sn 1881-...:
Size daha önce benzer bir konuda başlığı yazayım.
"sn ^^ROTiNDA23^^:
Her zaman olduğu gibi güzel bir konuya değinmişsiniz.
Müsadenizle birkaç hususta, fikir beyan edip bir kaç ta ufak sorum olacak.
Mayınları döşeyecek teknolojisi varda çıkaracak teknolojisi neden yok? Buradan başlayalım.
Mayın çıkarmak ile mayınlı araziden geçmek... Mayınlı bir alandan askeri personel ilerlemesi gerektiğinde alanı temizleyemez mi?
Evet bu konuda iyidir. Savaş halinde ilerlenecek arazi mayınlı ise, patika şeklinde yada araç geçecek büyüklükte arazi açılabilir ve ilerleme sağlanabilir. Bir kaç yöntem var, dedektörler vasıtasıyla mayınların yerleri işaretlenir, güvenli alanlar işaretlenir ve geçiş tamamlanır.
Yada patlayıcılar ile yol açılır, hatta roketatar ve ufak füzelerin arkasına bağlı tellere dizili patlayıcı dizileri ile, alanın karşısına fırlatılan bir kordon sırayla patlatılarak yol açılır ve mayınlı araziden geçiş sağlanır.
Hatta bu yöntemler birinci dünya savaşından beri biliniyor. Yani alanı tahrip ederek mayınları tetikleyerek arazi mayınsız hale getirilebilir.
Fakat burada geçiş yolu açmaktan değil tüm araziyi mayınsızlaştırmaktan bahsediyoruz. Bu uzun ve zahmetli bir iştir. Patlayıcılarla yapmak efektif değildir. Bulup işaretlemek gerekir. Bunun da yetmediği gibi, kurulu ve aktif mayını yerinden kazıp çıkarmak gerekir. Bu çok dikkat gerektiren bir iştir.
Zorluğu artıran konulardan beri mayınların uzun süredir gömülü olması ve iklim şartlarıdır. Gömülü mayınların üzerine yapışan toprak killi ise işler daha da zorlu hale gelebilir, yada yılların yorgunluğu toprak ile mayını kayaçlaştıracak kadar bütünleştirmiş olabilir. Yani mayının üzerine basıldığında patlaması dışında tabaka haline gelen bir toprakta, yanına dahi yaklaşsanız basınç iletilip patlayabilir.
Yani mesele mayını tespit etmek değil. Tespit edilebilir fakat her zaman patlatmadan çıkarmak mümkün olmayabilir. Patlatarak çıkarmak ise diğerlerini de tetikleyebileceğinden her an herşey olabilir...
Hassas mühendislik doğru karar verme ve azami dikkat gerektiren bir yerinden çıkarma işlemini yerleştirmek ile kıyaslamak doğru yaklaşım değildir.
Size şu örnekle açıklayabilirim. Bir tabanca düşünün, tetiğe basıp ateş etmekle, çıkan mermi çekirdeğini tutmak aynı şey değildir.
Üzerinize dönük namlular var ve siz herbir tetiğine basılmış ve her an patlayabilecek mermileri teker teker tutmaya çalışacaksınız aynı anda da diğer namlulardan da üzerinize mermi gelmemesini bekleyeceksiniz.
Bu nedenle, koyduğun gibi çıkar demek çok da doğru yaklaşım olabilir...
Ama çıkarılabilirliği de yok demek anlamına gelmez. Yani mayınlı arazide ordunun ilerleyebilme kabiliyeti ile araziyi sivil halkın üzerine çıkabileceği hale getirmek aynı şey değildir. Hiçbirşey yapamazsanız, bir napalm atarsınız yüksek sıcaklıkla mayınları tetikler ve mayınlı araziden ilerleyecek kadar bir arazi açmayı deneyebilir yada tahrip gücü yüksek iki havadan karaya bomba ile bir taburu geçirecek kadar alan açabilirsiniz fakat bahsedilen genişlikte araziyi ne bombalamak nede teker teker aramak ne akıl işidir nede basit bir iştir.
TSK da sınırlı sayıda (kendi ihtiyaçları için) bu konuda personeli vardır. Fakat bu kadar araziyi temizlemek bu sayıda personelle yüz yıl sürebilir. Yeterli miktarda personeli yetiştirmek de efektif değildir, bu tip görevler yüz yılda bir gerekecektir, her yıl 216 bin km2 arazi mayın gömülüp temizlenmesi gibi görev çıkmayacağına göre bu kadar personel bulundurmak da mümkün ve efektif görünmemektedir.
Bu beceremiyoruz demek değil, uğraşacak vaktimiz yok demektir.
Aslında takıldığım konu bu değil. Takıldığım konuya değinmeden biraz bahsetmek istediğim şu bölümü de yazayım;
Mayın ile şehit olan mehmedim ile mayınlı arazi arasında ilinti kurmak...
İşte burada biraz rahatsızlığım var:
Mayınlı arazilerimizin etrafı görünür şekilde, girilmesinin yasak olduğu ve arazinin mayınlı olduğunu belirtir levhalarla işaretlenmiş ve tel örgülerle çevrilmiştir. Burada sınırı geçmeyin içeride mayın var uyarısı vardır. Ve gayet adil bir yöntemdir. Yani sanki kaza ile girilmiş de kolu bacağı kopanlar olmuş intinbaı oluşmasın. Sınırdan kaçakcılık için geçmeye çalışanların dışında durduğu yerde kimseye zarar vermez. Bunun insancıllığı tartışılır...
Fakat yine de kaçakçılığın, insan kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı türlerini de insancıl bulmak mümkün değil.
Mehmedimi şehit eden mayın ise, teröristlerce konulmuş, kabece ve silah olarak kullanılan korkak ödlek mahlukatların dönekliğidir.
Bu nedenle ikisini birbirine karıştırmamak gerekir.
Mehmedimi şehit edenler, klasik mayınlarla saldırmamaktadır.
Mayın dendiğinde, üzerine basıldığında patlayanlar dışında, sıçrayan yani havaya fırlayıp yukarıda patlayarak daha geniş bir alana dağılanlar, claymore denilen gömülü olmayıp belirli bir alan çelik bilya dağıtan, anti tank tip gibi yüzlerce tipinden bahsedebileceğimize dikkat ediniz...
Terör örgütü ise mayından ziyade, bubi tuzağı tabir edilen patlayıcı düzeneklerini kullanır.
Yüzlerce kilo patlayıcıyı fünye ile patlatarak saldırır. Bazan yol kenarlarına bazan, asvaltın altını yandan tünel açarak, baza yoldaki kanalet, yağmur giderleri tarla boru ve savaklarının içine yerleştirdiği patlayıcı ile bunu yapar. Yani bekler ve geçerken kendi ateşler.
Bu ödleklik ile sınır güvenliği arasında ilinti kurmak çok doğru yaklaşım değildir.
Şimdi kafama takılan konuya değineyim;
Bu mayınları neden temizlemek istiyoruz ne oldu da temizlemek birilerinin aklına geldi...
Aslında bu konuda bir yazı karaladım daha önce bu foruma, ihtimalleri yada sözleşmeye konulabilecek hükümleri söyledim...
Aynısına değinmeyeceğim bir ara bulur yazıyı eklerim ihtiyaç olursa.
Temizletelim, israile olur, başkasına olur, firmaya olur. Neden temizletiyoruzu da geçtim.
Neden toprak temizleme sonrası kullanıma verilecek? Yani o kadar para harcıyoruz, TSK nın da kullanamayıp iade ettiği bir de para varken ortada biz neden para ile temizletmeyip kiralıyoruz?
Bilmiyorum iyi niyetli düşüneyim, tapu kanunlarına göre 50 yıl işleten arsanın sahibi oluyor bu nedenle 50 sene verilemez, gelenek olarak 49 dan başlar azalarak gider.
Diğer taraftan çok da sorun mudur? Devlet kanunla ihtiyaç halinde sahibi bile olsa arsayı istimlak eder bir para öder ve arsayı geri alır. Bu durumda hak sahibi arazimi geri verin diyemez ancak ve ancak istimlak beline itiraz ederek ödemeyi artırabilir. Hepsi hepsi en kötü hali budur.
İyi niyetim şurdadır, şahsen ben temizlendi denen bir araziyi ekip dikmeden önce üzerinde birkaç yıl birilerinin gezmesini beklerim. Kim ne derse desin kimse yüzde yüz temizlikten bahsedemez. Bunun için temizleyeni de bir kaç yıl üzerinde gezdirmek gerekebilir.
Yine önceki yazımda olduğu gibi birkaç öneride bulunayım. Temizleyen şirket yada ülke 10 yıl arazide pancar, pirinç ve buğday ekecek, ürünü toprak mahsulleri ofisine ve pancar kooparatifi aracılığıyla özel şirketlere verecek.
Zaten pancar ekerlerse mayınlar kesin patlar, sökerken toprağın karış karış altı üstüne gelir...
Şimdi biz on yılla işi garantiye aldık karşı tarafıda düşünmek lazım. Onca alanı tek elden ekip dikecek ülke/şirket tarım aracı, tarım makinaları alacak, depolar nakliye ve sulama için yatırım yapacak bu durumda bu yatırımdan zarar etmemesi için sürenin biraz uzatılması da gayet mantıklıdır. Taki 49 seneye kadar.
İhale yapılsa kaç kişi girer bilmiyorum..
Şimdi bir de kötü niyetli düşüneyim. Türkiye Cumhuryetinde ekilip dikilecek arazi bitti de sınır mı kaldı?
Yada sınırlardaki mayınlar kime battı şimdi durduk yere...
Bunlar çeşitli bakış açıları; Ben henüz karar veremedim elimde biraz daha bilgi oluşsun kesin bir düşüncemi açıklarım.
Şimdilik bu kadar. Elimden geldiğince kısa yazmaya çalıştım umarım uzatmamışımdır.
Saygılarımla.
"
Sonra bir başkasını yazayım,
"Mayınlı alan açma ile ilgili bir video;
http://www.youtube.com/watch?v=LU33PrFJI4Q&feature=related
Tabi bir de mayın döşeme ile ilgili video;
http://www.youtube.com/watch?v=1kN3WxXTie0
Askeri anlamda olayı anlamlandırabilmek için ekledim.
Tabi bir de bu işin mühendislik tarafına değinmek ve mayınla bubi tuzağı arasındaki farkı görmek için;
"
yazıpta noktalı virgülden sonraki bir linki ekleyim.
http://www.youtube.com/watch?v=oqEG9nPJK7g&feature=related
Mayınla bubi tuzağı arasındaki farkları görmek ve combat engineering hakkında bilginiz olması açısından.
Gönül isterdi ki size linklerde Türk askeri videoları verebileyim ama maalesef bu henüz ülkemizde suç teşkil eder. Bu nedenle görüntüleri izletin Türk askerinin de yapabildiğini bilin yeter.
İstihkam bölükleri, istihkam taburları görev olarak arazi temizleyip sivil halka tarla kazandırmak gibi bir göreve haiz değildir.
Saygılarımla.
sn 1881-...:
Size daha önce benzer bir konuda başlığı yazayım.
"sn ^^ROTiNDA23^^:
Her zaman olduğu gibi güzel bir konuya değinmişsiniz.
Müsadenizle birkaç hususta, fikir beyan edip bir kaç ta ufak sorum olacak.
Mayınları döşeyecek teknolojisi varda çıkaracak teknolojisi neden yok? Buradan başlayalım.
Mayın çıkarmak ile mayınlı araziden geçmek... Mayınlı bir alandan askeri personel ilerlemesi gerektiğinde alanı temizleyemez mi?
Evet bu konuda iyidir. Savaş halinde ilerlenecek arazi mayınlı ise, patika şeklinde yada araç geçecek büyüklükte arazi açılabilir ve ilerleme sağlanabilir. Bir kaç yöntem var, dedektörler vasıtasıyla mayınların yerleri işaretlenir, güvenli alanlar işaretlenir ve geçiş tamamlanır.
Yada patlayıcılar ile yol açılır, hatta roketatar ve ufak füzelerin arkasına bağlı tellere dizili patlayıcı dizileri ile, alanın karşısına fırlatılan bir kordon sırayla patlatılarak yol açılır ve mayınlı araziden geçiş sağlanır.
Hatta bu yöntemler birinci dünya savaşından beri biliniyor. Yani alanı tahrip ederek mayınları tetikleyerek arazi mayınsız hale getirilebilir.
Fakat burada geçiş yolu açmaktan değil tüm araziyi mayınsızlaştırmaktan bahsediyoruz. Bu uzun ve zahmetli bir iştir. Patlayıcılarla yapmak efektif değildir. Bulup işaretlemek gerekir. Bunun da yetmediği gibi, kurulu ve aktif mayını yerinden kazıp çıkarmak gerekir. Bu çok dikkat gerektiren bir iştir.
Zorluğu artıran konulardan beri mayınların uzun süredir gömülü olması ve iklim şartlarıdır. Gömülü mayınların üzerine yapışan toprak killi ise işler daha da zorlu hale gelebilir, yada yılların yorgunluğu toprak ile mayını kayaçlaştıracak kadar bütünleştirmiş olabilir. Yani mayının üzerine basıldığında patlaması dışında tabaka haline gelen bir toprakta, yanına dahi yaklaşsanız basınç iletilip patlayabilir.
Yani mesele mayını tespit etmek değil. Tespit edilebilir fakat her zaman patlatmadan çıkarmak mümkün olmayabilir. Patlatarak çıkarmak ise diğerlerini de tetikleyebileceğinden her an herşey olabilir...
Hassas mühendislik doğru karar verme ve azami dikkat gerektiren bir yerinden çıkarma işlemini yerleştirmek ile kıyaslamak doğru yaklaşım değildir.
Size şu örnekle açıklayabilirim. Bir tabanca düşünün, tetiğe basıp ateş etmekle, çıkan mermi çekirdeğini tutmak aynı şey değildir.
Üzerinize dönük namlular var ve siz herbir tetiğine basılmış ve her an patlayabilecek mermileri teker teker tutmaya çalışacaksınız aynı anda da diğer namlulardan da üzerinize mermi gelmemesini bekleyeceksiniz.
Bu nedenle, koyduğun gibi çıkar demek çok da doğru yaklaşım olabilir...
Ama çıkarılabilirliği de yok demek anlamına gelmez. Yani mayınlı arazide ordunun ilerleyebilme kabiliyeti ile araziyi sivil halkın üzerine çıkabileceği hale getirmek aynı şey değildir. Hiçbirşey yapamazsanız, bir napalm atarsınız yüksek sıcaklıkla mayınları tetikler ve mayınlı araziden ilerleyecek kadar bir arazi açmayı deneyebilir yada tahrip gücü yüksek iki havadan karaya bomba ile bir taburu geçirecek kadar alan açabilirsiniz fakat bahsedilen genişlikte araziyi ne bombalamak nede teker teker aramak ne akıl işidir nede basit bir iştir.
TSK da sınırlı sayıda (kendi ihtiyaçları için) bu konuda personeli vardır. Fakat bu kadar araziyi temizlemek bu sayıda personelle yüz yıl sürebilir. Yeterli miktarda personeli yetiştirmek de efektif değildir, bu tip görevler yüz yılda bir gerekecektir, her yıl 216 bin km2 arazi mayın gömülüp temizlenmesi gibi görev çıkmayacağına göre bu kadar personel bulundurmak da mümkün ve efektif görünmemektedir.
Bu beceremiyoruz demek değil, uğraşacak vaktimiz yok demektir.
Aslında takıldığım konu bu değil. Takıldığım konuya değinmeden biraz bahsetmek istediğim şu bölümü de yazayım;
Mayın ile şehit olan mehmedim ile mayınlı arazi arasında ilinti kurmak...
İşte burada biraz rahatsızlığım var:
Mayınlı arazilerimizin etrafı görünür şekilde, girilmesinin yasak olduğu ve arazinin mayınlı olduğunu belirtir levhalarla işaretlenmiş ve tel örgülerle çevrilmiştir. Burada sınırı geçmeyin içeride mayın var uyarısı vardır. Ve gayet adil bir yöntemdir. Yani sanki kaza ile girilmiş de kolu bacağı kopanlar olmuş intinbaı oluşmasın. Sınırdan kaçakcılık için geçmeye çalışanların dışında durduğu yerde kimseye zarar vermez. Bunun insancıllığı tartışılır...
Fakat yine de kaçakçılığın, insan kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı türlerini de insancıl bulmak mümkün değil.
Mehmedimi şehit eden mayın ise, teröristlerce konulmuş, kabece ve silah olarak kullanılan korkak ödlek mahlukatların dönekliğidir.
Bu nedenle ikisini birbirine karıştırmamak gerekir.
Mehmedimi şehit edenler, klasik mayınlarla saldırmamaktadır.
Mayın dendiğinde, üzerine basıldığında patlayanlar dışında, sıçrayan yani havaya fırlayıp yukarıda patlayarak daha geniş bir alana dağılanlar, claymore denilen gömülü olmayıp belirli bir alan çelik bilya dağıtan, anti tank tip gibi yüzlerce tipinden bahsedebileceğimize dikkat ediniz...
Terör örgütü ise mayından ziyade, bubi tuzağı tabir edilen patlayıcı düzeneklerini kullanır.
Yüzlerce kilo patlayıcıyı fünye ile patlatarak saldırır. Bazan yol kenarlarına bazan, asvaltın altını yandan tünel açarak, baza yoldaki kanalet, yağmur giderleri tarla boru ve savaklarının içine yerleştirdiği patlayıcı ile bunu yapar. Yani bekler ve geçerken kendi ateşler.
Bu ödleklik ile sınır güvenliği arasında ilinti kurmak çok doğru yaklaşım değildir.
Şimdi kafama takılan konuya değineyim;
Bu mayınları neden temizlemek istiyoruz ne oldu da temizlemek birilerinin aklına geldi...
Aslında bu konuda bir yazı karaladım daha önce bu foruma, ihtimalleri yada sözleşmeye konulabilecek hükümleri söyledim...
Aynısına değinmeyeceğim bir ara bulur yazıyı eklerim ihtiyaç olursa.
Temizletelim, israile olur, başkasına olur, firmaya olur. Neden temizletiyoruzu da geçtim.
Neden toprak temizleme sonrası kullanıma verilecek? Yani o kadar para harcıyoruz, TSK nın da kullanamayıp iade ettiği bir de para varken ortada biz neden para ile temizletmeyip kiralıyoruz?
Bilmiyorum iyi niyetli düşüneyim, tapu kanunlarına göre 50 yıl işleten arsanın sahibi oluyor bu nedenle 50 sene verilemez, gelenek olarak 49 dan başlar azalarak gider.
Diğer taraftan çok da sorun mudur? Devlet kanunla ihtiyaç halinde sahibi bile olsa arsayı istimlak eder bir para öder ve arsayı geri alır. Bu durumda hak sahibi arazimi geri verin diyemez ancak ve ancak istimlak beline itiraz ederek ödemeyi artırabilir. Hepsi hepsi en kötü hali budur.
İyi niyetim şurdadır, şahsen ben temizlendi denen bir araziyi ekip dikmeden önce üzerinde birkaç yıl birilerinin gezmesini beklerim. Kim ne derse desin kimse yüzde yüz temizlikten bahsedemez. Bunun için temizleyeni de bir kaç yıl üzerinde gezdirmek gerekebilir.
Yine önceki yazımda olduğu gibi birkaç öneride bulunayım. Temizleyen şirket yada ülke 10 yıl arazide pancar, pirinç ve buğday ekecek, ürünü toprak mahsulleri ofisine ve pancar kooparatifi aracılığıyla özel şirketlere verecek.
Zaten pancar ekerlerse mayınlar kesin patlar, sökerken toprağın karış karış altı üstüne gelir...
Şimdi biz on yılla işi garantiye aldık karşı tarafıda düşünmek lazım. Onca alanı tek elden ekip dikecek ülke/şirket tarım aracı, tarım makinaları alacak, depolar nakliye ve sulama için yatırım yapacak bu durumda bu yatırımdan zarar etmemesi için sürenin biraz uzatılması da gayet mantıklıdır. Taki 49 seneye kadar.
İhale yapılsa kaç kişi girer bilmiyorum..
Şimdi bir de kötü niyetli düşüneyim. Türkiye Cumhuryetinde ekilip dikilecek arazi bitti de sınır mı kaldı?
Yada sınırlardaki mayınlar kime battı şimdi durduk yere...
Bunlar çeşitli bakış açıları; Ben henüz karar veremedim elimde biraz daha bilgi oluşsun kesin bir düşüncemi açıklarım.
Şimdilik bu kadar. Elimden geldiğince kısa yazmaya çalıştım umarım uzatmamışımdır.
Saygılarımla.
"
Sonra bir başkasını yazayım,
"Mayınlı alan açma ile ilgili bir video;
http://www.youtube.com/watch?v=LU33PrFJI4Q&feature=related
Tabi bir de mayın döşeme ile ilgili video;
http://www.youtube.com/watch?v=1kN3WxXTie0
Askeri anlamda olayı anlamlandırabilmek için ekledim.
Tabi bir de bu işin mühendislik tarafına değinmek ve mayınla bubi tuzağı arasındaki farkı görmek için;
"
yazıpta noktalı virgülden sonraki bir linki ekleyim.
http://www.youtube.com/watch?v=oqEG9nPJK7g&feature=related
Mayınla bubi tuzağı arasındaki farkları görmek ve combat engineering hakkında bilginiz olması açısından.
Gönül isterdi ki size linklerde Türk askeri videoları verebileyim ama maalesef bu henüz ülkemizde suç teşkil eder. Bu nedenle görüntüleri izletin Türk askerinin de yapabildiğini bilin yeter.
İstihkam bölükleri, istihkam taburları görev olarak arazi temizleyip sivil halka tarla kazandırmak gibi bir göreve haiz değildir.
Saygılarımla.