiçbir sendikaya üye değil. Dengesiz, tutarsız ve hiçbir şekilde idarecilik yapamayacak biri şeklinde notlar yazılmıştır.

Yapılan fişlemelerde karakterli olarak nitelendirdikleri tüm isimler kendi sendikalarına aittir. Bu nasıl iştir? Anlaşılan o ki, fişlemeler bu cenah tarafından adet haline getirilmiştir? Darbelere karşı olduğunu söyleyenlerin aslında darbecilerin mantığı ile hareket etmesi nasıl açıklanabilir?

Okulları; A** il/ilçe teşkilatları ile Eğitim-B*** in hazırladığı listeler aracılığıyla okul müdürlüğü unvanını alan ya da koruyan kişilerin sevk ve idare etmesi, işin ehline verilmemesi, kariyer ve liyakatli insanlar yerine dönme dolaba binenlerin, fırıldaklıkları ile zirve yapanların, iktidarın payandası haline gelenlerin, şeref, namus kavramlarından habersiz yaşayanların, muhalif kimliklere asla tahammül gösteremeyenlerin yönetmesi önümüzdeki yıllarda çok acı tecrübelere yol açacaktır.

Türk Eğitim-Sen olarak bu işin peşini kesinlikle bırakmayacağız. demiş o zamanki Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen, 2017 de yandaş ittifaka katılınca bunların hepsini unuttu.


freef
Genel Müdür
30 Haziran 2025 13:45

DELİL 4: 1. Bölüm: CUMH****** PART*** den 85 kişilik torpil listesi iddiası adlı 27 Haziran 2022 tarihli haberde (Kaynak belirtmiyorum memurlar.net istemiyor haklı olarak, reklam olmasın diye.) CUMH****** PART*** Genel Başkan Yardımcısı Koç, A*** PART*** li bakan ve milletvekillerinin birinci derece akrabaları, arkadaşları KPSS yi kazanamamalarına rağmen, hüllelerle devlet memuru yapıldılar dedi ve listeyi yakında kamuoyu ile paylaşacaklarını söyledi. Genel Başkan Yardımcısı şöyle devam etti:

Milyonlarca gencin, kamu personeli olabilmek için kurslara gittiğini, sınava girdiğini hatırlatan Koç, KPSS nin, siyasette kim erk kullanıyorsa, o gücün dışında, hak edenin göreve gelmesi için konulmuş bir düzenleme olduğunu, ancak A*** PART*** döneminde bunun da tarumar edildiğini savundu. A*** PART***, eş, dost ve birinci halkadan kendi yakınlarını ön plana alarak, siyasette kendi yandaşlarına kadro ulufesi dağıtmayı kendisine görev bilmiş durumda. Son 12 yıl, KPSS sınavına giren kişi sayısı 20 milyona yakın. 610 bin kişi devlet memuru olarak atanabiliyor. Atamaların 375 bini öğretmenlik kadrosuna oluyor.

Yani devlette hak ederek bir kadroya girme şansını bu sınavlara bağlayan yüzde 97 yurttaşımız hayal kırıklığı yaşıyor. Devlet memuru olarak atananların 375 bininin öğretmen olduğu göz önüne alındığında, sınavlara girenlerin ancak yüzde 1,5 u devlette kamu görevlisi olarak atanıyor. İş umutları binlerce gencin

başka bir bahara kalıyor yada bir A*** PART*** yetkilisinin, yani şu anda ki devlet PART***nin bir kartvizit tavsiyesine kalıyor. A*** PART*** li olmayıp sade bir vatandaş olursan, bu yolla kadroya girmek istersen... Bazılarını sınava bile almıyorlar. Uç bir örnek vereceğim ama gerçek; saç rengi yüzünden sınava alınmayan var. Adanalı öğretmen adayı Pelin Derya Çetinkaya. 5 dakika geç kaldı diye bir görme özürlü yurttaşımız Abdurrahim Kocaoğlu, KPSS sınavına alınmayıp umutlarını kaybediyor.

KPSS sınavında başarı elde edip atanamayan 20 gencin intihar ettiğini belirten Koç, Bu intihar eden 20 gencimizin yerine, birinci halkadaki A*** PART*** yakınları hülle yapılarak, sınavsız, bir takım aşamalardan geçirilerek kadroya taşınıyor. KPSS de başarı elde edip atanamayan, atanmayan 20 intihar eden gencimizin katili bu uygulamayı yapanlardır. Nasıl rahat yatabiliyorsunuz? Bin 100 odalı değil 5 bin 500 odalı sarayın olsa ne olacak? Nasıl yatabiliyorsun sen rahat? diye konuştu.

A*** PART*** İlçe Başkanının kardeşi 68,87 puanla büro görevlisi olarak atandı.

Devlet memuru olmada, yer değiştirmede, istifa sonrasında dönüşlerde, işçi, Ad*** Bakanlı*** na memur, mahalli idarelere zabıta ve itfaiye alımında, ek ödeme veren kurumlara geçişte torpil yapıldığını ileri süren Koç, Varsa A*** PART*** den bir yakının, bir yandaşın, bir kartvizitin varsa ampullü, bu işlemleri yapmak için hiçbir sıkıntın yok, senin için sudan kolay işlemler. Ama bunların hiçbirisi yoksa, devlette kadroya girmeyi de çalışmayı da liyakate bağlı yükselmeyi de unutacaksın kardeşim. Bu dönemin gerçeği bu dedi. Şırnak ta, A*** PART*** İlçe Başkanının kardeşinin 68,87 puanla büro görevlisi olarak atanırken, 80,61 puan alan kişinin işe başlatılmadığını iddia etti. )(Aşağıda devam ediyor konuşma.)


freef
Genel Müdür
30 Haziran 2025 13:49

DELİL 4: 2. Bölüm: (Devam ediyor.)

Bir toplum böyle çürür. Bir toplum içten içe hukuksuzlukla, adaletsizlikle, güvensizlikle çürür. Siyasetçinin görevi adam kayırmak mı? Siyasetçinin görevi kendine yakın olan, yandaş diye niteleyebileceğimiz insanları devlet kapısında ekmek sahibi yapmak mı? Diğer vatandaşlar, eşit, hak, hukuk bekleyen diğer yurttaşlar? Ondan sonra bir lokma, bir hırka, adalet, biz şurada geldik, biz şurada halkın içindeyiz, Ramazan da iftar sofrasında bağdaş kurup oturuyoruz. Geç onları, geç.

Maaşlarını az bulanlar iyi maaş alabilecekleri bir takım üst kurullara zıplatıldılar.

Nasıl işliyor bu torpil çarkı? A*** PART*** li bakan ve milletvekillerinin birinci derece akrabaları, arkadaşları KPSS yi kazanamamalarına rağmen, hüllelerle devlet memuru yapıldılar. Bunun için kullanılan basamaklardan bir tanesi valilik özel kalem müdürlükleri. Burada istisnai kadrolar olduğu için devlet memurluğuna geçişte bir köprü vazifesi gördü. KPSS yi kazanamayan birinci derece yakınlar, çevreler, valilik özel kalem kadrolarıyla, bu istisnai kadrodan bir, iki gün orada bulunduktan sonra derhal devlet memuru kadrosuna başka bir yere atlatıldılar. Bu kadarla da kalmadı, bu mahdumlar, yakınlar, birinci derece akraba çevresi devlete bir şekilde kapağı attıktan sonra daha organize işlere girmeye başladılar.

Maaşlarını az bulanlar iyi maaş alabilecekleri bir takım üst kurullara zıplatıldılar. TR* ve YURTK** A*** PART*** nin çiftliğine dönüştü.

Telekomüni*** İ*** B***, Ener*** Piy*** Denet*** Kur***, Yurt Dışı Türk*** ve Akra***Toplulukları B***, T** ve YURT*** un; adeta A*** PART*** nin çiftliğine dönüştüğünü öne süren Koç, ile bazı bakan, milletvekili ve bürokratların, yakınlarını sınavsız olarak devlet memuru kadrosuna geçirdiğini iddia etti. Koç, buna ilişkin bir listeyi gazetecilere dağıttı.

Sınavsız olarak, hülle mekanizmasıyla, istisnai durumdan, KPSS siz devlet memuru yapılanların, 1-2 gün içerisinde esas talepleri olan noktalara yükseldiğini öne süren Koç, şöyle devam etti:

Bu durumu içine sindirebilen, hep söylüyorlar ya çalıyorlar ama iş de yapıyorlar. Doğru, hem çalıyorlar, hem de iş yapıyorlar. Nalıncı keseri gibi. Bu bir vicdan, ahlak sorunudur. Bu bir gerçekten inançlı bir insanın yüreğinin kaldırmayacağı, hukuka saygılı bir yurttaşın kabul edemeyeceği bir durumdur. Atanamayan yüzbinlerce öğretmen adayına, onların ailelerine, intihar eden, KPSS de hak kazanıp, atanamayan 20 gencimize, ailesine, atama bekleyen binlerce ziraat, harita mühendisine, tıbbi sekretere, sağlık teknisyenine... Bunların hakları duracak, A*** PART*** zevatının yakınları, hülle yoluyla devletin ballı maaşlı kadrolarına sınavsız, bu şekilde yükselecekler. Takdir milletin. Hiç kimse halinden şikayet etmesin. Ankara nın Güdül ilçesinde karşılaştığı ziraat mühendislerinin, hem teknolojide hem mutfakta kullanılan kavak mantarı yetiştirdiğini gördüğünü belirten Koç, Türkiye verimli olabilecek birçok alanda, yetişmiş birçok gencini kullanma şansına sahipken, böyle bir devlet PART***nin uygulaması karşısında bu haksızlıklarla karşı karşıya. Bütün hakkı yenen gençlerimiz...

https://www.sozcu.com.tr/einstein-gorse-intihar-ederdi-wp670324


freef
Genel Müdür
30 Haziran 2025 14:07

DELİL 5: Arama motorlarına torpil listesi yazın, akla hayale gelmez sonuçlar geliyor.

Hadi diyelim bunlar ve bunlar gibi binlerce haber ve listeler sadece iddia.

Peki şunlara ne diyecekler?https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/3-bin-500-taseron-isci-kadrolu-oldu/606750

Haber 1: Şehir hastanelerinde çalışan 30 bin taşeron personel de kadroya geçiyor. (2018 yılından, kaynak yazmak istemedim.)

Haber 2: CB'nin yaklaşımı iyi olduğu için Çalış*** Ba***talimat verdi, şimdi Çalışma ve SG Bakanı Ve*** ile görüşeceğiz. Seçimden evvel 700 bin işçinin kamu sözleşmesinin bitmesini istiyoruz. Gündem, geçici işçi, kamu sözleşmesi ve taşeron işçilerin kadroya geçmesi" diye konuştu.

(Daha çok haber var ama anlaşıldı sanırım.)

Yani 6 milyon genç KPSS ye hazırlanıp para ödeyip sınava girip atamayı beklerken taşeron yani geçici işçi olarak alınanlar kadro aldılar.

Böyle onlarca alım yapıldı. Şehir Hastanelerine 25 bin sağlıkçı ? görevli vs. alındı. Yüz binlerce sağlık memuru / hemşire vs. ise 2 yılda 1 yapılan KPSS ye girmek için dershanelerine gidip hazırlık yapsınlar boşuna.

Ben burada muhalefet peşinde değilim. Derdim, memur affının çıkmaması. Hep dedim ya, af çıkmamasının 2 sebebi var. Yandaşların affa gerek duymayacak şekilde ceza almaması ve yükseltilmesi.

Sanırım ispatlanmış oldu. Bir de seçimde söz verdikleri mülakatı kaldıracağız, yerine mülakatı devletin her kadrosuna esas kılıp 30 dk. ya çıkarttılar. Biz de bunlardan af getirmelerini, af sözünü tutmalarını ve adalet bekliyoruz, değil mi?

Bir de kalkmışlar 2026 -2028 için toplu sözleşme talepleri topluyorlar. Bunlar bitten birkaç defa yağ çıkartmadan sözlerini tutmazlar. EYT ise böyle birkaç dönem oy topladılar, sonra maaşların alım gücünü yarı fiyatına düşürüp o kadroyu verdiler. Seçimden önce her önüne gelene emeklilik verenler, seçimden sonra şunu memur iyi incelememiş diye önüne gelenin maaşını kesip geçmişe yönelik faizle borç çıkarmaktadır.

Ne diyelim şimdi. şimdi güven olur mu? Öğretmen olarak atanmak isteyen ve bunu hak etmiş kişi sayısı 1 milyona yaklaştı. Sen 10 bin kişi alıyorsun ancak. Hepsini adaletle ? liyakatle alsan kaç yazar, yüzde 99 u boşta kalacak, demektir. Bu liyakati bile uygulasalar yine OLMAZ.

Toplam 38 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi