Editörler : E.Kayı Han
08 Haziran 2008 20:18

Mirasta erkeğe "2 pay" kadına "1 pay" verilmesinin günümüz şartlarına göre yorumu

Nisa süresinde belirtilen erkeğe 2 kadına 1 pay oranının, geçimişte uygulanabilir bir bölüştürme yöntemi olması savunulabilir. çünkü kadının evin gelir-giderlerine katkısı yoktu. kocasının parasından harcardı kadın geçmişte. Bu nedenle erkeğin noksalan parasını dengelemek için kullanılan "2'ye 1 pay oranı" geçmiş için adil olabilir.

Peki, ya günümüzde?

Karı-koca çalışan ve evin tüm gelir-giderleri müşterek paylaşılan bir ailede, bu yöntemin adil olabilmesi mümkün müdür? Günümüz aile yapıları bu doğrultuda şekillenirken yani ailelerde erkek-kadın, ev ekonomisinde eşit rol üstlenirken, hala geçmişin belirttiği oranları kullanmak, adaleti sağlayabilecek midir?


5121
Aday Memur
08 Haziran 2008 20:33

Günümüzde cumhuriyetin getirdiği miras ve veraset kanunu uygulanıyor sanıyorum.yinede bir hukukçuya sorsak.


@kuheylan@
Kapalı
08 Haziran 2008 21:06

ahh be felsefe yine rahat durmamışsın kac kere dedık sana bırak şu felsefeyi yoksa felsefenin verdıgı şüphelerden bir gun tırlatıcaksın...

Kur'an-ı eleştırmek sana ne kazandırıyor azızım

nıyetın gercektende bırseyler ogrenmek mı yoksa araya nifak ve felsefe sokarak ınsanların aklını karıstırmakmı?

erkek gecmısten bugune evın gecımını tek basına goguslemıs bir aile resıdır.bugun gelısmıs ulkeler dahıl cogunluk ta evı erkek gecundırır.cunku bayanlar fıtratları geregı(hamılelık donemı,fiziksel yonden faha narin olma,menapoz donemı gıbı donemler,ince ruhlu olması,nazenin,daha nazık olma vb)geregı ış hayatında cok yıpranırlar..

islam dini kolaylık dinidir

mirasta erkege 2 pay vermesının nedenlerınden bırı de budur

erkegın bakmakla yukumlu oldugu bır aılesı vardır

bayanda ise bu yuk kocasına kaldıgı ıcın oncelık erkektedır

ama erkegın ıhtıyacı yok ve mesela kız kardesının de durumu ıyı degılse,kardesıne yardım etmesını dinimiz buyuk bır fazılet saymısdır

gunumuzde de cogu ulkede (gelısmıs gelısmemıs )calısma hayatı erkeklerın ustundedır.ıstatıstıgını arastırabılırsın

yanı 2 pay vermekle bır adaletsızlık soz konusu degıldır

felsefe cerayanı anlasılan senı fazla bunaltmıs

ferahlık dınımızı yasamaktadır azızım baska yol araman beyhude cunku baska yol yok....en guzel en tatlı en özgur en demokratık sıstem sadece İslamdadır...


Felsefffe
Genel Müdür
08 Haziran 2008 21:21

günümüzde kadın-erkek her ikisinin birlikte ev ekonomisini göğüsledikleri aile yapıları için, islam emri olan "2'ye 1 pay oranı" geçerli olamaz. Ayrıca hiç bir ülkede hiç bir adil hukuk düzeni bunu savunmaz ve uygulamaz. Çünkü bunu uygulamak demek kadını üretim/iş hayatından uzak tutmayı gerektirir.

eğer günümüzde kadın ev ekonomisinde müşterek rol alıyorsa islamın emri olan bu oranlar geçerliliğini yitirmiştir demektir. Bu uygulamayı savunanlar ancak kadınları iş hayatından uzaklaştırmak ve sadece kocasının parasından harcaması gerektiğini düşünenlerdir.

Sonuç olarak, kadın-erkek ekonomide eşit rol alıyorsa, islamın emri olan bu oranlar(2-1), her koşula uygun olamıyor demektir.


fora
Başbakan Müsteşarı
08 Haziran 2008 21:33

Miras hükümleri en-Nisâ Sûresinin 7, 11, 12 ve 176. âyetleri ile el-Enfal Sûresi'nin 75. âyetinde şu şekilde belirlenmiştir:

a) Çocuklar ve ana-babanın mirası: "Allah size evlâtlarınızın miras taksimi hususunda, erkeklerin paylarının kızların iki katıolmasını emretmektedir. Eğer bütün çocuklar kız olup ve sayıları ikiden fazla ise, bunların payı ölenin bıraktığı malın üçte ikisidir. Eğer mirasçı bir tek kız ise mirasın yarısı onundur. Eğer ölen ana ve baba ile birlikte çocuklar da bırakmışsa ana ve babanın herbirini terekeden payı altıda birdir. Şayet ölenin çocuğu bulunmayıp da, mirasçı olarak ana ve babası kalmışsa, ananın payı üçte birdir. Eğer ölenin kardeşleri varsa terekenin altıda biri ananındır. Bu paylar, ölenin borçları ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten soma hak sahiplerine verilir. Baba ve çocuklardan, hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu, siz bilemezsiniz. Bu, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz ki Allah, her şeyi çok iyi bilen, hüküm ve hikmet sahibidir" (en-Nisâ, 4/11).

b) Karı-kocanınmirası: "Eğer hanımlarınızın çocukları yoksa, bıraktıkları mirasın yarısı sizindir. Şayet çocukları varsa bıraktıkları mirasın dörtte biri sizindir. Bu paylar, ölenin vasiyeti yerine getirildikten ve varsa borcu ödendikten sonradır. Eğer siz çocuk bırakmadan ölürseniz, geriye bıraktığınız mirasın dörtte biri hanımlarınızındır. Şayet çocuklarınız varsa, bıraktığınız mirasın sekizde biri hanımlarınızındır. Bu paylar, yaptığınız vasiyetler yerine getirilip ve varsa borcunuz ödendikten sonra verilir" (en-Nisâ, 4/12).

c) Kardeşlerin mirası: Kelâle adı verilen kardeşlerin mirası, ana bir kardeş veya ana-baba bir yahut baba bir kız kardeş olmak üzere iki statüde toplanmıştır. Kelâlenin mirasçı olmasında ön şart, miras bırakanın baba veya erkek çocuklarının bulunmamasıdır.

Ana bir kardeşlerin mirası şöyle belirlenmiştir: "Eğer ölen bir erkek veya kadın, erkek usül veya fürûu bulunmaksızın mirasçı olunuyorsa, kendisinin (ona bir) erkek veya (ana bir) kız kardeşi bulunuyorsa, bunlardan herbirinin miras payı terekenin altıda biridir. Eğer bu kardeşler bundan daha çok iseler, bu takdirde kardeşler mirasın üçte birini zarara uğratılmaksızın aralarında eşit olarak paylaşırlar. Bu paylar, ölenin vasiyeti yerine getirilip ve varsa borcu ödendikten sonra verilir. Bunlar, Allah tarafından bir emirdir. Allah her şeyi bilen ve yarattıklarına çok yumuşak davranandır"(en-Nisâ, 4/12).


@kuheylan@
Kapalı
08 Haziran 2008 21:40

FELESEFE HERSEYI MANTIKTA ARAR!

MANTIK ISE OBJEKTIF OLAMAZ HER INSANDA!

SENDE BU ISI SADECE MANTIGINLA HALLETME TARAFTARISIN!

KADIN IS HAYATINDA CALISSA DAHI ERKEKLE AYNI FITRİ OZELLIKTE DEGILDIR

EN BASIT ORNEK KADINLARIN EMEKLILIK YASI COGU ULKEDE DAHA KUCUKTUR!

HUKUKTAN DEM VURUYORSUN AYNI FITRI OZELLIKTE BULUNMAYAN KADIN VE ERKEGE AYNI IS GUCUNU YUKLUYORSUN BU MU SENIN ADALETIN?

ISLAM KADINI IS HAYATINDAN ASLA ALIKOYMAZ TAM TERSİ TESVIK EDER,FAKAT AYNI IS GUCUNU YUKLETMEK ISTEMEZ!

SONUÇ;KUR'AN-I YADA TEFSIR KITAPLARINI ACIYIMDA BIR CIRPIDA OGRENIYIM DIYEMEZSİN YADA AYETLERI ILK OKUYUSTA ANLAYAMAZSIN

BUYUZDEN Efendımız gonderılmıs alımler evlıyalar gonderılmıs

ınsanlıga rehber olsunlar dıye

bu KUR'AN-IN ZENGINLIGINDENDIR CUNKU O SADECE O ASRA INMEMISTIR TUM ASRA, KIYAMETE KADAR HUKMU GECERLIDIR DOLAYISIYLA KIYAMETE KADAR OLAN SUREDEKI TUM INSANLIK SORUNLARINADA CEVAP VERIR BUYUZDEN AYETLERIN HEPSI BIZIM ANLADIGIMZ MANADA DEGILDIR VE BUYUZDEN REHBERLER GONDERILMIS VE BUYUZDEN BIR OKUYUSTA ANLAYAMAYIZ... AKSI HALDE BİR OKUYUSTA ANLASILMASI ICIN MILYARLARCA SAYFADAN IBARET OLMASI GEREKIRDI OZAMAN DA INSANOGLU KUR'AN-I OKUMAZDI DEGILMI?

SOHBETLERLE ARASTIRMALARLA SEN O NA YAKLASTIKCA O DA SANA YAKLASIR

HIKAYE KITABI OKUR GIBI ALIRDA ELINE HEMEN ŞU AYET ŞU MANADADIR DIYEMEZSİN,

HELEKI FELSEFENIN YARATICIYI YOKSAYARAK NE NICIN NEDEN SORULARINA CEVAP ASLA BULAMAZSIN BULSAN BULSAN KARSINA HEP NEFSIN CIKAR SUPHELER VESVESELER CIKAR


Felsefffe
Genel Müdür
08 Haziran 2008 21:57

Örneğe bakalım:

Annem-babam evin gelir-giderini ortak yükleniyor, ben de eşimle ortak ev ekonomisi yürütüyoruz, kardeşlerim de, eşimin kardeşleri de aynı şekilde karı-koca müşterek ekonomik yüke sahipler.

Şimdi böyle ailelerin olduğu ve giderek arttığı dünya düzeni için; eski geleneklere göre hazırlanmış, eki geleneklerle sınırlı olan miras hukukunu uygulamak mümkün müdür? geçerliliğini gittikçe yitirmiyor mu?

(ayrıca kadınların fiziksel güçlerini kullanmadan, sadece zihinsel güç gerektiren işlerin sayısı oldukça çok, ki zaten devir bilgi toplumuna doğru giderken sadece fiziksel güce dayalı iş bölümü yapmak mantıklıca değildir.)


@kuheylan@
Kapalı
08 Haziran 2008 22:33

FİZİKSEL DERKEN DOZER KULLANMAK DEMIYORUZ BIZDE

NE IS OLURSA OLSUN BAYAN DAHA COK YIPRANIR

SEN YINE BILDIGINI YAP AZIZIM ÖNYARGI GOZLUGUNU TAKMISSIN BIR DEFA! CIKARMADIGIN SURECE GOREMEZSIN GERCEKLERI!


Felsefffe
Genel Müdür
08 Haziran 2008 23:14

önyargı, değişen çağın koşullarına ayak uydurmak demek değildir.

tam aksi önyargı, gelişmelere gözleri kapatıp, sadece 1400 yıl öncesine göre davranmaktır.

Bir çok aile yapısına göre, geçerlilik göstermiyor islamın miras konusundaki emirleri, öyle değil mi? "Kadın çalışmasın" mı diyorsunuz? Yok eğer "kadın çalışmasın" demiyorsanız, islamdaki miras hukukunun da geçersiz olduğuna kanaat getirmeniz gerekmez mi? her ikisini birden diyebilmeniz mümkün değil çünkü.

Yani kadın, hem evin gelirine-giderine ortak olsun, hem de mirastan erkeğin yarısı kadar pay alsın, diyemezsiniz.


eskad.
Kapalı
08 Haziran 2008 23:21

kadının çalışıp çalışmaması geçerliliği hakkında şüphe duyulmasına sebebp değildir..

şimdi efenim islam hukundan bahsediyoruz şu an uygulanan anayasa hukundan değil..ve sebeplerde sonuçlarda bu çerçevede değerlindirilmelidir....ikisini harmmanlamaya çalışşırsanız iş çıkılmaz olur..

islam hukuna göre rızk evin erkeğine bırakıldıysa uygulanan payda bir sorun yok..akla uygun..kadının çalışması ve para kazanmasıda bu konuda itiraz hakkını doğurmaz..çünkü hukuken çalışmama gibi bir hakkının olduğunu biliyor..bu hakkından vazgeçmesi başka bir hakkın kazanmasına gerekçe değildir..


Felsefffe
Genel Müdür
08 Haziran 2008 23:28

yani eskad, kadın çalışsa da çalışmasa da, her zaman erkeğin yarısı kadar pay mı alacak mirastan?


eskad.
Kapalı
08 Haziran 2008 23:35

neden böyle olduğu açık...

yani sen bir erkek olarak....

çocuğunun, eşinin geçiminin sana yüklendiğini bile bile ve bunu bu şekilde uygularken mirasın kadınla eşit verilmesi sana yapılan bir hakszılık olarak gelmez miydi??

bana gelirdi..

çünkü ben rızk bulmakla ailemi maddi anlamda ihya etmekle görevlendirmişim kadına böyle bir görev verilmemiş..

asıl bunu mantığıma yatıramam ben..


Felsefffe
Genel Müdür
08 Haziran 2008 23:38

eskad.;

karı-koca evin geçimini müşterek sağlıyor. her ikisi de ev ekonomisine eşit katkıyı sağlıyor. Nasıl erkeğe daha fazla pay verebilirsin?


eskad.
Kapalı
08 Haziran 2008 23:50

bak bi önceki mesajımı oku...

rica ediyorumm..

kadın bilmeli böyle bir yükümlülüğü (çalışmaktan bahsediyorum)yok islam hukukuna göre..ha bu hakkından vazgeçiyor olması neden diğer hakkın kazanılmasına sebep versin??

bana da burayı sen anlat...

yani ben bir bayan olsam....

ve bilsem Allah bana ""senin evi geçindirmek gibi bir yükümlülüğün yok bu yük erkekte sen evinle ilgilen""....

ve ben böyle olduğunu bile bile gidip çaılşsam ve "hayır ben çalıştığım için bana mirasta eşit pay verilcek desem"

nasıl bir tablo çıkar ortaya...

""koyulan hukuka karşı,ve kendi keyfii durumlar için hukuk koyucu....""

bunu anayasada yapmaya çalışsalar aynen yukardaki söylev vuku bulurdu...


eskad.
Kapalı
08 Haziran 2008 23:57

çok uykum geldi felsiiii:)))

mesaiye geçikip laf duymaktansa tartışmaya gecenin noktasını koymayı tercih ederim...

felsii birbirimizi anlamak zorunda değiliz..

çünkü sanırım mantık denen olgu kişisel farklılıklar gösteriyorki bu normal ama dediğim gibi "sanırım":))

selametle..

Allah rahatlık versin:)))))


mhmtdmr
Müsteşar Yardımcısı
09 Haziran 2008 00:08

felsefe sapla samanı karıştırdığında lezzetli olmayan bi yemek çıkartıyorsun. şimdi günümüz hukuk anlayışıyla islam hukukunu karşılaştırıp aklınca birinin adil derinin ise geçmişte kalmış, eskimiş, kullanılamaz hale geldiğini söylüyorsun. argümanın ise oldukça cahilce, islam hukukunuhiç bilmeden, sadece kadına yarım hisse verildiğini bilerek yapılan bi mantık kurgulaması... şimdi iyice dikkat et arkadaşım.

birincisi; islam evin maddi sorumluluğunu erkeğe yüklemiştir. kadın evdekiler acına ölse bile hukuken hiçbir sorumluluk sahibi değildir. bu sebeple yükün asıl sahibine diğerinden fazla pay öngörülmüştür.

ikincisi, şimdi kadın ve erkek evin maddi sorumluluğunu beraber taşıyorlar diyorsun,bugünün fiili durumu islam hukukuna göre ele alınırsa kadının kazandığı kendine, erkeğin kazandığıise ailesinedir. kadının malı üzerinde kocasının veya çocuklarının hiçbir asarruf hakkı yoktur. erkeğin malı ve kazandıkları üzerinde ise eş ve çocukların yani tüm aile bireylerinin tasarruf hakları vardır. kısaca erkeğin kazandığı herkese, kadının kazandığı ise kendine aittir. bu sebepden dolayı erkeğe iki pay verilmesi kabul edilmiştir. bu payın biri kendi diğeri ise aile bireyleri içindir. bu durumda o felsefi öngörünü biraz daha geliştirip de işin esas yönünü anlamaya çalışırsan aslında her ikisine de aynı payın verildiğini görmüş olursun.buradaki paylaşım sorumluluklarla birebir doğru orantılıdır ve kimseye e de haksızlık yapılmamaktadır....


Felsefffe
Genel Müdür
09 Haziran 2008 00:17

kadınlar ekonomik özgürlüklerini kendileri istiyorlar, üretim ve iş hayatına katılmak istiyorlar.

Bu neden keyfi uygulama olsun? sen kendi inancına göre sabit düşünüyorsun. Halbuki değişen şartlar, kadınların da iş hayatında olabileceğini gösteriyor. çünkü geçmişte ev geçindirebilmek için yapılabilecek işler büyük çoğunlukla fiziksel güç gerektiren işlerdi. bu nedenle bu sorumluluğu erkekler üstlenirdi. Fakat sanayi toplumundan bilgi toplumana geçtiğimiz bir çağda, zihin gücü önem kazandı ve kadınların da iş hayatında olabilmesi doğal hale geldi. Ve bu şartlara göre kadın kendi iradesiyle erkek egemenliğini red edip, kendi ekonomik özgürlüğünü istemektedir. çünkü ekonomik kazanç kimde ise yönetim ondadır. bu nedenle kadın yıllarca ezilmişliğini yok edip erkek ile eşit konuma gelebilmek için ekonomik özgürlüğünü istemiştir. Ve evin reisi babadır anlayışı artık yavaş yavaş tarih olmaktadır. çünkü tüm medeni kanunlarda erkek evin reisi olarak görülmemektedir artık.

gelire ortak olan kadın-erkek aile düzeninde mirastan farklı paylar almak adaletsizliktir. Ve eğer kurallar ageçerliliğini yitirmişse, güncellenmeleri gerekmektedir. çünkü kurallar/yasalar bulunduğu mekan ve zamana göre belirlenir/şekillenir. bu yüzden islamdaki miras hukuku bugün uygulama niteliğini kaybetmektedir. çünkü islam hukuku kadının, hala kocasının parasıyla yaşaması gerektiğini ve ekonomik özgürlüğünün olmaması gerektiğini hesap ediyor. değişen koşullara karşı dinamik bir yapı gösteremiyor. hala 1400 yıl önceki toplum ve toplumdaki kadının yerine göre geçerli olan eski yasaları uygulamakta ısrar ve inat etmektedir.


eskad.
Kapalı
09 Haziran 2008 00:29

kadınlar ekonomik özgürlüklerini kendileri istiyorlar, üretim ve iş hayatına katılmak istiyorlar.

...

islam hukukuna göre kazanma mecburiyeti olammalarına rağmen kendileri istiyorsa keyfilik te nedir???

...

"" geçindirebilmek için yapılabilecek işler büyük çoğunlukla fiziksel güç gerektiren işlerdi. bu nedenle bu sorumluluğu erkekler üstlenirdi.""

.

tek fiziksel güç yönünden sınırlandırılmış bir konu değil..

aile yaşantısının korunmasından tutunda çocukların başı boş yetişmemesine kadar varan çok ince düşünülmüş bir nedenler silsilesi oluşturulabilir..biraz düşünürsek bulabiliriz bu nedenleri...

***

mhmtdmrin dediği gibi sapla saman karışmış iyice..

islam hukukuna göre düşünürsen herşeyi mantığına yatıracaksın ama sen şu an ki uygulamayı baz alıp çelişkiler ..

**

ama tüm çelişkilerine rağmen şu cümleyi sarfetmemeliydin...

""Ve eğer kurallar ageçerliliğini yitirmişse, güncellenmeleri gerekmektedir..""

anayasada dahi değiştirilmesi teklif edilemez hükümler varken sen kuran hükümlerinin değiştirilmesinden bahsediyorsun...

uykumu kaçırdın felsiiiiiii


saadetiebediyye
Daire Başkanı
09 Haziran 2008 00:30

İslam dini nakil dinidir. Allah'ın emirlerinin bulunduğu Kur'an ise ebedi bir nur'dur. Eğer Kur'an yeryüzünden Allah muhafaza kalksa, insanların tutunacak hiç bir dalları kalmaz.

Madem bu koskoca kainat var, madem herşeyin belirli bir düzeni var, madem kışın yapraklarını dökmüş, ölmüş ağaçlar, otlar, bitkiler, baharda kısa bir süre içinde ihya olmalarıyla haşrin numunelerini gösteriyorlar, madem herşey en ince ayrıntılarıyla ve milimlik düzenleriyle yaratılıyor, madem...madem...madem...vs... Elbette üstün ilim ve akıl sahibi tarafından bu işler dönüyor. O yaratıcıda en ufak bir acizlik olsaydı hiç bir şeyi yaratamayacaktı, yaratsa bile o acizlik büyük düzensizliklere sebebiyet verecekti. Oysa gözümüzle gördüğümüz herşey her an yaratılmakta her an kontrol edilmekte, ki her an kontrol edilip, o şeylerin üstünde üstün güç ve kudret sahibi bir el işleyip, kudretli elini o şeylerin üstünde her an işlettirmeyeseydi hiç birşey hayatta bir an bile kalamazdı. Çünkü o karmakarışık şeyler akıllıca hareketleriyle, üstün güç ve kuvvet sahibi bir zat'ın her an kudret eliyle işletildiklerini her insana gösteriyorlar. o el işlemeseydi onlar hayatta kalamazdı. hatta onların var olmasıda muhal olacaktı. çünkü her şeyin içinde atomlar yada hücreler var. bunların hareketleri süreklidir. bir an bile görevlerinden geri durmaz ve hareketleride devamlıdır. Karmakarışık tesadüfün bunda hiçbir yeri olamaz.

Demekki kudretli bir el işliyor.

Madem kudretlidir, madem eksiklikten uzaktır, madem her işi hikmetlidir, ve madem insanlara ve tüm canlılara aklı Allah vermiştir.

O halde hiç bir insanın, Kendisini yaratıp, ona AKIL VEREN, ona rızık veren, midesindeki nimetleri eriten, o midedeki nimetlerden zararlı olanları dışarı atıp, faydalı olanları vücudun ihtiyacına göre, vücudun, -bize göre karmakarışık mahiyetini bilmediğimiz yerlere gönderip fayda sağlatttıran- yerlerine gönderen, kullarını şefkatle besleyip onlara bakan Bir Zat-ı Zülcelal olan Allah'ın buyruklarını eleştirmeye hakkı yoktur.

Allah kuluna akıl versin, kuluda rabbine karşı daha iyi biliyormuş gibi bir divanelikle kendi Rabbine akıl vermeye kalksın...böyle birşeyi dünyada kim olursa olsun hiç bir canlı kabul etmez.

Bu dünya imtihanının amacı Mü'min kullar ile kafir kulları ayırt etmektir. Allah ise o güzel buyruklarıyla insanlara yol gösteriyor. Allah'ın emirlerini tenkid edenler olabilir. İşte imtihan burda başlıyo. Allahu Teala ''Kim emrimi dinleyecek, kim dinlemeyecek, kim küçümseyecek..vs.'' diye insanları büyük bir imtihana çekti.

Mesela bir kavime, Allah'ın emirlerini dinlemedikleri için balık avlamak yasak edilmiş. bunun sebebi de, Allah'ın emirlerini dinlemeyen o insanlar balık yasağına uyarlarsa affedilecek, büyük nimetlere kavuşacaktır.

İşte bu dünya imtihanının inceliğini görüyorsunuz. En ufak bir şeyde o derece büyük önem varki, ona dikkat edilse, cennette ebediyyen gençlik ve büyük bir saltanat verilecek. Ebedi bir gençlik ve yanında ebedi bir saltanat....

bunlar Allah tarafından verilecekken hiç bir insanın Allahu Teala'nın emirlerini tenkid etmeye hakkı yoktur. Cennet ucuz değil, cehennem de luzumsuz değil,

Kur'an'ı tenkid eden islam dinini, dolayısıyla tüm müslümanları tenkid etmiş oluyor, bu da büyük bir zulümdür ve o müslümanların hukukuna tecavüzdür. Haşirde o müslümanlar tek tek islam dinini ve kur'an'ı tenkid edenlerden hak dava edecekler. kur'an'ı ve islamı tenkid eden insanlarda kendi haline yanacak.. onlar ''kuntu turaba'' diyecekler. Yani ''keşke toprak olsaydım''......iş işten geçmeden ''Allah daha iyisini bilir, biz yarım aklımızla birşey bilmeyiz'' diyelim. Çünkü bilmediğimiz çoğu şeyde mükemmel bir incelik vardır. Boşuna denilmiyor, insan bilmediği şeyi inkar edermiş diye...

her ayette büyük bir mana saklı, Kur'an açılsa kainat olur, kainat küçülse kur'an olur. Kur'an'ı tenkid eden hem kendini Hem de Kendini yaratıp ona akıl veren Allah'ı tenkid eder. buda büyük bir cehalettir büyük bir zulümdür...


mhmtdmr
Müsteşar Yardımcısı
09 Haziran 2008 00:30

bakk hala lezesiz şeyler yemekte ısrarlısın. benim söylediklerimle veya senin anlattıkların arasında hiçbir doğrusal bağlantı yok. sen yine aklınca islam kadının çalışmasını öngörmediği için erkeğe bağımlı kılmıştır diyorsuun. bende diyorum ki islam kadına öyle haklar vermiştir ki bu hak erkek d bile yoktur. kadının çalıştığı, malı ve kazancı tamamıyla kendine aittir. kadın çalışmak istiyorsa çalışır, kazandığını da eviyle ve eşiyle paylaşmak zorunda değildir ama paylaşmak istiyorsa kendi bileceği iştir. erkek ise evinin ve çocuklarının her türlü ihtiyacından sorumludur. kısaca şöyle söyleyelim arkadaşım belki yine anlamazsın. :)) kadının çalışma ya da çalışmama özgürlüğü vardır. çalıştığı zaman kazandığı para da kimsenin bi hakkı yoktur, kazancı tümüyle kendine aittir. erkeğin ise çalışmamak gibi bi lüksü yoktur, evini ve eşinin tüm ihtiyaçlarını hukuken görmekle yükümlüdür. kazancı hiçbir zaman sadece kendine ait değildir. bilmem anlatabildim mi!!! kadının malı üzerinde tasarruf hakkı sadece kendine ait, erkeğin malı üzerindeki haklar ise tüm aile bireylerine aittir. meselenin çalışıp çalışmamakla bi alakası olmayıp, hukuki sorumluluklarla doğrudan alakası vardır. sorumluluk sahibi kendi ve sorumlu oldukları için iki, sorumlu olmayan ise sadecekendi için bir hisse almaktadır. işin özeti kısaca budur....


Felsefffe
Genel Müdür
09 Haziran 2008 00:42

mhmtdmr;

anlayamadız hala:

diyorum ki; artık kadın-erkek heri ikisi gelire değil sadece, giderlere de müşterekler. yani birlikte kazanıp birlikte harcıyorlar. senin-benim ayrımı yapmıyorlar. Bugün üniversite mezunu kadınlar, haklı olarak bu şekilde evlilik istiyor ve yaşıyorlar.

Şimdi günümüzde böyle aileler oldukça ve sayıları da gittikçe artmaktaysa, islamın miras hukuku, geçersiz olmuyor mu? gelir-giderin kadın erkek arasında müşterek olduğu bir dönemde islam hukukunun uygulanabilirliği son bulmaktadır.

Bu gidişi engellemek için ne yapacaksınız? kadınları çalıştırmayacak mısınız? çalıştırsanız bile giderlere ortak olmalarını mı engelleyeceksiniz? Ya da çalışsınlar, gidere de ortak olsunlar deseniz bile, islam hukuku gereği yine de erkeğin yarısı kadar mı pay vereceksiniz?

toplumdaki kadın-erkek iş bölümü anlayışı değişiyor. siz hala 1400 yıl önceki toplum yapısını mı korumaya çalışacaksınız?

Toplam 50 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi