Editörler : oto-danisman-expert
28 Ekim 2007 21:57

TSK'da Görevli Devlet Memurları İle İlgili Bazı Kanunlar ve Yönetmelikler.

HAKAN24
Şef
29 Ekim 2007 15:57

BAŞIMIZDAKİ AMİRİN AĞZINDAN ÇIKAN KANUNLAR maddesini eklemeyi unutmuşsunuz.


FoRNoX
Müsteşar Yardımcısı
29 Ekim 2007 17:22

Anlıyorum...

İç Hizmet Kanununda var, her şeyin emir olduğu...


fakir memur
Genel Müdür
30 Ekim 2007 23:52

bunların altına tsk da çalışan sivil memurların hakkındaki bütün yönetmelikleride eklersen seviniriz.


e_ecem
Aday Memur
06 Kasım 2007 20:19

Anayasa ve kanunları yazmışsınız sağolun. Ancak bizler için asıl önemli olan yönetmeliklerimizi(yönergelerimizi) de eklerseniz memnun oluruz.

Bunun yanında bu başlık altında tasarı halinde olan kanun ve yönetmeliklerin ilerleyen zamanlarda yayınlanırsa memnun oluruz.Şimdiden teşekkürler.


FoRNoX
Müsteşar Yardımcısı
06 Kasım 2007 20:24

e_ecem;

İki tane yönetmelik ekledim, bunların dışında başka bir yönetmelik eklememi istermisin? Kanun tasarılarını da Cumartesi inceleyebilirim. Saygılarımla.


e_ecem
Aday Memur
07 Kasım 2007 12:57

Sevgimyetermi;

Site yöneticisi olarak vermiş olduğunuz hizmetten dolayı çok teşekkürler. İnsanlara karşılıksız olarak hizmet ediyorsunuz.


HAKAN24
Şef
10 Kasım 2007 15:38

Sayın editörüm, araştırmışsınız yazmışsınız teşekkürler. Ancak ben erkek bir memur olarak kesinlikle yapmam ya, ama kulağıma küpe taktım diyelim. Bunu yasaklayan bir kanun yönerge yönetmelik var mı? Veya bayan bir memur arkadaş burnuna hızma taksa, bu ve bunun gibi geçmişte olmayan, günümüzde çıkan veya günümüzde olmayıp ileride çıkacak olan bu tür yenilik veya modalara karşı bir engelleme mevcut mu? Bunların nasıl engellenmesi düşünülüyor.Yeni nesil bu tür yenilikleri uyguluyor. Genç erkekler hep kaşlarını falan alıyor mesela.

Şaka bir yana bence TSK yeniliklerin öncüsü olmalıdır. Şu an birkaç banka haftanın belli günleri personeline kıyafet serbestisi uyguluyor. Personel belirlenmiş olan günde serbest kıyafetle çalışıyor. Modernleşen Türkiyemizde buna benzer ve diğer kamu kurumlarına örnek olacak bir yenilik yapılabilir bence. Gelişmiş ülkelerde personelin şekline değil verimine göre değerlendiriliyor. Kamu kurumları şimdi olmasa bile ileride bu tür yenilikler yapacak diye düşünüyor ve TSK'nın bunda öncü olmasını umuyorum.


e_ecem
Aday Memur
10 Kasım 2007 21:40

Sayın editörümüzden ricam tıpkı forum kuralları gibi bu alanıda forumun en üstüne sabitlerseniz iyi olur.

Bende sicil yönetmeliğini gönderiyorum selamlar.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde Görevli Sivil Memurlarına Sicil Raporu Vermeye Yetkili Amirler Yönetmeliği. Tıklayın


FoRNoX
Müsteşar Yardımcısı
11 Kasım 2007 11:49

HAKAN24;

Öncelikle tşk.ederim, bildiğim kadarıyla kılık kıyafet yönetmeliği vardı, araştıracağım. :)

Saygılar.


fakir memur
Genel Müdür
16 Kasım 2007 19:41

arkadaşlar lütfen bu başlığıda güncel tutmaya çalışalımki tüm arkadaşlar kanunları ve yönetmelikleri okuma fırsatı bulsunlar


FoRNoX
Müsteşar Yardımcısı
29 Kasım 2007 22:54

Arkadaşlar bilgilenin.


Doruk_can
Memur
05 Aralık 2007 11:14

Merhaba Yönetmelikleri inceleyemedim çünkü benim soruma yanıt olacak hangi yönetmelik olduğunu bilemediğimden TSK çalışanlarına sormak istiyorum. Eşim MSB bağlı Askerlik Şb çalışanıydı. Hastalık sonucu 8 yıl önce eşimi kaybettim. 9 yıllık bir hizmeti vardı. Çalışırken tsk bağlı sosyal tesislerinden ve sağlık kuruluşlarından yararlanılıyordu. ancak öldükten sonra eşi yada çocuğuklarına böyle bir hak tanınmadığı tarafıma iletilmişti. bu kısımla ilgili bir değişim varmı? yoksa tsk sivil memurlarına yine üvey evlat muamelesi yapmaktamıdır.? Sağlıcakla kalın.


FoRNoX
Müsteşar Yardımcısı
06 Aralık 2007 20:58

doruk_can

Eşinizi kaybetmenize üzüldüğümü ifade etmek isterim, Allah'dan rahmet diliyorum.

Bahsettiğiniz konuda bilgim yoktur. Ama 9 yıllık hizmeti karşılığında bir maaş bağlanmışsa diğer haklardan yararlanması gerektiğini düşünüyorum.

Saygılar.


Doruk_can
Memur
10 Aralık 2007 11:52

SeVGiMYeTeRMi teşekkür ederim. evet çocuğa bağlanan maaş var ancak askeri hastane veya sosyal tesislerden faydalanma hakkı yok. yıllar önce M.S.B Asker alma dairesi başkanlığına dilkeçe yazarak sormuştum. verilen yanıt Sivil memurlar yaşadıkları sürece faydalanabildikleri ölüncede yakınlarının bu haktan faydalanamıyacağını kanun maddeleri vererek belirtilmişti. acaba bu konuda bir değişim varmı yoksa aynımıdır diye sorma gereği duymuştum. İlginize teşekkür ederim. Sevgiyle kalın.


tutankhamon29
Aday Memur
25 Aralık 2007 22:51

sevgim yetermi buraya KKY 52-2 A sivil memur yönetmeliğinide koysan ii olur bence


ord.
Kapalı
26 Aralık 2007 13:17

Sayın Sevgimyetermi TSK daki bir sivil memur MSB lığında çalışan sivil memurlarla karşılıklı becaiş yapabilirmi?

Bu konudaki yönerge ve kanunlar nelerdir.

Bu konuda bilgi verecek arkadaşlara teşekkür ederim.


kotums
Daire Başkanı
04 Temmuz 2008 23:46

EDİT. Başlıkla uyumsuz konu

TEŞEKKÜRLER.


Ank_Sedat
Aday Memur
04 Eylül 2008 11:19

Doruk can;

öncelikle başın sağolsun, allahtan rahmet diliyorum. soruna gelince memuriyette 10 yılı doldurmamış memurun ölümü halinde maaş dişında bir hak verilmiyor kanunen başka bir hakkı yok. bu konuda yeni bir düzenlemede şuan için görünmüyor.


Ank_Sedat
Aday Memur
04 Eylül 2008 11:25

ord. ;

TSK daki bir sivil memurun MSB lığında çalışan bir sivil memurla becaiş yapmaması konusunda hiç bir sorun yoktur, yapabilir... çalışan arkadaşların bir birlerini adres göstererek birinci sicil amirlerine dilekçe vermeleri gerekmektedir. tabi amirin kabul etmesiyle (muafakatiyle) dilekçe vermesi gerekmektedir. Amir personelini vermezse becaiş işi zorlaşır...


fakir memur
Genel Müdür
09 Eylül 2008 19:19

ARKADAŞLAR BU KANUNLARIN ALTINA BİR KAç ÖNEMLİ MADDEDE BEN EKLEMEK İSTEDİM.ZANNEDERİM BİZLERE BAZI ŞEYLERİ DAHA AÇIK VE NET OLARAK ANLATABİLİR:

bizler TSK ve MSB de 657 sayılı devlet memurları kanununa tabi görev yapan devletin memurlarıyız.Ama aynı zamanda da 211 sayılı iç hizmet kanununa tabiyiz.Tabi bu kanunun belirli maddelerinden sorumluyuz.Özlük hakları olarak tamamen 657 ye tabiyiz.

şimdi size kanunlardan bahsetmek istiyorum.

bizler 657 nin 99,100,101,178,232 ci maddelerinden yararlanmıyoruz.

Öncelikle memurluk nedir tanımını size aktarmak istiyorum.

MEMUR : Kamu kuruluş ve kurumlarının genel idare esaslarına göre yürütülen "asli ve sürekli görevler" idare kurulunca düzenlenen görevlerdir.

Memurun tanımı : Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince idari esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilen kanunun uygulamasında memur sayılır.

Buna göre memur:

1.Kamu kuruluşunun devamlı kadrosunda bulunan

2.Devlete ait asli ve sürekli görev yapan

3. İdare hukuku düzenine bağlı

4.Genel ve katma bütçelerden aylık alan kamu görevlileridir.

AMAÇ:

Madde 2 - (Değişik madde: 23/12/1972 - KHK-2/1 md.)

Bu Kanun, Devlet memurlarının hizmet şartlarını, niteliklerini, atanma ve yetiştirilmelerini, ilerleme ve yükselmelerini, ödev, hak, yüküm ve sorumluluklarını, aylıklarını ve ödeneklerini ve diğer özlük işlerini düzenler.

Bu Kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği hususları belirtmek üzere tüzükler çıkarılır. Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulur.

GENEL HAKLAR

UYGULAMAYI İSTEME HAKKI:

Madde 17 - Devlet memurları, bu kanun ve bu kanuna dayanılarak yayınlanan tüzük ve yönetmeliklere göre tayin ve tesbit olunup yürürlükte bulunan hükümlerin kendileri hakkında aynen uygulanmasını istemek hakkına sahiptirler.

GÜVENLİK:

Madde 18 - Kanunlarda yazılı haller dışında Devlet memurunun memurluğuna son verilmez,

Çalışma Saatleri :

Madde 99- (Degisik: 30/5/1974-KHK-12; Aynen kabul: 15/5/1975-1897/1 md.)

Memurlarin haftalik calisma suresi genel olarak 40 saattir. Bu sure Cumartesi ve Pazar gunleri tatil ohnak uzere duzenlenir. Ancak ozel kanunlarla yahut bu kanuna veya ozel kanunlara dayanila- rak cikarilacak tuzuk ve yonetmeliklerle, kurumlarin ve hizmetlerin ozel- likleri dikkate alinmak suretiyle farkli calisma sureleri tesbit olunabilir Bakanlar Kurulu, yurt dışı kuruluslarda hizmetin gerektirdigi hallerde, hafta tatilini Cumartesi ve Pazardan baska gunler olarak tesbit edebilir.

Günlük Çalışma Saatlerinin Tesbiti :

Madde 100-

Gunluk calismanin baslama ve bitme saatleri ile oglen dinlenme suresi,bolgelerin ve hizmetin ozelliklerine gore merkezde Basbakanlik Devlet Personel Baskanliginin teklifi uzerine Bakanlar Kurulunca, illerde valiler tarafindan tesbit olunur

Günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışma saat ve usulünün tesbiti :

Madde 101-

Gunun 24 saatinde devamlilik gosteren hizmetlerde calisan Devlet memurlarinin calisma saat ve sekilleri, Basbakanlik Devlet Personel Baskanliginin muvafakati alindiktan sonra kurumlarinca duzenlenir.

Fazla Calisma Ucreti:

Madde 178-(Degisik: 5/7/1991-KHK- 433/3 md;İptal:Ana.Mah.nin 5/5/ 1992 tarih ve E.1991/33,K.1992/32 sayılı kararı ile;Yeniden düzenleme:18.5. 1994-KHK-527/8md)

A- 99 ve 100 uncu maddeler hukumleri uyarinca tesbit olunan günlük çalisma saatleri disinda;

a) Salgin hastalik ve tabii afetler gibi olaganustu hallerin olmasi (Bu hallerin devami suresince),

b) Fabrika, atelye, santiye, isletme gibi yerlerde Is Kanununa tabi olarak lsci calistiran kurumlarca hizmetin geregi olarak isci ile birlikte calisma saatleri ve gunu disinda calismanin zorunlu bulunmasi, hallerine munhasir olmak uzere, yapilan fazla calismalar ucretle karsilanir. Yukarida sayilan hallerde yaptirilacak fazla calismanin suresi ve saat basina odenecek ucret Bakanlar Kurulu Karari ile belirlenir.

B- Kurumlar gerektigi takdirde personelini gunluk calisma saatleri disinda fazla calisma ucreti verilmeksizin calistirabilirler. Bu durumda personele yaptirilacak fazla calismanin her sekiz saati icin bir gun hesa- biyla izin verilir. Ancak, bu suretle verilecek iznin en cok on gunluk kis- mi yillik izinle birlestirilerek yili icinde kullandirilabilir. Fazla calismanin uygulama esas ve usulleri Devlet Personel Baskan- ligi ile Maliye Bakanliginca mustereken belirlenir. Milli Istihbarat Teskilati mensuplarina odenecek fazla calisma uc- retleri ve diger hususlar Basbakan tarafindan onaylanacak bir talimatla tesbit edilir.

Turk Silahli Kuvvetlerinde Calisan Memurlara Uygulanmayacak Maddeler:

Madde 232-(Degisik : 23/12/1972-KHK 2/1 md.)

Turk Silahli Kuvvetleri Ic Hizmet Kanunu ve Yonetmeliginin, Askeri Mahkemeler Kurulus ve Yargilama Usulu Kanununun ve bunlar hakkinda halen yururlukte bulunan diger mevzuatin uygulanmasini saglama bakimindan Turk Silahli Kuvvetlerinde calisan sivil memurlar, sozlesmeli ve gecici personel ile isciler hakkinda bu kanunun; Calisma saatleri hakkindaki 99 ncu, Gunluk calisma saatlerinin tespiti hakkinda 100 ncu, Gunun 24 saatinde devamlilik gosteren hizmette calisma saat ve usu- lunun tespiti hakkindaki 101 nci, fazla calisma ucreti hakkindaki 178 nci, Gorevden uzaklastirmaya yetkilileri sayan 138 nci, maddeleri hukumleri uygulanmaz.

Turk Silahli Kuvvetlerinde Calisan Memurlara Uygulanmaya Devam Olunacak Hukumler :

Madde 233-

Bu Kanunun 7 nci bolumunde yer alan "Disiplin"e ait 124- 136 nci maddelerindeki hukumlerin Turk Silahli Kuvvetlerinde calisan sivil memurlar ile sozlesmeli ve yevmiyeli personel hakkinda uygulanmasindan,Turk Silahli Kuvvetleri Ic Hizmet Kanun ve Yonetmeligi,Askeri Mahkemeler Kurulus ve Yargilama Usulu Kanunun ve konu ile ilgili diger hukumleri saklidir.

bu maddeler dışında tamamen 657 ye tabiyiz.

İÇ HİZMET KANUNU:Bu kanunda bizleri içeren maddelerde şöyle:

Madde 115 - Silahlı Kuvvetlerde çalışan sivil memur, müstahdem, müteferrik

müstahdem ve gündelikçi sivil personel bu kanunun askerlere tahmil ettiği sorum-

luluk ve hizmetlerin ifası bakımından:

a) Amir vazifesi alanlar; maiyetindeki bütün askeri ve sivil personele hiz-

metin icabettirdiği emirleri verebilir. Ceza vermek salahiyetleri yoktur. Maiye-

tin cezalandırılması icabeden hallerde en yakın askeri amire müracaat edilir.

b) Bütün sivil personel emrinde çalıştıkları askeri amirlere karşı ast duru-

munda olup bu kanunun 14 üncü maddesinin asta tahmil ettiği vazifeleri aynen

yapmaya mecburdurlar. Hilafına hareket edenler askerlerin tabi olduğu cezai

müeyyidelere tabi olurlar.

Madde 116 - Sivil personelin, bu kanunun askerlere tanıdığı hak ve salahi-

yetlerden faydalanmaları ve mükellefiyetleri yerine getirmeleri aşağıdaki esas-

lar dahilinde olur:

a) Bu kanunun müracat ve şikayet bölümlerinde gösterilen usul, hak ve kayıt-

lara aynen tabidirler.

b) Bu kanunun 33 üncü maddesinde gösterilen izin hakkındaki hükümlere aynen

riayetle mükellef olup senelik izinleri hususi kanunlardaki esaslara göre tayin

ve tanzim olunur.

c) (Değişik: 22/11/1990 - 3683/9 md.) Hastalık ve ölüm hallerinde bütün si-

vil personel hakkında tabi oldukları özel kanunlar hükümleri tatbik olunur. An-

cak sivil personel ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri, bunlardan harp ve

vazife malulü olanlar ile bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri ve harp ve

vazife malullüğünü gerektiren nedenlerden dolayı ölenlerin aylığa müstehak dul

ve yetimleri, 66 ncı maddenin (a) ve (b) fıkraları ile 67 nci madde hükümlerin-

den aynen istifade ederler. Aile fertleri; eş, çocuklar (üvey ve evlatlıklar da-

hil) ile ana ve babadır.

d) Sivil personel Silahlı Kuvvetlerde gördükleri hizmetlerin hususiyetleri

göz önüne alınarak bu kanunun 77 nci maddesi gereğince nöbet hizmetlerine soku-

labilirler.

e) Sivil personelin yalnız kendileri ordu pazarları ve askeri kantinlerden

aynen ve askerler gibi, askeri nakil vasıtalarından ise bu kanunun 108 inci mad-

desi hükmünden faydalanabilirler.

f) (Değişik: 22/11/1990 - 3683/9 md.) Sivil personelin görevdeki kıyafetle-

ri, Kıyafet Yönetmeliğinde gösterilir.

g) (Ek: 22/11/1990 - 3683/9 md.) Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı

Kuvvetleri kadrolarında veya kadro açıklamalar bölümünde özel nitelikli olarak

gösterilen görev yerlerine atanan sivil memurlar Türk Silahlı Kuvvetleri sosyal

tesislerinden görevlendirildikleri kadro derecesindeki subaylar gibi istifade

ederler. Bu statüdeki sivil memurlar ile askeri personel arasındaki protokol mü-

nasebetlerinin düzenlenmesinde de aynı esas uygulanır.

bunlara istinaden 14 cü maddede bizleri ast olarak ilan etmişler.

Madde 14 - Ast; amir ve üstüne umumi adap ve askeri usullere uygun tam bir

hürmet görtermeye,amirlerine mutlak surette itaate ve kanun ve nizamlarda gös-

terilen hallerde de üstlerine mutlak itaate mecburdur.

Ast muayyen olan vazifeleri,aldığı emri vaktinde yapar ve değiştiremez,had-

dini aşamaz.İcradan doğacak mesuliyetler emri verene aittir.

İtaat hissini tehdit eden her türlü tezahürler,sözler,yazılar ve fiil ve

hareketler cezai müeyyidelerle men olunur.

(Emri veren amir hiçbir zaman yazılı emir vermediğinden verilen emir iyi sonuçlanırsa amir ödüllendirilir.şayet kötü sonuçlamışsa emri yerine getiren memur,amir verdiği emri inkar ettiğinden mutlaka cezalandırılır.)

Madde 117 - Bu kanunun yukarıda gösterilen esasları da gözönünde tutularak

Silahlı Kuvvetlerde çalışan sivil personel hakkında tatbik şekli talimatnamede

ayrıca teferruatlı olarak gösterilir.

aşağıdaki madeleride bizlerin ne kadar asker olduğumuzu anlatmak için özellikle buraya aktarıyorum.

Madde 1 - Türk Silahlı Kuvvetleri:Kara (Jandarma dahil),Deniz ve Hava Kuv-

vetleri subay,askeri memur,astsubay,erbaş ve erleri ile askeri öğrencilerden

teşekkül eden ve seferde ihtiyatlarla ikmal edilen,kadro ve kuruluşlarla teşki-

latı gösterilen silahlı Devlet kuvvetidir.

Madde 2 - Askerlik:Türk vatanını,istiklal ve Cumhuriyetini korumak için harb

sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir.Bu mükellefiyet özel kanunlarla

vaz`olunur.

Asker:Askerlik mükellefiyeti altına giren şahıslarla (Erbaş ve erler) özel

kanunlarla Silahlı Kuvvetlere intisabeden ve resmi bir kıyafet taşıyan şahsa

denir.

Madde 3 - Askerler ve rütbeler:

a) Askerler:

1. Er: İhtiyaçları Devlet tarafından deruhte ve temin olunan rütbesiz

askerdir.

2. Erbaş: İhtiyaçları Devlet tarafından deruhte ve temin olunan onbaşı

ve çavuş rütbelerini haiz askerdir.

Askerlik Kanununa göre mükellef bulundukları hizmetleri ifadan sonra

hususi kanunlara tevfikan muayyen bir hizmet taahhüdü suretiyle

Silahlı Kuvvetlerde vazife gören uzman veya uzatmalı çavuş ve on

başılar da erbaş sayılır.

3. Astsubay: Hususi kanununa göre Silahlı Kuvvetlere katılan astsubay

çavuştan astsubay kıdemli başçavuşa kadar rütbeyi haiz olan askerdir.

4. Askeri öğrenci: Subay,askeri memur veya astsubay yetiştirilmek üzere

muhtelif okul ve üniversitelerde okuyan ve resmi bir kıyafet taşıyan

öğrencilerdir.

--------------------------------------

(1) Kanunda geçen "Uzman Çavuş" Tabiri, 18/3/1986 tarih ve 3269 sayılı Kanunun

21 inci maddesi ile "Uzman erbaş" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

5. Askeri memur: İdari işlerde,fen ve sanat kollarında vazife gören ve

kanuna göre subaylara muadil ve özel bir silsileye tabi bulunan asker-

dir.

6. Subay: Hususi kanuna göre Silahlı Kuvvetlere intisabeden asteğmenden

mareşala (Büyük amirale) kadar rütbeyi haiz olan askerdir.

Madde 33 - a) Askerlerin izin işleri hususi kanunlara ve nizamlara göre tan-

zim olunur. Vazifenin bulunmayı icap ettirdiği yerden izinsiz hiçbir asker gün-

düz ve gece ayrılamaz.

Nöbetçi ve vazifeli olmıyan veya kendisine ayrıca hususi bir vazife verilmi-

yen subay, askeri memur ve astsubaylar günlük mesai veya eğitimin bitiminde va-

zife mahallinden ayrılabilirler.

(Ek: 19/2/1980-2259/1 md.) Ancak subay sınıf okullarında temel eğitimde bu-

lunan subayların günlük çalışma ve okuldan gece izinli ayrılmaları, eğitim ve -

öğretim programlarına göre, ayrıca düzenlenecek bir yönetmelikle belirlenir.

b) Kıta, karargah ve kurumlarda günlük çalışma saatleri mevsim, iklim, ahval

ve hizmetin özelliklerine göre bir talimatla tesbit edilir.

Kıtalarda umumi mesai ve hizmet zamanı kalk borusunda başlar.Gece yoklama-

sından sonra biter. Karargah ve kurumlarda günlük vazife müddeti en az 6 saat-

tır.

V - Kıyafet

Madde 34 - a) Silahlı Kuvvetler mensupları üniforma giyerler. Hizmet esna-

sında üniformayı giymek mecburidir. Hususi vazifeler sebebiyle hizmet esnasında

sivil elbise giymek amirin müsaadesine bağlıdır. Her asker üniformasının şeref

ve haysiyetini korumaya mecburdur.

Barlar, genelevler, meyhaneler ile bunlara benzer yerlere askerler üniforma

ile giremezler.

b) Subay, askeri memur ve astsubaylar vazife dışında sivil elbise giyebilir-

ler. Sivil elbise ile vazife yerine giriş ve çıkışlar talimatnamede düzenlenir.

c) (Değişik: 9/8/1993 - KHK - 499/35 md.) Subay ve astsubaylar hizmet dı-

şında da resmi veya sivil elbise ile zati tabancalarını göze görünmeyecek şe-

kilde taşıyabilirler.

d) (Değişik: 4/7/1988-KHK-336/1 md.; Aynen Kabul: 7/2/1990-3612/42 md.)

Üniformanın şekilleri Milli Savunma Bakanlığınca tespit olunur.

Kıyafet kavramı içinde olan el, yüz ve saç, tuvaletlerinde sadelik esastır.

Favori, biş,sakal ve bıyık bırakılamaz. Hangi hallerde, görevlerde, zamanlarda

ve kimler hakkında yukarıdaki kayıtlama ve kısıtlamaların uygulanmayacağı Genel-

kurmay Başkanınca belirlenir.

e) Silahlı Kuvvetler mensupları şekil ve kullanma tarzı talimatnamede göste-

rilen hüviyet kartlarını resmi ve sivil olarak her zaman Üzerlerinde bulundurma-

ya mecburdurlar.

C) UMUMİ VAZİFELER

Madde 35 - Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin

edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.

Madde 36 - Silahlı Kuvvetler, harb sanatını öğrenmek ve öğretmekle vazifeli-

dir. Bu vazifenin ifası için lazımgelen tesisler ve teşkiller kurulur ve tedbir-

ler alınır)

ASKERLİKTE NÖBET HİZMETLERİ

I - Genel

Madde 76 - Nöbet; askerlikteki müşterek hizmetlerin yapılmasını ve devamını

sağlamak maksadı ile bu hizmetlerin belli bir sıra ve süre ile subay, askeri me-

mur, astsubay, askeri öğrenci, erbaş ve erler ile Silahlı Kuvvetler Teşkilatı

içinde vazifeli olan bilümum sivil şahıslar tarafından yapılmasıdır.

Nöbetçi: Nöbet hizmetinin yapılması için görevlendirilen şahıstır.

Madde 98 - Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının çeşitli ihtiyaçlarını elve-

rişli şartlarla temin etmek maksadiyle hususi kanunlara göre teşkil edilecek or-

du pazarları kurulur.

(Ek fıkralar: 29/11/1984 - KHK 243/38 md.)

Türk Silahlı Kuvvetleri personeli için lüzum ve ihtiyaç görülen yerlerde ço-

cuk bakımevleri ve sosyal tesisler kurulabilir.

Bunların kuruluş ve işletme esas ve usulleri yönetmelikle düzenlenir.

II - Ordu evleri ve askeri gazinolar

Madde 99 - Silahlı Kuvvetler mensupları arasında tesanüdü artırmak mesleki

ve kültürel inkişaflara, sosyal ve moral ihtiyaçları temin gayesi ile büyük gar-

nizonlarda (Tümen ve eşidi askeri kurumlar ile daha büyük kıta ve kurumların,

Deniz ve Havada eşitlerinin bulunduğu) ordu evleri kurulabilir.

Bu yerlerde astsubaylar için de birer ordu evi kurulabilir.

Daha küçük birlik ve kurumların bulundukları yerlerde subay ve astsubaylar

için birer askeri gazino teşkil edilebilir.

Ayrıca kışlalarda subay, astsubay ve erler için birer kışla gazinosu tesis

edilir.

Madde 100 - Ordu evleri, askeri gazinoları ve kışla gazinoları askeri bina

olup askeri mahal vasıf ve mahiyetini haizdir.

Madde 101 - Ordu evlerinin (Askeri gazino ve kışla gazinoları dahil) serma-

yeleri:

a) İşletme gelirlerinden,

b) Üye aidatından,

c) Teberrüattan,

d) Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden konulacak ödeneklerden teşekkül

eder

. Madde 102 - a) (Değişik: 4/7/1988 - KHK - 336/1 md.; Aynen Kabul: 7/2/1990 -

3612/43 md.) Ordu evlerinin kadro, kuruluş, idare, murakabe ve muhasebeleri ile

işletme şekilleri ve müştemilatı yapılacak bir yönetmelik ile tesbit ve tayin

olunur.

b) (Değişik: 22/11/1990 - 3683/6 md.) Orduevleri, askeri gazino, kışla gazi-

noları ve askeri müzelerden elde edilen gelirler, bu yerlerin yenilenmesine ve

yeniden inşasına veya idamesi ile modern hale getirilmesine ve kitaplıkların te-

sis ve zenginleştirilmesine sarf olunur.

Madde 103 - Ordu evleri ve müştemilatı 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu-

nun 7 nci maddesinin 18 inci fıkrası gereğince Kurumlar Vergisinden, Bina ve Ge-

lir vergilerinden muaf olup mezkür maddedeki (Ordu evleri) tabirine askeri gazi-

no ve kışla gazinoları ile bunların nizamnamede gösterilen her türlü müştemilatı

dahildir.

Madde 104 - (Değişik: 22/11/1990 - 3683/7 md.)

Orduevleri, askeri gazino, kışla gazinoları, askeri müzeler ve bunların yö-

netmelikte gösterilecek her türlü müştemilatı, sarfiyat ve muameleleri bakımın-

dan 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hü-

kümlerine ve Sayıştayın vize ve denetimine tabi değildir.

III - Dinlenme kampları ve karşılama ekipleri

Madde 105 - a) Subay, askeri memur ve astsubaylarla ailelerinin dinlenme ve

moral ihtiyaçlarını temin maksadiyle elverişli yer ve mevsimlerde subay ve ast-

subaylar için ayrı ayrı dinlenme kampları tesis edilebilir.

b) Bu kampların ne zaman ve nerede açılacağı ve devam süresi Milli Savunma

Bakanlığı veya Jandarma Genel Kumandanlığınca tayin ve tesbit olunur.

c) Kampların tesis ve işletilmesinde, askeri nakil vasıtaları ile çadır, ya-

tak ve karyola gibi askeri malzemeden istifade edilebilir.

d) Kampların tesisi, işletmesi ve personelin istifade şekli hususlarına ait

teferruat hükümleri talimatnamede düzenlenir.

e) Bir garnizona tayin edilerek gelen subay, askeri memur ve astsubayları

karşılamak ve yerleştirmek gayesiyle ekipler kurulur.

Bu ekipler gelen personelin lojmanlara yerleştirilmesini veya o mahalde boş

olduğu tesbit edilen meskenlere girebilmelerini temin ederler.

VI - ASKERİ NAKİL VASITALARINDAN İSTİFADE

Madde 108 - Subay, askeri memur ve astsubaylar ile aileleri aşağıdaki hallerde askeri kara ve deniz nakil vasıtalarından faydalanabilirler:

a) Mesaiye geliş ve gidiş için ihdas edilecek servis vasıtalarından,

b) Şehir içi ev eşyası ve mahrukat nakline tahsis edilecek vasıtalardan,

c) Uzak garnizonlarda oturanların kendileri ve ailelerinin şehirle irtibatlarının temini ve çocuklarının okula götürülüp getirilmesi için ihdas edilecek servis vasıtalarından,

d) Umumi vasıtaların işlemediği garnizon ve kıtalara tayin edilen subay, askeri memur ve astsubayların zati eşyaları ile ailesi efradı ve kendisi umumi vasıtanın en son gittiği yerden vazife mahalline kadar askeri vasıta ile götürülür ve getirilir.

e) (Ek bent: 23/06/1976 - 2016/1 md.) Acilen sevki gereken hasta ve cenaze nakilleri için tahsis edilecek vasıtalardan,

(Ek fıkra: 23/06/1976 - 2016/1 md.) Savaşta ve olağanüstü hallerde, izinli personel ve hizmetin gerektirdiği diğer işlerde görevlendirilecek personel ile sivil moral ekipleri, harekat bölgesine ve harekatla ilgili diğer garnizonlara gidiş ve dönüşlerinde kara, deniz ve hava ulaştırma araçlarından yararlandırılabilirler.

(Ek fıkra: 23/06/1976 - 2016/1 md.) Barışta olağanüstü hallerde, Genelkurmay Başkanının emri ile önemli kişiler veya görev ve hizmetler için hava ulaştırma araçları tahsis edilebilir.

Yukarıdaki maksatlar için nakil vasıtalarının tahsisi ve bunlardan istifade şekli talimatname ile tesbit olunur.

1632 SAYILI ASKERİ CEZA KANUNU

ASKERİ CÜRÜM VE KABAHAT :

Madde 1 - Türk Ceza Kanununa göre cürümler ve cezalar hakkında umumi suretle cari olan esaslar bu kanunda hilafı yazılı olmadıkça askeri cürümler ve cezalar hakkında da tatbik olunur.

1 - Bu kanunun ölüm, ağır hapis ve hapis cezalariyle cezalandırdığı suçlar askeri cürümlerdir.

2 - Bu kanunun kısa hapis cezasiyle cezalandırdığı suçlar askeri kabahatlerdir.

Madde 3 - (Değişik madde: 22/03/2000 - 4551 S.K./1 md.)

Askeri şahıslar; Mareşalden asteğmene kadar subaylar, astsubaylar, Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan sivil personel, uzman jandarma ve uzman erbaşlar, erbaş ve erler ile askeri öğrencilerdir.

Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan Devlet memurlarının asker kişi sıfatları, 04/01/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 115 inci maddesinde belirtilen yükümlülükleri ile sınırlıdır.

DİSİPLİN CEZALARI:

Madde 19 - Disiplin yoluyla aşağıda yazılı olan hapis cezalarından başka hürriyeti tahdit eden hiç bir ceza verilemez.

Göz ve oda hapsi olarak dört hafta, (...) olarak üç hafta ceza verilebilir

Madde 23 - (Değişik madde: 15/06/1942 - 4257/1 md.)

A) Kısa hapis cezaları üç türlüdür:

1 - Göz hapsi;

2 - Oda hapsi;

3 - (Mülga bent: 22/03/2000 - 4551 S.K./38 md.).

B) (Değişik fıkra: 22/03/2000 - 4551 S.K./3 md.) Subay, astsubay, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarma ve uzman erbaşlar hakkında:

1. Dört haftaya kadar göz hapsi,

2. Dört haftaya kadar oda hapsi,

Cezaları verilebilir.

C) Erbaş ve er hakkında:

1 - Dört haftaya kadar oda hapsi;

2 - (Mülga bent: 22/03/2000 - 4551 S.K./38 md.)

D ) (Değişik fıkra: 22/03/2000 - 4551 S.K./3 md.) Askeri öğrenciler hakkında: (Askeri orta ve lise ile eşiti okullar öğrencileri hariç) dört haftaya kadar oda hapsi cezası verilebilir.

E) Kısa hapis cezalarında maaş ve tahsisat tam olarak verilir.

GÖZ VE ODA HAPSİ CEZALARININ MAHİYETİ, NETİCELERİ VE YERİNE GETİRİLMESİ:

Madde 24 - (Değişik madde: 22/03/2000 - 4551 S.K./4 md.)

Subay, astsubay, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarma ve uzman erbaşlar;

A) Göz hapsi cezalarında;

1. Resmi daire, kışla, eğitim alanları ile sair yerlerdeki hizmetlerine devam ederler.

2. Hizmetin bitiminden sonra hiçbir yere gidemezler. Kışlada veya resmi odalarda kalırlar.

3. Hizmete ilişkin olanlar dışında hiçbir ziyaret kabul edemezler.

B) Oda hapsi cezalarında;

1. Mümkün olduğu takdirde cezayı tek başlarına belirli bir hapis odasında geçirirler.

2. Emir veremezler.

3. Genel hizmet yapamazlar.

Askeri öğrenciler, oda hapsi cezasını belirli hapis odalarında topluca geçirirler. Hapis odalarının kapısında bir nöbetçi bulundurulur.

Madde 39 - (Değişik madde: 22/03/2000 - 4551 S.K./11 md.)

Asker kişiler hakkında hükmolunan ve aşağıda gösterilen cezalar, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun beşinci kısmında yazılı esaslar dahilinde askeri cezaevlerinde infaz edilir.

A) Subay, astsubay, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarma ve uzman erbaşlar hakkında verilen ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden veya Devlet memurluğundan çıkarmayı, ilişik kesmeyi veya sözleşmenin feshini gerektirmeyen hürriyeti bağlayıcı ceza hükümleri.

TUTUKEVİ VEYA CEZAEVİNDEN KAÇMAK VEYA KAÇMAYA ARACI OLMAK:

Madde 76 - (Değişik madde: 22/03/2000 - 4551 S.K./17 md.)

Askeri tutukevi veya cezaevinden kaçmak veya kaçmaya aracı olmak suçlarını işleyen asker kişiler hakkında, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitabının Dördüncü Bab Yedinci Faslında yer alan hükümler uygulanır.

Ancak, askeri ceza ve tutukevlerinden altı gün veya daha fazla süre ile kaçan asker kişilere verilecek hapis cezası veya asıl cezaya ilave olunacak hürriyeti bağlayıcı ceza bir yıldan az olamaz.

GÖZ VEYA ODA HAPSİ CEZA YERİNDEN KAÇMAK, İNFAZ ŞARTLARINA UYMAMAK, KAÇMAYA ARACI OLMAK:

Madde 77 - (Değişik madde: 22/03/2000 - 4551 S.K./18 md.)

Disiplin mahkemeleri ile disiplin amirleri tarafından verilen göz veya oda hapsi cezalarının çekildiği yeri terk edenlere veya cezanın diğer infaz şartlarını yerine getirmeyenlere, bir aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.

Göz veya oda hapsi ceza yerinden kaçanlara, aracı olanlara veya ihmal yahut kayıtsızlıkları ile kaçmalarına sebebiyet verenlere de aynı ceza uygulanır.

Göz veya oda hapsini çekmekte olduğu yeri terk fiili, altı gün veya daha fazla devam etmiş ise, verilecek hapis cezası bir yıldan az olamaz.

DİSİPLİN CEZALARININ NEVİLERİ :

Madde 165 - (Değişik madde: 22/03/2000 - 4551 S.K./32 md.)

Askeri şahıslar hakkında verilebilecek disiplin cezaları şunlardır:

A) Subaylar, astsubaylar, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarmalar ve uzman erbaşlar hakkında:

1. Uyarı.

2. Aylık Kesilmesi: Ek göstergeler dahil, cezalının brüt aylığından 1/30 - 1/8 arasında kesinti yapılmasıdır.

3. Göz Hapsi: Dört haftaya kadar.

4. Oda Hapsi: Dört haftaya kadar.

Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurlarına, sadece amire saygısızlık ve emre itaatsizlik suçlarından dolayı disiplin cezası verilebilir. Disiplin bozucu diğer eylemleri hakkında ilgili kanun hükümleri uygulanır.

yukarıda size devletin memuru olmamıza rağmen neye istinaden asker olduğumuzu,askerler gibi çalıştığımızı,askerler gibi cezalandırıldığımızı,askerler gibi oda ve göz hapsi aldığımızı,askerler gibi yargılandığımızı,askerler gibi askeri ceza evlerinde yatmamız gerektiğini anlatmaya çalıştım.

bütün bunlara rağmen memur olduğumuz için nasıl aşağılandığımızı,onlara verilen hiç bir haktan yararlanmadığmızıda anlamışsınızdır.

çalışma ve cezalandırılmaya gelince askeri şahıs,sosyal haklara gelincede sivil memur olarak adlandırılıyoruz.

peki o zaman aşağıda vereceğim TC ANAYASASININ MADDELERİ SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR?

BAŞKA BİR DEYİMLE TSK VE MSB LERİNDE 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNA TABİ OLARAK ÇALIŞAN DEVLET MEMURLARI TC ANAYASASININ MADELERİNDENDE TIPKI TSK NIN OLANAKLARINDAN YARARLANDIRILMADIKLARI GİBİ YARARLANDIRILMIYORLARMI?

TC ANAYASASININDA MI SADECE CEZA HÜKÜMLERİNDEN YARARLANABİLİYORUZ?

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI :Kanun No. : 2709 Kabul Tarihi : 7.11.1982

I. Devletin şekli

MADDE 1. ? Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2 :Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik ,laik bir hukuk devletidir.

Anayasa Mahkemesi'nin 25.5.1976 gün ve 1976/1-28 Es.Ka. sayılı kararında, "hukuk devleti, insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyucu adil bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmekle kendisini yükümlü sayan, bütün eylem ve işlemleri yargı denetimine bağlı olan devlet" olarak tanımlanmıştır.

X. Kanun önünde eşitlik

MADDE 10. ? Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.)Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

XI. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü

MADDE 11. ? Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.

I. Temel hak ve hürriyetlerin niteliği

MADDE 12.? Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.

Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.

II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması

MADDE 13.? (Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması

MADDE 14.? (Değişik: 3.10.2001-4709/3 md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.

Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.

IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması

MADDE 15.? Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.

(Değişik: 7.5.2004-5170/2 md.) Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

MADDE17: Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.

Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.

(Değişik: 7.5.2004-5170/3 md.)Meşrû müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.

MADDE 19. ? Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.

Şekil ve şartları kanunda gösterilen :

Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.

(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.

MADDE 38: Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.

Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.

Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.

Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.

Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.

(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.

(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.

(Mülga: 7.5.2004-5170/5 md.)

(Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.

İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.

MADDE 39: Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.

MADDE 49: Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.

(Değişik: 3.10.2001-4709/19 md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.

(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/19 md.)

MADDE50: Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.

Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.

Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.

Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.

MADDE 90: (Ek cümle: 7.5.2004-5170/7 md.)Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.

MADDE 123: İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.

İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.

Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur.

MADDE 124:Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.

Hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir.

MADDE 125: İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.

Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şûranın kararları yargı denetimi dışındadır.

(Ek hüküm: 13.8.1999-4446/2 md.) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların millî veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.

İdarî işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.

Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.

İdarî işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.

Kanun, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş halinde ayrıca millî güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir.

İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür

MADDE 128: Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.

Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.

Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir.

MADDE 129: Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.

Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.

Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.

Silahlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.

Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.

Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idarî merciin iznine bağlıdır.

size şimdide Milli SAvunma Bakanı Vecdi Gönül;ün Devlet Personel Başkanlığına bizler hakkındaki sunmuş olduğu görüşü de sunyorum.bizlerin sendika hakkımızın olup olamayacağı konusunda bildirdiği bir görüş.

TSK'da kökten sendika yasağı 10 Şubat 2007

TSK FARKLILIK ARZ ETMEKTEDİR''-

"... MSB ve TSK kadrolarında (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil

Güvenlik Komutanlığı dahil) çalışan sivil memurlar ve kamu

görevlilerinin, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun

15. maddesi (g) fıkrasında sendika üyesi olamayacaklar arasında

sayıldığına işaret edildi. Yanıtta şu görüşlere yer verildi: ''TSK

özel yapısı sebebiyle, diğer kurumlardan farklılık arz etmektedir.

TSK'da çalışan sivil personel, diğer kurumlarda çalışan devlet

memurlarına göre farklı hükümlere tabi tutulmuşlardır. 657 sayılı

Devlet Memurları Kanunu'nun 232. maddesine istinaden, TSK'da görev

yapan devlet memurlarına, çalışma saatleri, fazla çalışma ücretleri ve

görevden uzaklaştırmayla ilgili hükümler uygulanmamaktadır. Söz konusu

haklar, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ve

Yönetmeliği, Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanunu,

Askeri Ceza Kanunu ile düzenlenmiştir.

Sivil personel, çalışma saatleri, nöbet hizmetleri vb. hususlarda

TSK'da görevli askeri personel ile aynı düzenlemelere uymak

zorundadır. Dolayısıyla, yapılan iş anlamında TSK'da görev yapan

personeli, asker ve sivil diye iki farklı gruba ayırmak mümkün

bulunmamaktadır. Bu nedenle, TSK'da görevli personelin sendika

üyeliğine ilişkin yasağın devam etmesinin uygun olacağı

değerlendirilmektedir.'

evet arkadaşlar burada geçen tüm kanunları anayasanın maddelerini lütfen herkes dikkatli bir şekilde incelesin

bakalım kendinizi ne olarak göreceksiniz.

hepimizin gerektiğinde yaralanabilmesi için bizlere gerekli olan 657 nin,iç hizmet kanununun,askeri ceza kanununun ve anayasanın maddelerini aktardım.MSB bakanının bizler hakkındaki görüşleride çok önemli olduğu için buraya onuda aktardım.

birilerine mektup falan yazarsak bu maddeleri eklemeyide ihmal etmeyelim istedim.ne demeye çalıştığımı anladınız sizler

tüm arkadaşlarıma sevgilerimle

Toplam 29 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi