Burada sürekli farklı farklı çift isimlerle başlık
açan arkadaş.Kurana dair aklındaki sorulara cevap vermeye çalışacağım.Bu yazıyı
okursan gayet hiç duymadığın özgün fikirler beyan edeceğim.Şimdi bizim kurana
dair algılarımız genel olarak şöyle oluyor.Kuran baştan sona harfi harfine
lafzıyla manasıyla hiçbir zaman zemin ve sosyoloji gözetmeksizin hayatımızda
mutlaka bir yere tekabül etmesi lazım ancak böyle evrensel olur gibi
düşünüyoruz.Oysa bu okuma biçimi senin yukarıda belirttiğin ayetler vb
ayetlerde bir takım soruları da beraberinde getiriyor.Kuranın ana davası tevhid
ahret ve nübüvvet etrafında şekillenir.Bunların yanı sıra ahlak ibadet muamelat
gibi hükümler vardır.Aslında bütün dava bizim tek bir kudrete inanıp ahrete peygambere
inanıp ahlaklı bir insan olma meselesidir.Diğer muamelatlar buna hizmet için
vardır.Kuranın indiği dönemde kölelik sistemi sadece Araplarda değil roma
hukunda mısırda hindistanda Mezopotamya uygarlıklarında en vahçi biçimde zaten
yaşanıyordu.Yani dünyada vardı bu sistemİslam bu vahşi sistemi evcilleştirip
ehilleştirip sonrada tamamen kaldırmayı hedef edinmiştir.Oruç yemin kefareti gibi
birçok ibadetin yapılamadığı durumda ilk seçenek olarak hemen köle azad etmek
tavsiye olunur.Ha diyeceksin ki neden birden ilga etmedi.Düşünki toplumun
yarısının köle olduğu bir sosyolojide birden bu düzeni bozarsan ortalık toz
duman olur.Neden çünki bu adamlar yıllardır başkasının yanında çalışıp ordan
ekmek yemiş yol bilmez iz bilmez alış verişi dair bilmez.Sen bu kitleyi
tutupta birden vahşice sosyal hayata
sokarsan hayat nizamı bozulur.Haliyle İslam bunu pey der pey kaldırmayı hedef
edinmiştir.Daha sanayi devrimine kadar Avrupa kölelik var idi ve Fransa da 1600
lü yıllarda çıkan karalar kanunu kölelik hukukunu belirliyor idi.O kanunu okuyup
hükümleri görürsen köleliğin islamın getirdiği bir şey olmadığını anlarsın.Çoğu
kişinin bildiğinin aksine Kuranın bütün getirdikleri sıfırdan şeyler
değildir.Bunları şöyle ayıralım.Bir o dönemde kuranın kesinlikle silip attığı
yapılmasını istemediği insan onur ve ahlakını zedeleyen şeyler.İki cahiliye toplumunda
var olan ancak Hz İbrahimden bu yana Arapların aslını bozdukları bazı şeyler ki
kuran bunları reforme edip yeniden hayata sokmuştur.Üçüncüsü ise o toplumda var
olup aslı bozulmayan şeylerede olduğu gibi onay vermiştir.Senin yukarıda
verdiğin ayet örnekleri bize şunu demiyor.Gidin kölelik cariyelik kurun bunlar
çok iyi şeyler demiyor.Sadece o toplumda zaten vahşice uygulanan bir şeye
düzenleme getirip ehlileştiriyor ve son tahlilde de kaldırmayı
hedefliyor.Ayetlerin lafızlarına takılıp vermek istedikleri mesajı göz ardı
edemeyiz.Kurandaki hukuki ayetlerin geneli o toplum sosyolojisi ile
ilgilidir.Biz ordan mesaj çıkarır bugünki toplumumuzdaki verilecek ceza ne ise
onu uygularız.Burdan hareketle şöyle düşünemeyiz.Allah sadece bir dönem için
geçerli bir hukuk kuralı söyler mi?İyi de Allah kitabı kendisi gibi ezeli ve
ebedi olan birine indirmiyor ki.İnsana indiriyor.İnsan ise zemin ve zaman üstü
değil.Kültürü coğrafyası değer yargıları hayata bakışı sürekli değişen bir
varlık.Allah kendi yarattığı insanın bu özelliğini bildiği halde şu hukuk kuranı her zemin ve zamanda mutlaka
uygulayacaksınız der mi?Bize bugün haşa çok basitmiş gibi gözüken o ayetler islamın
temellerinin atıldığı o dönem için mutlaka gerekli idi.İslami zihinsel
bütünlüğün oluşma sürecinde o dönem insanın onu idrak etmesi için mutlaka ayet
olarak inmesi lazım idi.Hukuksal ayetlere bir bu açıdan bakmanı öneririm.Biz
çağın kültürün toplumun bize yüklediği aklı ve gnel kabulleri mutlaklaştırıp
tarih üstü imiş gibi algıladığımızdan geçmişi yorumlarken hep eleştiriyoruz.Yav
iyide sana bugün çok mantıksız gelen bir şey o zamanda o kültürde o toplumda
nahoş münker bir şey olarak bilinmiyor ki İşte burayı bir anlayabilsek meseleyi
anlayacağız.Sna önerim inkar etmek yerine islamda tarihselcilik fikrini bir
araştır derim.Bir çok şey aklına oturacak ve imanını korumuş olursun.Saygılar.
Burada sürekli farklı farklı çift isimlerle başlık
açan arkadaş.Kurana dair aklındaki sorulara cevap vermeye çalışacağım.Bu yazıyı
okursan gayet hiç duymadığın özgün fikirler beyan edeceğim.Şimdi bizim kurana
dair algılarımız genel olarak şöyle oluyor.Kuran baştan sona harfi harfine
lafzıyla manasıyla hiçbir zaman zemin ve sosyoloji gözetmeksizin hayatımızda
mutlaka bir yere tekabül etmesi lazım ancak böyle evrensel olur gibi
düşünüyoruz.Oysa bu okuma biçimi senin yukarıda belirttiğin ayetler vb
ayetlerde bir takım soruları da beraberinde getiriyor.Kuranın ana davası tevhid
ahret ve nübüvvet etrafında şekillenir.Bunların yanı sıra ahlak ibadet muamelat
gibi hükümler vardır.Aslında bütün dava bizim tek bir kudrete inanıp ahrete peygambere
inanıp ahlaklı bir insan olma meselesidir.Diğer muamelatlar buna hizmet için
vardır.Kuranın indiği dönemde kölelik sistemi sadece Araplarda değil roma
hukunda mısırda hindistanda Mezopotamya uygarlıklarında en vahçi biçimde zaten
yaşanıyordu.Yani dünyada vardı bu sistemİslam bu vahşi sistemi evcilleştirip
ehilleştirip sonrada tamamen kaldırmayı hedef edinmiştir.Oruç yemin kefareti gibi
birçok ibadetin yapılamadığı durumda ilk seçenek olarak hemen köle azad etmek
tavsiye olunur.Ha diyeceksin ki neden birden ilga etmedi.Düşünki toplumun
yarısının köle olduğu bir sosyolojide birden bu düzeni bozarsan ortalık toz
duman olur.Neden çünki bu adamlar yıllardır başkasının yanında çalışıp ordan
ekmek yemiş yol bilmez iz bilmez alış verişi dair bilmez.Sen bu kitleyi
tutupta birden vahşice sosyal hayata
sokarsan hayat nizamı bozulur.Haliyle İslam bunu pey der pey kaldırmayı hedef
edinmiştir.Daha sanayi devrimine kadar Avrupa kölelik var idi ve Fransa da 1600
lü yıllarda çıkan karalar kanunu kölelik hukukunu belirliyor idi.O kanunu okuyup
hükümleri görürsen köleliğin islamın getirdiği bir şey olmadığını anlarsın.Çoğu
kişinin bildiğinin aksine Kuranın bütün getirdikleri sıfırdan şeyler
değildir.Bunları şöyle ayıralım.Bir o dönemde kuranın kesinlikle silip attığı
yapılmasını istemediği insan onur ve ahlakını zedeleyen şeyler.İki cahiliye toplumunda
var olan ancak Hz İbrahimden bu yana Arapların aslını bozdukları bazı şeyler ki
kuran bunları reforme edip yeniden hayata sokmuştur.Üçüncüsü ise o toplumda var
olup aslı bozulmayan şeylerede olduğu gibi onay vermiştir.Senin yukarıda
verdiğin ayet örnekleri bize şunu demiyor.Gidin kölelik cariyelik kurun bunlar
çok iyi şeyler demiyor.Sadece o toplumda zaten vahşice uygulanan bir şeye
düzenleme getirip ehlileştiriyor ve son tahlilde de kaldırmayı
hedefliyor.Ayetlerin lafızlarına takılıp vermek istedikleri mesajı göz ardı
edemeyiz.Kurandaki hukuki ayetlerin geneli o toplum sosyolojisi ile
ilgilidir.Biz ordan mesaj çıkarır bugünki toplumumuzdaki verilecek ceza ne ise
onu uygularız.Burdan hareketle şöyle düşünemeyiz.Allah sadece bir dönem için
geçerli bir hukuk kuralı söyler mi?İyi de Allah kitabı kendisi gibi ezeli ve
ebedi olan birine indirmiyor ki.İnsana indiriyor.İnsan ise zemin ve zaman üstü
değil.Kültürü coğrafyası değer yargıları hayata bakışı sürekli değişen bir
varlık.Allah kendi yarattığı insanın bu özelliğini bildiği halde şu hukuk kuranı her zemin ve zamanda mutlaka
uygulayacaksınız der mi?Bize bugün haşa çok basitmiş gibi gözüken o ayetler islamın
temellerinin atıldığı o dönem için mutlaka gerekli idi.İslami zihinsel
bütünlüğün oluşma sürecinde o dönem insanın onu idrak etmesi için mutlaka ayet
olarak inmesi lazım idi.Hukuksal ayetlere bir bu açıdan bakmanı öneririm.Biz
çağın kültürün toplumun bize yüklediği aklı ve gnel kabulleri mutlaklaştırıp
tarih üstü imiş gibi algıladığımızdan geçmişi yorumlarken hep eleştiriyoruz.Yav
iyide sana bugün çok mantıksız gelen bir şey o zamanda o kültürde o toplumda
nahoş münker bir şey olarak bilinmiyor ki İşte burayı bir anlayabilsek meseleyi
anlayacağız.Sna önerim inkar etmek yerine islamda tarihselcilik fikrini bir
araştır derim.Bir çok şey aklına oturacak ve imanını korumuş olursun.Saygılar.