Merhaba
hocalarım. Bir konu hakkında görüş veya eleştirilerinizi bekliyorum. Şimdiden katkı
sağlayan herkese teşekkürler. Bu yıl yaptığım doçentlik başvurumda iki
gerekçeden dolayı etik kurula sevk edildim.
1- Lisansüstü
süresince Tez danışmanım ile 19 tane bilimsel çalışma yaptım. Yalnızca bir tane
ulusal bildiriyi ondan bağımsız yaptım ki kendisinin haberi de vardı. Başvurumu
yaparken bu bildiriyi hangi kategoriye koyacağımı tam kestiremedim. Çalışma doktora
çalışmam ile ilgili olduğu ve lisansüstü öğrenimim süresince çıktığı için bunu ?lisansüstü
tezlerinden üretilmiş yayınla? kategorisine koymayı uygun buldum.
Bunun üzerine doçentlik jüri üyesi neden tez
danışmanımın adının bu çalışmada yer almadığını söyleyerek ?Haksız yazarlık?
etik ihlali işlediğime kanaat getirdi ve beni etik kurula sevk etti.
ÜAK etik kuralı ise hem bu haksız yazarlığı onayladı
hem de ?yanlış ve yanıltıcı beyanda bulunmak? etik ihlali verdi. Yani iddia bir
iken iki oldu.
Konuya ilişkin hukuki değerledirmem: Lisansüstü tez
öğrencilerinin lisansüstü sürensince yaptığı yayınlara tez danılmanlarının
yazılması hususunda herhangi bir hukuki değerlendirme ne 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunun? da ne de Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği ?nde bulunmamamaktadır.
Dolayısıyla öğrenciler lisansüstü öğrenimleri boyunca yaptıkları yayında şayet
tez danışmanının katkısı yoksa danışmanının adını yazmak zorunda değildir. Bu tavır
hukuka uygundur. Peki, öğrenci katkısı olmadığı halde tez danışmanının adını
yazarsa ne olur. O zaman ÜNİVERSİTELERARASI KURUL BİLİMSEL ARAŞTIRMA VE YAYIN
ETİĞİ YÖNERGESİ?nin 4. Maddesinde yer alan haksz yazarlık etik ihlalini uygulamış
olur. Nitekim haksız yazarlık o maddede şöyle ifade edilir, ?Haksız yazarlık:
Aktif katkısı olmayan kişileri yazarlar arasına dâhil etmek veya olan kişileri
dâhil etmemek, yazar sıralamasını gerekçesiz ve uygun olmayan bir biçimde
değiştirmek, aktif katkısı olanların isimlerini sonraki baskılarda eserden
çıkartmak, aktif katkısı olmadığı hâlde nüfuzunu kullanarak ismini yazarlar
arasına dâhil ettirmek.? Dolayısıyla doçentlik jüri üyesinin hakkımda iddia
ettiği haksız yazarlık ithamı hukuksuzdur. Eğer onu dinleyip tez danışmanımın
adını o çalışmaya, hiçbir katkısı olmadığı halde, yazmış olsaydım bir etik
ihlal olan haksız yazarlık ihlalini işlemiş olacaktım.
İkinci husus ise ÜAK ın hakkımda verdiği yanlış ve
yanıltıcı beyanda bulunmak.
Öncelikle yanlış beyanda bulunmam için öncelikle
haksız yazarlık fiilini işlemiş olmam gerekirdi. O fiili hukuk nezdinde
işlemediğim için bir yanlış beyan söz konusu değildir.
ÜAK etik komisyonunun görev ve yetkileri Üniversitelerarası
Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinin 8. Maddesinin (c) bendinde
şu şekilde yer almaktadır: ?Devam etmekte
olan doçentlik başvurularında doçentlik başvuru dosyasında sunmuş olduğu
eserlere ilişkin etik ihlal iddialarını içeren ihbar veya şikâyet başvuruları
hakkındaki ön değerlendirmeyi yapmak ve bu değerlendirme sonucunda
incelenmesine karar verilen başvuruları karara bağlamak?. Dikkat edilirse
ÜAK etik birimi yalnızca doçentlik jüri üyelerinin onlara intikal ettirdiği
konularda karar verebilir. Bu durum yukarıda yer alan yönerge ile belirtilmiş
ve sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla ÜAK Etik birimi doçent adayları hakkında re?sen
inceleme başlatamaz ve karar veremez. Bu perspektiften ÜAK ın hakkımda verdiği ?yanlış
ve yanıltıcı beyanda bulunmak? iddiası yetki aşımıdır ve hukuksuzdur. Nitekim doçentlik
jüri üyesi hakkımda böyle bir ithamda bulunmamıştır.
Özetle hem doçentlik jüri üyesinin hakkımdaki ?haksız
yazarlık? iddiası hem de ÜAK ın hakkımdaki ?yanlış ve yanıltıcı beyanda
bulunmak? iddiası hukuksuzdur.
2- Ben
özgeçmişime SCI indeksi bir makalemi koymadım. Bunun nedenine girmeyeceğim zira
teknik bir konu. Ancak WOS?tan her SCI makaleye ulaşılabileceği için bu
çalışmamı kimseden gizleyemeceğimi biliyorum ve zaten gizlemek gibi bir amacım
da olmadı. Sadece eser sahibi olarak hakkım olarak bu eseri yasalara uygun
olarak özgeçmişime koymadım.
Bunun üzerine doçentlik jüri üyesi bu eserime ulaşmış
ve bu eserimi gizlediğimi iddia ederek ?Gizleme? etik ihlalinde bulunduğumu
iddia etmiştir. ÜAK ise bunu onaylamış ve Üniversitelerarası Kurul Bilimsel
Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinin 6. Maddesine dayanarak Haksız Yazarlık etik
ihlali iddiasında bulunmuştur. Oysa bu iki kararda hem haksız hem de
hukuksuzdur. Şöyle ki:
İDDİALARA DAİR HUKUKİ DEĞERLENDİRMEM
Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın
Etiği Yönergesi 4. Maddesine göre etik ihlaller İntihal/Sahtecilik/Çarpıtma/Tekrar
yayım/Dilimleme/Haksız yazarlık olmak üzere 6 tanedir (12 tane daha sayılıyor
ancak onlar konu dışında). Dikkat edilirse bu ihlaller arasında ?Gizlemek? diye
bir etik ihlal bulunmuyor. Dolayısıyla doçentlik jüri üyesi kafasına göre bir
etik ihlal uydurmuş ve ona göre etik kurula sevk etmiştir. Bu bağlamda
doçentlik jüri üyesi hukuksuz davranmış ve hata etmiştir.
ÜAK?ın hakkımdaki Haksız yazarlık iddiasına gelince.
ÜAK diyor ki sen bütün eserlerini dosyaya koymadın ve bu nedenle sana 6. Maddeye
dayanarak ceza veriyorum. Bu tutum iki açıdan sakattır. İlki doçentlik jüri
üyesi bu konu için haksız yazarlık iddiasında bulunmamıştır. ÜAK ise kendisine
intikal etmeyen bir konuda yetki aşımında bulunmuş ve re?sen karar vermiştir.
Bu hukuksuz bir yetki aşımıdır.
İkincisi
ise. Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi 6.
maddsi Daha Önce Alınan Etik İhlal
Kararları başlığı altındaki yer alır ve bu maddede şu ibareler yer almaktadır:
Madde 6: Doçent adayları özgeçmiş ve eserler
listesinde akademik çalışmalar ile ilgili tüm eserlerini belirtmek
zorundadırlar. Daha önceki dönemlerde doçentlik sınavına başvurup, haklarında
etik ihlalde bulunduklarına karar verilen adayların, bu yayınlarını yayın
listesinde kısa açıklama ile belirtmeleri gerekir.
Dikkat edilirse bu madde daha önce etik ihlal almış
kişilerin bir sonraki başvuru süreçlerini düzenlemektedir. Yani ilk defa
başvuru yapanları bağlamamaktadır. Oysa ben ilk defa başvuru yaptığım halde ÜAK
hakkımda bu maddeyi işletmiş ve buradan bir ceza devşirmeye çalışmıştır. Bu ise
yanlış ve hukuksuz bir karardır.
Kısacası, hem doçentlik jüri üyesinin hem de ÜAK Etik
Biriminin hakkımdaki kararlarının tamamı yönerge ve yönetmeliklere aykırı
hukuksuz kararlardır.
Değerlendirmeniz olursa sevinirim. Teşekkür ederim.
Merhaba
hocalarım. Bir konu hakkında görüş veya eleştirilerinizi bekliyorum. Şimdiden katkı
sağlayan herkese teşekkürler. Bu yıl yaptığım doçentlik başvurumda iki
gerekçeden dolayı etik kurula sevk edildim.
1- Lisansüstü
süresince Tez danışmanım ile 19 tane bilimsel çalışma yaptım. Yalnızca bir tane
ulusal bildiriyi ondan bağımsız yaptım ki kendisinin haberi de vardı. Başvurumu
yaparken bu bildiriyi hangi kategoriye koyacağımı tam kestiremedim. Çalışma doktora
çalışmam ile ilgili olduğu ve lisansüstü öğrenimim süresince çıktığı için bunu ?lisansüstü
tezlerinden üretilmiş yayınla? kategorisine koymayı uygun buldum.
Bunun üzerine doçentlik jüri üyesi neden tez
danışmanımın adının bu çalışmada yer almadığını söyleyerek ?Haksız yazarlık?
etik ihlali işlediğime kanaat getirdi ve beni etik kurula sevk etti.
ÜAK etik kuralı ise hem bu haksız yazarlığı onayladı
hem de ?yanlış ve yanıltıcı beyanda bulunmak? etik ihlali verdi. Yani iddia bir
iken iki oldu.
Konuya ilişkin hukuki değerledirmem: Lisansüstü tez
öğrencilerinin lisansüstü sürensince yaptığı yayınlara tez danılmanlarının
yazılması hususunda herhangi bir hukuki değerlendirme ne 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunun? da ne de Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği ?nde bulunmamamaktadır.
Dolayısıyla öğrenciler lisansüstü öğrenimleri boyunca yaptıkları yayında şayet
tez danışmanının katkısı yoksa danışmanının adını yazmak zorunda değildir. Bu tavır
hukuka uygundur. Peki, öğrenci katkısı olmadığı halde tez danışmanının adını
yazarsa ne olur. O zaman ÜNİVERSİTELERARASI KURUL BİLİMSEL ARAŞTIRMA VE YAYIN
ETİĞİ YÖNERGESİ?nin 4. Maddesinde yer alan haksz yazarlık etik ihlalini uygulamış
olur. Nitekim haksız yazarlık o maddede şöyle ifade edilir, ?Haksız yazarlık:
Aktif katkısı olmayan kişileri yazarlar arasına dâhil etmek veya olan kişileri
dâhil etmemek, yazar sıralamasını gerekçesiz ve uygun olmayan bir biçimde
değiştirmek, aktif katkısı olanların isimlerini sonraki baskılarda eserden
çıkartmak, aktif katkısı olmadığı hâlde nüfuzunu kullanarak ismini yazarlar
arasına dâhil ettirmek.? Dolayısıyla doçentlik jüri üyesinin hakkımda iddia
ettiği haksız yazarlık ithamı hukuksuzdur. Eğer onu dinleyip tez danışmanımın
adını o çalışmaya, hiçbir katkısı olmadığı halde, yazmış olsaydım bir etik
ihlal olan haksız yazarlık ihlalini işlemiş olacaktım.
İkinci husus ise ÜAK ın hakkımda verdiği yanlış ve
yanıltıcı beyanda bulunmak.
Öncelikle yanlış beyanda bulunmam için öncelikle
haksız yazarlık fiilini işlemiş olmam gerekirdi. O fiili hukuk nezdinde
işlemediğim için bir yanlış beyan söz konusu değildir.
ÜAK etik komisyonunun görev ve yetkileri Üniversitelerarası
Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinin 8. Maddesinin (c) bendinde
şu şekilde yer almaktadır: ?Devam etmekte
olan doçentlik başvurularında doçentlik başvuru dosyasında sunmuş olduğu
eserlere ilişkin etik ihlal iddialarını içeren ihbar veya şikâyet başvuruları
hakkındaki ön değerlendirmeyi yapmak ve bu değerlendirme sonucunda
incelenmesine karar verilen başvuruları karara bağlamak?. Dikkat edilirse
ÜAK etik birimi yalnızca doçentlik jüri üyelerinin onlara intikal ettirdiği
konularda karar verebilir. Bu durum yukarıda yer alan yönerge ile belirtilmiş
ve sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla ÜAK Etik birimi doçent adayları hakkında re?sen
inceleme başlatamaz ve karar veremez. Bu perspektiften ÜAK ın hakkımda verdiği ?yanlış
ve yanıltıcı beyanda bulunmak? iddiası yetki aşımıdır ve hukuksuzdur. Nitekim doçentlik
jüri üyesi hakkımda böyle bir ithamda bulunmamıştır.
Özetle hem doçentlik jüri üyesinin hakkımdaki ?haksız
yazarlık? iddiası hem de ÜAK ın hakkımdaki ?yanlış ve yanıltıcı beyanda
bulunmak? iddiası hukuksuzdur.
2- Ben
özgeçmişime SCI indeksi bir makalemi koymadım. Bunun nedenine girmeyeceğim zira
teknik bir konu. Ancak WOS?tan her SCI makaleye ulaşılabileceği için bu
çalışmamı kimseden gizleyemeceğimi biliyorum ve zaten gizlemek gibi bir amacım
da olmadı. Sadece eser sahibi olarak hakkım olarak bu eseri yasalara uygun
olarak özgeçmişime koymadım.
Bunun üzerine doçentlik jüri üyesi bu eserime ulaşmış
ve bu eserimi gizlediğimi iddia ederek ?Gizleme? etik ihlalinde bulunduğumu
iddia etmiştir. ÜAK ise bunu onaylamış ve Üniversitelerarası Kurul Bilimsel
Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinin 6. Maddesine dayanarak Haksız Yazarlık etik
ihlali iddiasında bulunmuştur. Oysa bu iki kararda hem haksız hem de
hukuksuzdur. Şöyle ki:
İDDİALARA DAİR HUKUKİ DEĞERLENDİRMEM
Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın
Etiği Yönergesi 4. Maddesine göre etik ihlaller İntihal/Sahtecilik/Çarpıtma/Tekrar
yayım/Dilimleme/Haksız yazarlık olmak üzere 6 tanedir (12 tane daha sayılıyor
ancak onlar konu dışında). Dikkat edilirse bu ihlaller arasında ?Gizlemek? diye
bir etik ihlal bulunmuyor. Dolayısıyla doçentlik jüri üyesi kafasına göre bir
etik ihlal uydurmuş ve ona göre etik kurula sevk etmiştir. Bu bağlamda
doçentlik jüri üyesi hukuksuz davranmış ve hata etmiştir.
ÜAK?ın hakkımdaki Haksız yazarlık iddiasına gelince.
ÜAK diyor ki sen bütün eserlerini dosyaya koymadın ve bu nedenle sana 6. Maddeye
dayanarak ceza veriyorum. Bu tutum iki açıdan sakattır. İlki doçentlik jüri
üyesi bu konu için haksız yazarlık iddiasında bulunmamıştır. ÜAK ise kendisine
intikal etmeyen bir konuda yetki aşımında bulunmuş ve re?sen karar vermiştir.
Bu hukuksuz bir yetki aşımıdır.
İkincisi
ise. Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi 6.
maddsi Daha Önce Alınan Etik İhlal
Kararları başlığı altındaki yer alır ve bu maddede şu ibareler yer almaktadır:
Madde 6: Doçent adayları özgeçmiş ve eserler
listesinde akademik çalışmalar ile ilgili tüm eserlerini belirtmek
zorundadırlar. Daha önceki dönemlerde doçentlik sınavına başvurup, haklarında
etik ihlalde bulunduklarına karar verilen adayların, bu yayınlarını yayın
listesinde kısa açıklama ile belirtmeleri gerekir.
Dikkat edilirse bu madde daha önce etik ihlal almış
kişilerin bir sonraki başvuru süreçlerini düzenlemektedir. Yani ilk defa
başvuru yapanları bağlamamaktadır. Oysa ben ilk defa başvuru yaptığım halde ÜAK
hakkımda bu maddeyi işletmiş ve buradan bir ceza devşirmeye çalışmıştır. Bu ise
yanlış ve hukuksuz bir karardır.
Kısacası, hem doçentlik jüri üyesinin hem de ÜAK Etik
Biriminin hakkımdaki kararlarının tamamı yönerge ve yönetmeliklere aykırı
hukuksuz kararlardır.
Değerlendirmeniz olursa sevinirim. Teşekkür ederim.