Bu mesajı Memurlar.Net editörlerine, Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere, diğer bakanlıklarda görev ifa eden kronik rahatsızlığı bulunan engelli memurlar adına iletmek niyetiyle sözlerime başlamak istiyorum..
Covid-19 adı verilen bu lanet hastalığın ülkemizde seyretmeye başladığı sürecin başlangıcında, Cumhurbaşkanlığımız yazısıyla tüm Bakanlıkların inisiyatifine, idari izin hususunda yetki verildi. Ve Bakanlıklar bu bağlamda, engelliler, yaşlılar ve hamilelere Mart ayından Haziran ayı başına dek idari izin hakkı tanıdı.
Haziran ayının ilk haftası, yine resmi makamlar talimatıyla, Aile Hekimliklerinden alınacak Tek Hekim Durum Bildirir Raporu'nun geçerli olduğu ve idari izinin bu şekilde alınabileceği görüşüne varıldı fakat Haziran ayının ikinci haftasının başında bu hüküm yürürlükten kaldırılarak, yerine E-Nabızda geçerli olacak kurallar getirildi. Bu kuralın kaynağında ise Covid-19 Risk grubunda bulunan kişilerin sisteme tanımlaması yapıldı ve riskli olduğu konusunda sistemde böyle bir ibare bulunan kişilere idari izin hakkı tanındı.
İzmir İl Sağlık Müdürlüğünden bir personelin Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne yazdığı bir dilekçeye ilgili kurum tarafından verilen cevapta ise 02-08 Haziran 2020 tarihleri arasında Aile Hekimliğinden alınan Tek Hekim Durum Bildirir Raporu'nun geçerli olduğu yönünde görüş bildirildi. Hatta bu görüş yazısı Memurlar.Net sitesinde haber olarak yayınlandı.
İşte bu noktada, anlatımlarımı bu ana kadar sabırla okuduysanız, rica ederim bundan sonrasında da aynı sabırı gösterin, okuyun ve görüşlerinizi bildirin...
Ben doğuştan, kronik astım rahatsızlığı bulunan, Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan bir engelli memurum. Bunun haricinde hipertansiyon ve diyabet hastalıklarım da mevcuttur. Konu hakkında engelli raporum ve muhtelif belgelerim de çoğunluktadır.
Önümüzdeki hafta iş başı yapacağım.Fakat içinde bulunduğumuz çalışma ortamında, çalışma arkadaşlarımızla ortak kullanımda bulunacağımız nesneler var. (tuvalet, yemekhane, tabak, çanak, masa, sandalye, kağıt, kalem, yazıcı vb. çoğu şey)
Bir arada olacağız ve bilhassa yanımızdan geçen kişinin bile bu süreçte Covid-19 hastası olduğu hususunda şüphe içinde olmamız gerektiğinden, bahsi geçen çalışma ortamlarında bu şüpheyi içimizde tutarak bile ihtiyaten kamu alanında topluma ne kadar fayda sağlayacağım konusunda şüphelerim mevcut hatta yüksek. (Çünkü çalıştığım
ortam dahilinde de bu hastalığa yakalananlar oldu ve bununla ilgili dışarıdan da durumunun ne olduğu blinmeden hasta ve ziyaretçi kabulleri yapılıyor, kamu hizmeti esasında)
Kronik astım rahatsızlığım ve diğer rahatsızlıklarım muvacehesinde, hayatımı bir engelli olarak idame ettirme şansım düşük durumdayken, yaşanılan süreçte gerek dışarda, gerekse yukarıda bahsettiğim kavramlar nezdinde, çalışma ortamında bulunmayı açık konuşmak gerekirse ve samimiyetle belirtmek gerekirse sağlığım açısından içime sindiremiyorum. Bulaşıcılık kavramı önplana çıkıyor ve bu nedenle korkuyorum.
Bu konuda hep benden bahsettim.
Diğer bakanlıklarda durum nedir bilmiyorum ama eminim Sağlık Bakanlığı dahilinde benim gibi kronik rahatsızlıkları bulunan engelli memurlar ekseriyetledir.
Hamilelere tanınan idari izin hakkının yüzde biri kadar bile bize bu haktan tanınmamıştır. Hastalıklarımıza rağmen, elimizde, e-nabızda bulunan tüm tanılara, raporlara, engelli raporlarına ve muhtelif belgelere rağmen sırf E-Nabız üzerinde risk durumumuzu belirtir bir ibare görünmüyor diye yok sayılmamız beni ve benim gibi bir çoklarını azami müddette hayal kırıklığına uğratmıştır.
Yaşamaya çalışıyoruz...
Elimizde olan ya da olmayan tüm imkanlar muvacehesinde hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz...
İdare kararıyla da, ölmeye mahkum edilmek istemiyoruz...
Memurlar.Nette olsun, farklı sitelerde olsun, idari izin konusunda hakkımızda öne sürülen ithaflardan başlıcaları, yan gelip yattığımız, rahata alıştığımız yönündeydi. Hatta bazı şahıslar böylelerinin memuriyetle ilişiğinin kesilmesi yönünde bile antipatik fikirler üretmekteydi...
Bu memuriyet kavramı, engelli kardeşlerimiz de dahil ve başta olmak üzere hiç birimize kırmızı halılarla altın tepsilerle sunulmadı... Hakkımızı sınavlara girerek, çalışarak, gayret ve özveri göstererek aldık ve memuriyete hak kazandık..
İşte bu noktada bizi memuriyete kabul eden kamu sektörü, hayat dahilinde sıhhi olumsuzluklar nezdinde süreci idame ettirmeye çalışanlardan biri olduğumuzu zaten biliyordu.
Bu meşrepte konuya bakacak olursak, hiç birimizin idari izin konusunda derdi keyfi değil ve aksine pandemi süresince yaşanan olumsuzlukların muhasebesi dahilinde sıhhidir...
Artık yalvarıyorum...
Burada bu haktan mahrum edilen kronik rahatsızlıkları bulunan tüm kamu personelleri adına da bunu üstlenmek istiyorum...
Bize hakkımızı verin,
Resmi makamlar nezdinde, sıhhi durumumuzun mevcudiyeti göz önüne alınarak bir fikir birliğine varılsın ve idari izin hakkından mahrum bırakılmayalım...
Bu demek değildir ki, böyle bir hakka malik olduğumuzda yan gelip yatacağız...
Aksine, günübirlik mesai süresince elimizdeki olanaklarımız dahilinde evden çalışma ile bilgisayarlarımız üzerinden işimizi yapmaya, emek ve gayret göstermeye hazırız...(Nitekim ben ve benim gibiler başından beri bu vaziyette görevimi sürdürmektedirler.)
Memurlar.Net editörlerine ise bu kapsam dahilinde mesajım şudur:
Bu yazılan forum mesajını, sonuna dek sabırla okudukları durumu hasıl ise, bizim için gerekli girişimlerin yapılmasına önayak olsunlar...
Ve bu muvacehede, gerek haber, gerek manşet nasıl olursa, yüksek mercilerin dikkatini çekecek ölçüde bizler için duruş sergilesinler...
Korkuyorum..
Korkuyoruz belki de...
Ve böyle bir süreçte, elimizdeki sıhhi imkanlarla, hatta imkansızlıklarla, bundan fazlasını istemeye de hakkımız ya da haddimiz yok...
Sadece yalvarıyoruz...
İdari izin hakkından bizi mahrum etmesinler ve hakkımızı versinler....
Saygı ve sevgilerle....
Bu mesajı Memurlar.Net editörlerine, Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere, diğer bakanlıklarda görev ifa eden kronik rahatsızlığı bulunan engelli memurlar adına iletmek niyetiyle sözlerime başlamak istiyorum..
Covid-19 adı verilen bu lanet hastalığın ülkemizde seyretmeye başladığı sürecin başlangıcında, Cumhurbaşkanlığımız yazısıyla tüm Bakanlıkların inisiyatifine, idari izin hususunda yetki verildi. Ve Bakanlıklar bu bağlamda, engelliler, yaşlılar ve hamilelere Mart ayından Haziran ayı başına dek idari izin hakkı tanıdı.
Haziran ayının ilk haftası, yine resmi makamlar talimatıyla, Aile Hekimliklerinden alınacak Tek Hekim Durum Bildirir Raporu'nun geçerli olduğu ve idari izinin bu şekilde alınabileceği görüşüne varıldı fakat Haziran ayının ikinci haftasının başında bu hüküm yürürlükten kaldırılarak, yerine E-Nabızda geçerli olacak kurallar getirildi. Bu kuralın kaynağında ise Covid-19 Risk grubunda bulunan kişilerin sisteme tanımlaması yapıldı ve riskli olduğu konusunda sistemde böyle bir ibare bulunan kişilere idari izin hakkı tanındı.
İzmir İl Sağlık Müdürlüğünden bir personelin Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne yazdığı bir dilekçeye ilgili kurum tarafından verilen cevapta ise 02-08 Haziran 2020 tarihleri arasında Aile Hekimliğinden alınan Tek Hekim Durum Bildirir Raporu'nun geçerli olduğu yönünde görüş bildirildi. Hatta bu görüş yazısı Memurlar.Net sitesinde haber olarak yayınlandı.
İşte bu noktada, anlatımlarımı bu ana kadar sabırla okuduysanız, rica ederim bundan sonrasında da aynı sabırı gösterin, okuyun ve görüşlerinizi bildirin...
Ben doğuştan, kronik astım rahatsızlığı bulunan, Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan bir engelli memurum. Bunun haricinde hipertansiyon ve diyabet hastalıklarım da mevcuttur. Konu hakkında engelli raporum ve muhtelif belgelerim de çoğunluktadır.
Önümüzdeki hafta iş başı yapacağım.Fakat içinde bulunduğumuz çalışma ortamında, çalışma arkadaşlarımızla ortak kullanımda bulunacağımız nesneler var. (tuvalet, yemekhane, tabak, çanak, masa, sandalye, kağıt, kalem, yazıcı vb. çoğu şey)
Bir arada olacağız ve bilhassa yanımızdan geçen kişinin bile bu süreçte Covid-19 hastası olduğu hususunda şüphe içinde olmamız gerektiğinden, bahsi geçen çalışma ortamlarında bu şüpheyi içimizde tutarak bile ihtiyaten kamu alanında topluma ne kadar fayda sağlayacağım konusunda şüphelerim mevcut hatta yüksek. (Çünkü çalıştığım
ortam dahilinde de bu hastalığa yakalananlar oldu ve bununla ilgili dışarıdan da durumunun ne olduğu blinmeden hasta ve ziyaretçi kabulleri yapılıyor, kamu hizmeti esasında)
Kronik astım rahatsızlığım ve diğer rahatsızlıklarım muvacehesinde, hayatımı bir engelli olarak idame ettirme şansım düşük durumdayken, yaşanılan süreçte gerek dışarda, gerekse yukarıda bahsettiğim kavramlar nezdinde, çalışma ortamında bulunmayı açık konuşmak gerekirse ve samimiyetle belirtmek gerekirse sağlığım açısından içime sindiremiyorum. Bulaşıcılık kavramı önplana çıkıyor ve bu nedenle korkuyorum.
Bu konuda hep benden bahsettim.
Diğer bakanlıklarda durum nedir bilmiyorum ama eminim Sağlık Bakanlığı dahilinde benim gibi kronik rahatsızlıkları bulunan engelli memurlar ekseriyetledir.
Hamilelere tanınan idari izin hakkının yüzde biri kadar bile bize bu haktan tanınmamıştır. Hastalıklarımıza rağmen, elimizde, e-nabızda bulunan tüm tanılara, raporlara, engelli raporlarına ve muhtelif belgelere rağmen sırf E-Nabız üzerinde risk durumumuzu belirtir bir ibare görünmüyor diye yok sayılmamız beni ve benim gibi bir çoklarını azami müddette hayal kırıklığına uğratmıştır.
Yaşamaya çalışıyoruz...
Elimizde olan ya da olmayan tüm imkanlar muvacehesinde hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz...
İdare kararıyla da, ölmeye mahkum edilmek istemiyoruz...
Memurlar.Nette olsun, farklı sitelerde olsun, idari izin konusunda hakkımızda öne sürülen ithaflardan başlıcaları, yan gelip yattığımız, rahata alıştığımız yönündeydi. Hatta bazı şahıslar böylelerinin memuriyetle ilişiğinin kesilmesi yönünde bile antipatik fikirler üretmekteydi...
Bu memuriyet kavramı, engelli kardeşlerimiz de dahil ve başta olmak üzere hiç birimize kırmızı halılarla altın tepsilerle sunulmadı... Hakkımızı sınavlara girerek, çalışarak, gayret ve özveri göstererek aldık ve memuriyete hak kazandık..
İşte bu noktada bizi memuriyete kabul eden kamu sektörü, hayat dahilinde sıhhi olumsuzluklar nezdinde süreci idame ettirmeye çalışanlardan biri olduğumuzu zaten biliyordu.
Bu meşrepte konuya bakacak olursak, hiç birimizin idari izin konusunda derdi keyfi değil ve aksine pandemi süresince yaşanan olumsuzlukların muhasebesi dahilinde sıhhidir...
Artık yalvarıyorum...
Burada bu haktan mahrum edilen kronik rahatsızlıkları bulunan tüm kamu personelleri adına da bunu üstlenmek istiyorum...
Bize hakkımızı verin,
Resmi makamlar nezdinde, sıhhi durumumuzun mevcudiyeti göz önüne alınarak bir fikir birliğine varılsın ve idari izin hakkından mahrum bırakılmayalım...
Bu demek değildir ki, böyle bir hakka malik olduğumuzda yan gelip yatacağız...
Aksine, günübirlik mesai süresince elimizdeki olanaklarımız dahilinde evden çalışma ile bilgisayarlarımız üzerinden işimizi yapmaya, emek ve gayret göstermeye hazırız...(Nitekim ben ve benim gibiler başından beri bu vaziyette görevimi sürdürmektedirler.)
Memurlar.Net editörlerine ise bu kapsam dahilinde mesajım şudur:
Bu yazılan forum mesajını, sonuna dek sabırla okudukları durumu hasıl ise, bizim için gerekli girişimlerin yapılmasına önayak olsunlar...
Ve bu muvacehede, gerek haber, gerek manşet nasıl olursa, yüksek mercilerin dikkatini çekecek ölçüde bizler için duruş sergilesinler...
Korkuyorum..
Korkuyoruz belki de...
Ve böyle bir süreçte, elimizdeki sıhhi imkanlarla, hatta imkansızlıklarla, bundan fazlasını istemeye de hakkımız ya da haddimiz yok...
Sadece yalvarıyoruz...
İdari izin hakkından bizi mahrum etmesinler ve hakkımızı versinler....
Saygı ve sevgilerle....