İslam dini nakil dinidir. Allah'ın emirlerinin bulunduğu Kur'an ise ebedi bir nur'dur. Eğer Kur'an yeryüzünden Allah muhafaza kalksa, insanların tutunacak hiç bir dalları kalmaz.
Madem bu koskoca kainat var, madem herşeyin belirli bir düzeni var, madem kışın yapraklarını dökmüş, ölmüş ağaçlar, otlar, bitkiler, baharda kısa bir süre içinde ihya olmalarıyla haşrin numunelerini gösteriyorlar, madem herşey en ince ayrıntılarıyla ve milimlik düzenleriyle yaratılıyor, madem...madem...madem...vs... Elbette üstün ilim ve akıl sahibi tarafından bu işler dönüyor. O yaratıcıda en ufak bir acizlik olsaydı hiç bir şeyi yaratamayacaktı, yaratsa bile o acizlik büyük düzensizliklere sebebiyet verecekti. Oysa gözümüzle gördüğümüz herşey her an yaratılmakta her an kontrol edilmekte, ki her an kontrol edilip, o şeylerin üstünde üstün güç ve kudret sahibi bir el işleyip, kudretli elini o şeylerin üstünde her an işlettirmeyeseydi hiç birşey hayatta bir an bile kalamazdı. Çünkü o karmakarışık şeyler akıllıca hareketleriyle, üstün güç ve kuvvet sahibi bir zat'ın her an kudret eliyle işletildiklerini her insana gösteriyorlar. o el işlemeseydi onlar hayatta kalamazdı. hatta onların var olmasıda muhal olacaktı. çünkü her şeyin içinde atomlar yada hücreler var. bunların hareketleri süreklidir. bir an bile görevlerinden geri durmaz ve hareketleride devamlıdır. Karmakarışık tesadüfün bunda hiçbir yeri olamaz.
Demekki kudretli bir el işliyor.
Madem kudretlidir, madem eksiklikten uzaktır, madem her işi hikmetlidir, ve madem insanlara ve tüm canlılara aklı Allah vermiştir.
O halde hiç bir insanın, Kendisini yaratıp, ona AKIL VEREN, ona rızık veren, midesindeki nimetleri eriten, o midedeki nimetlerden zararlı olanları dışarı atıp, faydalı olanları vücudun ihtiyacına göre, vücudun, -bize göre karmakarışık mahiyetini bilmediğimiz yerlere gönderip fayda sağlatttıran- yerlerine gönderen, kullarını şefkatle besleyip onlara bakan Bir Zat-ı Zülcelal olan Allah'ın buyruklarını eleştirmeye hakkı yoktur.
Allah kuluna akıl versin, kuluda rabbine karşı daha iyi biliyormuş gibi bir divanelikle kendi Rabbine akıl vermeye kalksın...böyle birşeyi dünyada kim olursa olsun hiç bir canlı kabul etmez.
Bu dünya imtihanının amacı Mü'min kullar ile kafir kulları ayırt etmektir. Allah ise o güzel buyruklarıyla insanlara yol gösteriyor. Allah'ın emirlerini tenkid edenler olabilir. İşte imtihan burda başlıyo. Allahu Teala ''Kim emrimi dinleyecek, kim dinlemeyecek, kim küçümseyecek..vs.'' diye insanları büyük bir imtihana çekti.
Mesela bir kavime, Allah'ın emirlerini dinlemedikleri için balık avlamak yasak edilmiş. bunun sebebi de, Allah'ın emirlerini dinlemeyen o insanlar balık yasağına uyarlarsa affedilecek, büyük nimetlere kavuşacaktır.
İşte bu dünya imtihanının inceliğini görüyorsunuz. En ufak bir şeyde o derece büyük önem varki, ona dikkat edilse, cennette ebediyyen gençlik ve büyük bir saltanat verilecek. Ebedi bir gençlik ve yanında ebedi bir saltanat....
bunlar Allah tarafından verilecekken hiç bir insanın Allahu Teala'nın emirlerini tenkid etmeye hakkı yoktur. Cennet ucuz değil, cehennem de luzumsuz değil,
Kur'an'ı tenkid eden islam dinini, dolayısıyla tüm müslümanları tenkid etmiş oluyor, bu da büyük bir zulümdür ve o müslümanların hukukuna tecavüzdür. Haşirde o müslümanlar tek tek islam dinini ve kur'an'ı tenkid edenlerden hak dava edecekler. kur'an'ı ve islamı tenkid eden insanlarda kendi haline yanacak.. onlar ''kuntu turaba'' diyecekler. Yani ''keşke toprak olsaydım''......iş işten geçmeden ''Allah daha iyisini bilir, biz yarım aklımızla birşey bilmeyiz'' diyelim. Çünkü bilmediğimiz çoğu şeyde mükemmel bir incelik vardır. Boşuna denilmiyor, insan bilmediği şeyi inkar edermiş diye...
her ayette büyük bir mana saklı, Kur'an açılsa kainat olur, kainat küçülse kur'an olur. Kur'an'ı tenkid eden hem kendini Hem de Kendini yaratıp ona akıl veren Allah'ı tenkid eder. buda büyük bir cehalettir büyük bir zulümdür...
İslam dini nakil dinidir. Allah'ın emirlerinin bulunduğu Kur'an ise ebedi bir nur'dur. Eğer Kur'an yeryüzünden Allah muhafaza kalksa, insanların tutunacak hiç bir dalları kalmaz.
Madem bu koskoca kainat var, madem herşeyin belirli bir düzeni var, madem kışın yapraklarını dökmüş, ölmüş ağaçlar, otlar, bitkiler, baharda kısa bir süre içinde ihya olmalarıyla haşrin numunelerini gösteriyorlar, madem herşey en ince ayrıntılarıyla ve milimlik düzenleriyle yaratılıyor, madem...madem...madem...vs... Elbette üstün ilim ve akıl sahibi tarafından bu işler dönüyor. O yaratıcıda en ufak bir acizlik olsaydı hiç bir şeyi yaratamayacaktı, yaratsa bile o acizlik büyük düzensizliklere sebebiyet verecekti. Oysa gözümüzle gördüğümüz herşey her an yaratılmakta her an kontrol edilmekte, ki her an kontrol edilip, o şeylerin üstünde üstün güç ve kudret sahibi bir el işleyip, kudretli elini o şeylerin üstünde her an işlettirmeyeseydi hiç birşey hayatta bir an bile kalamazdı. Çünkü o karmakarışık şeyler akıllıca hareketleriyle, üstün güç ve kuvvet sahibi bir zat'ın her an kudret eliyle işletildiklerini her insana gösteriyorlar. o el işlemeseydi onlar hayatta kalamazdı. hatta onların var olmasıda muhal olacaktı. çünkü her şeyin içinde atomlar yada hücreler var. bunların hareketleri süreklidir. bir an bile görevlerinden geri durmaz ve hareketleride devamlıdır. Karmakarışık tesadüfün bunda hiçbir yeri olamaz.
Demekki kudretli bir el işliyor.
Madem kudretlidir, madem eksiklikten uzaktır, madem her işi hikmetlidir, ve madem insanlara ve tüm canlılara aklı Allah vermiştir.
O halde hiç bir insanın, Kendisini yaratıp, ona AKIL VEREN, ona rızık veren, midesindeki nimetleri eriten, o midedeki nimetlerden zararlı olanları dışarı atıp, faydalı olanları vücudun ihtiyacına göre, vücudun, -bize göre karmakarışık mahiyetini bilmediğimiz yerlere gönderip fayda sağlatttıran- yerlerine gönderen, kullarını şefkatle besleyip onlara bakan Bir Zat-ı Zülcelal olan Allah'ın buyruklarını eleştirmeye hakkı yoktur.
Allah kuluna akıl versin, kuluda rabbine karşı daha iyi biliyormuş gibi bir divanelikle kendi Rabbine akıl vermeye kalksın...böyle birşeyi dünyada kim olursa olsun hiç bir canlı kabul etmez.
Bu dünya imtihanının amacı Mü'min kullar ile kafir kulları ayırt etmektir. Allah ise o güzel buyruklarıyla insanlara yol gösteriyor. Allah'ın emirlerini tenkid edenler olabilir. İşte imtihan burda başlıyo. Allahu Teala ''Kim emrimi dinleyecek, kim dinlemeyecek, kim küçümseyecek..vs.'' diye insanları büyük bir imtihana çekti.
Mesela bir kavime, Allah'ın emirlerini dinlemedikleri için balık avlamak yasak edilmiş. bunun sebebi de, Allah'ın emirlerini dinlemeyen o insanlar balık yasağına uyarlarsa affedilecek, büyük nimetlere kavuşacaktır.
İşte bu dünya imtihanının inceliğini görüyorsunuz. En ufak bir şeyde o derece büyük önem varki, ona dikkat edilse, cennette ebediyyen gençlik ve büyük bir saltanat verilecek. Ebedi bir gençlik ve yanında ebedi bir saltanat....
bunlar Allah tarafından verilecekken hiç bir insanın Allahu Teala'nın emirlerini tenkid etmeye hakkı yoktur. Cennet ucuz değil, cehennem de luzumsuz değil,
Kur'an'ı tenkid eden islam dinini, dolayısıyla tüm müslümanları tenkid etmiş oluyor, bu da büyük bir zulümdür ve o müslümanların hukukuna tecavüzdür. Haşirde o müslümanlar tek tek islam dinini ve kur'an'ı tenkid edenlerden hak dava edecekler. kur'an'ı ve islamı tenkid eden insanlarda kendi haline yanacak.. onlar ''kuntu turaba'' diyecekler. Yani ''keşke toprak olsaydım''......iş işten geçmeden ''Allah daha iyisini bilir, biz yarım aklımızla birşey bilmeyiz'' diyelim. Çünkü bilmediğimiz çoğu şeyde mükemmel bir incelik vardır. Boşuna denilmiyor, insan bilmediği şeyi inkar edermiş diye...
her ayette büyük bir mana saklı, Kur'an açılsa kainat olur, kainat küçülse kur'an olur. Kur'an'ı tenkid eden hem kendini Hem de Kendini yaratıp ona akıl veren Allah'ı tenkid eder. buda büyük bir cehalettir büyük bir zulümdür...