Ege Denizi?nde Yunanistan?ın egemenliğine bırakılmış olan adaların silahsızlandırılacağına ilişkin üç temel bağıttan söz edilebilir. Bunlardan birincisi, 1923 Lozan Barış Antlaşması?dır. Lozan Barış Antlaşması?nın 12. maddesi hükmüne göre; ?... Doğu Akdeniz Adaları ve özellikle Limni, Semadirek, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adaları üzerinde Yunan egemenliğine ilişkin... 13 Şubat 1914 günü Yunan Hükümetine bildirilen karar, işbu Antlaşmanın İtalya?nın egemenliği altına konulan ve on beşinci maddede yazılı olan Adalara ilişkin hükümleri saklı kalmak koşulu ile, doğrulanmıştır.?[i] Aynı Antlaşmanın 13. maddesi ise, ?Barışın korunmasını sağlamak amacı ile, Yunan Hükümeti, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adalarında aşağıdaki önlemlere saygı göstermeyi yükümlenir,? diyerek; ?bu adalarda hiçbir deniz üssü ve hiçbir istihkam kurulamayacaktır? hükmünü getirmektedir. 13. Madde hükmüne göre, ?Yunan savaş uçakları ve öteki hava araçlarının Anadolu kıyısındaki topraklar üzerinde uçması yasaklanacaktır; Buna karşılık, Türkiye Hükümeti de savaş uçaklarının ve öteki hava araçlarının sözügeçen Adalar üzerinde uçmasını yasaklayacaktır... Sözkonusu Adalarda Yunan Silahlı Kuvvetleri, silah altına alınıp yerinde eğitilebilecek olan normal askersel birlikle ve tüm Yunanistan topraklarındaki jandarma ve polis sayısı ile orantılı olacak bir jandarma ve polis örgütü ile sınırlı kalacaktır.? [ii]
Bu konudaki ikinci bağıt ise, 1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesi?dir. Sözleşmenin 4. maddesi hükmüne göre, ?... Ege Denizi?nde, Semadirek, Limni, İmroz, Bozcaada ve Tavşan Adaları? askerden arındırılacaktır. Sözleşmenin 6. maddesinde ise, askerden arındırma şartları ve statü belirlenmiştir.
Üçüncü bağıt, Oniki Adaların Yunanistan?ın egemenliğine bırakılmasını düzenleyen 1947 Paris Barış Antlaşması?dır. ?Türkiye?nin tarafı bulunmadığı 1947 Paris Barış Antlaşmasının 14. maddesi ile XIII. Eki uyarınca Oniki Adaların en ileri biçimde askerden arındırılması öngörülmektedir. Bu adalarda her türlü askeri üs, tesis ve tahkimat yasaklanmakla kalmamakta, ayrıca, askeri eğitim ve silah üretimi de yasaklanmaktadır
HOCAM SORUNUN BAŞLANGICI LOZAN; ATATÜRK DÖNEMİ BURADA SİLAHSIZLANDIRILMASI ÖNGÖRÜLÜYO NİTEKİMDE ÖYLE OLUYOR ANCAK DAHA SONRA 1947 PARİS ANTLAŞMASI İLE YENİDEN GÜNDEME GELİYOR..
Ege Denizi?nde Yunan egemenliğinde olan adaların, bu adaların statülerini düzenleyen antlaşmalara aykırı olarak askerileştirilmesi/silahlandırılması, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında gerginleşen ikili ilişkiler bağlamında, yoğun tartışmalar ve hızlı bir silahlanma yarışına öncülük etmiştir. Türkiye ve Yunanistan arasında ilişkilerde gündeme ağırlığını koyan sorunlara, barışçıl, adil ve kalıcı bir çözüm yolunun bulunamaması, güvensizliği artırmakla kalmamış, beraberinde iki ülke arasındaki sorunların ancak olası bir savaşla çözümlenebileceği kanısını yaygınlaştırmıştır. Nitekim, bunun sonucunda, Türkiye, NATO?ya tahsis etmiş olduğu silahlı kuvvetlerinin dışında, yeni bir silahlı kuvvet oluşturmuş ve Ege Ordusu (Dördüncü Ordu)[xiv] olarak adlandırılan bu kuvvetler, Ege Bölgesi?nde konuşlandırılmışlardır.
YUNANİSTAN DÖNEM DÖNEM ADALAR ÜZERİNDE BU HAKKA SAHİP OLDUĞUNU DİLE GETİRMİŞ KISACA KAŞINMIŞ TAKİ 1974 YILINA KADAR.. ADALARA BARIŞ HAREKATI ÖNCESİ ASKER YIĞMIŞTIR TÜRKİYEDE BUNA KARŞILIK EGE BÖLGESİNE ÖZGÜ BİR KUVVET OLUŞTURMUŞ VE BÖLGEYE KONUŞLANDIRMIŞTIR...
KISACA SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN ATATRÜK DÖNEMİNDE BAŞLANMIŞ ANCAK HALA ÇÖZÜME KAVUŞTURULAMAMIŞTIR..
Ege Denizi?nde Yunanistan?ın egemenliğine bırakılmış olan adaların silahsızlandırılacağına ilişkin üç temel bağıttan söz edilebilir. Bunlardan birincisi, 1923 Lozan Barış Antlaşması?dır. Lozan Barış Antlaşması?nın 12. maddesi hükmüne göre; ?... Doğu Akdeniz Adaları ve özellikle Limni, Semadirek, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adaları üzerinde Yunan egemenliğine ilişkin... 13 Şubat 1914 günü Yunan Hükümetine bildirilen karar, işbu Antlaşmanın İtalya?nın egemenliği altına konulan ve on beşinci maddede yazılı olan Adalara ilişkin hükümleri saklı kalmak koşulu ile, doğrulanmıştır.?[i] Aynı Antlaşmanın 13. maddesi ise, ?Barışın korunmasını sağlamak amacı ile, Yunan Hükümeti, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adalarında aşağıdaki önlemlere saygı göstermeyi yükümlenir,? diyerek; ?bu adalarda hiçbir deniz üssü ve hiçbir istihkam kurulamayacaktır? hükmünü getirmektedir. 13. Madde hükmüne göre, ?Yunan savaş uçakları ve öteki hava araçlarının Anadolu kıyısındaki topraklar üzerinde uçması yasaklanacaktır; Buna karşılık, Türkiye Hükümeti de savaş uçaklarının ve öteki hava araçlarının sözügeçen Adalar üzerinde uçmasını yasaklayacaktır... Sözkonusu Adalarda Yunan Silahlı Kuvvetleri, silah altına alınıp yerinde eğitilebilecek olan normal askersel birlikle ve tüm Yunanistan topraklarındaki jandarma ve polis sayısı ile orantılı olacak bir jandarma ve polis örgütü ile sınırlı kalacaktır.? [ii]
Bu konudaki ikinci bağıt ise, 1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesi?dir. Sözleşmenin 4. maddesi hükmüne göre, ?... Ege Denizi?nde, Semadirek, Limni, İmroz, Bozcaada ve Tavşan Adaları? askerden arındırılacaktır. Sözleşmenin 6. maddesinde ise, askerden arındırma şartları ve statü belirlenmiştir.
Üçüncü bağıt, Oniki Adaların Yunanistan?ın egemenliğine bırakılmasını düzenleyen 1947 Paris Barış Antlaşması?dır. ?Türkiye?nin tarafı bulunmadığı 1947 Paris Barış Antlaşmasının 14. maddesi ile XIII. Eki uyarınca Oniki Adaların en ileri biçimde askerden arındırılması öngörülmektedir. Bu adalarda her türlü askeri üs, tesis ve tahkimat yasaklanmakla kalmamakta, ayrıca, askeri eğitim ve silah üretimi de yasaklanmaktadır
HOCAM SORUNUN BAŞLANGICI LOZAN; ATATÜRK DÖNEMİ BURADA SİLAHSIZLANDIRILMASI ÖNGÖRÜLÜYO NİTEKİMDE ÖYLE OLUYOR ANCAK DAHA SONRA 1947 PARİS ANTLAŞMASI İLE YENİDEN GÜNDEME GELİYOR..
Ege Denizi?nde Yunan egemenliğinde olan adaların, bu adaların statülerini düzenleyen antlaşmalara aykırı olarak askerileştirilmesi/silahlandırılması, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında gerginleşen ikili ilişkiler bağlamında, yoğun tartışmalar ve hızlı bir silahlanma yarışına öncülük etmiştir. Türkiye ve Yunanistan arasında ilişkilerde gündeme ağırlığını koyan sorunlara, barışçıl, adil ve kalıcı bir çözüm yolunun bulunamaması, güvensizliği artırmakla kalmamış, beraberinde iki ülke arasındaki sorunların ancak olası bir savaşla çözümlenebileceği kanısını yaygınlaştırmıştır. Nitekim, bunun sonucunda, Türkiye, NATO?ya tahsis etmiş olduğu silahlı kuvvetlerinin dışında, yeni bir silahlı kuvvet oluşturmuş ve Ege Ordusu (Dördüncü Ordu)[xiv] olarak adlandırılan bu kuvvetler, Ege Bölgesi?nde konuşlandırılmışlardır.
YUNANİSTAN DÖNEM DÖNEM ADALAR ÜZERİNDE BU HAKKA SAHİP OLDUĞUNU DİLE GETİRMİŞ KISACA KAŞINMIŞ TAKİ 1974 YILINA KADAR.. ADALARA BARIŞ HAREKATI ÖNCESİ ASKER YIĞMIŞTIR TÜRKİYEDE BUNA KARŞILIK EGE BÖLGESİNE ÖZGÜ BİR KUVVET OLUŞTURMUŞ VE BÖLGEYE KONUŞLANDIRMIŞTIR...
KISACA SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN ATATRÜK DÖNEMİNDE BAŞLANMIŞ ANCAK HALA ÇÖZÜME KAVUŞTURULAMAMIŞTIR..