Şimdi hocam öğretmenliğe atandığım ilk sene, il milli eğitim müdür yardımcısıyla bir vesile ile aynı yemek masasında bulundum. Konu açıldı ve bana, dersine zamanında girip çıktıktan ve öğrenciye taciz veya darp gibi bir durum olmadıktan sonra, kimseden korkma, kimse sana bir şey yapamaz dedi.
Yıllar geçip yasa, yönetmelik vs. uğraşmaya başlayınca şunu anladım, adam doğru söylemiş.
İş baskıya kalırsa müdürün öğretmenin açığını bulması çok zor. Öğretmen derslerini aksatmadığı veya darp/taciz olayı olmadıktan sonra açık bulamaz. Ama idarenin çooook açığı bulunur. Şuna eminim ki, çoğu okulda idarenin yaptığı işlere bakılırsa 10 işin 8inde açık bulunur.
Baskı baskıyı doğurur sayın hocam. Şimdi siz mobbinge maruz kalmayayım diyerek bu baskıya boyun eğerseniz, müdürünüz ya bu arkadaş daha önceki baskıya boyun eğdi daha fazla üzerine gitmeyeyim diye düşünmez. Aksine nasıl olsa boyun eğiyo diyerek daha rahat bir şekilde görevler verir, baskılar kurar. ( Bununla alakalı güzel atasözlerimiz mevcut ama, yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına yazmıyorum ). Ama dik durduğunuz zaman göreceksiniz ki, sizden çekinecek. Sizden uzak duracak. Bu adam hakkını hukukunu savunuyor, aman bulaşmayayım diyecek. Bunları bizzat yaşadım ben. Emin olun klavye delikanlılığı yapmıyorum.
Ama hocam hakkını hukukunu bilmen ve kullanman lazım. Mesela diyelim ki sana mobbing yaptılar. Mesela mobbingle mücadele derneğine başvur. Olayları anlatan bir yazı istiyorlar sizden ve mobbing olduğuna kanaat getirirlerse -ki bizim öğretmenlerimiz her olaya mobbing diyorlar, mobbingin şartları var mesela bir amacı olması ve düzenli olması, en az altı ay sürmesi vb- size bedava avukat ve hukuki destek veriyorlar. Ve mobbingin cezası oldukça ağır.
Aklıma gelenleri söyleyeyim mesela. ders programımı kötü yaparlar diye düşünmeyin. Çünkü ders programlarında müdürün yetkisi kaldırıldı. Öğretmenler kurulunda alınacak kararlar doğrultusunda yapılır. Hiçbir şey yapamaz.
Dersime girer sürekli taciz eder diye düşünmeyin. Dersinize girse de not yetkisi yok artık. Girer izler ve gider. Ayrıca tüm öğretmenlere eşit girmek zorunda. Bir başka öğretmenin dersine girmediği halde, sizin dersinize 3 defa girdiyse hemen dilekçeyi yazın ilçeye. Hiç çekinmeyin. Nasıl olsa birbirlerini korurlar gibi düşünmeyin. 3-5 dilekçe gittikten sonra onlar da müdürü sorgularlar emin olun. Hele ki birden fazla öğretmen 3-4 dilekçe verirse, tadından yenmez. Eğer mesela haftada 1 kere dersinize geliyorsa ben sizin yerinizde olsam hiç sesimi çıkarmam. Her derse girişini tutanak altına alırım. 6 ay sonra da bam, mobbing davası için savcının yanında alırım soluğu.
Bana sürekli iş verir diye düşünmeyin. Öğretmene eğitim öğretim faaliyetleri dışında bir görev verilemez. Verilecek görevlerin detayları da kanun ve yönetmeliklerle sabittir.
Hiçbir şey yapamıyorsanız, Türk eğitim sen e başvurun. Bulunduğunuz il ilçedeki şube başkanı hemen gelip gerekli müdahaleleri yapar, yalnız bırakmazlar kesinlikle sizi.
Mesela bundan 4-5 sene önce veli toplantısı yapıldı. Pazar günü. Gitmedim. Müdür yazı gönderdi, gerekçeyi sordu. Devlet memurları kanununa göre, hafta sonları tatildir yazdım o kadar. Daha da bir şey diyemedi. Ben hafta sonu yapılan toplantılara katılmıyorum, hakkımı kullanıyorum. Şimdi sırf müdür mobbing yapar diye düşünüp gitsem ve içten içe kendimi yesem daha mı iyi olacaktı? Sırf müdürün canı sıkılmasın, egosu tatmin olsun diye hakkımı mı kullanmayayım?
Bunlarla uğraşıp canımı sıkamam diye düşünmeyin. Bakın şu anda daha çok canınız sıkılıyor. Hiç olmazsa başkalarının egolarını tatmin etmeye değil de, hakkınızı aramak için uğraşmış olursunuz. Hiçbir şey kendinizden önemli değil. Siz müdürün egosunu tatmin için maaş almıyorsunuz, yada kimse kelle kesen kör hasan değil. Kurallar var ve bu kurallara herkes seve seve uyacak. Herkes haddini bilecek. Bilmeyene bildireceksiniz. Bu kadar açık.
Çekinmek için aklınıza gelen başka gerekçeler varsa yazın.
Şimdi hocam öğretmenliğe atandığım ilk sene, il milli eğitim müdür yardımcısıyla bir vesile ile aynı yemek masasında bulundum. Konu açıldı ve bana, dersine zamanında girip çıktıktan ve öğrenciye taciz veya darp gibi bir durum olmadıktan sonra, kimseden korkma, kimse sana bir şey yapamaz dedi.
Yıllar geçip yasa, yönetmelik vs. uğraşmaya başlayınca şunu anladım, adam doğru söylemiş.
İş baskıya kalırsa müdürün öğretmenin açığını bulması çok zor. Öğretmen derslerini aksatmadığı veya darp/taciz olayı olmadıktan sonra açık bulamaz. Ama idarenin çooook açığı bulunur. Şuna eminim ki, çoğu okulda idarenin yaptığı işlere bakılırsa 10 işin 8inde açık bulunur.
Baskı baskıyı doğurur sayın hocam. Şimdi siz mobbinge maruz kalmayayım diyerek bu baskıya boyun eğerseniz, müdürünüz ya bu arkadaş daha önceki baskıya boyun eğdi daha fazla üzerine gitmeyeyim diye düşünmez. Aksine nasıl olsa boyun eğiyo diyerek daha rahat bir şekilde görevler verir, baskılar kurar. ( Bununla alakalı güzel atasözlerimiz mevcut ama, yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına yazmıyorum ). Ama dik durduğunuz zaman göreceksiniz ki, sizden çekinecek. Sizden uzak duracak. Bu adam hakkını hukukunu savunuyor, aman bulaşmayayım diyecek. Bunları bizzat yaşadım ben. Emin olun klavye delikanlılığı yapmıyorum.
Ama hocam hakkını hukukunu bilmen ve kullanman lazım. Mesela diyelim ki sana mobbing yaptılar. Mesela mobbingle mücadele derneğine başvur. Olayları anlatan bir yazı istiyorlar sizden ve mobbing olduğuna kanaat getirirlerse -ki bizim öğretmenlerimiz her olaya mobbing diyorlar, mobbingin şartları var mesela bir amacı olması ve düzenli olması, en az altı ay sürmesi vb- size bedava avukat ve hukuki destek veriyorlar. Ve mobbingin cezası oldukça ağır.
Aklıma gelenleri söyleyeyim mesela. ders programımı kötü yaparlar diye düşünmeyin. Çünkü ders programlarında müdürün yetkisi kaldırıldı. Öğretmenler kurulunda alınacak kararlar doğrultusunda yapılır. Hiçbir şey yapamaz.
Dersime girer sürekli taciz eder diye düşünmeyin. Dersinize girse de not yetkisi yok artık. Girer izler ve gider. Ayrıca tüm öğretmenlere eşit girmek zorunda. Bir başka öğretmenin dersine girmediği halde, sizin dersinize 3 defa girdiyse hemen dilekçeyi yazın ilçeye. Hiç çekinmeyin. Nasıl olsa birbirlerini korurlar gibi düşünmeyin. 3-5 dilekçe gittikten sonra onlar da müdürü sorgularlar emin olun. Hele ki birden fazla öğretmen 3-4 dilekçe verirse, tadından yenmez. Eğer mesela haftada 1 kere dersinize geliyorsa ben sizin yerinizde olsam hiç sesimi çıkarmam. Her derse girişini tutanak altına alırım. 6 ay sonra da bam, mobbing davası için savcının yanında alırım soluğu.
Bana sürekli iş verir diye düşünmeyin. Öğretmene eğitim öğretim faaliyetleri dışında bir görev verilemez. Verilecek görevlerin detayları da kanun ve yönetmeliklerle sabittir.
Hiçbir şey yapamıyorsanız, Türk eğitim sen e başvurun. Bulunduğunuz il ilçedeki şube başkanı hemen gelip gerekli müdahaleleri yapar, yalnız bırakmazlar kesinlikle sizi.
Mesela bundan 4-5 sene önce veli toplantısı yapıldı. Pazar günü. Gitmedim. Müdür yazı gönderdi, gerekçeyi sordu. Devlet memurları kanununa göre, hafta sonları tatildir yazdım o kadar. Daha da bir şey diyemedi. Ben hafta sonu yapılan toplantılara katılmıyorum, hakkımı kullanıyorum. Şimdi sırf müdür mobbing yapar diye düşünüp gitsem ve içten içe kendimi yesem daha mı iyi olacaktı? Sırf müdürün canı sıkılmasın, egosu tatmin olsun diye hakkımı mı kullanmayayım?
Bunlarla uğraşıp canımı sıkamam diye düşünmeyin. Bakın şu anda daha çok canınız sıkılıyor. Hiç olmazsa başkalarının egolarını tatmin etmeye değil de, hakkınızı aramak için uğraşmış olursunuz. Hiçbir şey kendinizden önemli değil. Siz müdürün egosunu tatmin için maaş almıyorsunuz, yada kimse kelle kesen kör hasan değil. Kurallar var ve bu kurallara herkes seve seve uyacak. Herkes haddini bilecek. Bilmeyene bildireceksiniz. Bu kadar açık.
Çekinmek için aklınıza gelen başka gerekçeler varsa yazın.
nickbulamiyom , 4 yıl önce
Hocam ben kendi açımdan soyle izah edeyim . Mesela idarecim zoom dan toplantı yapmak istiyor. Ben katilmadigim taktirde belki yasal olarak hakkımda bir işlem yapamaz ama sene boyunca sürekli psikolojik mobbinge maruz kalabilirim. Açıkçası bende bunu göze alamayacağım için istemesemde toplantıya katılmak zorunda kalırım. Bu tabi lokal bir örnek bunu farklı durumlara göre çesitlendirebiliriz