Editörler : E.Kayı Han


Kapalı
02 Haziran 2009 15:09

Kürt meselesinde ortak iyinin arayışı ve üç aşamalı çözüm önerisi

Yorum - Vahdettin Bahadır] Kürt meselesinde ortak iyinin arayışı ve üç aşamalı çözüm önerisi

Kürt meselesi, mutlak inkârla başladı. Kürtlerin, eşit vatandaşlık temelinde haklara sahip olmaları bir tarafa, varlıkları dahi inkâr edildi.

Varoluşlarını ve bundan kaynaklanan talepleri bastırmanın bir gereği olarak Kürtler asimilasyona tabi tutuldular. Çok büyük acılar ve mağduriyetler yaşadılar. Bu inkâr ve asimilasyon politikalarından sadece Kürtler değil, bir bütün olarak Türkiye zarar gördü. Kürt meselesi ekseninde yaşanan olaylar zinciri, Türkiye'yi tüm alanlarda geri bırakan ve telafisi mümkün olmayan derin hasarlar yarattı. Ülkeyi cehennemi bir derekeye düşüren kanlı ortamlar yaşandı. Bütün bu acımasız tabloya rağmen nihayet ülkenin ufuklarında tüm taraflardan sağduyu sesleri gelmeye başladı.

Tam da bu vasatta, Cumhurbaşkanı'mızın çok doğru bir tespitiyle, "barış adına tarihî bir fırsat yakalandı". Bu fırsat kaçırılmamalıdır. Bir daha mazimize geri dönmemek üzere tüm mazimizden derin ve anlamlı dersler çıkartarak iyiliklerimizi çoğaltmalı, tarih adına yeni bir tarih düşürerek sorumluluk makamını paylaşan her kim varsa sorumluluğunu yerine getirmelidir.

TAHRİK VE PROVOKASYONLARA DİKKAT!

Cumhurbaşkanı'mız Sayın Abdullah Gül'ün öncülüğünde yeni bir akıl ve barış zemini oluşturulmuş bulunuyor. Bu sürece Sayın Başbakan'ımız da desteklerini ifade etmişlerdir. Hasan Cemal'in Murat Karayılan ile yaptığı röportaj, süreci daha önemli kılmıştır. Devletin görünen ve görünmeyen güçlerinde, meseleye çözüm üretmeye yönelik arayışların başladığına dair ciddi emareler mevcut. Aynı arayış PKK ve DTP'de de kendini görünür kılmıştır. Bütün bu gelişmeler, PKK ve devlet içindeki çözüm karşıtı güçlerin varlığına rağmen sürdürülmektedir.

Bu güçlerin dışında, Kürt ve Türk halkının vicdanını temsil eden bütün düşünce adamları, gazeteci ve yazarlar, akademisyenler, toplumun önemli kanaat önderleri, sermayenin önemli bir kısmı, bu keder dolu meselenin barışla nihayetlendirilmesini istiyor. Bunun için üç aşamalı bir diyalog ve çözüm zemini oluşturmalıyız. Birinci aşamada yapılması gerekenler:

a) Sayın Başbakan DTP'lilerle görüşmeli ve insani bir zemin oluşturulmalıdır.

b) Diyarbakır'ın (gerekirse tüm Doğu ve Güneydoğu illerinin) meslek odaları, SİAD ve STK'lardan oluşan bir grup ile Kürt ve Türk aydınlarından oluşan bir grubun ayrı ayrı Sayın Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı'nı ve başta anamuhalefet partisi olmak üzere tüm muhalefet partilerini ziyaret etmesi ve bu yapıcı zemine destek vermeleri sağlanmalıdır.

c) PKK ve ona bağlı olan örgütlerin süresiz, şartsız ve koşulsuz ateşkes ilan edip, çatışma ortamlarından uzak durması gerekir. Ayrıca PKK ve DTP olası bütün tahriklere ve provokasyonlara karşı azami dikkat ve itina göstermeli,

d) Türkiye'nin büyük meslek odaları, sendikaları ve önde gelen STK'ları ortak bir barış ve diyalog zemini oluşturmak için bir araya gelip bu sürece güçlü destek sunmalıdır.

e) Tam da bu arifede, hükümet bazı jestler yaparak iyi niyetli adımlar atmalıdır. Örneğin, Kürtçe radyo ve TV yayınlarının önündeki bütün engellerin kaldırılması doğrultusunda bir adım atılabilir. Veya dağ, dere, tepe, ova, köy, mezra ve benzeri bütün coğrafi mekânların isimlerinin iadesi sağlanabilir. Yerel yönetimlerin cadde, sokak, meydan, park ve benzeri yerlere istedikleri ismi koyabilmelerinin önündeki engeller kaldırılabilir.

f) Ülkenin doğu ve batısındaki kanaat önderleri, STK ve meslek odaları temsilcileri ve aydınların, karşılıklı olarak birbirlerini ziyaret ederek kardeşlik havası ve zemini üzerinden sağlıklı bir diyalog içerisine girmeleri teşvik edilmelidir. Hatta gerekirse sıcak aile ortamında birbirlerini ağırlamalı ve samimi ilişkiler geliştirilmelidir. Bu sıcak ve samimi ortamda, birbirlerinin gözüne bakarak, herkesin kendisine özgü bir hikâyesinin olduğunu, birbirini dinlemenin bir sanat ve adap işi olduğunu fark ederek ve acıları ortaklaştırarak çözüme odaklanılmalıdır. O zaman, ortak iyiyi üretmenin o kadar da zor bir iş olmadığını, onlarca yıl geç kalmışlığımıza yanarak göreceğiz. g) Ayrıca Türkiye'deki tüm yazılı ve görsel medya kuruluşları bu süreç içerisinde dikkatli bir barış dili kullanmalı ve sorumluluk duygusuyla hareket etmelidirler. Bunların yanı sıra tüm cemaatler, tarikatlar ve benzeri tüm toplumsal yapılar, barış ve diyalog dilini mensuplarına ve taraftarlarına yüksek bir sorumlulukla insani ve ahlaki bir tavra dönüştürmelidirler.

DİL MESELESİ BİRÇOK KAPIYI AÇAR

Birinci aşamadaki önerilerin hayata geçirilmesiyle birlikte, Türkiye gücün sözünden, sözün gücüne vasat oluşturacak, söz üzerinden güven ve emniyeti sunma noktasına gelecektir. Böylelikle, toplumun bütün kesimlerinde iyi niyet, sağduyu ve samimiyet ortamı oluşacağından, somut adımların atılacağı ikinci aşamaya geçebiliriz.

a) Türkiye'nin üniter yapısını korumak kaydıyla, etnik ayrımcılığı ima eden bütün anayasal ve yasal ne kadar mevzuat varsa gözden geçirilerek, Türkiye'nin tüm renklerini kuşatan bir dille yeniden kaleme alınmalıdır.

b) Kürtlerin kendi dillerini konuşup, yazıp geliştirebilmesi için gerekli yasal ve fiili zemin hazırlanmalı. Dil konusu, Kürt meselesinin çözümünde mihenk taşı konumunda olduğundan, bu konudaki yasakların kaldırılması çok büyük önem taşımaktadır.

c) Hükümlüleri, yurtdışında olanları ve dağdakileri de kapsayan genel bir affın yürürlüğe konulması için çaba harcanmalıdır.

d) Bu süreci de, yine ehil ve tüm aşırı uçlarından uzak insanların yürütmesi önemlidir.

Üçüncü aşamada yapılması gereken tek bir şey vardır; o da, Türkiye'nin görünen geleceğinde bir daha bu sorunun yaşanmaması için, mağduriyet yaşamış ve yaşama ihtimali olan herkes için çok kısa, öz ve tüm kesimlerin haklarını garanti eden bir toplum sözleşmesi üzerinde mutabakata varmaktır. Evet! Bu süreç zor. Bu sürecin galibi ve mağlubu olmayacaktır... Bu sürecin mutlak galibi tüm Türkiye olacaktır. Zira mutluluğu, refahı, kardeşliği, adaleti ve hukuku tüm normlarıyla yakalamış bir Türkiye'den daha galip ne olabilir ki?.. ZAMAN

VAHDETTİN BAHADIR - MÜSİAD DİYARBAKIR ŞUBE BAŞKANI


Hakeem Olajuwon
Kapalı
02 Haziran 2009 15:15

kürt meselesi çözümünde

1.konu gündelik siyaset meselesi yapılmamalı

2.çözmü baltalayıcı ,tahrik edici söylemlerden uzak durulmalı

3.birbirini dinleme süreci getirilmeli

4.anayasal düzenlemeler yapılmalı

5.diyalog ve uzlaşı kültürü gelişrtirilmeli..eski hesaplar sadece ders almak için açılmalı karşılıklı kafa göz yarma için değil.


TEŞQELE_2
Yasaklı
02 Haziran 2009 15:43

bir türlü ilk aşamayı konu içinde bulamadım

vahdettin bahadırın yaptığı yorum tamamiyle 1.ve 2.aşama olarak değerlediryorum

1. aşamının silahların susması şiddetin durması olmalı ve tek taraflı gerçekleşmez

1. aşamın gerçekleşmesi için siyasi iradenin eksikliği ve kurumlar arasında ki mutabakatın eskikliğide gözle gorerlur bir gerçek


Hakeem Olajuwon
Kapalı
02 Haziran 2009 15:47

nasıl konu içinde bulmadın bak ben san özetleyeyim:

1.teşhis:sorunun teşhisinde fikir önderlerinin devreye girmesi,mutabakat uzlaşı diyalog,stkların sorunu çözümde çabaları

2.tedavi:yasal düzenlemeler

3.hastalığın tekrarlanmaması için koruyucu tedbirler:sorunun tekrarını engelleyici önlemler.


TEŞQELE_2
Yasaklı
02 Haziran 2009 15:57

genel kurmay nerde duruyor bir taraf ateş keşteykse dıyer taraf neden oprasyonda operasyonda olan taraf dıger tarafla çatışmayacak mı ?


Hakeem Olajuwon
Kapalı
02 Haziran 2009 15:59

arkadaşım bunun bir tarafı ,diğer tarafı yok..dünyanın hiçbiryerinde terorist bir örgüt taraf olarak masaya oturamaz..bunu birkere anlayalım..ha pkknın yaptığı kısmi silah susturma iyi birşeymidir bence evet(yinede mayınlı saldırılar devam ediyor değilmi teşgele,pas haberlerini buraya alıyorsun ama bu mayınlı saldırı haberlerini pas geçiyorsun)..ama bu terorist olduğunu değiştirimi hayır.


TEŞQELE_2
Yasaklı
02 Haziran 2009 16:06

Hakeem Olajuwon

bak şimdidden tıkandı çözum yok ve2. aşamay geçilemiyor

2. aşamay geçirecek siyasi irade yok

kürt sorunu tek tarflı sorun değil ve pkk burda kilt konu

vede pkk kendını kadrolarını oprasyonlar oldurtecek bır örgutte değil

oparasyona çıkan asker ilakı pkk la çatıcaktır ve mayında basacaktır gundemı yıne şiddet meşkul edecektır


Hakeem Olajuwon
Kapalı
02 Haziran 2009 16:10

daha ilk aşamaya geçmedikki 2.ye geçilsin..daha kürt sorunun çözümüne girişteyiz..çözme irademizi sınıyoruz..derin yapılanmalar(pkk nın içndede var bu derin pkk,neden mayınlı saldırı oldu?)ın reflekslerini sınıyoruz


TEŞQELE_2
Yasaklı
02 Haziran 2009 16:16

Hakeem Olajuwon

mayınlı saldır diye saçma birşey olamaz mayın savunma amaçlı bır silahdır yanı bı rtopun aagızna koyularak karsı taraf aatılmaz yada namluya suren bır kurşun degıldır

pkk lı konumlandığı yerde oparasyona çıkan askeri göruyor ya ölecek yada yakalanack reflex olark savunbmasını gelişdiriyor mayını döşuyor bir kere bunu anlıyalım


Hakeem Olajuwon
Kapalı
02 Haziran 2009 16:21

teşqele az daha zorlasan kendi kendine patladı diyeceksin..bir sınıra döşenen mayın ile bir bölüğün geçeceğe yere döşenen ve uzaktan kumanda ile patlatılan mayını aynı kategoriyemi koyacaksın..ha kurşunla saldıumışsınki bu daha mertçe olurdu ha uzaktan kumandayla mayını patlatmışsuın..bu mayın saldırısı için dtpnin açıklamalırını bike göremişe benziyorsun..ama kürtçe pas haberlerine iyi atlarsın kaleci gibi .


züğürtağa *
Kapalı
02 Haziran 2009 16:23

pkk nın savunma sorumlusu gibi konuşmuşsun


Hakeem Olajuwon
Kapalı
02 Haziran 2009 16:24

"Açık bir dille ifade ediyoruz, bu saatten sonra her kim ki demokratik bir çözümden yana ise ve her kim ki silahsız bir çözüm arzuluyorsa mutlaka ama mutlaka elini tetikten çekmeldir."

***

türk ;burdaki mesajı herhalde bana değil aynanın tabanımız dediği pkkya


Hakeem Olajuwon
Kapalı
02 Haziran 2009 16:30

Açıklamasında ilk kez açık bir dille PKK'yı eleştiren Türk, şunları kaydetti:

?Ne askeri operasyonlar hızından bir şey kaybetti ne de eylemler ve saldırılar durdu. Ancak açık bir dille ifade ediyoruz; bu saatten sonra her kim ki demokratik bir çözümden yana ise ve her kim ki silahsız bir çözüm arzuluyorsa mutlaka ama mutlaka elini tetikten çekmelidir. Siyasetin önünü açabilmenin olmazsa olmaz koşulu ölümlerin durmasıdır. Bu başarılamadığı zaman, hiçbir sorunumuzun çözüm yoluna giremeyeceği gerçeğini bir kez daha tekrarlıyoruz.?


TEŞQELE_2
Yasaklı
02 Haziran 2009 18:05

Hakeem Olajuwon

ne dıyor ahmet turk (her kim olursa )asker ve pkk

mayın nerde patlıyor operasyona çıkan askerde patlıyor bir karakolda degıl

pkk ben eylemsizlik karar aldım dıyor ama kendımı ıdam edıyorum demiyor

üstüme gelirsen bende meşru savunma hakımı kullanırım diyor

hadı pkk eylemsizlik kararı aldı asker neden cevapsız

askerin cevapı operasyon mu0?

pekı bu oprasyonalrın kürt soruna barışcı bir katkısı var mı?


Hakeem Olajuwon
Kapalı
02 Haziran 2009 18:14

burdaki direkt mesaj pkkyadır..ve başka demeçlerde bu mayınlı saldırının pkk üst düzey yetkililerinin bir kararı olmaksızın local elebaşlarının bir kararı olduğu açıklamasını da hatırlıyorum..ordu görevini yapıyor-yapacak..pkk ben eylemsizlik aldım demesiyle bu görevini aksatmaz..daha çözüm aşamasının tartışıldığı bir süreç yaşıyoruz..bunun nasıl olacağı karalaştırılmadan ordudan bir karar beklemeyin.


TEŞQELE_2
Yasaklı
02 Haziran 2009 18:21

Hakeem Olajuwon

burdaki direkt mesaj pkkyadır..ve başka demeçlerde bu mayınlı saldırının pkk üst düzey yetkililerinin bir kararı olmaksızın local elebaşlarının bir kararı olduğu açıklamasını da hatırlıyorum..ordu görevini yapıyor-yapacak..pkk ben eylemsizlik aldım demesiyle bu görevini aksatmaz..daha çözüm aşamasının tartışıldığı bir süreç yaşıyoruz..bunun nasıl olacağı karalaştırılmadan ordudan bir karar beklemeyin.

______________________________

demek çözumsuzluğu pkk de aramıyacaz

şiddet devam eder her hangi bir çözumde olmaz nede olsa hakim olan şiddetir

ve ahmet türk konuşması sadece pkk kapsamaktatır her kım olursa buna genel kurmayda daildir ve pkk ahmet türkin sesini duydu uzatı kı ben uzatmasını beklemıyordum açık soyleyim ama bnei şaşırtı ve uzattı şimdi genel kurmaya düşer söz gerçi genel kurmay konuştu ve net bir tavır sergiledi

bu tavrı barışa hiç bir katkı sağlamıyacak aksine derinleştirecektir

yani görunurde çözum veya barış yok.

barışta yine ısrar eden pkk gözukuyor


Hakeem Olajuwon
Kapalı
02 Haziran 2009 18:29

sialhların susması çok zor değil(burda pkk hiçbirzaman taraflardan biri olarak kendini hayal etmesin..onun yerine dtpyle zaten temas kurulabilir)

ben çözümsüzlük konusunda ümitsiz değilim..başlamak bitirmenin yarısıdır derler..en zoru bir işe başlamaktır özellikle ilk aşamaya geçilse(NEYDİ İLK AŞAMA:a) Sayın Başbakan DTP'lilerle görüşmeli ve insani bir zemin oluşturulmalıdır.

b) Diyarbakır'ın (gerekirse tüm Doğu ve Güneydoğu illerinin) meslek odaları, SİAD ve STK'lardan oluşan bir grup ile Kürt ve Türk aydınlarından oluşan bir grubun ayrı ayrı Sayın Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı'nı ve başta anamuhalefet partisi olmak üzere tüm muhalefet partilerini ziyaret etmesi ve bu yapıcı zemine destek vermeleri sağlanmalıdır.

c) PKK ve ona bağlı olan örgütlerin süresiz, şartsız ve koşulsuz ateşkes ilan edip, çatışma ortamlarından uzak durması gerekir. Ayrıca PKK ve DTP olası bütün tahriklere ve provokasyonlara karşı azami dikkat ve itina göstermeli,

d) Türkiye'nin büyük meslek odaları, sendikaları ve önde gelen STK'ları ortak bir barış ve diyalog zemini oluşturmak için bir araya gelip bu sürece güçlü destek sunmalıdır.

e) Tam da bu arifede, hükümet bazı jestler yaparak iyi niyetli adımlar atmalıdır. Örneğin, Kürtçe radyo ve TV yayınlarının önündeki bütün engellerin kaldırılması doğrultusunda bir adım atılabilir. Veya dağ, dere, tepe, ova, köy, mezra ve benzeri bütün coğrafi mekânların isimlerinin iadesi sağlanabilir. Yerel yönetimlerin cadde, sokak, meydan, park ve benzeri yerlere istedikleri ismi koyabilmelerinin önündeki engeller kaldırılabilir.

f) Ülkenin doğu ve batısındaki kanaat önderleri, STK ve meslek odaları temsilcileri ve aydınların, karşılıklı olarak birbirlerini ziyaret ederek kardeşlik havası ve zemini üzerinden sağlıklı bir diyalog içerisine girmeleri teşvik edilmelidir. Hatta gerekirse sıcak aile ortamında birbirlerini ağırlamalı ve samimi ilişkiler geliştirilmelidir. Bu sıcak ve samimi ortamda, birbirlerinin gözüne bakarak, herkesin kendisine özgü bir hikâyesinin olduğunu, birbirini dinlemenin bir sanat ve adap işi olduğunu fark ederek ve acıları ortaklaştırarak çözüme odaklanılmalıdır. O zaman, ortak iyiyi üretmenin o kadar da zor bir iş olmadığını, onlarca yıl geç kalmışlığımıza yanarak göreceğiz. g) Ayrıca Türkiye'deki tüm yazılı ve görsel medya kuruluşları bu süreç içerisinde dikkatli bir barış dili kullanmalı ve sorumluluk duygusuyla hareket etmelidirler. Bunların yanı sıra tüm cemaatler, tarikatlar ve benzeri tüm toplumsal yapılar, barış ve diyalog dilini mensuplarına ve taraftarlarına yüksek bir sorumlulukla insani ve ahlaki bir tavra dönüştürmelidirler. )

çok güzel şeyler çıkabileceğine inanıyorum..eski hesapları ise göze sokmak için değil ibret almak için hatırlamak şartıyla..

başbakanın türke randevu vermesi bir start anlamına geliyor olabilirmi?bu görüşmenin sonucunu beklemeliyiz..


TEŞQELE_2
Yasaklı
02 Haziran 2009 18:33

evet bekleyelım gorelım ve not düşüyorum tek taraflı bır eylemsızlıde sıyasi açılımlara gırışecek herkesı yıpratır ve tasvıye edılıcektır (turgut özal)örneği tarihimizde mevcuttur


Hakeem Olajuwon
Kapalı
02 Haziran 2009 18:34

yani sayın teşqele çözümün fitilini yakacak olan yine bişzi..bırak şimdi pkk yı veya tsknın ne yaptığını(tabiki görevini yapıyor..allah yüreklerini güç versin,görevlerinde başarı versin)

ben şu cümleye mest oldum:"Ülkenin doğu ve batısındaki kanaat önderleri, STK ve meslek odaları temsilcileri ve aydınların, karşılıklı olarak birbirlerini ziyaret ederek kardeşlik havası ve zemini üzerinden sağlıklı bir diyalog içerisine girmeleri teşvik edilmelidir. "

çözüm diyalogtan geçiyor ve bu diyalog sürecinde pkk zatemn olmazda dtp den de hiç ümitli değilim(İŞİ GÜCÜ GERMEK OLAN BİR PARTİ MALESEF.ama daha duyarlı bir tavır takınırsalar ne ala)..siyasi değil siyaset dışı bir inisiyatif sorunu çözmeye daha yakın.kürt kanaat önderleri,stklar çok şey başarabilir.

02 Haziran 2009 18:38

daha ilk aşamaya geçmedikki 2.ye geçilsin..daha kürt sorunun çözümüne girişteyiz..çözme irademizi sınıyoruz..derin yapılanmalar(pkk nın içndede var bu derin pkk,neden mayınlı saldırı oldu?)ın reflekslerini sınıyoruz

Hakeem

buda üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olmaka beraber , operasyonların bir taraaafın ateşkesden bashederken yapılmasınada aynı eleştirel göz ile irdeleyebilmek gerek...

operasyonlar bu süreçte sanki pkk yi bitirmek amaçlı değilde güçlendirmek amaçlı yapılıyor gibi..yada tahrik edici anlamda...buna ne diyorsun hakem...sence doğrluk payı yokmudur bu tespitte?


Hakeem Olajuwon
Kapalı
02 Haziran 2009 18:41

sayın güneşdilteorisi..derin:) sulara fazla açılmadan sadece yazıdaki bir yere hatırlatma yapacağım:

"Devletin görünen ve görünmeyen güçlerinde, meseleye çözüm üretmeye yönelik arayışların başladığına dair ciddi emareler mevcut. Aynı arayış PKK ve DTP'de de kendini görünür kılmıştır. Bütün bu gelişmeler, PKK ve devlet içindeki çözüm karşıtı güçlerin varlığına rağmen sürdürülmektedir."

Toplam 42 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi