Sayın hocam ortada şu var. hani bir zamanlar 'acı ama gerçek' diye bir gazete küpürü yayınlanırdı. Meslekte 20 Küsur sene öğretmenlik geçmişim üzerine konuşuyorum. tecrübe diyecek olursam, yazıya kibirli yansımasından tırstığım içindir. Maalesef ki öğretmen milletinin en büyük düşmanı yine öğretmendir. Bu ders süresindeki olumlu ve yapıcı yaklaşımı ortaya koyarak beklentileri harekete geçiren assimilasyoncu geçmiş bakanlık, özünde doğru bir icraat önerisi sunmasına rağmen, adeta kendisine oluşan tepkiler nedeninden bu ilgili proje istikametinden şaşirılmıştır.
Tıpkı yalancı çoban masalı gibi. Çoban önce kötü yalanları söyledi mesela:
1- Proje okulu dediler (sözde tuttu)
2- Paralı temel lise dediler (zenginler yuttu - dershaneden bin beter olmasına karşın)
3- Performans dediler, güya idarecilere puanlatılar tutmadı tabi (puanı yandaşlar yuttu:)
4- Teog ve LGS yine tutmadı nihayetinde dönemece geldiklerini ve kaybedecekleri bulunmadığını sezgileyen bu karanlık proje mimarları
5- Öğrenci öğretmenini puanlasın diyecek kadar fetöcü demeyim şaibeli proje ile sınırı aştılar !
Gene Tutmadı elbette... Bu noktadan sonra bil-hakikat artık "doğru yalanı" oynamaya başladılar.
İşte bu doğru ve beyaz yalanın içinde en gerçekci ve sahaya dönük bir proje olan 30 dk ders 15 dakika teneffüs uygulama önerisi yer alıyordu....
Amma ve ne yazıktır ki: Son kertede kendini yalancı çoban ilan ettirenlerin, bu en son assimilasyonu kendilerine ve bakanlık icraatlerine olan samimiyet yitirildiğinden yapıcı ve olumlu düzenleme olarak telakki edilemedi. Halbuki oyunun mimarının amacı zaten gerçeği gölgelemekti.
Özetle: Bu oyunu bozmak ve sunulan ikramatı baştacı edebilmek Sayın Ziya Selçuk'a kaldı.
Ümitvar'mıyım ? malesef, malesef, malesef
Sayın hocam ortada şu var. hani bir zamanlar 'acı ama gerçek' diye bir gazete küpürü yayınlanırdı. Meslekte 20 Küsur sene öğretmenlik geçmişim üzerine konuşuyorum. tecrübe diyecek olursam, yazıya kibirli yansımasından tırstığım içindir. Maalesef ki öğretmen milletinin en büyük düşmanı yine öğretmendir. Bu ders süresindeki olumlu ve yapıcı yaklaşımı ortaya koyarak beklentileri harekete geçiren assimilasyoncu geçmiş bakanlık, özünde doğru bir icraat önerisi sunmasına rağmen, adeta kendisine oluşan tepkiler nedeninden bu ilgili proje istikametinden şaşirılmıştır.
Tıpkı yalancı çoban masalı gibi. Çoban önce kötü yalanları söyledi mesela:
1- Proje okulu dediler (sözde tuttu)
2- Paralı temel lise dediler (zenginler yuttu - dershaneden bin beter olmasına karşın)
3- Performans dediler, güya idarecilere puanlatılar tutmadı tabi (puanı yandaşlar yuttu:)
4- Teog ve LGS yine tutmadı nihayetinde dönemece geldiklerini ve kaybedecekleri bulunmadığını sezgileyen bu karanlık proje mimarları
5- Öğrenci öğretmenini puanlasın diyecek kadar fetöcü demeyim şaibeli proje ile sınırı aştılar !
Gene Tutmadı elbette... Bu noktadan sonra bil-hakikat artık "doğru yalanı" oynamaya başladılar.
İşte bu doğru ve beyaz yalanın içinde en gerçekci ve sahaya dönük bir proje olan 30 dk ders 15 dakika teneffüs uygulama önerisi yer alıyordu....
Amma ve ne yazıktır ki: Son kertede kendini yalancı çoban ilan ettirenlerin, bu en son assimilasyonu kendilerine ve bakanlık icraatlerine olan samimiyet yitirildiğinden yapıcı ve olumlu düzenleme olarak telakki edilemedi. Halbuki oyunun mimarının amacı zaten gerçeği gölgelemekti.
Özetle: Bu oyunu bozmak ve sunulan ikramatı baştacı edebilmek Sayın Ziya Selçuk'a kaldı.
Ümitvar'mıyım ? malesef, malesef, malesef
hugo.almeida , 5 yıl önce
Biz de merak ediyoruz açıkçası. Mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımızdaki heyecan var kendisinde. Bu aşkını takdir etmemek mümkün değil.
sayın @fenilimleri bizim kafamızı karıştıran bir durum yok esasında yoklama konusunda.
Parmak tanıma sistemleri maliyetli, bakımı zor bir uygulama olur.
Çipli kart olayı da suistimale açık bir konudur. o da az maliyetsiz değildir. Güvenlik açıısından çoğu okulda güvenlik kamerası var. Bu durum biraz daha detaylı bir inceleme ile yoklama olayı kaldırılır ve öğretmenin okulda olmayan öğrenciden sorumlu olması durumu da ortadan kalkar. Hayır zaten yoklamanın bir anlamı da yok. Bir yakınım lise sondaki kızı 2 aydır okula gitmiyormuş çağırıyorlar bir imza atıp çıkıyoruz diyor. İlkokulda yarım gün gelsen bile sınıfı geçiyorsun, orta okulda bir izin kağıdı ile tüm yoklama siliniyor. E biz niye yırtınıyoruz o zaman :)
Kazanım konusu ise tamamen alakasız bence. Ertesi gün gireceği derste ne işleyeceğini bilmeyen öğretmen de bir zahmet ertesi gün derse girmesin. Konuyu işler çıkarken yazarsın kazanımı. Yıllık plandaki kazanımı harfi harfine yazmak zorunda değilsin.