Aşk karşılıklı olduğunda hiç de masum bir tablo çıkmaz ki ortaya...
Ancak tek taraflı aşk olduğunda masumane oluyor...Pilatonik aşklar....
O insanların gözlerinden anlaşılıyor...
Ben rastladım...:))
Bundan üç yıl önceydi...Ev arkadaşımla hergün aynı saatte aynı duraktan binerdik otobüse...
Durakta otobüsü beklerken hergün karşılaştığımız bir köy öğretmeni vardı...
Öğretmen servisini beklerken göz ucuyla arkadaşıma bakardı...Birgün benim bakışlarını yakaladığımı anlayınca utançtan kıpkırmızı oldu zavallı...O günden sonra muallimi durağın biraz ilerisinde bekler bulduk...
Tam iki sene böyle geçti...
Arkadaşım durumdan bihaberken ben hissediyordum muallimdeki hisleri...
Birgün yanımda arkadaşım yoktu ve gülümseyerek yanıma geldi...
-Günaydın...dedi samimi bir edayla...
Ben sanki uzun zamandır tanışıyormuş gibi bir hisle...
-Günaydın...Bugün nasılsınız hocam...dedim..
-Niğde çok küçük değil mi?İnsan her sabah gördüğü yüzü bir sabah göremeyince merak ediyor...dedi...
Ben muzur bir gülüşle...
-Arkadaşımı kastettiniz sanırım...deyince hafif çaplı bir kahkaha attı...
-Siz çok dikkatlisiniz...Gözünüzden hiçbirşey kaçmıyor maşallah...dedi...
İsmini bile bilmediğim muallimle hemen kaynaştık...
-Yarın çay bahçesinde sizi çaya bekliyorum...diyerek ayrıldım...
Ertesi gün de arkadaşımla otururken geldi çay bahçesine...Fakat yanımıza gelemedi ve geri dönüp gitti...
Bir sonraki karşılaşmada sordum sebebini...
-O masaya oturursam heyecandan kekeleyip rezil olmaktan,çuvallamaktan korktum...Aslında çok kolay kaynaşan biriyim ama sözkonusu aşk olunca insanın dili tutuluyor işte... dedi...
O gün birkez daha anlamıştım,şehrin muhtelif yerlerinde dolaşan masumane aşıklar olabiliyor...
Sadece bakmak ve görmek lazım...dinlemek lazım...:))
Aşk karşılıklı olduğunda hiç de masum bir tablo çıkmaz ki ortaya...
Ancak tek taraflı aşk olduğunda masumane oluyor...Pilatonik aşklar....
O insanların gözlerinden anlaşılıyor...
Ben rastladım...:))
Bundan üç yıl önceydi...Ev arkadaşımla hergün aynı saatte aynı duraktan binerdik otobüse...
Durakta otobüsü beklerken hergün karşılaştığımız bir köy öğretmeni vardı...
Öğretmen servisini beklerken göz ucuyla arkadaşıma bakardı...Birgün benim bakışlarını yakaladığımı anlayınca utançtan kıpkırmızı oldu zavallı...O günden sonra muallimi durağın biraz ilerisinde bekler bulduk...
Tam iki sene böyle geçti...
Arkadaşım durumdan bihaberken ben hissediyordum muallimdeki hisleri...
Birgün yanımda arkadaşım yoktu ve gülümseyerek yanıma geldi...
-Günaydın...dedi samimi bir edayla...
Ben sanki uzun zamandır tanışıyormuş gibi bir hisle...
-Günaydın...Bugün nasılsınız hocam...dedim..
-Niğde çok küçük değil mi?İnsan her sabah gördüğü yüzü bir sabah göremeyince merak ediyor...dedi...
Ben muzur bir gülüşle...
-Arkadaşımı kastettiniz sanırım...deyince hafif çaplı bir kahkaha attı...
-Siz çok dikkatlisiniz...Gözünüzden hiçbirşey kaçmıyor maşallah...dedi...
İsmini bile bilmediğim muallimle hemen kaynaştık...
-Yarın çay bahçesinde sizi çaya bekliyorum...diyerek ayrıldım...
Ertesi gün de arkadaşımla otururken geldi çay bahçesine...Fakat yanımıza gelemedi ve geri dönüp gitti...
Bir sonraki karşılaşmada sordum sebebini...
-O masaya oturursam heyecandan kekeleyip rezil olmaktan,çuvallamaktan korktum...Aslında çok kolay kaynaşan biriyim ama sözkonusu aşk olunca insanın dili tutuluyor işte... dedi...
O gün birkez daha anlamıştım,şehrin muhtelif yerlerinde dolaşan masumane aşıklar olabiliyor...
Sadece bakmak ve görmek lazım...dinlemek lazım...:))