Değerli öğretmen arkadaşlarım.Bizler ne yaptıksa olmadı olmadı olmadı.Sesimizi duyuramadık..miting yapıldı kimse katılmadı,mail bombardımanı yaptık olmadı..size son bir önerim var buna hür iradesi olan oy kullanma hakkına sahip herkes bulunduğu yerden bu eyleme katılabilir..Bu bir derstir-bu bir sesimizi duyurma eylemidir, bu bir bilinçli olduğumuzun hükümete gösterilmesidir...vs vs ne sayarsak sayalım bu eylem o'dur...
Yapacağımız şey şu:
Başbakanın biz öğretmenlere verdiiği sözleri seçim öncesi bir çıktısını almak ve oy kullanmaya gittiğimiz gün bunu cebimizde götürüp oy pusulasını koyduğumuz zarfın içine koyup kapatıp sandığa atmaktır..
Oyunu ister akp.ye verin ister vermeyin bu eylemi yapalım.Sandıklar açıldığında bunu haber yapmayan kanal kalır mı size soruyorum??bu ses getirmez mi size soruyorum.??
Kimse demesin ki param yoktu mitinge katılmadım-ailemin-kendimin saglık sorunları vardı mitinge gelemedim vs demesin..bunda bahane yok..herkes bunu yapabilir ve vicdanı olan herkes bunu yapsın...bakın o zaman 200bin atanamayan işsiz öğretmenlerin-geleceğin eğitimcileriniin farkına varmayan kalıyor mu??
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
işte zarf içine konacak metin
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Sayın Başbakanımız Recep Tayip ERDOĞAN ve Sayın Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK Başta Olmak Üzere Tüm AKP Hükûmetine;
Eğitim Fakültesi Mezunu 200.000 Öğretmen aday(!)ından sadece biriyim. Ağzımızla kuş tutsak bile Sayın Başbakanımıza sesimizi duyuramadık. Artık sesimizin duyulmasını, birilerinin bizim haykırışlarımızı dikkate almasını istiyoruz. İşsiz öğretmenlerin sabrı zorlanmaktadır!
AKP hükûmeti olarak her fırsatta eğitime önem verdiğinizi dile getiriyorsunuz. Ücretsiz ders kitabı dağıtıyoruz, müfredatı yeniliyoruz, kamuya ayrılan memur sayısının yarısını MEB?e veriyoruz gibi söylemlerinizle de verdiğinizi düşündüğünüz (!) önemi ispatlamaya çalışıyorsunuz. Yapığınız yeniliklerin ?öğretmenler? üzerine olanları ise nedense öğretmenlerin hep aleyhine! Öğretmenlik mesleğini sınıflara ayırma (ücretli, vekil, sözleşmeli, kadrolu, başöğretmen, uzman öğretmen, kadrosuz usta öğretici, kısmi zamanlı geçici öğretici vs?) gibi dâhiyane fikirleriniz ve okullarda çığ gibi büyüyen öğretmen açığını görmezden gelmeniz hükûmet olarak sözünü sık sık ettiğiniz ?sosyal devlet? anlayışıyla hiç örtüşmemektedir! Okullar açıldıktan sonra parça parça yapılan öğretmen atamaları, önce sözleşmeli olarak görevlendirilen öğretmenleri iki-üç ay sonra ?kadrolu? olarak yeniden atamak gibi aldatmacalar hep hükûmetinizin eğitime verdiği önemi (!) açıkça gösteriyor! Atanan öğretmenler rahat mı peki? Maalesef atananlar da dertlerden kurtulamıyor! Eş durumu vb. özür tayinleri tam bir facia. ?Öğretmenin evlenip yuva kurmaya hakkı yok!? deyin bari açık açık! Hele bir de ?kadrolu? öğretmen değilsen vay haline! O kutsal ?öğretmenlik? mesleği 5?6 yıl içinde ne hallere geldi?
Okullarda pek çok derse "ücretli" öğretmenler giriyor. Girdiği ders karşılığı 5 TL ile yetinmek zorunda bırakılan ve sigortası bile tam yatırılmayan on binlerce ücretli öğretmen çalıştırılıyor. (Sayıyı Milli Eğitim Bakanımız sürekli gizlediği için net ifade edemiyoruz ama 100.000 gibi korkunç sayılara ulaştı!) Aylık ortalama 300?500 TL karşılığı çalıştırılan bu geçici işçiler(!) sayesinde MEB güya tasarruf ediyor! 200.000?den fazla geçici işçiye 2007?de daimi kadro ver(ebil)en hükümetiniz nedense konu öğretmenlere gelince 200.000 öğretmene bir çözüm bulamıyor! Hem de okullarımızın o kadar ihtiyacı varken! Bu kadar mı önemsiziz sizce? ?1 kadrolu öğretmen atayacağım paraya 3?4 ücretli öğretmen (köle) çalıştırırım.? diye düşünüyor olsanız gerek... Bu koşullarda çalışan bir öğretmenin ne kadar verimli olabileceği aşikârdır! Üstelik bu ücretli öğretmenlerin çoğu da Eğitim Fakültesi Mezun değil. 2 yıllık herhangi bir yükseköğrenim mezunu bile ücretli öğretmenlik yapabiliyor. Ne "öğretmenlik meslek bilgisi" ne de ?alan bilgisi? olmadan!
Sayın Başbakanımıza 2002 yılında henüz hükûmeti kurmadan önce biz ÖĞRETMENLERE VERDİĞİ SÖZLERİ hatırlatmak istiyoruz:
Sayın Başbakanım, 2002 yılında İzmit mitinginde şu vaatlerde bulunmuştunuz:
"?Şu sisteme bakın hele ülkede 72 bin öğretmen açığı var sen sınavla öğretmen seçiyorsun! (*) Hangi akla hizmet ediyorsunuz? Bırak da öğretmenlerimiz okul seçsin göreve başlasın önüne niye engel koyuyorsun! Ama inşallah biz hükûmetimizi kurduğumuzda bütün öğretmenlerimizi göreve başlatacağız ve öncelikli olarak eğitim sorununu çözeceğiz."
***
(*) Günümüzde öğretmen açığı 150.000?lere dayandı Sayın Başbakanım. Bu da mı önceki hükümetlerin suçu?
Aynı yılda, yani 2002'de Gaziantep mitingindeki sözleriniz:
"?Yahu bir sürü bölüm öğretmenimiz boşta geziyor resim öğretmeni matematiğe müzik öğretmeni beden dersine giriyor; niye? Öğretmen ihtiyacı var? Ama bakın ki işe, bunlar bir de sınavla öğretmen alıyor! O zaman niye okutuyorsun bu öğrencileri? Yazık değil mi? Öğretmen almıyorum de bu evlatlarım okumasın boşuna! Ama biz iktidar olunca inşallah boşta öğretmen adayı OLMAYACAK." (*)
***
(*) 7 yıl içinde ?işsiz? öğretmen sayısı 200.000?e ulaştı Sayın Başbakanım. ?Yazık değil mi? bize?
Yer Samsun, yıl 2002. Samsun?da da böyle konuşmuştunuz:
"?Buradan sözüm tüm genç öğretmen adaylarına. Siz merak etmeyin, biz geldiğimizde üniversiteyi bitirdiğimde ne yapacağım, sınavı ya kazanamazsam korkun olmayacak; çünkü sınav olmayacak!"
Sayın Başbakanım, aynı yıl İstanbul?da da şunları söylemiştiniz:
"?Birçok gencimiz özellikle öğretmen adaylarımız işsiz kadı. Ülkede eğitim çökmüş, köy okulları kapanmış, merkezdeki okullar bile öğretmen diye can çekişiyorken sen sınavla öğretmen seçmeye kalkıyorsun! Bıraksana genç öğretmenlerimiz gitsin çalışsın! O kadar sene beklet sonra al? O adamda artık heves kalır mı, öğretmenlik yapabilir mi? Ama inşallah biz iktidar olunca öğretmenler okulun bittiği gün hazırlılarını yapacak, ertesi gün görev aşkıyla okuluna gidecek hiç merak etmeyin."
Sayın Başbakanım, Mehmet Akif'in "Özü sözü bir ol" mısralarını her fırsatta dile getiriyordunuz. Aradan 7 yıl geçti durum daha da içler acısı. Bari AKP iktidarından önce bu kadar yığılma yoktu. 200.000'in üzerinde işsiz, atanmayı bekleyen, yıllarını bu uğurda adamış öğretmen adayı var. Hatta bize "öğretmen adayı" denilemez çünkü hepimiz ülkemiz üniversitelerince "Öğretmen" olmaya layık görüldük. Yani bu 200.000 kişi "ÖĞRETMEN". Ama işi olmayan, "işsiz" öğretmen! Hepimizin yaşları 23-24'ün üzerinde. Hatta 30'lu yaşları aşmış olanlarımız bile var! Bu yaşlardan sonra Eğitim Fakültesi mezunu bir insan, eğitimcilikten başka ne yapabilir? Okullarımızda o kadar öğretmen ihtiyacı varken; elimizde de bu ihtiyacı karşılayacak potansiyel varken niye değerlendirmiyoruz bu fırsatı? Niye yavrularımızı öğretmensiz, bizi de öğrencilerimizsiz, işsiz güçsüz bırakıyorsunuz?
Sayın Milli Eğitim Bakanım, her fırsatta çıkıp abartılacak kadar öğretmen açığı olmadığını söylüyorsunuz. Yapmayın Allah aşkına... Gözümüzün içine baka baka bize bu hakareti yapmayın ne olur... Göz var nizam var? Milyonlarca insan kör mü yüz binlerce öğretmen açığını görmeyecek kadar. Galiba siz "ücretli" öğretmen olarak çalışanların olduğu sınıfları "boş" olarak görmüyorsunuz. Acıyoruz derslerine ücretli öğretmenlerin girdiği çocuklarımıza... Çünkü her dönem, her yıl öğretmenleri değişiyor. Hatta pek çok ücretli öğretmen, ?öğretmen? bile değil aslında! Bu işin eğitimini almış hazırda bekleyen binlerce "gerçek" öğretmen varken, öğretmenlik üzerine hiçbir eğitim almamış olanlar okullarımızda öğretmenlik yapıyorsa, halimiz acınacak durumdadır!
Sayın Milli Eğitim Bakanım, her konuşmanızda mutlaka ?Üç öğretmenden biri bizim hükûmetimiz döneminde atandı.? diyorsunuz. Haklısınız da? Ama halkımızı yanlış bilgilendirmeyin lütfen. Hükûmetiniz iktidara geldiğinden bu yana 7 yıl geçi. 7 yıl içinde her yıl ortalama 20.000 öğretmenin emekli olduğunu düşünürsek, toplamda 140.000 öğretmen emekli olmuş 7 yılda. Her yıl ortalama 35.000 atama yaptığınızı kabul edersek 7 yılda 245.000 öğretmen atamışsınız. Fakat bunun 140.000?i zaten emekli olanların yerineydi, bunu neden hesaba katmıyorsunuz? Yani sizin ?yeni? atadığınız öğretmen sayısı 7 yılda ortalama 100.000?dir! Her yıl sadece 15.000 ?yeni? öğretmen atamışsınız. ?Yeni? sözcüğünü özellikle vurgulamak istiyoruz? Dediğiniz gibi 3 öğretmenden birini siz atamamışsınız aslında? Ayrıca sizin hükûmetinizin, önceki hükûmetlerden fazla öğretmen atadığı da söylenemez! Çünkü 2002?den önce de her yıl en az 35.000?40.000 öğretmen atanıyordu ve şimdiki gibi ?kadrolu???sözleşmeli? ayrımı yoktu! Öğretmen; öğretmendi! Üstelik öğretmen ataması tek kalemde yapılıyordu? Şimdiki gibi yılda 4 atama yapıldığı sürekli söylenerek halkın gözünde ?çok öğretmen atıyor? izlenimi bırakmak düşüncesini kimse düşünememişti(!) Okullar açıldıktan sonra yapılan parça parça atamaların öğrencilerin ve öğretmenlerin üzerinde bırakacağı derin yaraları Milli Eğitim Bakanı olarak öngöremiyorsanız söyleyecek pek de söz yok aslında? Siyasi yeteneklerinizi ?eğitim öğretim? üzerinde sergilemeyin lütfen! Her şeyin farkındayız!
Sayın Başbakanım, hani "Bütün bakanlıklar bir tarafa, Milli Eğitim Bakanlığı bir tarafa." idi? Aynen böyle söylediniz. Bu sözü söylerken hiç mi aklınıza gelmedi okullarımızdaki yüz binlerce öğretmen açığı? Hiç mi aklınıza gelmedi acınası haldeki ücretli, sözleşmeli öğretmenler?
Başöğretmenimiz Mustafa Kemal ATATÜRK;"Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." demişti bize? Atayın bizi ve yeni nesilde daha güzel eserler ortaya çıksın. Öğretmenlik gibi kutsal bir mesleği bırakın da devlet memurluğunu hak etmiş ?gerçek? öğretmenler yapsın. Geçici görevlendirmelerle, ücretli işçi çalıştırmakla, sözleşmeli görevlendirme yapmakla yeni neslin sağlıklı yetişeceğini düşünmüyoruz. Doldurun tüm boş kadroları, atayın açık bulunan okullara yıllardır atama bekleyen öğretmenleri! Artık bize mesleğimizi yapma hakkımızı verin!
Artık sesimizi duymanız temennisiyle?
Saygılarımızla?
ATAMA BEKLEYEN 200.000 ?İŞSİZ? ÖĞRETMEN!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
KONUYA DESTEK VE KONUYU TAKİP İÇİN İŞTE LİNK:
http://forum.memurlar.net/topic.aspx?id=611519
NoT:Linki kopya ve adres satırına yapıştır-sonra enter
Değerli öğretmen arkadaşlarım.Bizler ne yaptıksa olmadı olmadı olmadı.Sesimizi duyuramadık..miting yapıldı kimse katılmadı,mail bombardımanı yaptık olmadı..size son bir önerim var buna hür iradesi olan oy kullanma hakkına sahip herkes bulunduğu yerden bu eyleme katılabilir..Bu bir derstir-bu bir sesimizi duyurma eylemidir, bu bir bilinçli olduğumuzun hükümete gösterilmesidir...vs vs ne sayarsak sayalım bu eylem o'dur...
Yapacağımız şey şu:
Başbakanın biz öğretmenlere verdiiği sözleri seçim öncesi bir çıktısını almak ve oy kullanmaya gittiğimiz gün bunu cebimizde götürüp oy pusulasını koyduğumuz zarfın içine koyup kapatıp sandığa atmaktır..
Oyunu ister akp.ye verin ister vermeyin bu eylemi yapalım.Sandıklar açıldığında bunu haber yapmayan kanal kalır mı size soruyorum??bu ses getirmez mi size soruyorum.??
Kimse demesin ki param yoktu mitinge katılmadım-ailemin-kendimin saglık sorunları vardı mitinge gelemedim vs demesin..bunda bahane yok..herkes bunu yapabilir ve vicdanı olan herkes bunu yapsın...bakın o zaman 200bin atanamayan işsiz öğretmenlerin-geleceğin eğitimcileriniin farkına varmayan kalıyor mu??
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
işte zarf içine konacak metin
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Sayın Başbakanımız Recep Tayip ERDOĞAN ve Sayın Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK Başta Olmak Üzere Tüm AKP Hükûmetine;
Eğitim Fakültesi Mezunu 200.000 Öğretmen aday(!)ından sadece biriyim. Ağzımızla kuş tutsak bile Sayın Başbakanımıza sesimizi duyuramadık. Artık sesimizin duyulmasını, birilerinin bizim haykırışlarımızı dikkate almasını istiyoruz. İşsiz öğretmenlerin sabrı zorlanmaktadır!
AKP hükûmeti olarak her fırsatta eğitime önem verdiğinizi dile getiriyorsunuz. Ücretsiz ders kitabı dağıtıyoruz, müfredatı yeniliyoruz, kamuya ayrılan memur sayısının yarısını MEB?e veriyoruz gibi söylemlerinizle de verdiğinizi düşündüğünüz (!) önemi ispatlamaya çalışıyorsunuz. Yapığınız yeniliklerin ?öğretmenler? üzerine olanları ise nedense öğretmenlerin hep aleyhine! Öğretmenlik mesleğini sınıflara ayırma (ücretli, vekil, sözleşmeli, kadrolu, başöğretmen, uzman öğretmen, kadrosuz usta öğretici, kısmi zamanlı geçici öğretici vs?) gibi dâhiyane fikirleriniz ve okullarda çığ gibi büyüyen öğretmen açığını görmezden gelmeniz hükûmet olarak sözünü sık sık ettiğiniz ?sosyal devlet? anlayışıyla hiç örtüşmemektedir! Okullar açıldıktan sonra parça parça yapılan öğretmen atamaları, önce sözleşmeli olarak görevlendirilen öğretmenleri iki-üç ay sonra ?kadrolu? olarak yeniden atamak gibi aldatmacalar hep hükûmetinizin eğitime verdiği önemi (!) açıkça gösteriyor! Atanan öğretmenler rahat mı peki? Maalesef atananlar da dertlerden kurtulamıyor! Eş durumu vb. özür tayinleri tam bir facia. ?Öğretmenin evlenip yuva kurmaya hakkı yok!? deyin bari açık açık! Hele bir de ?kadrolu? öğretmen değilsen vay haline! O kutsal ?öğretmenlik? mesleği 5?6 yıl içinde ne hallere geldi?
Okullarda pek çok derse "ücretli" öğretmenler giriyor. Girdiği ders karşılığı 5 TL ile yetinmek zorunda bırakılan ve sigortası bile tam yatırılmayan on binlerce ücretli öğretmen çalıştırılıyor. (Sayıyı Milli Eğitim Bakanımız sürekli gizlediği için net ifade edemiyoruz ama 100.000 gibi korkunç sayılara ulaştı!) Aylık ortalama 300?500 TL karşılığı çalıştırılan bu geçici işçiler(!) sayesinde MEB güya tasarruf ediyor! 200.000?den fazla geçici işçiye 2007?de daimi kadro ver(ebil)en hükümetiniz nedense konu öğretmenlere gelince 200.000 öğretmene bir çözüm bulamıyor! Hem de okullarımızın o kadar ihtiyacı varken! Bu kadar mı önemsiziz sizce? ?1 kadrolu öğretmen atayacağım paraya 3?4 ücretli öğretmen (köle) çalıştırırım.? diye düşünüyor olsanız gerek... Bu koşullarda çalışan bir öğretmenin ne kadar verimli olabileceği aşikârdır! Üstelik bu ücretli öğretmenlerin çoğu da Eğitim Fakültesi Mezun değil. 2 yıllık herhangi bir yükseköğrenim mezunu bile ücretli öğretmenlik yapabiliyor. Ne "öğretmenlik meslek bilgisi" ne de ?alan bilgisi? olmadan!
Sayın Başbakanımıza 2002 yılında henüz hükûmeti kurmadan önce biz ÖĞRETMENLERE VERDİĞİ SÖZLERİ hatırlatmak istiyoruz:
Sayın Başbakanım, 2002 yılında İzmit mitinginde şu vaatlerde bulunmuştunuz:
"?Şu sisteme bakın hele ülkede 72 bin öğretmen açığı var sen sınavla öğretmen seçiyorsun! (*) Hangi akla hizmet ediyorsunuz? Bırak da öğretmenlerimiz okul seçsin göreve başlasın önüne niye engel koyuyorsun! Ama inşallah biz hükûmetimizi kurduğumuzda bütün öğretmenlerimizi göreve başlatacağız ve öncelikli olarak eğitim sorununu çözeceğiz."
***
(*) Günümüzde öğretmen açığı 150.000?lere dayandı Sayın Başbakanım. Bu da mı önceki hükümetlerin suçu?
Aynı yılda, yani 2002'de Gaziantep mitingindeki sözleriniz:
"?Yahu bir sürü bölüm öğretmenimiz boşta geziyor resim öğretmeni matematiğe müzik öğretmeni beden dersine giriyor; niye? Öğretmen ihtiyacı var? Ama bakın ki işe, bunlar bir de sınavla öğretmen alıyor! O zaman niye okutuyorsun bu öğrencileri? Yazık değil mi? Öğretmen almıyorum de bu evlatlarım okumasın boşuna! Ama biz iktidar olunca inşallah boşta öğretmen adayı OLMAYACAK." (*)
***
(*) 7 yıl içinde ?işsiz? öğretmen sayısı 200.000?e ulaştı Sayın Başbakanım. ?Yazık değil mi? bize?
Yer Samsun, yıl 2002. Samsun?da da böyle konuşmuştunuz:
"?Buradan sözüm tüm genç öğretmen adaylarına. Siz merak etmeyin, biz geldiğimizde üniversiteyi bitirdiğimde ne yapacağım, sınavı ya kazanamazsam korkun olmayacak; çünkü sınav olmayacak!"
Sayın Başbakanım, aynı yıl İstanbul?da da şunları söylemiştiniz:
"?Birçok gencimiz özellikle öğretmen adaylarımız işsiz kadı. Ülkede eğitim çökmüş, köy okulları kapanmış, merkezdeki okullar bile öğretmen diye can çekişiyorken sen sınavla öğretmen seçmeye kalkıyorsun! Bıraksana genç öğretmenlerimiz gitsin çalışsın! O kadar sene beklet sonra al? O adamda artık heves kalır mı, öğretmenlik yapabilir mi? Ama inşallah biz iktidar olunca öğretmenler okulun bittiği gün hazırlılarını yapacak, ertesi gün görev aşkıyla okuluna gidecek hiç merak etmeyin."
Sayın Başbakanım, Mehmet Akif'in "Özü sözü bir ol" mısralarını her fırsatta dile getiriyordunuz. Aradan 7 yıl geçti durum daha da içler acısı. Bari AKP iktidarından önce bu kadar yığılma yoktu. 200.000'in üzerinde işsiz, atanmayı bekleyen, yıllarını bu uğurda adamış öğretmen adayı var. Hatta bize "öğretmen adayı" denilemez çünkü hepimiz ülkemiz üniversitelerince "Öğretmen" olmaya layık görüldük. Yani bu 200.000 kişi "ÖĞRETMEN". Ama işi olmayan, "işsiz" öğretmen! Hepimizin yaşları 23-24'ün üzerinde. Hatta 30'lu yaşları aşmış olanlarımız bile var! Bu yaşlardan sonra Eğitim Fakültesi mezunu bir insan, eğitimcilikten başka ne yapabilir? Okullarımızda o kadar öğretmen ihtiyacı varken; elimizde de bu ihtiyacı karşılayacak potansiyel varken niye değerlendirmiyoruz bu fırsatı? Niye yavrularımızı öğretmensiz, bizi de öğrencilerimizsiz, işsiz güçsüz bırakıyorsunuz?
Sayın Milli Eğitim Bakanım, her fırsatta çıkıp abartılacak kadar öğretmen açığı olmadığını söylüyorsunuz. Yapmayın Allah aşkına... Gözümüzün içine baka baka bize bu hakareti yapmayın ne olur... Göz var nizam var? Milyonlarca insan kör mü yüz binlerce öğretmen açığını görmeyecek kadar. Galiba siz "ücretli" öğretmen olarak çalışanların olduğu sınıfları "boş" olarak görmüyorsunuz. Acıyoruz derslerine ücretli öğretmenlerin girdiği çocuklarımıza... Çünkü her dönem, her yıl öğretmenleri değişiyor. Hatta pek çok ücretli öğretmen, ?öğretmen? bile değil aslında! Bu işin eğitimini almış hazırda bekleyen binlerce "gerçek" öğretmen varken, öğretmenlik üzerine hiçbir eğitim almamış olanlar okullarımızda öğretmenlik yapıyorsa, halimiz acınacak durumdadır!
Sayın Milli Eğitim Bakanım, her konuşmanızda mutlaka ?Üç öğretmenden biri bizim hükûmetimiz döneminde atandı.? diyorsunuz. Haklısınız da? Ama halkımızı yanlış bilgilendirmeyin lütfen. Hükûmetiniz iktidara geldiğinden bu yana 7 yıl geçi. 7 yıl içinde her yıl ortalama 20.000 öğretmenin emekli olduğunu düşünürsek, toplamda 140.000 öğretmen emekli olmuş 7 yılda. Her yıl ortalama 35.000 atama yaptığınızı kabul edersek 7 yılda 245.000 öğretmen atamışsınız. Fakat bunun 140.000?i zaten emekli olanların yerineydi, bunu neden hesaba katmıyorsunuz? Yani sizin ?yeni? atadığınız öğretmen sayısı 7 yılda ortalama 100.000?dir! Her yıl sadece 15.000 ?yeni? öğretmen atamışsınız. ?Yeni? sözcüğünü özellikle vurgulamak istiyoruz? Dediğiniz gibi 3 öğretmenden birini siz atamamışsınız aslında? Ayrıca sizin hükûmetinizin, önceki hükûmetlerden fazla öğretmen atadığı da söylenemez! Çünkü 2002?den önce de her yıl en az 35.000?40.000 öğretmen atanıyordu ve şimdiki gibi ?kadrolu???sözleşmeli? ayrımı yoktu! Öğretmen; öğretmendi! Üstelik öğretmen ataması tek kalemde yapılıyordu? Şimdiki gibi yılda 4 atama yapıldığı sürekli söylenerek halkın gözünde ?çok öğretmen atıyor? izlenimi bırakmak düşüncesini kimse düşünememişti(!) Okullar açıldıktan sonra yapılan parça parça atamaların öğrencilerin ve öğretmenlerin üzerinde bırakacağı derin yaraları Milli Eğitim Bakanı olarak öngöremiyorsanız söyleyecek pek de söz yok aslında? Siyasi yeteneklerinizi ?eğitim öğretim? üzerinde sergilemeyin lütfen! Her şeyin farkındayız!
Sayın Başbakanım, hani "Bütün bakanlıklar bir tarafa, Milli Eğitim Bakanlığı bir tarafa." idi? Aynen böyle söylediniz. Bu sözü söylerken hiç mi aklınıza gelmedi okullarımızdaki yüz binlerce öğretmen açığı? Hiç mi aklınıza gelmedi acınası haldeki ücretli, sözleşmeli öğretmenler?
Başöğretmenimiz Mustafa Kemal ATATÜRK;"Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." demişti bize? Atayın bizi ve yeni nesilde daha güzel eserler ortaya çıksın. Öğretmenlik gibi kutsal bir mesleği bırakın da devlet memurluğunu hak etmiş ?gerçek? öğretmenler yapsın. Geçici görevlendirmelerle, ücretli işçi çalıştırmakla, sözleşmeli görevlendirme yapmakla yeni neslin sağlıklı yetişeceğini düşünmüyoruz. Doldurun tüm boş kadroları, atayın açık bulunan okullara yıllardır atama bekleyen öğretmenleri! Artık bize mesleğimizi yapma hakkımızı verin!
Artık sesimizi duymanız temennisiyle?
Saygılarımızla?
ATAMA BEKLEYEN 200.000 ?İŞSİZ? ÖĞRETMEN!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
KONUYA DESTEK VE KONUYU TAKİP İÇİN İŞTE LİNK:
http://forum.memurlar.net/topic.aspx?id=611519
NoT:Linki kopya ve adres satırına yapıştır-sonra enter