Arkadaşlar slmlar. Öncelikle konu çok güzel bir konu ve "bir dokun bin ah işit" dedirten bir vaka. Yani gerçekten söylenecek o kadar çok şey var ki.Ben öncelikle insanların bu olaya yaklaşımı ve çok çok önemlisi eğitimden bahsetmek istiyorum. Öyle ki Atatürk'ün çok güzel bir sözü her şeyi anlatmaktadır:"Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüce bir sosyal toplum hâlinde yaşatır veya bir milleti esaret ve sefalete terk eder". Bu söz gerçekten eğitimin bir millet ve milleti oluşturan insan adına ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bizde eğitim denince akla ne gelir? ÖSS,SBS,vs... diğer çoktan seçmeli test şeklinde "başarı" ölçen sınavlar. Acaba diğer ülkelerde durum nasıl? Mesela benim bildiğim Fransa'da açık uçlu sorular da sorulurmuş yani yorum, kompozisyon, fikir yazımı. Zaten öyle de olmalı. Çünkü Fransa'da zaten bir birey lise'yi bitirmeden önce o düzeye gelene kadar birçok elemeden geçiyor yani ne istediğiyle, neye yeteneğinin olduğuyla ilgili çeşitli ölçütlerden geçiyor. Sistem öyle kurulmuş.Yoksa Lise 3 de iyi puan alıp da işte tıp, mühendislik vs.. tarzı bişeye gideyim değil.Zaten o düzeye gelene kadar bireyin hangisine yatkın olduğu ayrıştırılıyor. Bizde hangi bölümün ne yaptığı çoğunlukla bilinmez ki iş hayatı, okul hayatı iki ayrı gezegen misali. İlla ki Fransa demiyorum başka birçok iyi ülke var. Örnek vermek açısından yazdım. Eğitim konusu gerçekten çok geniş bir konu. Bir defa biz de eğitim dibine kadar "EZBERCİ". Francis Bacon'ın bir sözü var ondan bir kesit aktarmak isterim " Bizi bilgili yapan, okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir". Yani önemli olan yüzlerce test kitabı çözmek değil, önemli olan konunun kendisi, konuya ilgi duymaktır. Temel olarak eğitim'in her düzeyi baştan aşağı sakat. Yukarı da bazı arkadaşların değindiği gibi üniversite ve sonrasında da iş bitmiyor yani yine sınavlar var dil sınavları, ösym nin yaptığı sınavlar+iş hayatı (o da bulabilenler için) bu arada nasıl kendini geliştirebilmen için fırsat olsun veya ne kadar olsun tamam insan isterse yapar ama burada genel durumu analiz etmemiz gerekir gerçekten karşımızda bulunan durum nedir diye. Ne değişik kitaplar okumaya, ne de değişik aktivitelere katılmaya, çeşitli yollarla kendini geliştirmeye az bir imkan oluyor ki bunu yapacak en iyi yer üniversite ve aslında üniversite başlı başına(sistem olarak) engel bu konuda.60 tane ders, yüzde 10 nu ancak işine yarar (seçmeliler dahil), derse gitme zorunludur (Yüzde 70 derslere devam, her yerde olmayabilir ama var olan bir durum olduğu için, bu durum içinde genel durumu anlatmak adına yazıyorum isterse devam zorunlu olmasın genel durum bellidir.) ama gitmesende çoğunu yaparsın (nasıl olsa sistem ezberci, bir dönem bişey yapma, 1 veya 2 hafta kala notları topla, ezberle bitti gitti.) Üniversite zaten kendisi can çekişiyor. Hocalar soruları nasıl sorar? Ne yazılsa puan getirir? Zaten eğitim kalitesi belli (bu sistem de nasıl olur ki!) + dibine kadar ezber ve yığınla ders? Nasıl bilim adamı, felsefeci, sanatçı yetişsin? Bizdeki eğitimle şu anki durum bile mucize gibi ki sakın abarttığımı düşünmeyin. Mümkün olduğunca betimlemeye çalışıyorum ki sizde de bi ışık uyansın, yani yorumlayın, uslamlayın, ne demek istediğimi daha iyi anlayın diye. Bu üniversite veya eğitim sisteminde olup da bilim adamı yetişmesi çöl de gül bahçesi yetişmesi gibi bişey.Eğitimle ilgili çok şeyler var ama biraz da bu konuya gösterilen yaklaşımı ifade etmek isterim. Genel de insanlar okulu diploma alma amacıyla görüyorlar (ki bu eleştirilmeyebilir çünkü günümüz koşullarında okumakta maddi olarak çok zor ve bir işe girmek için artık üni.okumak bile yetmiyor bunun yoluda en azından üni.den geçiyor yani iş bulmanın) ama okul sadece diploma değil insanın gerçek anlamda yani her anlamda eğitilmesi. Bilim,sanatifelsefe deyince acaba bu konuya gösterilen yaklaşım nasıl? "Hadı canım onlar karın doyurmuyor, bir futbolcu bir sezonda trilyonlar kazanıyor, o da neymiş, gereksiz şeyler.." tarzında mı yoksa "Bilim, ışık demek, ilerlemek, adam olmak, refaha erişmek demek, felsefe düşünmek, düşünebilme yetisi, farkında olabilme yetisi, sanat ise toplumun can damarı (Atatürk), toplumun gözbebeğidir. Bizim ne olduğumuzu ve olacağımızı, geleceğimizi bunlar belirler" şeklinde bir anlayış mı var? Bunu da sizlere, bu toplum içinde yaşadığınız tecrübelerinize bırakıyorum...
Saygılar....
Arkadaşlar slmlar. Öncelikle konu çok güzel bir konu ve "bir dokun bin ah işit" dedirten bir vaka. Yani gerçekten söylenecek o kadar çok şey var ki.Ben öncelikle insanların bu olaya yaklaşımı ve çok çok önemlisi eğitimden bahsetmek istiyorum. Öyle ki Atatürk'ün çok güzel bir sözü her şeyi anlatmaktadır:"Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüce bir sosyal toplum hâlinde yaşatır veya bir milleti esaret ve sefalete terk eder". Bu söz gerçekten eğitimin bir millet ve milleti oluşturan insan adına ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bizde eğitim denince akla ne gelir? ÖSS,SBS,vs... diğer çoktan seçmeli test şeklinde "başarı" ölçen sınavlar. Acaba diğer ülkelerde durum nasıl? Mesela benim bildiğim Fransa'da açık uçlu sorular da sorulurmuş yani yorum, kompozisyon, fikir yazımı. Zaten öyle de olmalı. Çünkü Fransa'da zaten bir birey lise'yi bitirmeden önce o düzeye gelene kadar birçok elemeden geçiyor yani ne istediğiyle, neye yeteneğinin olduğuyla ilgili çeşitli ölçütlerden geçiyor. Sistem öyle kurulmuş.Yoksa Lise 3 de iyi puan alıp da işte tıp, mühendislik vs.. tarzı bişeye gideyim değil.Zaten o düzeye gelene kadar bireyin hangisine yatkın olduğu ayrıştırılıyor. Bizde hangi bölümün ne yaptığı çoğunlukla bilinmez ki iş hayatı, okul hayatı iki ayrı gezegen misali. İlla ki Fransa demiyorum başka birçok iyi ülke var. Örnek vermek açısından yazdım. Eğitim konusu gerçekten çok geniş bir konu. Bir defa biz de eğitim dibine kadar "EZBERCİ". Francis Bacon'ın bir sözü var ondan bir kesit aktarmak isterim " Bizi bilgili yapan, okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir". Yani önemli olan yüzlerce test kitabı çözmek değil, önemli olan konunun kendisi, konuya ilgi duymaktır. Temel olarak eğitim'in her düzeyi baştan aşağı sakat. Yukarı da bazı arkadaşların değindiği gibi üniversite ve sonrasında da iş bitmiyor yani yine sınavlar var dil sınavları, ösym nin yaptığı sınavlar+iş hayatı (o da bulabilenler için) bu arada nasıl kendini geliştirebilmen için fırsat olsun veya ne kadar olsun tamam insan isterse yapar ama burada genel durumu analiz etmemiz gerekir gerçekten karşımızda bulunan durum nedir diye. Ne değişik kitaplar okumaya, ne de değişik aktivitelere katılmaya, çeşitli yollarla kendini geliştirmeye az bir imkan oluyor ki bunu yapacak en iyi yer üniversite ve aslında üniversite başlı başına(sistem olarak) engel bu konuda.60 tane ders, yüzde 10 nu ancak işine yarar (seçmeliler dahil), derse gitme zorunludur (Yüzde 70 derslere devam, her yerde olmayabilir ama var olan bir durum olduğu için, bu durum içinde genel durumu anlatmak adına yazıyorum isterse devam zorunlu olmasın genel durum bellidir.) ama gitmesende çoğunu yaparsın (nasıl olsa sistem ezberci, bir dönem bişey yapma, 1 veya 2 hafta kala notları topla, ezberle bitti gitti.) Üniversite zaten kendisi can çekişiyor. Hocalar soruları nasıl sorar? Ne yazılsa puan getirir? Zaten eğitim kalitesi belli (bu sistem de nasıl olur ki!) + dibine kadar ezber ve yığınla ders? Nasıl bilim adamı, felsefeci, sanatçı yetişsin? Bizdeki eğitimle şu anki durum bile mucize gibi ki sakın abarttığımı düşünmeyin. Mümkün olduğunca betimlemeye çalışıyorum ki sizde de bi ışık uyansın, yani yorumlayın, uslamlayın, ne demek istediğimi daha iyi anlayın diye. Bu üniversite veya eğitim sisteminde olup da bilim adamı yetişmesi çöl de gül bahçesi yetişmesi gibi bişey.Eğitimle ilgili çok şeyler var ama biraz da bu konuya gösterilen yaklaşımı ifade etmek isterim. Genel de insanlar okulu diploma alma amacıyla görüyorlar (ki bu eleştirilmeyebilir çünkü günümüz koşullarında okumakta maddi olarak çok zor ve bir işe girmek için artık üni.okumak bile yetmiyor bunun yoluda en azından üni.den geçiyor yani iş bulmanın) ama okul sadece diploma değil insanın gerçek anlamda yani her anlamda eğitilmesi. Bilim,sanatifelsefe deyince acaba bu konuya gösterilen yaklaşım nasıl? "Hadı canım onlar karın doyurmuyor, bir futbolcu bir sezonda trilyonlar kazanıyor, o da neymiş, gereksiz şeyler.." tarzında mı yoksa "Bilim, ışık demek, ilerlemek, adam olmak, refaha erişmek demek, felsefe düşünmek, düşünebilme yetisi, farkında olabilme yetisi, sanat ise toplumun can damarı (Atatürk), toplumun gözbebeğidir. Bizim ne olduğumuzu ve olacağımızı, geleceğimizi bunlar belirler" şeklinde bir anlayış mı var? Bunu da sizlere, bu toplum içinde yaşadığınız tecrübelerinize bırakıyorum...
Saygılar....