anlamlanmak için erkeğe ihtiyaçduyan kadın tipi ;
kendisini erkekler üzerinden tanımlayan kadınlarındır bunlar. elbette tüm kadınlar bu gruba girmez.
kadın (ya da kız farketmez) maddi açıdan kendisine yetebilecek bir para kazanıyor olabilir, alımlı olabilir, mükemmel olabilir fakat kadınların çoğunda şöyle iğrenç bir olgu var: erkeğe yapışmak ve onsuz olamamak.
nedir peki bu olgu? kadın/kız için görsel estetik son derece ön plandadır, hepinizin malumu üzere. güzellik bir kadının olmazsa olmaz şartıdır, bu nedenle neredeyse her kadında bitmek tükenmek bilmeyen ve kapitalizm tarafından beslenen bir alışveriş merakı mevcuttur. vücutlarındaki kusurları giysilerle kaparlar, yüzlerindeki kusurları makyajla örterler, manken kadar cılız olmak için sürekli diyettedirler. bu liste uzar gider ancak kadınlar bunlarla tatmin olmazlar. her zaman bir eksikleri vardır. o da yanlarında gezdirecekleri, kolunda dolaşacakları bir erkektir.
ergenlik çağının sonuna yaklaşan kızlar; kendilerine güvensiz oldukları için erkeklerin onlara gösterdikleri ilgiyle özel olduklarını düşünürler
kadınlar kendilerini erkekler üzerinden tanımlar. bir kadına hemcinsi ne kadar güzel olduğunu söylerse söylesin bir erkeğin söylemesi kadar etkili olmaz hiç bir zaman. yolda laf atılınca duruşu değişen kadınlar, manavdan domates seçer gibi karşı masadan kızı beğenip yiyecek gibi bakan erkeklerin egolarını şişirdikleri kadınlar bu gruptadır.
ergenlik döneminden sonra kendi kişiliğini oluşturmuş, aynaya baktığında kendisiyle yüzleşebilen ve kendisiyle çok ciddi problemleri olmayan kadınların aksine bu kadınlar maalesef komplekslidirler. bir erkeğin beğenisi onlar için herşeydir, sırf bu nedenle kendileriyle ilgilenen bir erkek bulduklarında onu kaybetmemek için karaktersiz davranışlar içerisine rahatlıkla girebilirler. aldatılmayı hoş görürler ya da görmezden gelirler, dayak yeseler de "sevdiğinden yapıyor" derler (ekonomik anlamda erkeğe bağımlı kadını burada liste dışı tutuyorum), kıskançlığın en şiddetlisini gösterip erkeğe laf anlatamaz ama erkeğin onun kılığına kıyafetine karışmasına, süslenmesine izin vermemesine, kovulduklarında bile gitmemek için direnir, erkeği zorla sinir küpü ederler.
sevgili sahibi olduğunda bunu olur olmaz her yerde dile getiren kadınlar tüm hayatlarını sevgililerine endekslerler. erkek bunu fırsat bilip de kadını kısıtlarsa o kadın arkadaşlarıyla da görüşmez, önceden keyif aldığı aktivitelerden de vazgeçer. bir erkeğin onu beğenmesi, onunla ilgilenmesi iş hayatında alabileceği tüm terfilerden daha önemli, geçmiş yaşamı boyunca onu mutlu eden her şeyden daha mutlu edicidir. kendisine saygısı olan hemcinsleri tarafından küçümsendiklerinde o "mükemmel" ilişkilerinin kıskanıldığı varsayımına kapılırlar.
kendileriyle ilgilenecek erkek için saçını süpürge eden bu kadınlar sonunda birer ev kadını olurlar ve hayatlarının kalanı sahip olacakları tek başarı da bundan ibarettir.
anlamlanmak için erkeğe ihtiyaçduyan kadın tipi ;
kendisini erkekler üzerinden tanımlayan kadınlarındır bunlar. elbette tüm kadınlar bu gruba girmez.
kadın (ya da kız farketmez) maddi açıdan kendisine yetebilecek bir para kazanıyor olabilir, alımlı olabilir, mükemmel olabilir fakat kadınların çoğunda şöyle iğrenç bir olgu var: erkeğe yapışmak ve onsuz olamamak.
nedir peki bu olgu? kadın/kız için görsel estetik son derece ön plandadır, hepinizin malumu üzere. güzellik bir kadının olmazsa olmaz şartıdır, bu nedenle neredeyse her kadında bitmek tükenmek bilmeyen ve kapitalizm tarafından beslenen bir alışveriş merakı mevcuttur. vücutlarındaki kusurları giysilerle kaparlar, yüzlerindeki kusurları makyajla örterler, manken kadar cılız olmak için sürekli diyettedirler. bu liste uzar gider ancak kadınlar bunlarla tatmin olmazlar. her zaman bir eksikleri vardır. o da yanlarında gezdirecekleri, kolunda dolaşacakları bir erkektir.
ergenlik çağının sonuna yaklaşan kızlar; kendilerine güvensiz oldukları için erkeklerin onlara gösterdikleri ilgiyle özel olduklarını düşünürler
kadınlar kendilerini erkekler üzerinden tanımlar. bir kadına hemcinsi ne kadar güzel olduğunu söylerse söylesin bir erkeğin söylemesi kadar etkili olmaz hiç bir zaman. yolda laf atılınca duruşu değişen kadınlar, manavdan domates seçer gibi karşı masadan kızı beğenip yiyecek gibi bakan erkeklerin egolarını şişirdikleri kadınlar bu gruptadır.
ergenlik döneminden sonra kendi kişiliğini oluşturmuş, aynaya baktığında kendisiyle yüzleşebilen ve kendisiyle çok ciddi problemleri olmayan kadınların aksine bu kadınlar maalesef komplekslidirler. bir erkeğin beğenisi onlar için herşeydir, sırf bu nedenle kendileriyle ilgilenen bir erkek bulduklarında onu kaybetmemek için karaktersiz davranışlar içerisine rahatlıkla girebilirler. aldatılmayı hoş görürler ya da görmezden gelirler, dayak yeseler de "sevdiğinden yapıyor" derler (ekonomik anlamda erkeğe bağımlı kadını burada liste dışı tutuyorum), kıskançlığın en şiddetlisini gösterip erkeğe laf anlatamaz ama erkeğin onun kılığına kıyafetine karışmasına, süslenmesine izin vermemesine, kovulduklarında bile gitmemek için direnir, erkeği zorla sinir küpü ederler.
sevgili sahibi olduğunda bunu olur olmaz her yerde dile getiren kadınlar tüm hayatlarını sevgililerine endekslerler. erkek bunu fırsat bilip de kadını kısıtlarsa o kadın arkadaşlarıyla da görüşmez, önceden keyif aldığı aktivitelerden de vazgeçer. bir erkeğin onu beğenmesi, onunla ilgilenmesi iş hayatında alabileceği tüm terfilerden daha önemli, geçmiş yaşamı boyunca onu mutlu eden her şeyden daha mutlu edicidir. kendisine saygısı olan hemcinsleri tarafından küçümsendiklerinde o "mükemmel" ilişkilerinin kıskanıldığı varsayımına kapılırlar.
kendileriyle ilgilenecek erkek için saçını süpürge eden bu kadınlar sonunda birer ev kadını olurlar ve hayatlarının kalanı sahip olacakları tek başarı da bundan ibarettir.