27 Mayıs konusunda 3 çizik de kendimize: İlki "Aynı sıralarda oturmaktan utanç duyuyorum" diyen ilk ve halen en büyük edebiyat tarihçimiz Fuat Köprülü'ye, ikincisi 27 Mayısa sevinen Tanpınar'a, üçüncüsü Yassıada filmlerini seslendiren Behçet Kemal Çağlar'a...
**
Bugünün ismi Fatih...
Dün Füsun Akatlı'yı kaybettik.
1944 yılında Ankara'da doğan Akatlı, çevirmen Güzin Dino'nun kuzeni, felsefe ve sosyoloji profesörü Hilmi Ziya Ülken'in kardeşinin torunuydu. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi'nde felsefe doktorası yaptı. 1983'te doçentlik aşamasında üniversiteden ayrıldı ve İstanbul'a yerleşti. Metin yazarlığı yaptı ve İstanbul Şehir Tiyatroları'na girdi. Kurucusu olduğu Yeditepe Üniversitesi Tiyatro bölümünde de dersler verdi. Başta Sait Faik Hikaye Armağanı ve Behçet Necatigil Şiir Ödülü olmak üzere pek çok ödülde jüri üyeliği yaptı. Bilge Karasu'nun kitaplarını yayıma hazırladı. Çeşitli dergi ve gazetelerde eleştiri ve deneme yazıları kaleme aldı. Özellikle 1960 sonrasının öykü ve romanı hakkında yeni bir anlayışla çözümleyici eleştiriler yazdı. Yazılarında dil, edebiyat ve kültür sorunlarına kafa yordu. Günümüz hikaye ve romancılarının eserlerini özellikle dil ve kültür süzgecinden geçiren yazılar yazdı. Denemelerinde edebiyat güncel sorunlarına değinirken felsefenin imkanlarından da yararlandı.
Akatlı'nın kitaplarından bazıları şöyle: Niçin Diyalektik, Yaz Başına Neler Gelir, Felsefe Kıyılarında, Felsefe Gözlüğüyle Edebiyat, Zamansız Yazılar, Zamana Direnen Şiir Zamanı Yaşatan Roman, Acıyla, Sevgiyle, Kahramanca.., Pusulamız Felsefe, Tenha Yolun Ortasında, Edebiyat Defteri.
Tarihe küçük bir not...
1999,17 Ağustos
İçerisinde bir çok gizemi de barındıran olayların yaşandığı,acılarının izlerinin hala sızladığı kara gün.
Bir daha 17 Ağustos'lar görmeyiz inşallah. O günleri yaşayıp hala içinde acısını yaşayanlara sabır,hayatlarını kaybedenlerede Allah'tan rahmet diliyorum..
--- Atasını bilmeyenin atasını bilmezler...
--- Bugün tesadüfen 6.sınıf öğrencilerine Preveze Deniz Zaferi ve Haftasını sordum... İnanın %75'i bilemedi!
--- Vah bize vah!
Geçirdik vaktini ama anmamak olmaz.
4 Ekim'de doğum 13 Ekim'de ölüm yıldönümüydü büyük şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı'nın.
GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN
**************************
Ne doğan güne hükmüm geçer
Ne halden anlayan bulunur
Ah aklımdan ölümüm geçer
Sonra bu kuş bu bahçe bu nur
Ve gönül Tanrısına der ki
-Pervam yok verdiğin elemden
Her mihnet kabulüm yeter ki
Gün eksilmesin penceremden !
Ünlü şair ve yazar Yahya Kemal Beyatlı'nın ölümünün 52. yıldönümü bugün.Saygıyla anıyoruz.
Atatürk Haftası içindeyiz.
Atatürk'ü 10 Kasım 2010'da 72. ölüm yıldönümünde saygıyla andık.
Sacit Onan...
Yönetmen,şair ve ses sanatçısı idi Sacit ONAN.Allah rahmet eylesin.
Hayatı hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
"İstanbul'da 1945 yılında doğan Onan, sanat hayatına 1962 yılında tiyatro ve sinema çalışmalarıyla başladı. İstanbul Şehir Tiyatrosu aktör ve yönetmenlerinden merhum Sami Ayanoğlu'nun gözetiminde dublaj sanatçısı olarak ilk filmini seslendiren Onan, Türk sinemasında 4 yıl yönetmen asistanlığı ve özel tiyatro oyunculuğu yaptı.
1971 yılında açılan sınavı kazanarak TRT'de kadrolu spiker ve redaktör olarak görev alan Onan, o yılların yabancı belgesellerinden "Savaşan Dünya", "Kaptan Cousteau" ve "İpek Yolu", yerli yapımlardan ise "Toprak ve İnsan", "Keçenin Teri", "Fırat'ın Türküsü", "Su ile Gelen Kültür", "Karadeniz'den Çeşitlemeler" isimli yapıtlara ses verdi.
Onan, "Kır Yoksullarının Türküsü", "Madenlerin Devletleştirilmesi", "Balyanın Taşı Toprağı Kurşun" ve "Güney Antalya Projesi-Yasak Deniz" gibi sosyal içerikli belgesellerde hem seslendiren hem de yönetmen olarak çalıştı.
1975 ve 1991 yıllarında siyasi propaganda filmlerinin yapım ve yönetmenliği ile birlikte seslendirme çalışmalarını üstlenen Onan, başarılı reklamlara imza attı.
Bugüne kadar reklam filmi yapım ve yönetmenliğinin yanı sıra reklam filmleri seslendirme çalışmalarını da yürüten Sacit Onan, ilk kez profesyonel olarak "Yere Düşen Yıldızlar" adlı Filistin şiirleri albümüne imza attı.
Onan, 2004-2009 yılları arasında birçok radyoda "Su Tadında" adlı şiir programı ve yorumculuğu yaptı."
Alıntı
Sacit Onan***Gülümse Taş Duvar
http://www.dailymotion.com/video/x58cpa_sacit-onan-gulumse-tay-duvar_music
Şehit Öğretmen Asteğmen Kubilay
Şehit Öğretmen Asteğmen Kubilay 1906 yılında İzmir'de doğan Mustafa Fehmi, İzmir Öğretmen Okulunda okurken Kubilay adını aldı. Öğretmen olduktan sonra çeşitli yerlerde görev yaptı. 1929 yılında vatani görevini yapmak üzere askere alındı. Kubilay, Cumhuriyete, Atatürk İlke ve Devrimlerine yürekten bağlı bir Türk Genciydi. Devrimleri korumak uğruna şehit olduğunda henüz 24 yaşındaydı. ŞEYH ESAT VE YANDAŞLARI olay,zamanın Nakşibendi tarikatının lideri Şeyh Esat ve yandaşları tarafından planlanmış ve Menemende uygulamaya konulmuştur. Şeyh Esat?ın Manisa?da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim?in yönlendirdiği Manisa tarafından gelen, dördünün adı Mehmet ikisinin de Hasan olan yobazlar; 23 Aralık 1930 da sabah namazından sonra camiden aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar. Katılmak istemeyenlere 70 bin kişilik bir Halife Ordusunun beklediğini ve onların öncü olduklarını belidirler. İstedikleri şeriattır. Karşı çıktıkları Cumhuriyettir, Atatürk ilke ve Devrimleridir.BİZE KURŞUN İŞLEMEZBöylece tekbir getirerek sancağın etrafında dönmeye başlarlar. ?Şapka giyen kafirdir, din elden gidiyor, saltanatı geri getireceğiz? diyerek bir isyan hareketi başlatmak isterler. Menemen?de yedek subay öğretmen olarak görev yapmakta olan Kubilay bu hareketi bastırmak için bir manga askerle olay yerine gelir. Askerlerin yanından ayrılarak tek başına yobazların arasına girip, sert bir davranışla teslim olmalarını ister. Yobazlardan biri ateş ederek Kubilay?ı yaralar. Karşıdan bunu gören askerler ateş açarlar. Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Bu yüzden yobazlara tesir etmez. Böylece: "bize kurşun işlemiyor? diyerek halkı kandırmaya çalışırlar.KUBİLAY'IN ÖLÜMÜDerviş Mehmet isimli yobaz yaralı olarak kaçmaya çalışan Kubilay?ı ensesinden bir bağ bıçağı ile keserek başını bayrak direğine asar. Bu sırada Şevki ve Hasan isimli mahalle bekçileri yobazlara ateş açarlar. Çıkan silahlı çatışmada gericilere ateş açan bel vurularak öldürülürler. Olay, alaydan gelen takviye birliklerince bastırılıp elebaşları öldürülür. 30 Aralık?ta Bakanlar Kurulu Kararıyla Menemen, Manisa ve Balıkesir?de sıkıyönetim ilan edilir.DİVANI HARP MAHKEMESİGeneral Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan Divan Harp Mahkemesinde 41 kişi suçlu görülerek çeşitli cezalara çarptırılır 36 sanık hakkında ise idam cezası verilir, Ölüm cezası verilenlerden bazıları yaşı küçük veya çok yaşlı olduğu için idam cezasından kıırtulur. 28 kişi ise 3 Şubat 1931 de Menemen?de kurulan dar ağaç asılarak idam edilirler.Görüldüğü gibi bu olay çok büyük bir kitle hareketi, bir toplu isyan değildir. Halkın büyük bir çoğunluğu olaylara hiç karışmamıştır. Karışan suçlular da yargılanarak en ağır cezalara çarptırılmışlardır. Zaten bu kişilerin büyük bir kısmı da Menemen?li değildir. Eylemi başlatanlar o sabah Menemen?e dışardan gelen kişilerdir. GAZİ'NİN ORDUYA TAZİYENAMESİMenemen?de ahiren vukua gelen irtica teşebbüsü esnasında Zabit Vekili Kublay Beyin vazife ifa ederken duçar olduğu akıbetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim. Kubilay Beyin şehadetinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen?deki ahaliden bazılarının alkışla tavripkâr bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hâdisedir. Vatanı müdafaa için yetiştirilen; dahilî her politika ve ihtilâfın haricinde ve fevkinde muhterem bir vaziyette bulunan Türk zabitinin mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız hürmetle karşılandığına şüphe yoktur. Menemen?de ahaliden bazılarının hataları bütün milleti müteellim etmiştir. İstilânın acılığını tatmış bir muhitte genç ve kahraman Zabit Vekilinin uğradığı tecavüzü milletin bizzat cumhuriyete karşı bir suikast telâkki ettiği ve mütecasirlerle, müşevvikleri, ona göre takip edeceği muhakkaktır. Hepimizin dikkatimiz bu mes?eledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkile yerine getirmeğe matuftur. Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kublay Bey, temiz kanı ile cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır. Reisicumhur Gazi Mustafa KemalİSMET İNÖNÜ'NÜN MESAJI?Kubilay devrim uğruna, vatan sevgisi ve bütünlüğü yolunda yalnız başına kuvvet hesabı yapmayan bir idealist vatanseverin örneğidir. Kubilay, millet yolunda canını her an fedaya hazır olan gelenekse Türk yaradılışının müstesna bir abidesidir.?
Bir yaprak düştü 1930'da
Yemyeşil,körpe,gencecik
Menemen civarlarında
Sadece yirmi dört yaşında
Bir yaprak daha düştü bugün
Yobazlar nasıl kıydı sana
Toprağı boyadılar ala
Oysa sen onları sadece uyarmıştın
Bir yaprak daha düştü yarınlara
Gençler uyutulmuş,senden bir haber
Tarih kitaplarında adın geçmez olmuş
Halbuki sen,bizim için vermiştin canını
Kubilaylar ölmedi, Kubilaylar ölmez, Kubilaylar ölmeyecek..
Ruhun Şad Olsun...
Sadece 24 yaşındaydı...
'Üçbuçuk nazma gömülmüş koca bir ömr-i heder'
Yetmiş dört yıl önce, 1936'nın 27 Aralık'ında sona eren dünya yaşamını böyle niteliyordu Mehmet Akif. 'Birkaç mısrada yitip gitmiş, heder olmuş bir ömür...'
***
Sonra ekliyordu;
'Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince
Günler şu heyulayı da er geç silecektir
Rahmetle anılmak ebediyet budur amma
Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir?'
Allah rahmet eylesin..
Dün ilk defa küçük bir grupla Akif'in mezarını ziyaret ettim. Süleyman Nazif ve Ahmet Naim'le yanyana. Benim için yılların ihmali. o caddeden binlerce defa geçmişken niçin uğramadım anlamam zor.
Yok, Akif, anmadan geçilecek biri değil. Anmak yetmez, bizzat yaşamak lazım. Safahat'ın tamamı ve hayatını yüz küsur kitaptan okumak gerek.
"Batmayacağına inanarak suya bas,yürür gidersin...mucize yürüyebilmen değil,inanabilmendir..."
Seyyid Ahmet Arvasi
31 Aralık 1988 yılında kaybettiğimiz değeri rahmetle anıyoruz...
Üstad Necip Fazıl'ın mürşidi Abdulhakim Arvasi hazretlerinin oğlu olan S.Ahmet Arvasi büyük bir münevverdir.Özellikle dil,kültür ve Türk-İslam mefkûresi konularında çok değerli eserler vermiştir.
Ölüm yıl dönümünde kendisini saygıyla anıyor ve ruhu şâd olsun diyorum.
Bugün 24 Ocak... Türkiye'yi derinden sarsan 93 yılının ilk olayı Uğur Mumcu'nun ölüdürülüş yıldönümü.. 93 kara yıl: Uğur Mumcu, Adnan Kahveci, Turgut Özal, Eşref Bitlis, Madımak, Başbağlar,33 er...
Ahmet Kabaklı hocamızın Türk edebiyatına Türk gençliğine bıraktığı emanetlere sahip çıkmak boynumuzun borcu minnetle yad etmek kalbimizin dilimizn sorumluluğudur.Allah hizmetlerini makbul eylesin ruhu şad olsun.
Cem Karaca da 7 yıl önce göçüp giden üstadlardan.Ruhu şad olsun.