Editörler : E.Kayı Han
04 Ocak 2010 01:12

Çok bilirdi rahmetli canım o kadar çok bilirdi ki mehdi çıkmadan kurşun atılmaz diyip yunana kucak açacak kadar çok bilirdi dini kitabı.

O zaman temizlenmişti ülkem ne güzel bu din pazarlamacılığıyla yolunu bulan sahte şeyhlerden şıhllardan,darısı uzantılarından temizlenmeye inşallah.

Okyanus ötesinden başlanmalı olaya önce oradan dinimize zarar veren sahte şıh temizlenmeli.

04 Ocak 2010 01:16

bizimkide mehdi olmaktan son anda sıyırdı. kuru sıkı köfte isabet etseydi ne olacaktı bir düşünün


lambaya püf de
Aday Memur
04 Ocak 2010 01:21

tekbayraktektürkiye,

kimden bahsettin anlayamadım


*şerif
Kapalı
04 Ocak 2010 01:23

kardeşim,

kendileri genelkurmay arşivi ve ilgili valilik yazışmaları ve ayrıca emniyet kayıtlarında esrarkeş sıfatıyla anılır..


*şerif
Kapalı
04 Ocak 2010 01:26

geniş bilgi ve belge numaraları,tarihleri için:

http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/390016.asp


*şerif
Kapalı
04 Ocak 2010 01:32

Müridinin ağzından Derviş Mehmet

Menemen olayından sonra kurulan Menemen Divan-ı Harb-i Örfisi'nde 105 sanık yargılandı. 1. Kolordu Komutanı Mustafa Paşa'nın reisliğindeki duruşmalar sonunda, 37 sanık idama mahkum edildi, bunlardan 28'inin infazı gerçekleştirildi.

Sanıkların çoğunluğunun Manisa'nın Lalapaşa, Karakuyu, Hacıyahya gibi mahalleleriyle, ilin Horos, Paşa köylerine ve Menemen'in Bozalan köylerine mensup olması dikkat çekiyor. 5 Ocak 1931'de başlayan ilk duruşmadaki sanık ifadelerinde olayın iç yüzüyle ilgili önemli ipuçları bulunuyor. Sanıklardan Manisa'nın Narlıca Mahallesi'nden Mehmet Emin, Derviş Mehmet'in hedefi, hazırlıkları ve Kubilay'ın katledilişini şöyle anlatıyor:

'Bizi esrarla mecnun hale soktu'

"Nokta-i nazarına göre merkumun (Derviş Mehmet) bir fikri, bizleri kendi emeline ram edip, bizim akidelerimizi zehirlemek, yani dervişlik yaptırmak ve esrar içirmek suretile bizi fikren teslim almak, biri de merkumun dini ve tekke ve şeyhliğini iade etmek hülyasile Cumhuriyet'e karşı suikast eylediğine zahip oluyorduk. Bizi mecnun gibi bir hale sokan Mehdi, kendi nezdinde bulunduğumuz müddetçe, bize daima, Allah bana görünüyor, beni Mehdi olarak gönderdi gibi birtakım sözler söyler dururdu. Biz de böylece iğfal edildik. Ve bu maceralara kapıldık. Mehdi her toplantıda, hükûmetin maksadı ve her hedefi Müslümanları gavur ettirmektir, derdi. Öyle bir hale gelmiştim ki Mehdi'nin dediklerini yapmamak iradesinden mahrum kalmıştım. Bunlar tarikat kisvesine bürünerek din perdesi arkasından büyük oyunlar oynamışlardır."

'İstanbul'da halifeliği ilan edeceğim'

"Bozalan'da Mehdi, dağda bize bir kulübe yaptırdı. Orada mütemadiyen zikre ve esrarlı sigaralar içmeğe başladık. Mehdi Memet, 'Hazreti Peygamber de bu esrardan içti ve öylece miraca çıkarak Allah ile görüştü.' diyerek bizi mütemadiyen zikrettirdi ve esrar içirdi. Mehdi, 'Menemen'e gideceğiz, umum şeyhlere telgraflar çekeceğiz, hükûmeti işgal edeceğiz, tekkeleri açacağız, hükûmeti iki ay tatil edeceğiz.' diyordu. Menemen'den sonra Manisa, Ankara ve sair vilayetler işgal edildikten sonra İstanbul'a giderek halifeliği iade edeceğini söylemişti."

'Hükümet kuvvetleri bize silah atmayacak'

"Yola çıktık, Menemen kenarında yine esrarlı sigaralar içip Menemen içerisine girdik, çarşı içerisinde bir camiye geldik, Nalıncı Hasan, caminin içinden bir sancak alarak çıktı, camide birkaç kişi vardı, sancakla zikrede ede birkaç mahalle dolaştık. Ben kendime malik değildim. Bu esnada bir jandarma neferi geldi. Mehdi'nin ne istediğini sordu, o da 'Ben Mehdi'yim.' dedi. Jandarma 'olamaz' deyince, Mehdi ısrar etti, jandarma gitti. Arkadan jandarma yüzbaşısı geldi. Mehdi onunla da bir şey konuştu, yüzbaşı gitti, biraz sonra askeri yüzbaşısı geçerken Mehdi onu çağırdı ve konuştu. Yüzbaşı bırakıp gitti. Müteakiben de bir genç zabit müfrezesiyle gelmiş, Mehdi zabitin kafasını kesip sancağın ucuna dikmiş, benim bunlardan hiç haberim yok. Ben mütemadiyen sancak altında kendimden geçmiş bir vaziyette zikrediyordum. Her taraftan ateş başladı. Mehdi, Şamdan Memet, Sütçü Memet vurularak düştüler, ben de yaralandım, düştüm. Mehdi, bize hükûmet kuvvetlerinin kendisi ile beraber olduğunu, kendilerine silah atmayacaklarını söylemişti."

04 Ocak 2010 01:34

lambaya püf de.

ben bayan münihli :)) bülent ersoydan bahsettim


*şerif
Kapalı
04 Ocak 2010 01:40

herşeyi bir yana bırakalım ve sağlam akılla dşünelim:

Derviş Mehmet bir esrarkeşti,bir katildi,hepsinden öte bir şizofrendi..Kendine Mehdi dedirtiyor vebuna inanıyordu..Bunu da geçtik Derviş Mehmet akli melekeleri yitik(belki de esrardan)bir paronayaktı ,deliydi..

Şurdan anlıyoruzki etrafında topladığı birkaç çapulcuyla gencecik bir fidanı budamakta bir saniye terettüt etmedi..

Peki şu anda idam yok o zaman da mı yoktu?Hayır tabiki vardı..Soaka ortasında bu eylemi gözgöre göre yapan ve herhangi bir kaçış planı olmayan bir insanın yakalandığında sallandırılacağı kesin olduğuna göre Derviş Mehmet;

Esrarkeş,

Paranoyak şizofrenik bir deliydi desek herhalde yanlış olmaz..


*şerif
Kapalı
04 Ocak 2010 01:48

ayrıca Derviş Mehmet Sayın Bülent Arıncın dedesi olduğu meslesi internetyalanlarının enmeşhurudurbelkide..Zira bunu diyen ne sağlam bir site,ne bilindik bir tarihçi neaklı başında bir gazetceiye rastlamadım.Ama malum internetebu şok söylem bir ucundan düşünce çığ gibi onbinlerce siteyebirden yayılıverdi..

Toplam 29 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi