Arkadaşlar aşağıdaki metni herkes kendi ilinin Milletvekiline gönderirse belki sesimizi biraz daha duyurmuş oluruz.
SAYIN VEKİLİM ...
Biz devletin en temel organlarından biri olan Adalet Teşkilatında çalışan personelleriz. BİZ YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ, ZABIT KÂTİBİ, MÜBAŞİR, SEÇİM KURULU PERSONELİ, İNFAZ KORUMA MEMURU, HİZMETLİ, ŞOFÖR, ADLİ TIP KURUMU PERSONELİYİZ.
Bizler Adalet Bakanlığının alt kademesinde çalışan sesimizi hiçbir zaman siz vekillerimize duyuramayan 657?ye tabi sessiz çoğunluğuz. Genellikle birkaç metre kare odalarda, temizliği bile imkânsız olan yüzlerce ve binlerce dosyalara yazışma, duruşma, kesinleşme, infaz, keşif, tespit, karar, arşiv işlemleri yapar ve bu dosyaların taraflarıyla birebir bilgi ve belge ilişkisi olan ve bunun yanında Türkiye Cumhuriyeti Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları?nın sağ kolu diyebileceğimiz en büyük yardımcılarıyız. Bizim çalışma koşulumuz zaman, mekân gözetmeksizin maaş ve resmi ya da hafta sonu tatillerine bakılmaksızın günün gece dilimi de dâhil sadece ve sadece günü gününe yetiştirilmesi ve bitirilmesi zorunlu işlere endekslidir.
İşin yetişmemesi ya da bitirilmemesi gibi bir mazeretimiz kesinlikle ve kesinlikle yoktur. Ayrıca adliyelerde açılan tüm dava dosyalarının yasal koruma sorumluluğu da ilgili birimde çalışan personelin üzerindedir. Geceleyin ve hafta sonları sürekli olarak çalışmak zorundayız. Çünkü hem dönüşümlü olarak haftalık nöbetlerimiz hem de Cumhuriyet Savcılıklarında çalışanlar olarak 24 saat otopsilere gitmek zorunluluğumuz vardır. Ve bu yoğunluk ülkemizdeki adli vakalar göz önüne alındığında süreklilik arz etmektedir. Bu durum ise hem çalışanlar olarak bizim psikolojimizi bozmakta, hem de tüm aile bireylerimizi ve sosyal yaşantımızı etkilemektedir.
Ancak tüm bunların karşılığında Sağlıkta, Milli Eğitimde, Maliyede çalışan memurların ortalama maaşı 1200-1250 YTL civarında olduğu, bunlara ilave olarak fazla çalışma yaptıklarında 350-400 YTL civarında ek ücret aldıkları, nöbet tuttuklarında hem nöbet parası alıp, hem ertesi gün izinli sayıldıkları (örneğin hemşireler) bir ortamda, aynı statüye sahip biz adliye çalışanlarının 750-900 YTL ücret alıp nöbet ücreti ve izinden yararlanamayıp fazla çalışma ücreti olarak maksimum 127 YTL almak adalet teşkilatında yaşanan en büyük adaletsizliktir.
Ev kiramız, ortalama ikişer çocuğumuz, mutfak ve okul giderimiz yani zorunlu temel ihtiyaçlarımızı dahi aldığımız maaş ile karşılayamazken ve yukarıda belirttiğimiz şekilde bir çalışma ortamında iken, ( ki mesai haricinde adliyeye çalışmak için hafta sonları ve gece otopsilere gelmemiz bile yol ve yemek masraflarını göz önüne aldığımızda ekstra bir külfet getirmektedir ve bu durum ayrıca diğer devlet memurları gibi ek iş yapmamızı da imkansız kılmaktadır.) Adaletin dağıldığı bir ortamda nasıl bir adalet olduğunu düşünebiliriz ki!
Devletin onuru ve güvenilirliği, onu temsil edenlerin temsil etme kabiliyetleri ile doğru orantılıdır. Adalet, devletin temeli olduğuna göre o göreve anlam veren onu ete kemiğe büründüren yargısal faaliyette önemli bir rol alan adliye çalışanlarının kimseye muhtaç olmayacakları, hayal kurabileceği bir mali duruma kavuşturulmaları artık geciktirilmeyecek bir sorundur ve günden güne bu sorun büyüyerek ciddiyetini artırmaktadır. Her geçen gün kredi ve kredi kartı mağduru arkadaşlarımız artmakta, bu yükün altından kalkılamaz hale gelmektedirler. Maaşlarına icra geldiğinde ise de derhal soruşturma başlatılmaktadır. Diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki çalışan personelin soruşturmaları izne tabii iken Yargı Çalışanlarının soruşturmaları izne tabii olmadığı gibi emrinde çalıştığı amirinin insiyatifine göre hakkında soruşturma başlatılabilmektedir. Dileğimiz ülkemizin tüm insanlarının emekleriyle geleceklerini garantileyebilecekleri, hayal kurabilecekleri bir refah seviyesine ulaşmalarıdır.
Yargı personelinin özlük haklarının acilen düzenlenmesi, YARGI ÇALIŞANLARI SINIFININ oluşturulması gerekiyor. Hem en çok çalışıp hem de neredeyse en az maaş almanın adil ve insani olduğunu düşünmüyoruz. Hele ki bu durumun isminde adalet bulunan bir kuruma hiç yakışmadığını düşünmekteyiz. En kısa sürede çalışma saatlerimize, sorumluluğumuza ve yaptığımız işin ciddiyetine uygun, insan onuruna yakışır ekonomik ve çalışma şartlarının düzenlenmesi hususu siz Sayın Vekillerimize düşüyor.
Memurların saygınlığı devletin kendi saygınlığıdır. Devletimizin ve biz milletin temsilcileri sizlersiniz memurlarından dürüstlük bekleyen Devlet, onun çalıştığı yerdeki en az ihtiyaçlarını karşılayacak tutarda bir ödeme yapması gerektiğini de elbette ki biliyordur. Özlük haklarımızın iyileştirilmesi için çaba göstermenizi istiyor, bu seslenişimizde bizleri yalnız bırakmayacağınızı umuyoruz.
SAYGILARIMIZLA?
Adı-Soyadı
İmza
Arkadaşlar aşağıdaki metni herkes kendi ilinin Milletvekiline gönderirse belki sesimizi biraz daha duyurmuş oluruz.
SAYIN VEKİLİM ...
Biz devletin en temel organlarından biri olan Adalet Teşkilatında çalışan personelleriz. BİZ YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ, ZABIT KÂTİBİ, MÜBAŞİR, SEÇİM KURULU PERSONELİ, İNFAZ KORUMA MEMURU, HİZMETLİ, ŞOFÖR, ADLİ TIP KURUMU PERSONELİYİZ.
Bizler Adalet Bakanlığının alt kademesinde çalışan sesimizi hiçbir zaman siz vekillerimize duyuramayan 657?ye tabi sessiz çoğunluğuz. Genellikle birkaç metre kare odalarda, temizliği bile imkânsız olan yüzlerce ve binlerce dosyalara yazışma, duruşma, kesinleşme, infaz, keşif, tespit, karar, arşiv işlemleri yapar ve bu dosyaların taraflarıyla birebir bilgi ve belge ilişkisi olan ve bunun yanında Türkiye Cumhuriyeti Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları?nın sağ kolu diyebileceğimiz en büyük yardımcılarıyız. Bizim çalışma koşulumuz zaman, mekân gözetmeksizin maaş ve resmi ya da hafta sonu tatillerine bakılmaksızın günün gece dilimi de dâhil sadece ve sadece günü gününe yetiştirilmesi ve bitirilmesi zorunlu işlere endekslidir.
İşin yetişmemesi ya da bitirilmemesi gibi bir mazeretimiz kesinlikle ve kesinlikle yoktur. Ayrıca adliyelerde açılan tüm dava dosyalarının yasal koruma sorumluluğu da ilgili birimde çalışan personelin üzerindedir. Geceleyin ve hafta sonları sürekli olarak çalışmak zorundayız. Çünkü hem dönüşümlü olarak haftalık nöbetlerimiz hem de Cumhuriyet Savcılıklarında çalışanlar olarak 24 saat otopsilere gitmek zorunluluğumuz vardır. Ve bu yoğunluk ülkemizdeki adli vakalar göz önüne alındığında süreklilik arz etmektedir. Bu durum ise hem çalışanlar olarak bizim psikolojimizi bozmakta, hem de tüm aile bireylerimizi ve sosyal yaşantımızı etkilemektedir.
Ancak tüm bunların karşılığında Sağlıkta, Milli Eğitimde, Maliyede çalışan memurların ortalama maaşı 1200-1250 YTL civarında olduğu, bunlara ilave olarak fazla çalışma yaptıklarında 350-400 YTL civarında ek ücret aldıkları, nöbet tuttuklarında hem nöbet parası alıp, hem ertesi gün izinli sayıldıkları (örneğin hemşireler) bir ortamda, aynı statüye sahip biz adliye çalışanlarının 750-900 YTL ücret alıp nöbet ücreti ve izinden yararlanamayıp fazla çalışma ücreti olarak maksimum 127 YTL almak adalet teşkilatında yaşanan en büyük adaletsizliktir.
Ev kiramız, ortalama ikişer çocuğumuz, mutfak ve okul giderimiz yani zorunlu temel ihtiyaçlarımızı dahi aldığımız maaş ile karşılayamazken ve yukarıda belirttiğimiz şekilde bir çalışma ortamında iken, ( ki mesai haricinde adliyeye çalışmak için hafta sonları ve gece otopsilere gelmemiz bile yol ve yemek masraflarını göz önüne aldığımızda ekstra bir külfet getirmektedir ve bu durum ayrıca diğer devlet memurları gibi ek iş yapmamızı da imkansız kılmaktadır.) Adaletin dağıldığı bir ortamda nasıl bir adalet olduğunu düşünebiliriz ki!
Devletin onuru ve güvenilirliği, onu temsil edenlerin temsil etme kabiliyetleri ile doğru orantılıdır. Adalet, devletin temeli olduğuna göre o göreve anlam veren onu ete kemiğe büründüren yargısal faaliyette önemli bir rol alan adliye çalışanlarının kimseye muhtaç olmayacakları, hayal kurabileceği bir mali duruma kavuşturulmaları artık geciktirilmeyecek bir sorundur ve günden güne bu sorun büyüyerek ciddiyetini artırmaktadır. Her geçen gün kredi ve kredi kartı mağduru arkadaşlarımız artmakta, bu yükün altından kalkılamaz hale gelmektedirler. Maaşlarına icra geldiğinde ise de derhal soruşturma başlatılmaktadır. Diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki çalışan personelin soruşturmaları izne tabii iken Yargı Çalışanlarının soruşturmaları izne tabii olmadığı gibi emrinde çalıştığı amirinin insiyatifine göre hakkında soruşturma başlatılabilmektedir. Dileğimiz ülkemizin tüm insanlarının emekleriyle geleceklerini garantileyebilecekleri, hayal kurabilecekleri bir refah seviyesine ulaşmalarıdır.
Yargı personelinin özlük haklarının acilen düzenlenmesi, YARGI ÇALIŞANLARI SINIFININ oluşturulması gerekiyor. Hem en çok çalışıp hem de neredeyse en az maaş almanın adil ve insani olduğunu düşünmüyoruz. Hele ki bu durumun isminde adalet bulunan bir kuruma hiç yakışmadığını düşünmekteyiz. En kısa sürede çalışma saatlerimize, sorumluluğumuza ve yaptığımız işin ciddiyetine uygun, insan onuruna yakışır ekonomik ve çalışma şartlarının düzenlenmesi hususu siz Sayın Vekillerimize düşüyor.
Memurların saygınlığı devletin kendi saygınlığıdır. Devletimizin ve biz milletin temsilcileri sizlersiniz memurlarından dürüstlük bekleyen Devlet, onun çalıştığı yerdeki en az ihtiyaçlarını karşılayacak tutarda bir ödeme yapması gerektiğini de elbette ki biliyordur. Özlük haklarımızın iyileştirilmesi için çaba göstermenizi istiyor, bu seslenişimizde bizleri yalnız bırakmayacağınızı umuyoruz.
SAYGILARIMIZLA?
Adı-Soyadı
İmza