Okul kitaplarındaki hayret veren gerçek
(Bu gidişe "Dur!" diyen, tarihe geçecek!)
Sıkça sorulan bir soru vardır: İlkokulu, liseyi, hatta üniversiteyi bitiren gençlerimizin çoğu neden iki kelimeyi bir araya getirip derdini anlatamıyor, iki satırlık dilekçe yazamıyor? Türkçe'yi "doğru" ve "güzel" kullanabilmek için en çok gerekli şey nedir? Bu sorunun cevabı hiç şüphesiz, "zengin kelime ve kavram hazinesine sahip olmaktır. Kelime hazinesinin zenginliği geniş ve kapsamlı düşünmeyi, o da rahat ve etkili konuşmayı, o da kolay ve tam iletişim kumayı, o da başarıyı netice verir. Günümüzde işadamlarından yöneticilere, siyasetçilerden gazetecilere, yazarlardan televizyon programcılarına, din görevlilerinden şâirlere kadar hayatın pek çok kesiminden insan, zengin bir kelime hazinesine sahip olamamanın sıkıntısını yaşamakladır. Günümüzde Türkiye'de köşe yazarlarının çoğu 200 - 300 kelimeyle, en birikimlisiyse maalesef ancak 700 - 800 kelimeyle yazmaktadırlar. Halbuki Yahya Kemal Beyatlı, Ahmed Hamdi Tanpınar, Peyami Safa, Cemil Meriç, Necip Fâzıl gibi isimler 3000 - 6000 arası kelime hazinesiyle eserler verdiler. 150'lere düşen kelime birikimiyle bunları okuyup anlamak elbette zorlaşmaktadır. Kelime ve kavram zenginliği, güzel konuşmayı da netice veriyor. Şüphesiz güzel konuşmayı bilen insanlar hayatta daha başarılı oluyorlar; çevreleriyle uyum ve huzur içinde yaşıyorlar. Türkiye'de ve dünyada etkili ve güzel konuşma inceliklerinin öğretildiği kurslar veriliyor; haftalığı 1000 - 2000 Mark'a... Çok da ilgi görüyor. Hayatta hedefe ulaşmanın en Önde gelen şanının kelime hazinesi zenginliği, etkili ve güzel konuşma olduğu konusunda uzmanlar müttefik... Çünkü zengin kelime hazinesi muhatabı ikna etmeyi, o da başarıyı ve kazanmayı beraberinde getiriyor. İşte şimdi, bütün vatandaşlarımızı, özellikle kültür camiasını yakından ilgilendiren müthiş bir araştırmanın ibret verici sonuçlarına dikkat çekmek istiyoruz: TÖMER Dil Öğretim Merkezi aylarca süren titiz ve enteresan bir araştırma yaptı... Süper Ülkelerden başlayarak az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere kadar ilköğretim okullarının ilk beş sınıfına ait ders kitaplarında öğretilen kelime ve kavram sayısını tespit etti... Şimdi bu rakamları sunuyoruz: ABD'de 71.681, Almanya'da 70.400, Japonya'da 44.224, İtalya'da 31.762, Fransa'da 30.193, S. Arabistan'da 13.579... Peki, ya Türkiye'de bu rakam kaçlarda seyrediyor? Evet, değerli okuyucu! işte geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın eğitimiyle ilgili dehşet verici tablo... Dikkat, lütfen şu rakamlara ve tespitlere dikkat! Türkiye'de ilköğretimin ilk beş sınıfına ait ders kitaplarında okutulan kelime ve kavram sayısı ne kadar, biliyor musunuz? Sadece: 7.260... Yanlış duymadınız: Tamtamına 7.260... Üstelik bizde okutulan 7.260 kelime ve kavramın epey bir kısmı Batı dillerinden alınma... Yâni bunları da çıkarırsanız rakam 4000'lere kadar düşüyor. 10 yasında bir çocuk, ABD'deki ilköğretim okullarının ilk beş yılında bizdekinin on katı olan 71.681 kelime ve kavram öğreniyor, bizdeyse yalnızca 7.260 kelime ve kavram... Bâzılarının her fırsatta tenkit ettiği Suudi Arabistan'da bile bu rakam bizdekinin iki katı... Yâni. 13.579... Ayrıca söz konusu araştırmada Türkiye'deki ders kitapları, çeşitli yönlerden gelişmiş ülkelerin ders kitaplarıyla karşılaştırıldı. İşte inşam dehşete düşüren şok bir sonuç daha: Türkiye'deki ders kitapları resim, fotoğraf, karikatür, afiş, şema ve tablo açısından gelişmiş ülkelerin çok gerisinde... Şimdi "ibretlik" sonuçlan açıklıyoruz! Lütfen rakamlara dikkat buyurun! Ders kitaplarındaki fotoğraf sayısı: ABD'de 502, Fransa'da 183, İtalya'da 182, Japonya'da 84, Almanya'da 82... Peki, ya Türkiye'de? Evet, sıkı durun: Türkiye'deki ders kitaplarında ortalama 2 fotoğraf kullanılıyor! Maalesef sonuç bu! Üstelik, karikatür ve çizgi resme hiç yer verilmiyor! TÖMER Başkam Dr. Mehmet Hengirmen, Avrupa ülkelerinde öğrencilerin ders kitaptan dışında haftada en az bir kitap okuduklarını belirterek şunları söylüyor: "Batılı ülkelerde hazırlanmış kitaplara bakıyoruz, okumayı teşvik edici ve son derece zevkle hazırlanmış kitaplar... Kuşe kâğıda basılmış, o ülkenin en iyi ressamları tarafından çizilmiş harikulade resimleri kullanıyorlar. Yâni 'Beni oku!' diyen kitaplar... Çocuk o zaman onu ders olarak algılamıyor. Meselâ tarih kitabının adı: Geçmişe Yolculuk... Bizim de bunları yapmamız zor değil!" TÖMER Başkam Dr. Mehmet Hengirmen'in değerlendirmeleri böyle... Evet... Uzun söze ne hacet? Kanaatimizce Türkiye devletiyle, hükümetiyle, medyasıyla, MEB'iyle, YÖK'üyle sadece bu yarayı tedaviye odatlansa değer! Bütün kültür ve eğitim-öğretim camiasını, bütün yetkili ve etkilileri, memleketimiz için herşeyden önemli olan ve yaşadığımız sıkıntıların ana sebebi sayılan eğitim konusundaki bu dehşet verici geriliği gidermeye çağırı
Arkadaşlar bu yazıyı okuduk ve bir proje hazırladık
TÜRKÇE GÜNLERİ DİYE SİZLERDE KENDİ OKULUNUZ İÇİN BİR PROJE GELİŞTİREBİLİRSİNİZ
YAZI GENÇ BEYİN DERGİSİNDEN ALINMIŞTIR
Saygılarımla
Okul kitaplarındaki hayret veren gerçek
(Bu gidişe "Dur!" diyen, tarihe geçecek!)
Sıkça sorulan bir soru vardır: İlkokulu, liseyi, hatta üniversiteyi bitiren gençlerimizin çoğu neden iki kelimeyi bir araya getirip derdini anlatamıyor, iki satırlık dilekçe yazamıyor? Türkçe'yi "doğru" ve "güzel" kullanabilmek için en çok gerekli şey nedir? Bu sorunun cevabı hiç şüphesiz, "zengin kelime ve kavram hazinesine sahip olmaktır. Kelime hazinesinin zenginliği geniş ve kapsamlı düşünmeyi, o da rahat ve etkili konuşmayı, o da kolay ve tam iletişim kumayı, o da başarıyı netice verir. Günümüzde işadamlarından yöneticilere, siyasetçilerden gazetecilere, yazarlardan televizyon programcılarına, din görevlilerinden şâirlere kadar hayatın pek çok kesiminden insan, zengin bir kelime hazinesine sahip olamamanın sıkıntısını yaşamakladır. Günümüzde Türkiye'de köşe yazarlarının çoğu 200 - 300 kelimeyle, en birikimlisiyse maalesef ancak 700 - 800 kelimeyle yazmaktadırlar. Halbuki Yahya Kemal Beyatlı, Ahmed Hamdi Tanpınar, Peyami Safa, Cemil Meriç, Necip Fâzıl gibi isimler 3000 - 6000 arası kelime hazinesiyle eserler verdiler. 150'lere düşen kelime birikimiyle bunları okuyup anlamak elbette zorlaşmaktadır. Kelime ve kavram zenginliği, güzel konuşmayı da netice veriyor. Şüphesiz güzel konuşmayı bilen insanlar hayatta daha başarılı oluyorlar; çevreleriyle uyum ve huzur içinde yaşıyorlar. Türkiye'de ve dünyada etkili ve güzel konuşma inceliklerinin öğretildiği kurslar veriliyor; haftalığı 1000 - 2000 Mark'a... Çok da ilgi görüyor. Hayatta hedefe ulaşmanın en Önde gelen şanının kelime hazinesi zenginliği, etkili ve güzel konuşma olduğu konusunda uzmanlar müttefik... Çünkü zengin kelime hazinesi muhatabı ikna etmeyi, o da başarıyı ve kazanmayı beraberinde getiriyor. İşte şimdi, bütün vatandaşlarımızı, özellikle kültür camiasını yakından ilgilendiren müthiş bir araştırmanın ibret verici sonuçlarına dikkat çekmek istiyoruz: TÖMER Dil Öğretim Merkezi aylarca süren titiz ve enteresan bir araştırma yaptı... Süper Ülkelerden başlayarak az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere kadar ilköğretim okullarının ilk beş sınıfına ait ders kitaplarında öğretilen kelime ve kavram sayısını tespit etti... Şimdi bu rakamları sunuyoruz: ABD'de 71.681, Almanya'da 70.400, Japonya'da 44.224, İtalya'da 31.762, Fransa'da 30.193, S. Arabistan'da 13.579... Peki, ya Türkiye'de bu rakam kaçlarda seyrediyor? Evet, değerli okuyucu! işte geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın eğitimiyle ilgili dehşet verici tablo... Dikkat, lütfen şu rakamlara ve tespitlere dikkat! Türkiye'de ilköğretimin ilk beş sınıfına ait ders kitaplarında okutulan kelime ve kavram sayısı ne kadar, biliyor musunuz? Sadece: 7.260... Yanlış duymadınız: Tamtamına 7.260... Üstelik bizde okutulan 7.260 kelime ve kavramın epey bir kısmı Batı dillerinden alınma... Yâni bunları da çıkarırsanız rakam 4000'lere kadar düşüyor. 10 yasında bir çocuk, ABD'deki ilköğretim okullarının ilk beş yılında bizdekinin on katı olan 71.681 kelime ve kavram öğreniyor, bizdeyse yalnızca 7.260 kelime ve kavram... Bâzılarının her fırsatta tenkit ettiği Suudi Arabistan'da bile bu rakam bizdekinin iki katı... Yâni. 13.579... Ayrıca söz konusu araştırmada Türkiye'deki ders kitapları, çeşitli yönlerden gelişmiş ülkelerin ders kitaplarıyla karşılaştırıldı. İşte inşam dehşete düşüren şok bir sonuç daha: Türkiye'deki ders kitapları resim, fotoğraf, karikatür, afiş, şema ve tablo açısından gelişmiş ülkelerin çok gerisinde... Şimdi "ibretlik" sonuçlan açıklıyoruz! Lütfen rakamlara dikkat buyurun! Ders kitaplarındaki fotoğraf sayısı: ABD'de 502, Fransa'da 183, İtalya'da 182, Japonya'da 84, Almanya'da 82... Peki, ya Türkiye'de? Evet, sıkı durun: Türkiye'deki ders kitaplarında ortalama 2 fotoğraf kullanılıyor! Maalesef sonuç bu! Üstelik, karikatür ve çizgi resme hiç yer verilmiyor! TÖMER Başkam Dr. Mehmet Hengirmen, Avrupa ülkelerinde öğrencilerin ders kitaptan dışında haftada en az bir kitap okuduklarını belirterek şunları söylüyor: "Batılı ülkelerde hazırlanmış kitaplara bakıyoruz, okumayı teşvik edici ve son derece zevkle hazırlanmış kitaplar... Kuşe kâğıda basılmış, o ülkenin en iyi ressamları tarafından çizilmiş harikulade resimleri kullanıyorlar. Yâni 'Beni oku!' diyen kitaplar... Çocuk o zaman onu ders olarak algılamıyor. Meselâ tarih kitabının adı: Geçmişe Yolculuk... Bizim de bunları yapmamız zor değil!" TÖMER Başkam Dr. Mehmet Hengirmen'in değerlendirmeleri böyle... Evet... Uzun söze ne hacet? Kanaatimizce Türkiye devletiyle, hükümetiyle, medyasıyla, MEB'iyle, YÖK'üyle sadece bu yarayı tedaviye odatlansa değer! Bütün kültür ve eğitim-öğretim camiasını, bütün yetkili ve etkilileri, memleketimiz için herşeyden önemli olan ve yaşadığımız sıkıntıların ana sebebi sayılan eğitim konusundaki bu dehşet verici geriliği gidermeye çağırı
Arkadaşlar bu yazıyı okuduk ve bir proje hazırladık
TÜRKÇE GÜNLERİ DİYE SİZLERDE KENDİ OKULUNUZ İÇİN BİR PROJE GELİŞTİREBİLİRSİNİZ
YAZI GENÇ BEYİN DERGİSİNDEN ALINMIŞTIR
Saygılarımla