Editörler : supporters.
04 Mayıs 2010 15:21

İdealindeki meslek olmadığı halde, çalışmak zorunda olduğu için çalışanlar...

İyi bir eğitim aldınız ve gerçek hayata atıldınız. Fakat idealinizdeki iş bir şekilde kısmet olmadı ve bir yere girdiniz. maaşı ve ünvanı günün koşullarında iyi ama hayalinizdeki meslek değil. işinizin yoğunluğu ve bunun getirdiği zihinsel yorgunluktan hayallerinize ulaşmaya vakit bulamıyorsunuz.

Bu durumda olan arkadaşlar, neler yapıyorsunuz??

Görüş ve önerileri alalım..


roza24
Kapalı
04 Mayıs 2010 15:24

çok kötü bi durum adeta içinden çıkılmaz


deep silence
Daire Başkanı
04 Mayıs 2010 15:30

İnsanın sevmediği istemediği mesleği icra etmesi bence işkenceden başka bir şey değil. Lakin hayatta da insanın her zaman istediği olmuyor. Ama ideallerden de vazgeçmek olmaz..

Büyük şeylerin hayali ile yaşa, hiç olmazsa daha küçük şeyleri yapmak imkanı bulursun. J.Bernard


Asımın_Nesli
Kapalı
04 Mayıs 2010 15:37

Büyüklerimden duyduğum bir söz; dünyada iki şey mutlu eder sevdiğin bir eş ve sevdiğin bir iş derlerdi. ebediyete göçmeden nasip olurmu kişiye sevdiği iş acaba??


Asımın_Nesli
Kapalı
04 Mayıs 2010 15:58

Ebediyete göçmek(emri hak ne zaman vaki olur bilinmez)bir yana, ideallere ulaşmak için yolun yarısına beş kalaya kadar vaktimiz var.

Evet arkadaşlar, fikir alış verişi yapalım. Çözümler mülahazaların karşılaştırılması ve irdelenmesi ile ortaya çıkar..


birdokunbinahişit
Müsteşar Yardımcısı
04 Mayıs 2010 16:12

Eşimle ve çocuğumla zaman geçiriyorum ve vakit buldukça da playstation oynuyorum.Asıl sorun şu:Hayalimdeki meslek maalesef 10 saat kapalı bir yerde kalınacak meslek değilmiş.Eğer kafayı dağıtamaz isem muhakkak kısır döngü başlıyor.O yüzden günde 5-6 saat uyuyup iş çıkışı parka bahçeye gitmeye,geç yatıp kitap okumaya ne bileyim oyun oynamaya,film izlemeye falan çalışıyorum.Hafta sonları pikniğe gitmeye de başladık.Böylelikle hayatımın sadece işe gidip gelmekten ibaret olmadığını düşünmek istiyorum.

Ama bunun temel nedeni mesleğimi sevmemem ve mesleğimdeki haksızlıkları kaldıramamam.Yani soğuttular bizi,33 yaşında kariyerimin zirvesindeyim ve yükselme olanağım yok...

Keşke öğretmen olup 2 ay tatile sahip olsaydım,en azından 1 hafta deniz kenarına gitmek için 3 ay önceden izin almaya çalışmazdım.Allah herkesin gönlüne göre versin...Yine de çok şükür.


Artarak Artan
Yasaklı
04 Mayıs 2010 17:10

idealindeki meslekte olan 70 milyonda kaç kişidir ki :))


Liberal Dünya
Kapalı
04 Mayıs 2010 17:14

bir de mesleklerini yazsalar daha iyi olurdu


Artarak Artan
Yasaklı
04 Mayıs 2010 17:27

herkes eskilerden dem vurmuş iki satırda ben yazayım...

piri faninin(yaşlı insan) birisine sormuşlar amcacığım 85 yaşını aştınız plalı yaşamak hakkında neler tavsiye edersiniz hayat tecrübeniz oldukça fazla demişler...

oğlum ben 85 yaşındayım 85 yıldır hep plan yaparım ama her zaman onun(allahın) dediği olmuştur buyurmuş...

tuli emel(geleceğe yönelik uzun planlar) asla iyi değildir...

yine bir tanıdğımın başından geen bir hikaye...bir gün prof olan oğlu babasına gelmiş baba bak sen bize okuyun okuyun diyordun bende prof oldum diye takılmış...

babası sormuş oğlum kaç yaşındasın diye 55 demiş...

oğlum biz adem(as) peygamber döneminde yaşamıyoruzki 1000 sene yaşasakta 55 seneni bu işlere adasan amenna...yaşasan yaşasan 70-80 yıl yaşayacaksın onunda 55 ini bu işe harcadın peki varolma maksadını yarın ruzu mahşerde nasıl ifade edeceksin demiş...

hasılı kelam; bazen kpss 35 yaşa çıksın denilince sinirleniyorum...gün sayıyorum öyle yada böyle bitsin bu çile nasibmiz buymuş diyip kapatlım bu defteri ve ete kemiğe büründüm yunus diye göründüm remzinin sırrına mazhar olmaya çalışalım...


laissez*faire
Aday Memur
04 Mayıs 2010 18:16

22,5 yaşındayım kpssye bir yıldır çalışıyorum. bu yazılanlardan ne çıkarsam bilemedim,aklım ve hayalim arasında gidip geliyorum bu konuyu her düşündüğümde. şimdi ben hayalimdeki meslek olana kadar uğraşmalı mıyım, yoksa günümüz şartlarında makul bir işe girmeli miyim?


bunchrose
Aday Memur
04 Mayıs 2010 20:52

soru zincir halkaları gibi iç içe geçmiş fikrimce ve çok karışık,bir o kadar da basit,,bakış açılarıyla denge değişebiliyor.kader,kısmet ki çok önemli,çaba,değişen düşünceler..:)))ama umut diyorum,her zaman ufuk çizgisi vardır:))))))...


Asımın_Nesli
Kapalı
05 Mayıs 2010 10:03

evet arkadaşlar, yorumları okuyorum güzel gidiyor fikir alışverişi. henüz yolun başında olanlara bir tavsiye vereyim naçizane; okulu bitirince sevdiğiniz işin yazılısından veya mülakatından elendiniz diyelim, işsizlik psikolojisiyle acele etmeyin eğer acilen işe ihtiyacınız yoksa. hayalinizdeki mesleği birkaç yıl daha zorlayın. işe girdikten sonra hiçbirşey eskisi gibi olmuyor çünkü.

neyse benim durumumda olan değerli arkadaşlar, görüş ve öneriler lütfen..


Artarak Artan
Yasaklı
05 Mayıs 2010 10:24

bende asımın aksine idealinizdeki mesleği zorlayabilmek için ilk önce bir işe girip diyorum...

işe girin işsizlik sendromunu,aile ve mahalle baskısını zerinizden atın ideallerinize istiyorsanız uğraşın...

ama bilinki ideal öyle çetin bir yoldurki; bu yolda yüzlerin gülme oranı %1 ler seviyesindedir...

sınavları kazanmak bir dert mülakatları geçmek ise 100 derttir...

biricik idealim idari yargım* bekle beni geliyorum :))

bknz:5 seneyi heba etmek...


torunbey06
Yasaklı
05 Mayıs 2010 12:31

Bir Maliye Müfettişi anlatıyordu. "SBF (Mülkiye) de okurken, idealim

olan iki meslek vardı. Birisi Kaymakamlık, diğeri de Maliye Müfettişi

olmaktı. 2000 de mezun olunca 2001 de Maliye Müfettişliğini kazandım"

diyordu. Mesleğini çok sevdiğini anlatmıştı.. Kolaylıklar dilerim.


bittersweettimes
Şube Müdürü
05 Mayıs 2010 12:56

azim, irade, istek, çalışmak, torpil ...... < kısmet

tabiki çalışmak gerek hak etmek gerek ama kısmete kadere razı olmak şart. Olmasan da ne yapabilirsin kendini yıpratmaktan... başka!


torunbey06
Yasaklı
05 Mayıs 2010 18:31

Vaktiyle Maliye'de memur olarak çalışan; yaklaşık 15-20 arkadaşın kimisi Akademisyen oldu, kimisi Bakanlık Müfettişi, kimisi Uzman, kimisi Hesap Uzmanı, kimisi de Hariciyeci oldu. Hesap Uzmanı olan arkadaştan birisi Memur, diğeri Müdür Yardımcısı idi. İyi akşamlar.


zeus!
Memur
05 Mayıs 2010 21:46

idealimdeki meslek,idealinizdeki meslek...bu idealde nasıl belirleniyor açıkçası çok merak ediyorum.bir işi seveceğimizi nasıl anlayabiliriz...veya yıllarca çalışıp hayalini kurduğumuz bir işi kazandıktan sonra bizi hayal kırıklığına uğratmayacağını nerden bilebiliriz..bu sorulara cevap bulmak zor idealinde bir meslek olmayanlar için,bu nedenle işten daha çok çalıştığım iş bana hayatı yaşamaya ne kadar zaman ayıracak öncelikle bunu analiz etmekle meşgulum.

vergi dnt yrd kazandığını öğrenince mutluluk gözyaşı döküp işe başlayınca iş bu muymuş diyen de var--mtk yı kazanıp işine aşık olan,büyük zevkle çalışan ancak bacak bacak üstüne atarak oturmayı özledim diyende var---şehir şehir gezip iki üç yaşındaki çocuğunun kendisine yabancı gözlerle baktığını gören müfettişte var---tabi bunların tam terside mevcut.

oldukça karışık durumlar.artık kendisine ideal belirleyen kişilerde azalmakta,ideal denen şey artık kişi sevsede sevmesede bulunduğu işte ortamda yükselmek anlamına bir nevi.


torunbey06
Yasaklı
06 Mayıs 2010 02:10

Kimi ailede ilerisi için meslek seçimi çocuk İlkokulda iken başlıyor.

"İleride ne olacaksın?.." diye sorulduğunda, İlkokul II veya III'e giden has çocuklar; "Doktor olacağım!.." diyebiliyor.

Her iki kızının da Doktor olmasını arzulayan İlkokul mezunu baba;

her iki kızının da arzusu veçhile Uzman Doktor olmasını sağlamış idi.

İlkokul mezunu (5 yıllık) baba anlatıyor: "Efendim, bizim iki kız

İlkokuldan başlayarak Doktor olacaklarını söylüyorlardı. Onlar, 7 ve 11 yaşlarında iken, yani İlkokul I ve IV ncü sınıfta okurlarken, ben de İstanbul'da iki daire almaya karar vermiştim" diye söze başlamıştı.

"Nasıl olsa, kızlar ileride Uzman Doktor olacaklar. Öyleyse İstanbul

Göztepe'de alacağım her iki daire birbirine komşu ve apartmanın ilk katında, yani birinci katta olmalı ki onlara muayenehane olarak işte kullanma olanağını sağlasın, diye düşünmüştüm.." demişti.

Kızlardan birisi Üsküdar Fen Lisesi sonrası Hacettepe İngilizce TIP

bölümünde 12 sene okuyarak, Çocuk Hast.Uzmanı oldu.. Onun küçüğü de, İstanbul Cerrahpaşa TIP'ta okuyarak Uzman Doktor-Cerrah oldu. Onları tebrik edip, candan kutlamış ve aileye takdir hislerimi arzetmiştim.

Babalarının ileri görüşlülüğüne ne dersiniz? Helal olsun denmez mi?

Herkese iyi gelecekler dilerim.


Asımın_Nesli
Kapalı
06 Mayıs 2010 09:41

iyi günler arkadaşlar. fikir alışverişleri gayet güzel gidiyor. ben şöyle düşünüyorum idealindeki iş severek evlenmek gibi, diğer işler görücü usulüyle evlenmek gibi. ilkinde kendin seçmişsindir o yüzden her türlü zorluğuna katlanırsın, tayini, yoğunluğu, sorumluluğu vs. diğerinde ise zaruri bir seçim olmuştur belki güzel bir iş olsada istediğin olmadığı için içinde bir ukte kalır. asıl önemli nokta meslekte değil insanın içindeki hissiyatta bitiyor sanki. yani sevdiğin meslek için ferhat gibi dağları delersin yeri geldiğinde zorluklar babında..


torunbey06
Yasaklı
06 Mayıs 2010 09:57

Bilmeden seçilen mesleklerde bile, ol kişi, eğer; başarılı olmuşsa, iyi ve sağlam bir gelir sağlama olanağı bulmuşsa, mesleğe alışmışsa

sorun olmaz!.. Bütün mesele iç huzuruna bağlıdır.. Kişi, küçüklükten

beri ideali olan mesleğe kavuşmuş ama başarılı olamamışsa neye yarar?


birdokunbinahişit
Müsteşar Yardımcısı
06 Mayıs 2010 10:08

torunbey arkadaşım olumlu düşünce gücün maksimumda senin maşallah fakat gel gör ki kamudaki haksızlıklar insanda moral motivasyon bırakmıyor.Sen ne kadar kendini parçalarsan parçala sana biçilmiş değer üzerinden idare etmek zorunda kalıyorsun.

Toplam 80 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi