Editörler : Lanet
08 Ekim 2012 08:30

BİZ İSTEMEDİK (TALEP ETMEDİK)

Ama, her birimiz KABUL ETTİK!

Hem de yürekten,

Yoktan varolmuşluğumuza hayranlıkla bakarken ve yeni yeni yoktan varolanları görürken O'na duyduğumuz hayranlık, fedakarlığa dönüşüyor, sonra kulluk yarışına giriyorduk.

Ama böyle yarış olmazdı ki (süre yok, engel yok, rakip yok, KAZANANI yok, KAYBEDENİ yok) hiçbir zorluğu yoktu kulluk etme yarışımızın. Ve hiç kimse bilmiyordu gerçekte kim daha çok seviyor, kim daha çok şükrediyordu ona, 'var'lığını yarattığı için.

Sonra ruhlarımızın yarışı için ol demesiyle olmadı mı dünya?

Hatırlamıyoruz tabi, talep etmediğimiz ama sunulduğunda tüm benliğimizle kabul ettiğimiz o anı,

Hele düşünün bir "O An"ı Hatırladığımızı!

Ruh bedene girmeden önce olanları ve bedenden arıldığında olacakları,

Hangimiz bu dünyada dünya nimetleri için çalışırız?

Her birimiz diğerinden daha üstün olma yarışına girer. Her engele rağmen şükrederiz. Isyan eden birini görsek arkamıza bakmadan koşar uzaklaşırız ondan.

Hayır hayır, biz talep etmedik bu dünyaya gelmeyi. Çünkü geldiğimiz yer burdan daha iyiydi. Ama onun aşkıyla dolmuş ruhlarımız aç kuşlara sunulan yem gibi, üşüştü bize sunulmuş olan dünyaya, biz de ona sunmak için varlığımızı...

Bilmenin altı hatırlamak,

Hatırlamanın altı anımsamak,

Anımsamanın da altında birşey işte

His işte o,

Hatırlıyorum desem yalan olur

Ama hissediyorum sanki anımsar gibi

O zamanlar önemi yoktu, bu dünyada hangi zamanda, hangi coğrafyada, hangi konumda olduğumuzun. Büyük bir iştah, büyük bir heyecanla kabullendik bugünleri. Zaten başımızı suya sokup kalabildiğimiz kadar orada kalmak kadar kısaydı gireceğimiz sınav.

Sahi, hangi "bilinç" hangi biz, hangimiz tasarlayabilirdi ona kulluk etme yarışında böyle bir sınavı?

Yapmayın etmeyin hanımlar, beyler,

Biz mi istedik bu dünyaya gelmeyi demeyin

Aç bir yavru kedi kadar masum, ağzımızın suyu akıyordu bize sunulduğunda bu hayat. Çünkü sonrasını düşünüyorduk hep. Aşkla kabul ettiğimiz sınavın sonundaki kazancımızı.

Ödülümüzü düşünüyorduk hepimiz,

Hatırlayanlar hiç şüphe etmedi,

Anımsayanlar kabul etti,

Oysa bizler; Unutanlarız! -Sanki-!


alayı yalan dolan
Şube Müdürü
08 Ekim 2012 09:58

birfikir,

yazı çok güzel...

ben de diyorum ki, bu başlıgı acanın/ya da böyle düşünenin kafasında muhtemelen:

ben yaratılmayi istemedim ki,sorumlu tutulayım! diye bir kanı vardır...ben de yine diyorum ki: bu şekilde bir soru sormak için önce yaradılmış olmamak lazım, yaradılmış olmayınca da bu soruyu teknik olarak soramazsınız zaten.

o zaman ne mi yapmak lazım...

: madem yaratıldık, ve ölüm de var. ölüm sonrası hayata en güzel cevabı aramamız lazım...bu cevabı bizi Yaradan yarattıgı andan beri bize bildiriyor, biz O'nun verdigi aklı kullanmadan O'nun yarattgı diger gayri-insani varlıklar gibi hareket ediyoruz..

ölüm gibi bir gercegin oludugu bu dünya hayatında insan ölümü hesaba katmadan yaşayarak ne büyük bir kumar oynuyor bir bilse!!!!

Toplam 122 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi