Editörler : Lanet
«67891011121314151617»

wishbone
Kapalı
01 Haziran 2007 12:36

Tamlanmaz

.

Kirlenmiş bir çarşaf gibi

sıyrılmışım yüreğimden

hani kimsenin istemediği

Tozlanmışım

terk edilmiş bir kitap gibi

içi meçhul yazarı belli

Ne sırlar saklamışım

ne de sevgiler

Oralı olmamış hiç kimse

kendiyle yetinir insan

ben sen ve onlar

Bizi arzularken

tekil usum

çölde serapmış ortaklıklar

Kılcal soru

kim kimi tamlar

.

Ahmet Aksoy


Ş@h-in
Müsteşar
01 Haziran 2007 17:00

Şu karşıdan gelen dilber

Gelir amma neden sonra

Bir selama kail oldum

Verir amma neden sonra

-Aşık Ömer-


nusrud
Kapalı
01 Haziran 2007 17:06

YÜREĞİNDE YER VARMI?

Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni?

Hisset!

Hisset, Parmaklarına değen kağıdın içinde

Dolaşan damarlarımı...

Hisset damarlarımın, kanımın

Seni aramak için

Deliler gibi dolaşmasını...

Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni?

Dinle; duyuyor musun yüreğimin ritmini?

Gönlümde esen rüzgârları dinle...

Nefesimi tutmasam

Gözlerindeki derin ovalarda titreyen

Bütün yeşillikler kül olur,

Sazlar büyür simsiyah,

Kuruyan gözpınarlarında...

Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni?

Yazık! Mekanlar durduruyorsa seni.

Ve yazık, kendini bağladıysan maddelere...

İpsiz bir uçurtmayım ben... Ve kuyruksuz

Saçlarının çizgilerinde süzülen...

Rüzgârım sensin.

Susma ve sakın gözlerini kapatma, düşerim!

Yüreğinde yer var mı?

Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni?

Ve bir kaynak suyundan oluşan derenin

Üzerine düşen yaprak gibi;

Düşürüyor musun gülüşlerini

Ve öpüşlerini sesimin üstüne?

Akıyor musun benimle beraber,

Akıyor musun yıldızlara doğru?

Yıldızlar... Yıldızlar neden böylesine vefasız?

Neden her üşüyüşümde

Lapa lapa yağıyorlar avuçlarıma,

Neden eriyip kayboluyorlar?

Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni?

Bilmiyorum. Bilmek istemiyorum...

Ama parmaklarının ucunda şu an ne olur hisset beni...

Hisset!

Hisset, damarlarımdaki kanımın,

Seni aramak için deliler gibi dolaşmasını...

Söylemiştim değil mi?

İpsiz bir uçurtmayım ben...Ve kuyruksuz...

Saçlarının çizgilerinde süzülen...

Rüzgarım sensin.

Susma ve sakın gözlerini kapatma, düşerim.

Yüreğinde yer var mı?


yasamdan
Kapalı
01 Haziran 2007 17:21

Çağrımsın Mutluluğum

Her günüme

Bir yudumluk seni istiyorum

Bir yudum

Doyumluk değil

Tadımlıkdır yudum.

Seni,

Deniz deniz içmek isterdim oysa

Sonra,

Yine doyumsuzluğunu hissederdim arzularımda

Bir yudumluk seni istiyorum diyorsam

Merhamet et beni anla.

Bazen,Ses ol gel diyorum

Bazen,Bir bakış

Bir yudumluk diyorum ya..Unutma.

Sarman zor

Kalman imkansızsa durma

Ama beni

Tamamen de sensiz bırakma.

Öyle alıştım ki sana mutluluğum

Tutku de, tiryakilik de, sevda de

Ne dersen de adına

Bir yudumluk gel

Gel de bana

İster gündüzüme iste akşamıma

Doyumluk değil

Tadımlık bir tat ver bana

Oysa,deniz deniz içmek isterdim seni

İmkan olsa

Nevin Kurular


udambara
Kapalı
01 Haziran 2007 17:36

mrarsenic saol şiiri paylaştığın için . güzel bi şiirmiş.ruhuna sağlık


mrarsenic
Kapalı
01 Haziran 2007 20:49

umuda sözüm

yine sensizliği yaşamaktayım

yorgun ve kırık bir akşamın sessizliğinde

sen yoksun yanımda ama

ben hayalinleyim...,

bir türlü zihnimden söküp atamadığım

ve kaybolur korkusuyla gözlerimi hiç açmadığım

kalbimi besleyen hayalinle..

böyleside güzel belkide..

seni hayallerde yaşatıp hayallerde özlemek...

ve seni yine orada sevmek

seversin umuduyla ömrünün son demine kadar bile olsa beklemek...

seni uzaktan sevmek yani...

yüreğimin donduğu bu saatlerde

,sevdan ısıtır bedenimi,tüm benliğimi

bir umut olur sevdan beni yaşatan

hayata bağlayan

bir bahar olurda yüreğimde yeşertir sevgimi

ama sen nereden bileceksin seni sevdiğimi

bakışlarımın sende anlam kazandığını

hasretinle yaşayan bu yüreğin

sana koşmak isteyişindeki coşkusunu

ve bu sevdamın beni zamansızca ve aniden

ağlatacak kadar büyük olduğunu

nerden bileceksin

içimdeki o yemyeşil umutlarımla

sana koşuyormuşcasına

kapatıyorum yorgun gözlerimi uykuya

beni anla be yarim

sen bana umut vermiyor olsanda

bu benim umuda sözüm...

serdar

msn adresim [email protected]


ayemnurse
Aday Memur
01 Haziran 2007 20:55

herkes sadece okumuş mu :))


GOLGE__
Şef
01 Haziran 2007 22:08

İçkiye benzer bir şey var bu havalarda

Kötü ediyor insanı kötü

Hele bir de hasretlik oldu mu serde

Sevdiğin başka yerde

Sen başka yerde

Dertli ediyor insanı dertli.


GOLGE__
Şef
01 Haziran 2007 22:10

Kalk ve gel ey güzel sıyrılıp nazından

Güzelliğinle ol derdimize derman

Bir testi şarap içelim birlikte

Testi yapılmadan toprağımızdan


GOLGE__
Şef
01 Haziran 2007 22:20

Biz kuklalarız kuklacı da felek

Sanma bu bir benzetme hayır gerçek

Varlık sahnesinde oynadık bir zaman

Ve yokluk sandığın agittik tek tek

Ömer Hayyam


BOZYAZILI33
Müsteşar Yardımcısı
02 Haziran 2007 00:02

Paylaşamam

Bakışlarında bir şeyler gizli

Sanki canımda can parçam gibi

Kıskanıyorum baktığın yeri

O gözler yalnız bana bakmalı

Paylaşamam...paylaşamam...

Seni asla paylaşamam

Sensizliğe alışırım

Ama seni paylaşamam

Gönül dağıma girmeyin sakın

Vurun öldürün bir kurşun sıkın

Her neyim varsa alın ve yakın

Yeterki onu bana bırakın

Paylaşamam...paylaşamam

Seni asla paylaşamam

Sensizliğe alışırım

Ama seni paylaşamam

Mustafa Yıldızdoğan


heleni
Kapalı
02 Haziran 2007 01:54

Merhaba anne,

Yine ben geldim.

Merak etme okuldan çıktımda geldim.

Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama

Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de

Onun için söylüyorum.

Geçen hafta öğretmen,

Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte

Öğretti sağımı solumu.

Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi

Ağrıyan yanımın neresi olduğunu

Şimdi iyi biliyorum anne.

Hani geçen geldiğimde

Şuram acıyor işte şuram demiştim de

Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne

Bak şimdi söylüyorum

Şuram işte,

Sol yanım çok acıyor anne.

Hem de her gün acıyor anne her gün.

Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.

Elinden tutup okula getirdi.

Yakası da danteldi.

Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.

Bende ağladım,

Ağladım hiç de utanmadım.

Öğretmen ne oldu dedi.

Düştüm dizim çok acıyor dedim.

Yalan söyledim anne.

Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.

Bugün bende saçım örülsün istedim.

Babam ördü ama onunki gibi olmadı.

Dantel yaka istedim.

Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.

Bari okula sen götür dedim.

"kızım, iş" dedi.

Bende banane dedim, ağladım.

"kızım, ekmek" dedi babam.

Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.

Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne.

Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.

Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.

Babam hepsini birlikte yıkıyor.

Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?

Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.

Üzülmesin diye söylemiyorum ama

Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.

Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.

Hava kararıyor, ben gideyim anne.

Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.

Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.

Kim bozuyor toprağını,

Çiçeklerini kim koparıyor.

İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.

Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne. >>

Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.

Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını

Şu kavanozda biriktirdim.

Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum.

Her sabah onu öpüyor kokluyorum.

Kimseye söyleme ama anne

Bazen de konuşuyorum onunla.

Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.

Ha unutmadan,

Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.

Ben babama yazdıracağım.

Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın.

Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne.

Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.

Hiç bir şey yutamıyorum.

Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.

Kağıda da böyle yazamam ya anne.

Ben gidiyorum anne,

Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp.

Mutlaka gel anne,

Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne. >>

Sol yanım acıyor anne.

İşte tam şurası,

Sol yanım çok acıyor anne.

Seni çok özledim,

Anne çook...


heleni
Kapalı
02 Haziran 2007 14:11

NE ÇIKAR ?

Tut ki gecenin

Alacakaranlığında düşlemişim seni.

Tut ki, rüyalarımı bölmüşsün ne çıkar?

Ne çıkar gündüzlerin selamsız aşkına,

Geceleri kefen biçsen.

Bir anlık hırsla,

Her şeyi yıkıp geçsen, ne çıkar ?


mrarsenic
Kapalı
02 Haziran 2007 16:23

genelde okuyucular grubu burada ama şiirleri paylaşanlarada teşekkür ederim...


yasamdan
Kapalı
02 Haziran 2007 16:42

Merdiven

göğsüne yaslanınca susardı acılarım

oysa

acına acı kattım...

cismine yakın

gülüşüne uzağım...

iflah olmaz bir cümleyim ben

hiçbir sözlük yazmaz imgemi...

eğriş büğrüş...?gel düzelt? desem

önceki hayatına nokta koymadın ki...

ve hala yollar batak

ve hala yağmur dinmedi...

ikimiz de biliyorduk

aşk

güneşe dayanan tendi...

hayatsa

her basamağına acı çakıllı

kırık merdivendi...

bastık, düştük

uzağa değil ama

ilk basamağın dibine

saçak altı su gibi...

içince

çocuklar yeşerdi...

Tayyibe Atay

02 Haziran 2007 18:37

bir buse ver bana yanan gönlüm yanmaya devam etsin

benliğimi sen al gerisi yansın gitsin...


mrarsenic
Kapalı
02 Haziran 2007 18:55

İlan-ı Aşk

Ateş basıyorsa yüreğimi

seni anınca...

ve görmüyorsam...

düşünmüyorsam senden başka...

yalnız hayâlin bürüyorsa gözlerimi

sensen en ve tek değerli

kimseye değer vermiyorsam...

bir çılgına dönüyorsam sensiz kalınca...

Bir telini bile...

değişmek istemiyorsam başkasına...

içimde ateş topu gibi duruyorsan...

sana yan bakan bir gözün

yapışıyorsam yakasına...

kalbimle birlikte çarpıyor,

nabzımla bir vuruyorsan...

yokluğunun...dayanamıyorsam şakasına...

söyler misin nedir bu?

Ben bulamadım bir cevap...

sende de bir cevap yok mu?

Sözüm ve sözlüğüm sensen...

her cümlem seni târif ediyorsa...

Sen aklıma düşünce...

- aklımda olmadığın bir ân zâten yok!

aklım başımdan gidiyorsa....

sensen kördüğüme dönen özüm...

ve sensen problemim,

problemime tek çözüm...

gözüm sensen...ağlayan

ve sensen gülen yüzüm.

Bütün cesâretimle söylüyorum...

Sır olmaktan çıksın artık bu...

İlk ve son sözüm!

değilsin ve olamazsın aslâ tabu!

böyle olmasaydı keşke!...

daha nasıl anlatayım!?

anla artık iki gözüm!

ve anlat bana!

düştüğümün delili mi bu, aşka?

09/09/02

Kadir Karaman


bionicman
Aday Memur
02 Haziran 2007 19:18

Aldatan Aldanır

-Nereye gidiyorsun?

Kadın yıllardır bir yastığa baş koyduğu eşine bunu sordu. Eşi sessizce küçük bir valize giysilerini yerleştiriyordu.

-İçim daraldı ,

-iş yerinde çok bunaldım biraz bir yerlere gidip kafamı dinleyeceğim.

-Bir arkadaşın şimdi boş olan yazlık evine gitmek istiyorum.

-O da nerden çıktı?

-Üç çocukla beni yalnız mı bırakacaksın?

-Kaç gün kalacaksın?

Sorularını ardarda sıralarken yüreğine bir şüphe çoktan düşmüştü .

-Fazla kalmam .

-Üç beş gün falan.

-İş yerinden izin aldım.

Adam bunları söylerken farkettiki hiçte rahat değildi, kadın bir şeyler hissetmişti sanki. Gözlerindeki yalan söyleyenlerin kaçamak bakışlarını bir türlü saklayamıyordu. Aylardan kasımdı, havada yoğun bir sis vardı,gözgözü görmüyordu.

-Hava çok kötü .

-Bula bula bu günümü buldun gidecek?.

-Endişe ederim..!

-Vazgeç sonra gidersin.!

Kucağında henüz altı aylık kızı ağlamaya başlamıştı. acıkmıştı. Diğer iki çocuğuda babalarının gidişine üzgün bakıyorlardı.

-Hadi git bakalım.

-Eğer gidişin dediğin sebeptense yolun açık olsun!

-Değilse Allah bilsin artık! Hiç olmazsa ne düşündüğünü açıkça söylemesede şüphesini bu imalı sözlerle belirtmişti ya, rahatlamıştı.

-Alasmarladık,çocuklara iyi bak!.

-Ben bir iki güne gelirim.

-Bu parayı ekmek parası yaparsın!diyerek karısına kaçamak bir öpücük kondurup evden çıktı.

-Hayrola arkadaşım !sabah sabah üç çocukla bu ne telaş gelmişsin?.

-Sorma ....abla benimki bu sabah sudan sebeple ....gitti,ona inanmadım yüreğimde bir darlık vardı biraz rahatlarım diye sana geldim.

-oooo...hanım hoş geldin!

-Merak etme erkekler böyle delilikleri bazen yapmak isterler.

-Korkma ...yanlış bir şey yapmaz..diye seslendi arkadaşının eşi.

Arkadaşıyla gün boyu oturup evlilik üzerine konuştular... hanım daha yaşlı ve tecrübeliydi. Ona inandı çocuklarını alıp eve döndü. Ezan okunuyordu. İçinden,''her şeyin hayırlısını nasip et Allahım ''diye dua etti kadın.

-Kim o..?

Kadın sabah sabah çalan kapıyı açtı..Aman Allahım eşi bir sonraki günün sabahı kapıda bitivermişti..Niye gelmiştiki?..Hani kafa dinleyecekti? Hiçte dinlenmiş gibi bir havası yoktu...Gittiği yerden bir gece kalmış ve dönmüştü.

-Hayrola ne oldu?dedi kadın sevincini belli etmeden. Fazla konuşmadılarda. Çocuklar babalarının gelişne ne çok sevinmişlerdi.

Ertesi gün eşi işe başladı. Yaşamlarında değişen bir şey yoktu ama sanki sessiz konuşmalar yapılıyordu da kimse duymuyordu.. Bir akşam sadece şunları konuştular;

-Hava çok kötüydü,yola devam etmedim,... inip bir otelde sabahladım.. geldim.

-Yalnızmıydın?

-Evet kim olacaktıki?

-öyle olsun...anlatmak istediğin başka bir şey varsa dinlerim...

Adam iyice mahçuptu şimdi..bu kadın içini mi okuyordu?...

-Hayır ne olsunki?

-Bu gün eve bu celp geldi,açıp baktım mahkemeye çağırıyor , ne yaptında geldi..?

-Bir şey değil ya! bir yanlış anlamadır mutlaka...öğrenirim sen merak etme!

Adam mahkemeye gidince anladı. Aslında bir otelde değil bir evde sabahlamıştı, kaldığı evin sahibide onu hırsızlıkla suçluyordu. O evde beraber sabahladığı kadın sözde evsahibi kadının altınlarını çalmıştı.. Hani ev boştu? Hani arkadaşının eviydi? Hani otelde yanlızdı? Şimdi bunların cevabını eşine nasıl anlatacaktı? Anlatmaya mecburdu çünkü işin ucunda hapis cezası,işinden men, yada kefaret ödeyerek şikayet edenin şikayetini geri alması vardı .

-Sana anlatmak istediğim şeyleri sözümü kesmeden dinlermisin..?

-Sonra İstersen kız bağır.

-Hepsini hakettim!

-Beni affadermisin?

Eşinin dizlerine kapanmıştı, bir yandanda çocuk gibi ağlıyordu.. Allah büyüklüğünü göstermişti. Her şeyi bir bir anlattı. Heyacanla başladığı şey kabusa dönmüştü.. bir hevesti.. yanılmıştı...

-Seni çok seviyorum..

-Ne olur beni affet!

-Bunu şimdi daha iyi anlıyorum...!

Saatlerce konuştular.. iki tarafta eksiklerini ortaya dökmüştü. Olan olmuştu..!

-Seni anlıyorum ..

-Seni ihmal ettiğimin farkında değildim..

-Ev işi,çocuklar,sorumluluk derken birbirimizi unutmuşuz..sonucuda bu!.

-üç coçuğumuz var,onların hatırına unutmaya çalışacağım.

-Çalışacağız başka çare yok!

-Ama affetmem yıllarımı alacak.....

-Bunu bilmelisin!dedi kadın.

Kadınında desteğiyle para bulundu, kefaret ödendi, mahkeme bitti..!

Aradan yıllar, yıllar geçti.... Bir aradalar.. Ayrılmadılar... ama ikiside hiç unutmadılar!..

Bu hikayenin sonunda da bir tavsiyem var; Aldatan aldanır..Aldatmayın !!


sude_nazz50
Daire Başkanı
02 Haziran 2007 22:26

Alışamadım

Alışamadım gitmelerine

daha hasretin bitmeden

soğumadan yüreğimin ateşi

işte yine gidiyorsun

Ne yaparım şimdi sensiz

hangi elleri tutar ellerim

alışamadım ki gitmelerine

işte yine gidiyorsun

gecelerim yine kararacak

sensizliğe isyan edeceğim

sıkıca sarılmadan bedenime

işte yine gidiyorsun

durdursam geçen zamanı

yalvarırdım gitme diye

sende seviyorsun bilirim

işte yine gidiyorsun

son akşamımız bu, sen le,

doyamadan melül gözlerine

vermeden bir öpücük bile,

işte yine gidiyorsun....

son akşamıydı ikimizin,

gözyaşımla yükledim bavulunu,

ve sen gittin yüreğimden

hiç çekinmeden..neden?


BOZYAZILI33
Müsteşar Yardımcısı
03 Haziran 2007 00:28

şu karanlık gecenin bir sonu olmalı, şu yağmurun şu kışın

şu karanlık gecenin bir sonu olmalı,hiç dönüşü yok bu kaçışın

ahh ben seversem ağlar gökyüzünde yıldızlar

aşk penceremden gülen bir çocuk sana bakar

Toplam 2378 mesaj
«67891011121314151617»

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi