(Çirkin Postacıya mektup)
Çözemedim bir türlü seni.Her çirkinde umulmayan bir güzellik vardır,eyvallah...Herşeyi anladımda bu nasıl bir sabırdır başındaki isyan edilmez ama inkarda edilemez yazgıya tahammül.Yoksa kendini geriye çektiğindemi buldun kendini?Hani biraz mecburiyet,biraz da meraktan.Nasıl yaşadın sen bunca sene bu işgüzar toplumda.Herşey maddeye dönmüşken sen nasıl ama nasıl bir damla gözyaşına meftun olup, üç ay boyunca en derin vadileri aşan kelimleri bulmak için geceleri uykusuz kaldın.Çünkü bilirim,bunlar ancak gece işleridir.
Bu kavrayış nerden geliyor? Yalnızlığındanmı? Ama bir sen değilsin ki yalnız olan.Belki de adına yalnızlık dediğimiz şeyi aslını sen yaşadın.Ben yalnızım deriz,sokağa çıkar balonu patlatırız.Akşama kadar yalnızlıklar yerle bir.
Sen ise sokaksız gezersin.Sokaklarda senin olan ne vardır ki ,değilmi? Sana yönelen o iğrenç bakışların sahiplerimi tutuşturacak dizelerini?Hiç sanmam...
Bilirim ve bilirsinki yazgın en çok sana dokunur.Ateş düştüğü yeri yakar,yazgısı da yazılanı.Sana dokunur be postacı herşey dokunur.Yalnızlığımdan utandım,affet...
En çok merak ettiğim ise sen sevdalımıydın o bayana...?
Sevdalı isen o ne asil duruştur ki bunun imasını bile uzak tutan.O nasıl bir emektir ki kendini çare - vesile - olarak addedip sevdalısı için uykuyu unutan.
Ah postacım ah,terkedilmeyi en çok kendine yakıştırırsın bilirim.Ağzımla kuş tutsamda boş dersin,filmin son sahnesi hiç değişmediğinden.Ne diyebilirim ki...? Söz böyle yerlerde susmak için vardır.
O bayana sevdalı değilsen,o dünyaları sığdırdığın yüreğinle ,sana ne yapılırsa yapılsın ,sinende eritip tokat gibi cevap vermek demektir tüm bu yaşananlar.Sebepsiz iyilikleri unutalı çok oldu da, ondandır attığın tokat sersemletti beni.
Sağ ol-var ol demiyeceğim.Tek dileğim,hala nefes alıp veriyorsan,birgün bir yerlerde,sebepsiz yere senle karşılaşmak.Sadece,hala bir yürek taşıyan insanlar adına senden özür dileyebilmek için istiyorum bunu.İyi ki gelmişsin bu dünyaya cümlesini en çok şimdi sevdim.Biz ne yaparsak yapalım sen bizleri sevmeyi bırakma olurmu...?Bizi affet...
Adına layık olamayan Ferhat
Kocaeli
(Çirkin Postacıya mektup)
Çözemedim bir türlü seni.Her çirkinde umulmayan bir güzellik vardır,eyvallah...Herşeyi anladımda bu nasıl bir sabırdır başındaki isyan edilmez ama inkarda edilemez yazgıya tahammül.Yoksa kendini geriye çektiğindemi buldun kendini?Hani biraz mecburiyet,biraz da meraktan.Nasıl yaşadın sen bunca sene bu işgüzar toplumda.Herşey maddeye dönmüşken sen nasıl ama nasıl bir damla gözyaşına meftun olup, üç ay boyunca en derin vadileri aşan kelimleri bulmak için geceleri uykusuz kaldın.Çünkü bilirim,bunlar ancak gece işleridir.
Bu kavrayış nerden geliyor? Yalnızlığındanmı? Ama bir sen değilsin ki yalnız olan.Belki de adına yalnızlık dediğimiz şeyi aslını sen yaşadın.Ben yalnızım deriz,sokağa çıkar balonu patlatırız.Akşama kadar yalnızlıklar yerle bir.
Sen ise sokaksız gezersin.Sokaklarda senin olan ne vardır ki ,değilmi? Sana yönelen o iğrenç bakışların sahiplerimi tutuşturacak dizelerini?Hiç sanmam...
Bilirim ve bilirsinki yazgın en çok sana dokunur.Ateş düştüğü yeri yakar,yazgısı da yazılanı.Sana dokunur be postacı herşey dokunur.Yalnızlığımdan utandım,affet...
En çok merak ettiğim ise sen sevdalımıydın o bayana...?
Sevdalı isen o ne asil duruştur ki bunun imasını bile uzak tutan.O nasıl bir emektir ki kendini çare - vesile - olarak addedip sevdalısı için uykuyu unutan.
Ah postacım ah,terkedilmeyi en çok kendine yakıştırırsın bilirim.Ağzımla kuş tutsamda boş dersin,filmin son sahnesi hiç değişmediğinden.Ne diyebilirim ki...? Söz böyle yerlerde susmak için vardır.
O bayana sevdalı değilsen,o dünyaları sığdırdığın yüreğinle ,sana ne yapılırsa yapılsın ,sinende eritip tokat gibi cevap vermek demektir tüm bu yaşananlar.Sebepsiz iyilikleri unutalı çok oldu da, ondandır attığın tokat sersemletti beni.
Sağ ol-var ol demiyeceğim.Tek dileğim,hala nefes alıp veriyorsan,birgün bir yerlerde,sebepsiz yere senle karşılaşmak.Sadece,hala bir yürek taşıyan insanlar adına senden özür dileyebilmek için istiyorum bunu.İyi ki gelmişsin bu dünyaya cümlesini en çok şimdi sevdim.Biz ne yaparsak yapalım sen bizleri sevmeyi bırakma olurmu...?Bizi affet...
Adına layık olamayan Ferhat
Kocaeli