Bırakmak,Nazım Hikmet ne güzel söylemiş ;
Önemli olan ?zamana bırakmak? değil,
?zamanla bırakmamak?tir..?
...................
kendine bırakmaktır aslında.
insan bir şeyleri zamana bıraktığını zanneder ya da zannetmek ister(kendini kandırmak) genelde ve zamanın olağanın dışında hiçbir müdahalesi olmadığını ve dahası genelde kendi de bu gerçeği bildiği halde razı gelir kandırmaya kendini.
kendi sorusunun kendinde olmayan ve ver(eme)mekten kaçtığı cevabıdır yerine koyduğu zaman.
kendi dehlizlerinde ve derinliklerinde saklandığı, kaçtığı ve görmek istemediği bir şeye rağmenliktir bu ve yüzleşmekten ve kabullenmekten fazlası değildir genelde gerçekleri.
en garibi de, bile bile demektir zamana bırakmak....
zihnimizin bilip kabul ettiği sonucu, kalbimizin isteğiyle ertelemek, ikili ilişkilerde karşımızdaki kişiye son bir şans vermektir kimi zaman. değer verdiğimiz kişiler tarafından hak etmediğimizi düşündüğümüz davranışlar gördüğümüzde inciniriz ve bilincimiz bir karar verme aşamasında olduğumuzun farkına varır. bu farkındalık geçmişte birlikte yaşadığınız anılara sürükler sizi. o anıların içinde güzel olanların yanı sıra başka ayrıntılarda su yüzüne çıkar yavaşça. çok küçük şeyler olduğu için o an önemsemeyip geçmişsinizdir ama şimdi o küçük hava baloncukları bir yap bozun eksik parçaları gibi bir araya geldikçe resim netleşir. ertelediğiniz sonuç gözünüzün önünde nettir ama yaşanan iyi günlerin anısına son bir kez daha ertelemek istersiniz sonucu. işte o anda zamana bırakırsınız kararınızı. zamanın doğru yolu göstermesini istersiniz ve beklersiniz kararınızı değiştirecek olumlu şeylerin olmasını. zamana bırakmak sarıldığınız son umut dalgasıdır. yükselir veya hiç ortaya çıkmaz bu umut dalgası. beklenen sona ulaştığınızda, zaman kararınızı değiştirmezse de içiniz rahattır, son dalgayı bekleyip bir anlık öfke veya incinmişlikle karar vermediğiniz için...
Bırakmak,Nazım Hikmet ne güzel söylemiş ;
Önemli olan ?zamana bırakmak? değil,
?zamanla bırakmamak?tir..?
...................
kendine bırakmaktır aslında.
insan bir şeyleri zamana bıraktığını zanneder ya da zannetmek ister(kendini kandırmak) genelde ve zamanın olağanın dışında hiçbir müdahalesi olmadığını ve dahası genelde kendi de bu gerçeği bildiği halde razı gelir kandırmaya kendini.
kendi sorusunun kendinde olmayan ve ver(eme)mekten kaçtığı cevabıdır yerine koyduğu zaman.
kendi dehlizlerinde ve derinliklerinde saklandığı, kaçtığı ve görmek istemediği bir şeye rağmenliktir bu ve yüzleşmekten ve kabullenmekten fazlası değildir genelde gerçekleri.
en garibi de, bile bile demektir zamana bırakmak....
zihnimizin bilip kabul ettiği sonucu, kalbimizin isteğiyle ertelemek, ikili ilişkilerde karşımızdaki kişiye son bir şans vermektir kimi zaman. değer verdiğimiz kişiler tarafından hak etmediğimizi düşündüğümüz davranışlar gördüğümüzde inciniriz ve bilincimiz bir karar verme aşamasında olduğumuzun farkına varır. bu farkındalık geçmişte birlikte yaşadığınız anılara sürükler sizi. o anıların içinde güzel olanların yanı sıra başka ayrıntılarda su yüzüne çıkar yavaşça. çok küçük şeyler olduğu için o an önemsemeyip geçmişsinizdir ama şimdi o küçük hava baloncukları bir yap bozun eksik parçaları gibi bir araya geldikçe resim netleşir. ertelediğiniz sonuç gözünüzün önünde nettir ama yaşanan iyi günlerin anısına son bir kez daha ertelemek istersiniz sonucu. işte o anda zamana bırakırsınız kararınızı. zamanın doğru yolu göstermesini istersiniz ve beklersiniz kararınızı değiştirecek olumlu şeylerin olmasını. zamana bırakmak sarıldığınız son umut dalgasıdır. yükselir veya hiç ortaya çıkmaz bu umut dalgası. beklenen sona ulaştığınızda, zaman kararınızı değiştirmezse de içiniz rahattır, son dalgayı bekleyip bir anlık öfke veya incinmişlikle karar vermediğiniz için...