İnsanlara dert, bela, musibet birkaç bakımdan gelir:
1- Bunlardan birisi işlediğimiz günahlar sebebiyledir.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Belaların gelmesine sebep günah işlemektir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
Size gelen musibet, işlediğiniz (günahlar) yüzündendir. (Şura 30)
Sana gelen kötülük, kendindendir, günahların yüzündendir. (Nisa 79)
Bir millet, kendini bozmadıkça, Allah onların hallerini değiştirmez. (Rad 11)
2- Bela, hastalık ve musibetler, günahların kefareti (affolması) için gelir.
Dünyada musibetlere maruz kalıp da güzelce sabreden kimse, ahirete günahsız gider.
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
Her musibet, affedilecek bir günah için gelir. (Ebu Nuaym)
Mümine gelen her sıkıntı, günahlarına kefaret olur. (Buhari)
Müminin günahları affoluncaya kadar bela ve hastalık gelir. (Hakim)
İnsan kendisine gelen beladan hoşlanmaz. Halbuki günahları affolacak ve güzel sabrederse ahirette büyük nimetlere kavuşacaktır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
Hoşlanmadığınız bir şey, belki de sizin için hayırlıdır. (Bakara 216)
3- Cennette yüksek derecelere kavuşması için mümine musibet gelir.
Bunun için Peygamberlere çok bela gelmiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
Nimete kavuşması için insana musibet gelir. (Buhari)
Musibet, kavuşulacak bir derece için gelir. (Ebu Nuaym)
Allahü teâlânın hayrını murad ettiği kul, belaya maruz kalır. (Taberani)
Kişi, hep sıhhat ve selamette olsa idi, bu ikisi onun helakı için kâfi gelirdi. (İ.Asakir)
Mümin, keler deliğine saklansa, ona, eza edecek biri musallat olur. (Beyhaki)
Dünya, (Cennetteki nimetlerin yanında) mümine zindandır. (Müslim)
Allah'ı ve Resulünü seven, belaya (hazırlıklı olsun) zırh giysin! (Beyhaki)
En şiddetli bela, Peygamberlere, velilere ve benzerlerine gelir. (Tirmizi)
Demek ki belanın en şiddetlisi, Allahü teâlânın çok sevdiği kimselere geliyor. Belalara sabır, sıddıkların derecesidir. Peygamber efendimiz, kendisine gelecek musibetlere karşı dayanma gücü vermesi için Allahü teâlâya dua ederdi.
Kafirlerin hataları büyük olduğu için onların hesabı ahirette büyük mahkemede görülecek ve büyük ceza yeri olan cehennemde hatalarının cezasını çekecekler. Müslümanların hataları küçük olduğu için bunlar cezalarını kısmen dünyada çekerler. O nedenle musibetler ekseriyetle müslümanlara gelmektedir.Bu musibetlerde çektikleri sıkıntılar onların günahlarına keffaret olmaktadır.
Allahu Teala insana hakkında hayırlı olanı verir. Bazı zamanlar insan başına gelecek musibeti kaldıramaz ve sabredemeyip isyana yönelebilir. Bu bakımdan musibetin gelmesi hayır olduğu gibi gelmemesi de hayırdır.
İnsanlara dert, bela, musibet birkaç bakımdan gelir:
1- Bunlardan birisi işlediğimiz günahlar sebebiyledir.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Belaların gelmesine sebep günah işlemektir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
Size gelen musibet, işlediğiniz (günahlar) yüzündendir. (Şura 30)
Sana gelen kötülük, kendindendir, günahların yüzündendir. (Nisa 79)
Bir millet, kendini bozmadıkça, Allah onların hallerini değiştirmez. (Rad 11)
2- Bela, hastalık ve musibetler, günahların kefareti (affolması) için gelir.
Dünyada musibetlere maruz kalıp da güzelce sabreden kimse, ahirete günahsız gider.
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
Her musibet, affedilecek bir günah için gelir. (Ebu Nuaym)
Mümine gelen her sıkıntı, günahlarına kefaret olur. (Buhari)
Müminin günahları affoluncaya kadar bela ve hastalık gelir. (Hakim)
İnsan kendisine gelen beladan hoşlanmaz. Halbuki günahları affolacak ve güzel sabrederse ahirette büyük nimetlere kavuşacaktır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
Hoşlanmadığınız bir şey, belki de sizin için hayırlıdır. (Bakara 216)
3- Cennette yüksek derecelere kavuşması için mümine musibet gelir.
Bunun için Peygamberlere çok bela gelmiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
Nimete kavuşması için insana musibet gelir. (Buhari)
Musibet, kavuşulacak bir derece için gelir. (Ebu Nuaym)
Allahü teâlânın hayrını murad ettiği kul, belaya maruz kalır. (Taberani)
Kişi, hep sıhhat ve selamette olsa idi, bu ikisi onun helakı için kâfi gelirdi. (İ.Asakir)
Mümin, keler deliğine saklansa, ona, eza edecek biri musallat olur. (Beyhaki)
Dünya, (Cennetteki nimetlerin yanında) mümine zindandır. (Müslim)
Allah'ı ve Resulünü seven, belaya (hazırlıklı olsun) zırh giysin! (Beyhaki)
En şiddetli bela, Peygamberlere, velilere ve benzerlerine gelir. (Tirmizi)
Demek ki belanın en şiddetlisi, Allahü teâlânın çok sevdiği kimselere geliyor. Belalara sabır, sıddıkların derecesidir. Peygamber efendimiz, kendisine gelecek musibetlere karşı dayanma gücü vermesi için Allahü teâlâya dua ederdi.
Kafirlerin hataları büyük olduğu için onların hesabı ahirette büyük mahkemede görülecek ve büyük ceza yeri olan cehennemde hatalarının cezasını çekecekler. Müslümanların hataları küçük olduğu için bunlar cezalarını kısmen dünyada çekerler. O nedenle musibetler ekseriyetle müslümanlara gelmektedir.Bu musibetlerde çektikleri sıkıntılar onların günahlarına keffaret olmaktadır.
Allahu Teala insana hakkında hayırlı olanı verir. Bazı zamanlar insan başına gelecek musibeti kaldıramaz ve sabredemeyip isyana yönelebilir. Bu bakımdan musibetin gelmesi hayır olduğu gibi gelmemesi de hayırdır.