Gelir Uzman Yardımcısı olan bizler kpss sınavından aldığımız iyi puanlar sonucu girdiğimiz Devlet Gelir Uzman Yardımcılığı, Vergi Denetmen Yardımcılığı ve Gelir Uzman Yardımcılığı sınavını kazanarak ortak bir mülakata tutularak mülakat sonucuna göre az önce saydığım ünvanlara sahip olduk. İlk başta mantık çerçevesindeki tahminlerimiz neticesinde aynı sınavla girilen kadroların birbirine yakın maddi olanakları,görev tanımları ve yetkilerinin olması gerekir düşüncesinden hareketle hepimiz yeni görevlerimize büyük bir azimle başladık ancak bu azim ve sevinç çok kısa sürdü çünkü yukarda sayılan kadrolar arasında dağlar kadar fark vardı biz şeflere bağlı olarak dairelerde en vasıfsız işlerle uğraşırken dairedeki memurlara yardımcılık yaparken (kesinlike memurları küçümsediğimizden bunları yazmıyoruz) bizimle aynı sınavı geçen arkadaşlarımız ya Bakanlığımızın merkezinde şube müdürlerinin yanında yada Denetmen üstadlarımızın yanında bizimle kıyaslanmayacak durumlarda görevlerini ifa ediyorlardı. Biz bunuda kabullendik, sorun değil dedik sonuçta hepimizin kafasında dairede olmanın getirdiği dezavantajları (fazla çalışma, ezilme gibi) avantaja çevirerek bu işi öğrenmek ve gerçek anlamıyla uzman olmak vardı. Çünkü iş en iyi mutfağında öğrenilirdi ve bizde vergi dairelerinde bu işi öğrenip yükselecektik. Ve Bakanlığımız böylece hem çok iyi eğitim almış hemde bi çok sınavda kendini ispat etmiş aynı zaman da da en alttan başlayarak her işi yapmış son derece mukemmel bir insan gücüne sahip olacaktı; en azından biz öyle düşünüyorduk. Sonra anladık ki biz en iyi ihtimalle Vergi Dairesi Müdürü olabilecekmişiz sonrası yeteneğe değil ülke gercekleri gereği adamını bulmayı gerektiriyormuş. Bunada itiraz etmedik, edemezdikte...Ancak üstlerimiz gittikçe üzerimize gelmeye başladılar ve bazı arkadaşlarımız umutlarını kestiklerinden başka mesleklerin sınavlarına girmeye başladılar. Daha öncede dediğimiz gibi hepimiz kendimizi ispat etmiş insanlar olarak zaten bu sınavların üstesinden gelebilecek kapasiteye sahibiz bunuda zaten son aylarda ayrılan arkadaşlarımız, ülkemizin en iyi kurumlarına, en yüksek maaşlı işlerine girerek kanıtladılar. Ancak dediğimiz gibi bazı arkadaşlarımız o kadar bunaldıki daha düşük maaşlı ve daha düşük konumlu işlere bile geçiş yaptılar. Sonuçta Bakanlığımız elindeki bu kıymetli insan gücünü ya başka kurumlara kaptırdı yada gerektiği gibi verimli kullanamadı. Bu ise Bakanlık açısından hem kaynak israfına hemde prestij kaybına yol açtı.
Gelelim Gelir İdaresinin Yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmalara bu çalışmaların hepsi şu ana kadar bir pasta paylaşımı olarak ortaya çıkmış ve şu andan sonrada o şekilde gidecek gibi görünmektedir. Hesap Uzmanları pastayı bölmüş diğer gruplar ise pastadan biraz daha pay kapmak için çabalamaktadırlar. Haklarıdır da... Herkes kendisi için en iyisini ister ancak bu tasarının temel hareket noktası pastayı bölüşmek değil, Gelir İdaresini yeniden yapılandırmak ve bu yapılandırma sonucunda Ülkeye de daha iyi ve daha adil bir vergi anlayışı getirmektir. Ama amaçla ilgili hiç bişey konuşulmamakta Denetim grupları kendilerine idari mevkilerden koltuk kapmaya çalışmakta tehditler savurmakta ne koparırsak kardır anlayışıyla hareket etmektedirler. Neyse buna da evet diyelim, nede olsa biz çoğu uzman yardımcısı konumunda olan gencecik insanlarız dolaysıyla bi baskı grubumuzda olmadığından zaten evet demekten başka çıkar yolumuzda bulunmamaktadır.
Ancak bizim tahammül edemediğimiz nokta bu yeniden yapılandırma çalışmalarının hiç birinde Bakanlığımızın en sorunlu kadrosu olan ve buda herkes tarafından kabul edilen bizlerin konumuna hiç değinilmemiş olmasıdır. Hiç değinilmemiş derken olumlu yönde bir değişikliğe gidilmediği gibi bizim mevcut olan haklarımızda korunmamıştır. Çalışmalar sürekli pastayı bölüşmek olarak algılandığı için memurlarında pastadan pay alması gerekmektedir (ve belkide ne çok onlar hak etmektedir) ve sorunlara çözüm aramak ve çözüm üretmek zor olduğu için en kolayına kaçılmış memur arkadaşlarımızı Uzman olarak atayarak maaşlarında artışı uygun görülmüştür.İşte bu nokta direk olarak Uzman yardımcısı olan bizlerin hakkının gasp edilmesidir. Biz bulunduğumuz konuma tamamen kişisel emeğimizle geldik kimsenin bize bi lütfu değildi hatta aynı sınavı geçtiğimiz arkadaşlara göre çok farklı koşullarda çalıştığımız için bi nevi cezalandırılmıştık şimdi ise ikinci bir ceza çekmemiz gerecekmiş. Ayrıca bizim yükselmemizle yani idareci olmamızla ilgili bir düzenlemede olmadığından ve herkes Uzman yapılmak istendiğinden bizim idareci olmamızda mümkün olamayacaktır.
Şimdi bizde soruyoruz hani bizim yönetmeliğimiz gereği bize idareciliğin gerektirdiği nitelikleri kazandırıp Bakanlığın ilerde bel kemiğini bizlerden oluşturacaktınız. Ve gene soruyoruz içimizde Bakanlıkta memur olarak çalışırken şimdi uzman olan arkadaşlar var nasıl olurda memur arkadaşlar uzman yapılır bunu o arkadaşlara nasıl açılayacaksınız. Ve nasıl oluyorda bizim kendi haklarımız üzerine bizden başkaları pazarlıklar yapmaktadırlar. Sonuca gelecek olursak biz bu çalışmalarda herkesin Uzman yapılmasına karşı çıkacağız, bunu hukukende yapacağız, Uzmanlık mesleği tanımlanmamış görev tanımı yapılmamış kime bağlı olduğu yükselme koşulları belirtilmemiş kısacası hiç bişeyi oturmamış tamamen sorunlu bi kadronun içine bi çok memur arkadaşta katılarak dahada sorunlu bir alt kadro yaratılmaya çalışılmıştır. Biz A Grubu kadrolar içerisinde kariyer uzmanlıklar içerisinde sayılıyoruz. Dolaysıyla buna uygun düzenlemeler yapılmalıdır yoksa bizim kadromuz pastanın alt kadrolara dağıtılmasında bir araç olarak görülmemelidir.
Ve son bir noktada sözüm ona bu çalışmaları yapanlar bu ülkenin en gözde bürokratları. Ama bizler ve az buçuk hukuk bilen herkes biliyor ki bu iş yargıdan döner. Döner dönmesinede bu Bakanlıktaki iş barışı eskisine dönermi onu allah bilir.
Saygılarımızla...
Gelir Uzman Yardımcısı olan bizler kpss sınavından aldığımız iyi puanlar sonucu girdiğimiz Devlet Gelir Uzman Yardımcılığı, Vergi Denetmen Yardımcılığı ve Gelir Uzman Yardımcılığı sınavını kazanarak ortak bir mülakata tutularak mülakat sonucuna göre az önce saydığım ünvanlara sahip olduk. İlk başta mantık çerçevesindeki tahminlerimiz neticesinde aynı sınavla girilen kadroların birbirine yakın maddi olanakları,görev tanımları ve yetkilerinin olması gerekir düşüncesinden hareketle hepimiz yeni görevlerimize büyük bir azimle başladık ancak bu azim ve sevinç çok kısa sürdü çünkü yukarda sayılan kadrolar arasında dağlar kadar fark vardı biz şeflere bağlı olarak dairelerde en vasıfsız işlerle uğraşırken dairedeki memurlara yardımcılık yaparken (kesinlike memurları küçümsediğimizden bunları yazmıyoruz) bizimle aynı sınavı geçen arkadaşlarımız ya Bakanlığımızın merkezinde şube müdürlerinin yanında yada Denetmen üstadlarımızın yanında bizimle kıyaslanmayacak durumlarda görevlerini ifa ediyorlardı. Biz bunuda kabullendik, sorun değil dedik sonuçta hepimizin kafasında dairede olmanın getirdiği dezavantajları (fazla çalışma, ezilme gibi) avantaja çevirerek bu işi öğrenmek ve gerçek anlamıyla uzman olmak vardı. Çünkü iş en iyi mutfağında öğrenilirdi ve bizde vergi dairelerinde bu işi öğrenip yükselecektik. Ve Bakanlığımız böylece hem çok iyi eğitim almış hemde bi çok sınavda kendini ispat etmiş aynı zaman da da en alttan başlayarak her işi yapmış son derece mukemmel bir insan gücüne sahip olacaktı; en azından biz öyle düşünüyorduk. Sonra anladık ki biz en iyi ihtimalle Vergi Dairesi Müdürü olabilecekmişiz sonrası yeteneğe değil ülke gercekleri gereği adamını bulmayı gerektiriyormuş. Bunada itiraz etmedik, edemezdikte...Ancak üstlerimiz gittikçe üzerimize gelmeye başladılar ve bazı arkadaşlarımız umutlarını kestiklerinden başka mesleklerin sınavlarına girmeye başladılar. Daha öncede dediğimiz gibi hepimiz kendimizi ispat etmiş insanlar olarak zaten bu sınavların üstesinden gelebilecek kapasiteye sahibiz bunuda zaten son aylarda ayrılan arkadaşlarımız, ülkemizin en iyi kurumlarına, en yüksek maaşlı işlerine girerek kanıtladılar. Ancak dediğimiz gibi bazı arkadaşlarımız o kadar bunaldıki daha düşük maaşlı ve daha düşük konumlu işlere bile geçiş yaptılar. Sonuçta Bakanlığımız elindeki bu kıymetli insan gücünü ya başka kurumlara kaptırdı yada gerektiği gibi verimli kullanamadı. Bu ise Bakanlık açısından hem kaynak israfına hemde prestij kaybına yol açtı.
Gelelim Gelir İdaresinin Yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmalara bu çalışmaların hepsi şu ana kadar bir pasta paylaşımı olarak ortaya çıkmış ve şu andan sonrada o şekilde gidecek gibi görünmektedir. Hesap Uzmanları pastayı bölmüş diğer gruplar ise pastadan biraz daha pay kapmak için çabalamaktadırlar. Haklarıdır da... Herkes kendisi için en iyisini ister ancak bu tasarının temel hareket noktası pastayı bölüşmek değil, Gelir İdaresini yeniden yapılandırmak ve bu yapılandırma sonucunda Ülkeye de daha iyi ve daha adil bir vergi anlayışı getirmektir. Ama amaçla ilgili hiç bişey konuşulmamakta Denetim grupları kendilerine idari mevkilerden koltuk kapmaya çalışmakta tehditler savurmakta ne koparırsak kardır anlayışıyla hareket etmektedirler. Neyse buna da evet diyelim, nede olsa biz çoğu uzman yardımcısı konumunda olan gencecik insanlarız dolaysıyla bi baskı grubumuzda olmadığından zaten evet demekten başka çıkar yolumuzda bulunmamaktadır.
Ancak bizim tahammül edemediğimiz nokta bu yeniden yapılandırma çalışmalarının hiç birinde Bakanlığımızın en sorunlu kadrosu olan ve buda herkes tarafından kabul edilen bizlerin konumuna hiç değinilmemiş olmasıdır. Hiç değinilmemiş derken olumlu yönde bir değişikliğe gidilmediği gibi bizim mevcut olan haklarımızda korunmamıştır. Çalışmalar sürekli pastayı bölüşmek olarak algılandığı için memurlarında pastadan pay alması gerekmektedir (ve belkide ne çok onlar hak etmektedir) ve sorunlara çözüm aramak ve çözüm üretmek zor olduğu için en kolayına kaçılmış memur arkadaşlarımızı Uzman olarak atayarak maaşlarında artışı uygun görülmüştür.İşte bu nokta direk olarak Uzman yardımcısı olan bizlerin hakkının gasp edilmesidir. Biz bulunduğumuz konuma tamamen kişisel emeğimizle geldik kimsenin bize bi lütfu değildi hatta aynı sınavı geçtiğimiz arkadaşlara göre çok farklı koşullarda çalıştığımız için bi nevi cezalandırılmıştık şimdi ise ikinci bir ceza çekmemiz gerecekmiş. Ayrıca bizim yükselmemizle yani idareci olmamızla ilgili bir düzenlemede olmadığından ve herkes Uzman yapılmak istendiğinden bizim idareci olmamızda mümkün olamayacaktır.
Şimdi bizde soruyoruz hani bizim yönetmeliğimiz gereği bize idareciliğin gerektirdiği nitelikleri kazandırıp Bakanlığın ilerde bel kemiğini bizlerden oluşturacaktınız. Ve gene soruyoruz içimizde Bakanlıkta memur olarak çalışırken şimdi uzman olan arkadaşlar var nasıl olurda memur arkadaşlar uzman yapılır bunu o arkadaşlara nasıl açılayacaksınız. Ve nasıl oluyorda bizim kendi haklarımız üzerine bizden başkaları pazarlıklar yapmaktadırlar. Sonuca gelecek olursak biz bu çalışmalarda herkesin Uzman yapılmasına karşı çıkacağız, bunu hukukende yapacağız, Uzmanlık mesleği tanımlanmamış görev tanımı yapılmamış kime bağlı olduğu yükselme koşulları belirtilmemiş kısacası hiç bişeyi oturmamış tamamen sorunlu bi kadronun içine bi çok memur arkadaşta katılarak dahada sorunlu bir alt kadro yaratılmaya çalışılmıştır. Biz A Grubu kadrolar içerisinde kariyer uzmanlıklar içerisinde sayılıyoruz. Dolaysıyla buna uygun düzenlemeler yapılmalıdır yoksa bizim kadromuz pastanın alt kadrolara dağıtılmasında bir araç olarak görülmemelidir.
Ve son bir noktada sözüm ona bu çalışmaları yapanlar bu ülkenin en gözde bürokratları. Ama bizler ve az buçuk hukuk bilen herkes biliyor ki bu iş yargıdan döner. Döner dönmesinede bu Bakanlıktaki iş barışı eskisine dönermi onu allah bilir.
Saygılarımızla...