Kardeş ilk önce şunu bilmek lazım. Kur'an'ın hakiki tercümesi yapılamaz. Onun kendi özel yüksek bir uslubu var. bizim yaptığımız tecümeler sadece bizim asıl kavramamız gereken noktadır. Bunu bilin o sizi kurtarır diyor. Yani daha çok hikmetleri var.
Ayrıca ''Allah siz de zaaf olduğunu bildi'' derken sonradan elde edilmiş bir bilgi değildir. bildi derken, zaten biliyordu manasında söylenilmiş. bilgisizlik acizlikten gelir. Aciz olan ise ilah olamaz. ilah yoksa kainat olmazdı.
Yoksa Allah bazı şeylerin bilgisinden habersiz olsaydı kainat düzenini devam ettiremezdi.
Madem Allah'ı, ayetten sizin çıkarımınızla, bilgisizlikle itham ediyorsunuz. O halde tüm hücreler ve atomlar bitkiler ve kainattata sonsuz sayıdaki zerredeler hareketlerini şaşırmadan nasıl görevlerini eksiksiz yerine getiriyorlar. Allah eğer az bir şey de olsa bilgisiz olsaydı kainatta düzen kalmaz bu zerreler görevlerini ifa edemezlerdi. Zira Allah mekandan münezzetir. her bir zerre Allah'ın eliyle işliyor.
İnsana aklı Allah verdi. insan kendi zaafının farkına varıyorda, İnsana aklı veren Allah insanların zaaflarından mı habersiz yoksa. İnsana duygu ve düşüncelerini Allah verdi. onların ne işlemler göreceğinide Allah bilir.
Eğer insanların zaaflarından duygularından habersiz olsaydı. o duyguları insana veremezdi. madem vermiş en ince ayrıntılarıyla Allah biliyor.
Ayrıca şunu da bilmeniz lazım gelen ayetler insanları bazı şartlara alıştırmak için Allah şefkat gösterip birden emretmiyor. Mesela içki ile ilgili gelen ilk ayette diyorki; şarhoşluk veren şeylerin faydasından çok zararı vardır. Ondan kaçınmanız sizin için daha faydalı olur'' diyor. bu ayet insanlara uyarı mahiyetinde, insanları bazı emirlere hazırlama aşamasında. Bundan sonra içki ile ilgili gelen 2. ayette diyorki ''İçki gibi şarhoşluk veren şeyler kesinlikle haram kılınmıştır.'' işte buradan anlamanız gerekeni anladınız.
madem insana duyguları, yani sevinç duygusunu, hüzün duygusunu, zaaf ve acizlik gibi şeyleri Allah verdi. O halde bunların işlevlerini ve neler yaşayacaklarını Allah biliyor.
Allah'ı bilgisizlikle ithm ediyorsunuz peki size bir soru: Bu soruya doğru cevap verebilirsen haklısın...
Senin tabirine göre Madem Allah onların zaafını daha sonradan öğrendi yani önceden bilmiyordu. O zaman insanlar o zaaf duygusunu aczilik duygusunu nasıl elde etti? Madem senin tabirine göre Allah onlardan habersizdi, insanlar kendilerindeki doğuştan var olan duyguları nerden elde etti kim verdi onlara o duygu programlarını kim yerleştirdi??? Allah bilmeseydi yerleştiremezdi??? Yerleştiremeseydi insanlarda o duygu programları zaten olmayacaktı???
cevap bekliyorum
Kardeş ilk önce şunu bilmek lazım. Kur'an'ın hakiki tercümesi yapılamaz. Onun kendi özel yüksek bir uslubu var. bizim yaptığımız tecümeler sadece bizim asıl kavramamız gereken noktadır. Bunu bilin o sizi kurtarır diyor. Yani daha çok hikmetleri var.
Ayrıca ''Allah siz de zaaf olduğunu bildi'' derken sonradan elde edilmiş bir bilgi değildir. bildi derken, zaten biliyordu manasında söylenilmiş. bilgisizlik acizlikten gelir. Aciz olan ise ilah olamaz. ilah yoksa kainat olmazdı.
Yoksa Allah bazı şeylerin bilgisinden habersiz olsaydı kainat düzenini devam ettiremezdi.
Madem Allah'ı, ayetten sizin çıkarımınızla, bilgisizlikle itham ediyorsunuz. O halde tüm hücreler ve atomlar bitkiler ve kainattata sonsuz sayıdaki zerredeler hareketlerini şaşırmadan nasıl görevlerini eksiksiz yerine getiriyorlar. Allah eğer az bir şey de olsa bilgisiz olsaydı kainatta düzen kalmaz bu zerreler görevlerini ifa edemezlerdi. Zira Allah mekandan münezzetir. her bir zerre Allah'ın eliyle işliyor.
İnsana aklı Allah verdi. insan kendi zaafının farkına varıyorda, İnsana aklı veren Allah insanların zaaflarından mı habersiz yoksa. İnsana duygu ve düşüncelerini Allah verdi. onların ne işlemler göreceğinide Allah bilir.
Eğer insanların zaaflarından duygularından habersiz olsaydı. o duyguları insana veremezdi. madem vermiş en ince ayrıntılarıyla Allah biliyor.
Ayrıca şunu da bilmeniz lazım gelen ayetler insanları bazı şartlara alıştırmak için Allah şefkat gösterip birden emretmiyor. Mesela içki ile ilgili gelen ilk ayette diyorki; şarhoşluk veren şeylerin faydasından çok zararı vardır. Ondan kaçınmanız sizin için daha faydalı olur'' diyor. bu ayet insanlara uyarı mahiyetinde, insanları bazı emirlere hazırlama aşamasında. Bundan sonra içki ile ilgili gelen 2. ayette diyorki ''İçki gibi şarhoşluk veren şeyler kesinlikle haram kılınmıştır.'' işte buradan anlamanız gerekeni anladınız.
madem insana duyguları, yani sevinç duygusunu, hüzün duygusunu, zaaf ve acizlik gibi şeyleri Allah verdi. O halde bunların işlevlerini ve neler yaşayacaklarını Allah biliyor.
Allah'ı bilgisizlikle ithm ediyorsunuz peki size bir soru: Bu soruya doğru cevap verebilirsen haklısın...
Senin tabirine göre Madem Allah onların zaafını daha sonradan öğrendi yani önceden bilmiyordu. O zaman insanlar o zaaf duygusunu aczilik duygusunu nasıl elde etti? Madem senin tabirine göre Allah onlardan habersizdi, insanlar kendilerindeki doğuştan var olan duyguları nerden elde etti kim verdi onlara o duygu programlarını kim yerleştirdi??? Allah bilmeseydi yerleştiremezdi??? Yerleştiremeseydi insanlarda o duygu programları zaten olmayacaktı???
cevap bekliyorum