Editörler : E.Kayı Han


Yasaklı
04 Haziran 2009 16:49

haşema müslümanlığı

14.yüzyıldan önce Avrupa?da aydınlanma, Rönesans başlamışken, Avrupa halkı ve aklı dinin kıskacındayken, bilimin ve düşüncenin sınırları papa ve rahipler tarafığndan belirlenirken, Özbekistan?da El Biruni (matematik ve astronomi bilgini), El Harezmi (sıfırı bulan, cebire ad, logaritmaya adını veren bilgin), İbn-i Sina (tıp kitabı Batı?da yüzlerce yıl okutulan tıp, felsefe, matematik bilgini), Ömer Hayyam (astronomi, fizik, matematik bilgini ve şair) gibi devler yaşamıştı.

? Peki ne oldu ? Neden bu yıldızlar söndü, bu devler yok oldu ? ?

Bunun yanıtını, nehirlerinin sahillerine kadar çölleşmiş topraklarda ve medreselerindeki değişimde bulduk kanısındayım. Nüfus artışı ve ormanların ve ekilebilen toprakların azalmasıyla, bu dünyanın nimetlerinden yararlanma ümidi kalmadıkça, insanlar ölümden sonraki yaşamın nimetlerine yönelmeye başlamıştı. Dini ya da siyasal liderler günümüzde olduğu gibi kendi zenginliklerini korumak, kendi paylarını arttırmak için halkı buna teşvik etmişler, bir zamanların matematik, siyasal bilimler vb. medreseleri 17. yüzyıldan itibaren din medreseleri durumuna dönüştürülmüştü. Aklın egemen olduğu, Kuran?daki ?Bilenlerle bilmeyenler bir olurmu ?? ayetiyle bu bilginlere yol gösteren İslamın yerini dogmaların egemen olduğu yeni bir din almıştı. Bu yeni dinin medreselerinde, yıldızların yeri ve matematik değil, helaya hangi ayakla girileceği, girerken hangi duanın okunacağı tartışılır olmuştu. Ben bu yozlaşmış İslam anlayışına çağdaş uygulayıcılarımıza atfen ?haşema Müslümanlığı? adını vereceğim. Aklın geri plana itildiği, düşünmenin yasaklandığı, toplumun cennet hurileri ile avutulduğu, peygamberin ?Ben ahlakı tamamlamak için gönderildim? sözüne karşılık ahlakı türban, haşema içinde gizlendiği haşema müslümanlığı, bugün bir milyar Müslümanın zavallığının temel nedenidir.

Avruya Rönesans?la dinin aklın üzerindeki bağlarını koparırken, Müslümanların liderleri aynı yıllarda kişisel çıkarları için sakıncalı gördükleri aklı bağlamışlar, İslamı karartan haşema Müslümanlığı yaratmışlardır.

Kuran?ın ?İnanıp yararlı işler yapmayı? öneren ayeti o zaman bilim medreseleri kurmak anlamında yorumlanırken, zamanımızın Müslümanları tarafından üniversiteleri (medreseleri) dizginlemek, her köşe başına bir cami yapmak, gelecekte kişisel çıkarlarına hizmet edecek gücü yetiştirmek üzere Kuran kursları açmak olarak yorumlamışlardır.

O yıllara ait bir örnek de İstanbul?dan vereyim. 1570 yıllarında İstanbul Cihangir?de Takuyiddin tarafından kurulan devrin en büyük rasathanesi, çıkan bir salgın hastalığın halk tarafından rasathanedekilerin ?Allah?ın sırlarını araştırıyor, meleklerin bacaklarını seyrediyor? olmalarına bağlanması yüzünden şeyhülislamın verdiği fetva üzerine, patişah emriyle rasathane Kılıç Ali Paşa tarafından yerle bir edilmiştir.

Yazımı Uluğ Bey?in Semerkant Üniversitesi kütüphanesinde asılı şu sözü ile bitirmek isitiyorum: ?Bütün kadın ve erkekler için kazanılacak en büyük şeref ilim öğrenmektir.?

haşema : dincilerin giydiği, dizden aşağı uzunluktaki erkek mayosu.


muaksu
Yasaklı
04 Haziran 2009 16:56

Prof. Dr. Nihat G. KINIKOĞLU hocadan alıntıdır,


Hak-ka sarıl
Kapalı
04 Haziran 2009 16:58

sen mayo giymeye devam et bakalım beynine örttüğün mayo.osmanlı 623 yıl nasıl hikmetti dünyaya diye sorarlar adama.

bak ben sana neden gerikaldığımızı söyleyelim. ne zaman dinin hakikatini ve şeriatı ahmediyyeyi bıraktık işte o zaman geri kaldık hangi müslüman ülke islamla yönetiliyor hiç biri.

o zaman saçmalamanın alemi yok

bu arada biz dinciyiz elhamdülillah sen nesin


gamzer
Kapalı
04 Haziran 2009 17:06

muaksu haşemayı sadece erkekler değil bayanlar da giyiyor.herneyse.sonuna dinci kelimesini eklemeseydin belki katıldığımız noktaları tartışırdık.ilim kendin bilmektir der büyükler.neyse.teşekkür ederiz paylaşım için yine de.


hattaboğlu
Genel Müdür
04 Haziran 2009 17:26

haşema : dincilerin giydiği, dizden aşağı uzunluktaki erkek mayosu.

--

muaksu ezbercilik yapma..sor ki bilesin..

ha-şe-ma

hakiki-şeriat-mayosu..

:=)


İmran Ali
Kapalı
04 Haziran 2009 17:43

Haşema'nın açılımının bu olduğunu ilk kez duydum, teşekkür ederim hattab.


hattaboğlu
Genel Müdür
04 Haziran 2009 18:12

birde odema var..

orjinal-deniz-mayosu

--

:=))


Hak-ka sarıl
Kapalı
04 Haziran 2009 18:16

:=-))


sbengisu42
Müsteşar
04 Haziran 2009 18:17

dinci derken ne demek istediniz?


merveeeeee
Genel Müdür
14 Haziran 2009 00:07

Jet-ski'ye binen alimlerimizde var ne olmuş ki...


keremmisali
Genel Müdür
14 Haziran 2009 00:20

ya ben birilerinin aksine dinci denilmesine hiç kızmıyorum. takılmıyorum.. kendimi tanımlayabildikten sonra başkasının tanımı çok ta önemli değil diye düşünüyorum.. iş kendinden emin olmakta yatıyor.. bu arada kimine göre haşema kimine göre kapri:)


VİŞNU
Kapalı
14 Haziran 2009 00:29

Güzel bir eleştiri olmuş. Haşema müslümanlığına kızıp yahudi müslümanlığına çanak tutulmadığı sürece kızmam.

Dinci diyen dindar ise mesele yok. Dindara dinci diyorsa sözde müslüman özde ataist o zaman deriz ki HADİ ORDAN YOBAZ.

SELAM İLE ...


diskriminant=0
Genel Müdür
14 Haziran 2009 01:25

Maksadın üzüm yemek olduğunu sanmıştım da bağzıyı linç ediyorlarmış.Haşemamı da giyerim,dinimi de yaşarım...Ne kadarcayipsiniz eksik parçaların tamamlanmasına yardımcı olacakken kalan parçalara tekme savuruyorsunuz...Yoksa siz denize üryan mı giriyorsunuz:)

Elemanın biri oruç tutmuyor,ama iftar vakitlerini de kaçırmıyormuş...birisi çıkışmış:

-Kardeşim hem oruç tutmazsın hem de iftarda bulunursun.

Eleman cevap vermiş:

-İyice mi gavur olalım.

Dinci diye bence bardağın boş tarafını görüp,bardağı ters çevirip dökmeye çalışanlar olmalı...Çünkü bir ticarete kaptırmışlar kendilerini...

Toplam 12 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi