Editörler : Lanet
12345678910111213»

nazımerkan
Şube Müdürü
15 Mart 2006 16:53

Türk_Dili ;

Sorduğunuz bu soruları akademik ve İlköğretim müfredatı çerçevesinde olmak üzere iki biçimde yanıtlamak mümkün.Bunlar benim fikirlerim.

1. Bir kız için ağlamaya değmez.

Değmez:Yüklem

Bir kız için ağlamaya: YER TAMLAYICISI-D.T.(NEYE DEĞMEZ?)

Nedeni: Yer tamlayıcısının ana fonksiyonlarından başka, ayrılma,uzaklaşma,yaklaşma,bulunma,yön,zaman,müddet, sür'at, tarz,miktar, derece, durum,hal, hedef, sebep,bedel,leyh ,aleyh,karşılaştırma,verme, bildirme, kuvvetlendirme,gaye,tercih,vasıf,şekil,devamlılık,aitlik gibi,fonksiyonlarının da olduğu aşikardır.

2. SAAT ON İKİYE BEŞ (dakika) VAR.

var:yüklem

saat:özne(var olan ne?)

on ikiye beş (dakika) :zarf tümleci(ne kadar var?)

3. evinde:ev-i-n-de buradaki ?n? pronominal n?dir.Görevlerinden birisi iyelik ekleri ile hal ekleri arasında bağ kurmaktır. Araba-s-ı-n-dan sözcüğünde olduğu gibi.Kaynaştırma ünsüzü illaki iki ünsüzün arasında olmak zorunda değil(bence).

Not: bir arkadaş,bu n ?yi nazal n olarak açıklamış. Bu çok yanlış ;çünki nazal n sadece söyleyişle alakalıdır ve ekle ilgisi yoktur.

4.Elbette sıfat tamlaması.Çünki sıfatlarda isim soylu sözcüklerdir ve bir cismin neden yapıldığı bilgisi ile ne renk olduğu bilgisi aynı kategoride ele alınmalıdır.

Sarı kalem, tahta kalem vb.

5. ?Din dinlemek,kov kovlamak? (dedikodu yapmak) sözünde olduğu gibi aslında ?din ? bir isimdir ve ?ses,söz? anlamına gelir.Ama siz öğrencilerinize bunu izah etmekte güçlük çekeceğiniz için bunu ?dinle-? biçiminde kök olarak almanız gerekir.Ama sınavlarda zaten bu tür tartışmalı sözcükler pek çıkmaz.Siz de bu tür sözcükleri sormazsınız.Öğrenciniz size sorarsa makul biçimi ile açıklarsınız.

Elbette bu sözcükler isimden türemiş sözcüklerdir.Ancak kök anlamları günümüzde unutulmuştur.

6. "başlıyordu" kelimesi için "şimdiki zamanın hikayesi" deriz. peki bir fiilin gösterdiği hareket nasıl olur da hem geçmişte hem de şimdiki zamanda olur.?

Burada sadece fiilin yapıldığı ve olayın anlatıdığı zaman dikkate alınmalıdır.Bir manzara gözünüzde canlandırın:

Siz yol kenarında yürüyorsunuz.Bir araba geldi ve size çarptı. Bu durumu olayın oluşundan sonra sizin dilinizden anlatalım:

?Yolun kenarından yürüyordum.Bir araba geldi ve bana çarptı.? Dikkat ederseniz birinci cümlede şimdiki zamanı da kullandık.İkinci ve üçüncü cümlede ise sadece di?li geçmiş zaman.Niçin?Çünkü ilk cümledeki olayı anlatabilmem için o zamanda,olayın olduğu anda benim devam eden bir hareket,sürmekte olan bir eylem yaptığımı anlatmam gerek,Bunun için şimdiki zaman kullandım.Diğerlerinde buna gerek yok;çünkü iş bitmiş ,yapılmış o anda.

Yani geçmişte yapılan hareket süren ,devam eden bir durumu arz ediyorsa,bunu sonradan anlatırken şimdiki zamanı kullanabiliriz.

Ders başlıyordu;ama ben çoktan geç kalmıştım.? Sen geç kaldığında ders başlamaktaymış.?

7. "Bütün kitaplar tek tek sayıldı" cümlesinde yer alan "sayıldı" kelimesinin kökü ve ekleri:

Elbette ?saymak? bir fiildir.?Sayı? ise isim.İsimlere fiil yapım eki gelemeyeceğine ve ? -(ı)l- ? bir fiilden fiil yapma eki olduğuna göre kelime ?say-(ı)l-dı ?şeklinde eklerine ayrılmalıdır. Buradaki ?l- pasiflik yapmaktadır.

9) "Onun gibisi" şeklindeki bir tamlamada "gibi" sözcüğü 3. kişi iyelik eki almıştır. Peki, "benim gibi" tamlasında da "gibi" kelimesinin 1. kişi iyelik ekini alması gerekmez mi?

Benim gibi-s-i yoktur.

Senin gibi-s-i yoktur.

Onun gibi-s-i yoktur.

Bizim gibi-leri yoktur.

Sizin gibi-leri yoktur.

Onlar gibi-leri yoktur. Evet bir sorun var?.

Aslında ?gibi? kelimesini yapısında bir iyelik zaten vardır. ?Anın kip-i? ?kip? sizin de bildiğiniz gibi şekil,biçim anlamında kullanılan eski Türkçe bir sözcüktür.(Bu gün ?fiil kipleri?derken kullanıyoruz.)

Anın kip-i : onun gibi,onun biçimi,onun şekli

Menim kip-i: benim biçimimde,benim şeklimde vs.

Sorunun buradan kaynaklandığını düşünüyorum.Ancak daha açık bir şeyler söyleyebilmek için biraz daha kafa yormalı, 8 yıl önce öğrendiklerimi geri çağırmalıyım.

**** Bu yorumlar elbette eleştiriye açıktır. Eleştirilerinizi bekliyorum.


Türk_Dili
Genel Müdür
15 Mart 2006 17:39

"Bir kız için ağlamaya değmez." cümlesi için çok kıymetli bir akademisyene mail gönderdim, cevap gelince buraya yazarım.

kharon dostum, daha zamir n'si ile nazal n arasındaki farkı bilmiyorsunuz, siz nasıl olur da "Efrasiyab hocanın" öğrencisi olursunuz. insan utanır


Kh@ron
Müsteşar Yardımcısı
15 Mart 2006 18:10

merdi kıpti şecaat arzederken sirkatin söylermiş

sanırım ne anlama geldiğini bilirsin... değil mi?

alıntı yaparak daha iyi izah edeyim... alttaki senin yazdığın...

Aşağıdaki soruları birçok yerde okumuşsunuzdur. Sizin görüşleriniz nelerdir?

1) "Bir kız için ağlamaya değmez" cümlesi ögelerine nasıl ayrılır?

2) "Saat on ikiye beş var." cümlesinin ögelerine ayrılmış şekli nedir?

3) Kaynaştırma ünsüzü, "iki ünlü" arasına girer deriz. Peki "evinde, başında, odalarında" vb. kelimelerde bulunan "n" sesi kaynaştırma ünsüzü müdür? Öyleyse neden "iki ünlü" arasında değildir.

4) Takısız isim tamlaması mı yoksa sıfat tamlaması mı?

5) "-la/-le" eki "isimden fiil yapan ekler" içinde verilir. O halde "dinle-, ağla-, bekle-, anla-" fiilleri kök müdür yoksa isimden mi türemiştir?

6) "başlıyordu" kelimesi için "şimdiki zamanın hikayesi" deriz. peki bir fiilin gösterdiği hareket nasıl olurda hem geçmişte hem de şimdiki zamanda olur?

7) "Bütün kitaplar tek tek sayıldı" cümlesinde yer alan "sayıldı" kelimesinin kökü ve ekleri nelerdir?

8) "Onun gibisi" şeklindeki bir tamlamada "gibi" sözcüğü 3. kişi iyelik eki almıştır. Peki, "benim gibi" tamlasında da "gibi" kelimesinin 1. kişi iyelik ekini alması gerekmez mi?

Türk_Dili

14 Mart 2006 21:13 Düzenle Sil

İlahi Türk_Dili öğretmenim, siz gerçekten bir tanesiniz...

:::::::)))))))))))))))))))))

akarcalı

14 Mart 2006 22:06 Düzenle Sil

İyi akşamlar değerli arkadaşlar... Özellikle akarcalı sana teşekkür ederim... PM den de yazmışsın... Ordan yazmak yerine burdan yazmayı ve teşekkür etmeyi uygun buldum... 3 saat kadar yoktum ve gelip bir baktım ki mesajlar yığılmış... Hepsine sıra dahilinde cevap vereceğim ama özellikle Türk Dili arkadaşıma bütün sorularını copy yapıp sorularının hepsine birden tek bir yorum yapacağım...

Sen bu soruları sorarken cevabını biliyorsun ve cevabını bildiğin soruları neden buraya yazma gereği duydun ki?

Ben burada düşüncemi belirttim....

ve sonra sen benim düşünceme

kh@ron hocam,

"narses" hocam problemli konuları istemişti, o nedenle yazdım. bu soruların hepsinin cevabını bilmiyorum. "Sen bu soruları sorarken cevabını biliyorsun ve cevabını bildiğin soruları neden buraya yazma gereği duydun ki?"

diyerek benim "bakın ben bunları biliyorum, siz de biliyor musunuuuuuz" havasına girdiğimi ima etmeye çalışıyorsanız yanılıyorsunuz. Zira başta sayın akarcalı olmak üzere forumun birçok üyesi beni yakından tanır ve böyle karakterde olmadığımı bililer.

bilmediğim soruların cevaplarını sizin yorumunuzda bulacağımdan eminim ve size müteşekkirim.

bu karşılığı verdin... istersen linkleri ile beraber vereyim... ben de şiddetle ve de ısrarla samimi olmadığını soruların cevabını bildiğini ifade ettim ama yukarıdaki düşüncen de bilmiyorum dedin... sizin yorumlarınızdan hareketle bulacağından eminim dedin... ancak gelen yorumlar doğrultusunda değil de zaten kafanda olan cevapları verdin...

"ordaki n ünsüzü kaynaştırma ünsüzü değildir aslında... ancak milli eğitim - ösym - üniversite arasında bir uçurum olduğundan tam olarak adı konulamamıştır... ordaki n nazal n dir... ki bir Türkçe öğretmenliği , veya Türk Dili Edebiyatı / öğretmenliğini bölümünü bitiren bir kişi isen zaten bilirsin bunu... "

:):)

aziz dostum, ben elbette edebiyat mezunuyum. Nedense paylaşmak için değil de "şunun haddini bildireyim" amacıyla yazdığınız hissine kapılıyorum.

Şimdi yukarıdaki açıklamanıza geleyim:

nazallık ünsüzün karakteridir, görevi değildir.

Mesela "k" ünsüzü kalındır ve arka damak ünsüzüdür, bu özelliği "k" ünsüzünü birinci çoğul kişi eki olmaktan çıkarır mı. ya da "geldik" kelimesindeki "k" nın görevi sorulduğunda "arka damak ünsüzü" şeklinde cevap verebilir miyiz?

"onun (başında)" "(onların) ellerinde"

başında ve ellerinde kelimlerinde geçen "n" ünsüzlerinin görevi nazallık değildir, dediğim gibi nazallık bir özelliktir. Bu ünsüze zamir n'si adı verilir. Üçüncü kişi iyelik eklerinden sonra hal eklerinden biri geldiği zaman hal eki ile iyelik eki arasına bu "n" ünsüzü girer.

kaynak:

1) Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, s. 178: Teklik ve çokluk 3. şahıs zamirlerinin çekimiyle, teklik 3. şahıs iyelik ekli kelimelerin hal ekleriyle kullanılışında araya giren "n" ünsüzü.

2) Prof. Dr. Vecihe Hatipoğlu Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü s 10: Çok defa 3. kişi iyelik ekleriyle ad durumu ekleri arasına giren ve 3. kişi adıllarıyla kullanılan "n" ünsüzü

Zamir n?si hakkında daha fazla bilgi için bakınız:

1)Yard. Doç Dr. Cengiz Alyılmaz, ?Zamir n?si Eski Bir İyelik Ekinin Kalıntısı Olabilir mi?? Türk Gramerinin Sorunları toplnatısı TDK Ankara 1999

2)Prof. Dr. Talat Tekin, ?Üçüncü Kişi İyelik Eki Üzerine? Genel Dilbilim Dergisi Cilt 2, sayı 7-8, sayfa 10-17

ve dikkat edersen bu konuda kaynak bile verebiliyorsun...

yine

burada "ı" düşmesi falan yok. Cümle edilgen bir cümle. Edilgenlik eki "(ı)l" mutlaka fiile gelir. "say-" fiiline "-ıl" edilgenlik eki gelmiştir hepsi bu.

şimdi başa dönüyorum... yine de bu konuda bilgini ortaya koyabilmem için soruların doğru cevaplarını bildiğini sana söyletebilmem için yanlış bir kaç cevaba ihtiyacım vardı...

kısaca

cevapları söylerken

merdi kıpti şecaat arzederken sirkatin söylermiş


Kh@ron
Müsteşar Yardımcısı
15 Mart 2006 18:12

şimdi şu konuyu ortaya koyarsın... içlerinde bilmediğim sorular da vardı... ancak bir başka soru soracağım sana... o zaman neden içlerinden bildiğin soruları ayıklayıp bilmediğin soruları yazmadın ki?

artı şunu ifade edeceğim, en kötü Efrasiyap Hoca'nın öğrencisi sizin fakültenin en iyi öğrencisine kafa tutar:)

bu da böyle biline...


nazımerkan
Şube Müdürü
15 Mart 2006 18:48

Bu konuda da sidik yarışı başladı.Hadi hayırlısı...


edebi1972
Şef
15 Mart 2006 18:51

bu tartışma kişsel bir tartışma olmasa daha iyi olmaz mı arkadaşlar... burda görüşlerimizi paylaşsak yeni şeyler öğrensek de şu kısır tartışmalara hiç girmesek nasıl olur?

15 Mart 2006 20:02

birbirinizi küçümseyerek bir yerlere varamazsınız saygı boyutunu aşmayın


Kh@ron
Müsteşar Yardımcısı
16 Mart 2006 00:26

arkadaşlar sadece Türk dili bir şeyler yazdı ve o yazdığının art niyet taşıdğıını daha ilk mesajdan itibaren ortaya koydum ve son yazdıklarım da bunun ispatı... buna siz karar verin ki olayı ben kişiselleştirmedim...


kaçalin
Şube Müdürü
16 Mart 2006 00:41

sayılmak fiilinin kökü konusunda türk dili hocama katılıyorum.kesinlikle doğrudur.


kaçalin
Şube Müdürü
16 Mart 2006 00:45

Bir kız için ağlamaya değmez.

bu cümleye özne bulamadım.

Saat on ikiye beş var.

on ikiye beş var:yüklem

Saat:özne


kaçalin
Şube Müdürü
16 Mart 2006 00:49

evinde, başında, odaların

bu kelimelerdeki "n"kaynaştırma ünsüzü değildir.ikinci tekil kişi iyelik ekidir.


kaçalin
Şube Müdürü
16 Mart 2006 00:54

dinle-, ağla-, bekle-, anla

kelimeleri isimden türetilmiştir.

Onun gibisi" şeklindeki bir tamlamada "gibi" sözcüğü 3. kişi iyelik eki almıştır. Peki, "benim gibi" tamlasında da "gibi" kelimesinin 1. kişi iyelik ekini alması gerekmez mi?

gibi kelimesinin kökü kiptir.birinci iyelik ekidir.ikinci "i" yanlıştır.Aynısı ve birisi kelimelerinde de aynı yanlış vardır.


kaçalin
Şube Müdürü
16 Mart 2006 00:59

Türk dili hocam! yazdıklarım hakkında değerli görüşlerinizi bekliyorum.saygılar...


Kh@ron
Müsteşar Yardımcısı
16 Mart 2006 01:06

kaçalin sanırım kaçırdın kardeşim...

evinde derken 2. kişi mi ordaki yoksa 3. kişi mi?

sözü edilen iyelik 2. değil 3. kişidir... senin ifade ettiğinde ise 2 kişidir...


turkceogretmeni
Aday Memur
16 Mart 2006 11:20

kaçalin hocam,

"n" unsuzu hakkında kharon hocama katılıyorum.

kharon hocam,

başlığı baştan sona okudum, sizi biraz ön yargılı gördum,adam tartışmalı konulurı yazmış, görusü olan belirtiyor. bu tavrınız olayı büyütmüş.

ayrıca bana kalırsa önemli olan nereden mezun olunduğu ya da kimden ders alındığı değil, ne öğrendiğimizdir.

benim fakultem seninkini döver tartışmasi çok çocukça olmuş :))) ve de bir arkadsim adını koymuş bunun: sidik yarışı


KriXoS
Memur
16 Mart 2006 18:24

Senin evinde. deki "n" 2.tekil şahıs iyelik ekidir "i" kaynaştırma harfidir. Onun evinde deki "n" kaynaştırma harfi olan "n" dir. "i" ise 3. tekil şahıs iyelik ekidir.


KriXoS
Memur
16 Mart 2006 19:01

pardon senin evindeki "i" yardımcı ses:) kaynaştırma yazmışım


uşaklı
Yasaklı
17 Mart 2006 09:28

Sıfat bir sözcük türü müdür yoksa adın bir işlevi midir?


Kh@ron
Müsteşar Yardımcısı
17 Mart 2006 22:03

isimlerde şahıs olmaz iyelik olur ancak...


öğretmen39
Kapalı
18 Mart 2006 00:43

bilgi alış verişinden çok, ben daha çok biliyoruma dönüşmüş bu konuşmalar.uşaklı arkadaş parlak ve gülen sözcükleri arasında hiç fark yok neden birisi sıfat fiil birisi sadece sıfat demişsiniz.bence var 'güneş çok parlaktı.'cümlesinde parlak sözcüğü ek fiil almış bir isim gülen sözcüğü böyle isim gibi kullanılabiliyor mu?

Toplam 672 mesaj
12345678910111213»

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi