Doktora Yapmış Öğretmenler Direk Başöğretmen Yapılmalı..

Eğitim Bakanlığı eğitime değer vermelidir. Aksi her yoruma açık.

Taslak yönetmelik yayınlandı. Mutlaka ama mutlaka bu durumu yazalım

misin? soru edatı ayrı yazılır yahu! Öğretemedik gitti şunu!)))

Doktora yapmış öğretmen iyi öğretmen, tecrübeli öğretmen anlamına gelmiyor.

Hatta doktora ile uğraşırken muhtemelen öğretmenliğe yeterli zaman da ayıramamıştır.

Mesleğin pratiklerini unutmuştur.

Ama akademiye geçiş yapabilir ;)

Kesinlikle doktora yapmış birisinin yıl şartıyla uzman veya başöğretmen olması doğru değildir. Bu durumda kariyer basamaklarında ilerlemek için yükseköğrenim yerine muhtemelen daha kolay bir süreç olacak olan 180/240 saatlik eğitimler ve akabinde yapılacak olan sınava girmek tercih edilecektir.

Ayrıca spesifik durumlar da söz konusudur. Öğretmenlikte 10 yılını doldurmamış ama doktora mezunu olan birisi de olabilir. Uzman dahi olamayacak mıdır yıldan dolayı? Alanında gencecik yaşta hiçbir çıkar gözetmeden doktora yapıp kendini geliştirmiş olmasına rağmen? Veya 10 yılını doldurmuş (diyelim ki 15. yılında) fakat sınav açılmadığı için uzman olamamış bir doktora mezunu öğretmen önce uzman olup 10 yıl sonra mı (25. yılında) başöğretmen olacaktır. Kariyer basamakları meslek kanununun en önemli ayağı ise bu konunun netleştirilmesi gerekir. Zira nesnel bir şekilde kariyer planlaması yapmanın yolu bu süreçte yükseköğrenimi dikkate almaktan geçer. Ben yönetmelikle bu tip kalibrasyonların yapılacağını düşünüyorum/istiyorum.

Öğretmenliği sadece teorik, akademik bilgiye indirgemek yanlıştır.

Teori ve pratiğin bir arada olması gerekir. Zira tatbik edililp pratiğe dönüştürülmeyen, tecrübe edilmeyen bilginin öğretmenliği geliştirmeyeceği bir gerçektir.

Haliyle tecrübe yani yıl şartı aranması gerekir düşünüyorum.

Ne boş muhabbetler, yüksek lisans yaptım ya da doktora yaptım bana ek para verin banane banane deseniz daha makul. Aslında dert, vaadedilen parayı erken almak yoksa unvan filan fasa fiso :)

Bir de alan dışı lisans üstü yapanlar var, onların sesi daha cok çıkıyor :)

Okul öncesi öğretmeni ama Yeni Türk Edebiyatı,

İlköğretim matematik öğretmeni ama işletme,

Türkçe öğretmeni ama adalet,

Kimya ogretmeni ama iktisat

Din Kültürü ogretmeni ama siyaset bilimi vb.

Kariyer, mesleğinizde zamanla ve çalışma ile elde edilen uzmanlıktır, bu yüzden mesleginize, alanınıza uygun lisans üstü olması gerekir.

Kanaatimce unvan vermek yerine belirli yıllara gore deneyim kazanmış öğretmene sinav filan olmadan ek odeme ve alanına uygun lisans üstü yapanlara da yüzde elli artırımlı ek ödeme olabilirdi.

Yine de bizlerin görüşü alınmayacağı için ülkemizde tek gerçek var o da POPÜLİZM'dir.

Peki öğretmen olmayıp diğer kamu çalışanları da dokrora yapınca verilecek mi ? Diğer kamu çalışanlarından sizin farkınız nedir?

Doktora yapmis degerli ogretmenlerim.

Lutfen baskalariyla polemige girmeyelim.

[email protected]

Mail adresine taleplerimizi 15 marta kadar iletelim

Ben 2 yil once doktorayi tamamladim.

Su an tezsiz yuksek lisans yapmis biri benimle ayni haklara sahip. Bu benim emegimi degersizlestirir.

Bu ne simdi.

Adi ustunde "ogretmenlik meslek kanunu"

Muhendis yuksek lisans yaptiginda yujsej muhendis umvani aliyor ama

@doktora yapan mebden ihrac edilmeli.

Su yorumu yazan adam gercekten saygiyi hak ediyor kafasi calisiyor.

Su sartlarda doktora yapip da mebdeyse iyi bir döveceksin. Boyle essek sudan gelinceye anirmaktan sesii kesilinceye dek.

Arkadas mebde kariyer olmaz.

Yaptigin akademik calismanin derse performansa etkisi olmadigi gibi zamanindan ogrencinden çalıyorsun

Taslak yönetmeliğe görüş yazalım. Bizi bizden başkası anlamaz

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, yaşarken mi başöğretmen ilan edilmiş, onu sorgulamak lazım. 1981 yılında Kenan Evren tarafından Atatürk'e başöğretmen ünvanı verilmiştir. Şu anki MEB'in yaptığı uygulama ile 1981 yılında Ulu Önderimize verilen ünvan birbirine karıştırılmamalıdır. Kanun gayet açık ve nettir, kimse Atatürk'ü karalamıyor.

Doktoralı öğretmenleri çekemeyenler içten içe kıskanan, doğrudan başöğretmen olacak diye yüreği hoplayan o kadar çok kişi var ki yazık size...

Matematik eğitimi alanında tezli ve tezsiz iki yüksek lisan yaptım. Şimdi alanımda doktora eğitimime devam ediyorum. Sahada çalışan biri olarak matematik eğitimine katkı sağladığımı düşünüyorum. Çalışmalarım öğretim deneyi çalışmasıydı. Hiç bir öğrencimi ihmal etmedim. Mesleğinde yeniliklere açık olmayan öğretmen arkadaşlarımın yazdıkları beni gerçekten üzdü. Öğretmenliğin dünya standartlarında bir meslek olması için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Önemli olan ünvan da değil. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de lisans üstü çalışmaların yaygınlaşmasını temenni ediyorum. Öğrencilerime daha faydalı olmak için deneme yanılma yöntemlerinden ziyade bilimsel yapılmış çalışmaları takip etmek mesleğimize değer katacaktır. Lütfen insanların emeklerine, ideallerine saygı duyalım.