Editörler : supporters.
06 Mart 2010 21:53

31, 32, 35, 40 yaş sınırı olan kurumların detaylı listesi:

Değerli Arkadaşlarım,

Aşağıdaki liste hiçbir siteden kopyala yapıştır şeklinde alınmamıştır. Bu bilgiler KPSS hakkında detaylı bilgiler veren elimdeki kaynak kitaptan sizlere sunulmuştur.

Saygı ve Sevgilerimle...

Sizleri çok ama çok ama çok seviyoruz.

http://www.mutlulukyolculugu.com/

1- Milli Eğitim Bakanlığı müfettiş yardımcısı (Bakanlıkta öğretmelik

yapanlar için): 40 yaş

2- Maliye Bakanlığı hesap uzman yardımcısı: 35 yaş

3- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı eğitim uzman yardımcısı: 35 yaş

4- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş sağlığı ve güvenliği uzman yardımcısı: 35 yaş

5- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yurtdışı işçi hizmetleri uzman yardımcısı: 35 yaş

6- Çevre ve Orman Bakanlığı uzman yardımcısı: 35 yaş

7- Türk Patent Enstitüsü marka ve patent uzman yardımcısı: 35 yaş

8- Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tüketici ve rekabetin korunması uzman yardımcısı: 35 yaş

9- Kültür ve Turizm Bakanlığı uzman yardımcısı: 35 yaş

10- Avrupa Birliği uzman yardımcısı: 35 yaş

11- Diyanet İşleri Başkanlığı müfettiş yardımcısı: 35 yaş

12- Türkiye İstatistik Kurumu uzman yardımcısı: 35 yaş

13- TMSF uzman ve denetçi yardımcısı: 35 yaş

14- Çevre ve Orman Bakanlığı müfettiş yardımcısı: 32 yaş

15- Tarım ve Köyişleri Bakanlığı müfettiş yardımcısı: 32 yaş

16- Dışişleri Bakanlığı Aday Meslek Memuru: 31 yaş

17- Dışişleri Bakanlığı İdari Memur: 31 yaş

18- Sayıştay denetçi yardımcısı: 31 yaş

19- Özürlüler İdaresi Başkanlığı uzman yardımcısı: 31 yaş

20- Telekomünikasyon uzman yardımcısı: 31 yaş

06 Mart 2010 22:00

teşekkürler, listeye umarım yeni mesleklerde eklenir.


ortiz.
Şube Müdürü
06 Mart 2010 23:55

sayıştay 30 yılı 1 gün aştıysan almaz


umutlu ve mutlu
Aday Memur
13 Temmuz 2010 21:34

Herkese Merhabalar.

30 yaş üzeri kurumları merak edenler için bu sayfayı tekrar güncelliyorum.

Hepinizi çok ama çok ama çok ama çok seviyoruzzz...

http://www.mutlulukyolculugu.com/

14 Temmuz 2010 09:52

@umutlu ve mutlu,

son derece faydalı bir derleme olmuş, eline sağlık.

Ufak bir düzelti: 10. sıradaki "Avrupa Birliği uzman yardımcısı" kadrosu birçok kurumun bünyesinde mevcut olup herbirinin yaş sınırı farklıdır. Örneğin ABGS 35 üst sınırı ararken Maliye Bakanlığı 30 arar.


akifpasa
Aday Memur
23 Temmuz 2010 10:10

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tüketici ve rekabetin korunması uzman yardımcısı: 35 yaş ARKADASLAR LÜTFEN AMA LÜTFEN DOGRU ARASTIRIP TARTIP BURAYA YAZIN.ESKİDEN 35 İDİ ŞİMDİ 30 YAŞ SINIRI VAR.HER YERE DE BUNU YAZMAYIN.BASLIK ACIYORSUNUZ YALAN YANLIŞ.BU UZM YRD DA TEKRAR SÖYLÜYORUM YAS SINIRI ARTIK 30 DUR.BİLGİ EDİNME VE ORDA CALISAN ARK LARDAN ALINAN KESİN BİLGİDİR.DEĞİŞTİ.


adnan,77
Memur
23 Temmuz 2010 10:44

akif kardeş, 30 dan sonra alan yerler hiç yokmu?


piranha1453
Aday Memur
23 Temmuz 2010 10:59

arkadaş emek harcamış yazmış yanlışsa efendi gibi söylersin ne çıkışıosun sanki çok mühim bir şey biliyormuşsun gibi.

tüketici uzmanlığının ismi sanayi ve ticaret uzmanlığı oldu muhteşem bilgine ekleme yapayım.


KAMUyon
Memur
23 Temmuz 2010 12:16

Özellikle yükseklisans ve doktora mezunlarının yaş sınırının bütün kariyer meslekler için belirtilmesi ve yükseltilmesi gerekir bunun için illaki dava açmaya gerek kalmamalı yeknesaklığı saglamak idarenin başlıca görevlerindendir.


umutlu ve mutlu
Aday Memur
26 Temmuz 2010 15:40

Değerli AKİFPASAM,

Öncelikle mesajın için teşekkürler. Her ne kadar asabi bir şekilde yazmış olsan da.

Şimdi gelelim asıl konumuza. Birincisi burada yazmış olduğum bilgilerde herhangi bir YANLIŞ ARAŞTIRMA yoktur. Burada vermiş olduğum bilgiler DEVLET PERSONEL UZMANI olan SAYIN SÜHA OĞUZ ALBAYRAK'ın kitabından alınmıştır. İkincisi bu bilgileri burada düzenli bir şekilde ilk veren benim ve bu bilgileri de HER YERDE YAZMADIM. Üçüncüsü şuana kadar hiç ama hiç YALAN YANLIŞ BAŞLIK açmadım. Açtığım her başlığın da hem arkasında hem de önündeyim. Dördüncüsü vermiş olduğum bu bilgiler doğrudur. Belki bir iki tanesinin YAŞ ŞARTINDA değişiklik olmuş olabilir. Eğer değişiklik olanlar varsa da zaten sen ve senin gibi değerli ve saygıdeğer arkadaşlar tarafından düzeltileceğinden eminim. Beşinci ve son olarak şunu söyliyeyim. Her nekadar bana sinirlenmiş olsan da HEPİNİZİ ÇOK AMA ÇOK AMA AMA ÇOK ÇOK SEVİYORUZZZZZZZZZZZZZZ. AKİFPASAM.


umutlu ve mutlu
Aday Memur
26 Temmuz 2010 15:52

Afedersiniz söylemeyi unuttum:) BERAAT KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN.


dilligent81
Aday Memur
26 Temmuz 2010 20:15

iyi de bizi niye bu kadar çok ama çok seviyosunuz bilader... cidden soruyorum kızmayınız lütfen....


umutlu ve mutlu
Aday Memur
04 Ağustos 2010 13:09

Değerli dilligent81 arkadaşım,

Öncelikle bu güzel sorun için sana çok ama çok teşekkür ediyorum.

Gelelim sorunun cevabına. Bunu tam olarak anlayabilmek için yaşamak

lazım bunun için de sana aşağıdaki yazıyı dikkatlice okumanı ve oradaki önerileri inanarak hayatına tatbik etmeni istiyorum eğer bunu başarabilirsen neden bizlerin sizleri okadar çok sevdiğimizi anlayabilirsin ve artık sen de bizler gibi bas bas bağırırsın sizleri çok ama çokkkkkk ama çok seviyoruz diye:)

Şimdiden kolay gelsin.ALLAH yar ve yardımcınız olsun:)

Mutluluk nedir? Nasıl mutlu olunur?

İnsan kalbi hayatı boyunca mutluluğun peşinde koşar. Hep bir arayış içindedir. Mutluluğa ulaşmak için sahip olmak istediklerinin hayalini kurar ve bu hedeflere ulaştığı zaman mutlu olacağını zanneder. Burda çok önemli bir konuyu gözden kaçırmaktadır. MUTLU olmak ile SEVİNMEK arasındaki fark. En basit örneği ile son model bir araba sahibi olmak sizi gerçekten mutlu eder mi? İyi düşünün, bir süre bu sevinç ayaklarınızı yerden kesecektir. Ya sonra? Bu sitede okuyacaklarınız beyni mutluluğa programlamalar (NLP), düşünce gücüyle kendini mutlu hissetmeye çalışmalar, polyannacılık oynamalar, meditasyonla kendini arındırdığını zannetmeler, metafizik deneyimlerle heyecalı ve hoş bişiler yaptığını sanmalar, dini vecibeler, baskılar, korkular vs vs vs değildir. Bu sitede okuyacaklarınız mutluluğun ne olduğu ve nasıl elde edileceğinin kesin kanıtı ve ispatıdır ve HAKtır. Farkındasınız değil mi içinizde 2 tane ses devamlı konuşup duruyor. Hiç susmuyorlar. Bir diyor ki "O sana şunu dedi, sen de ona hemen şunu söyle" Öbürü de diyor ki "Ya boşver öyle deme, morali bozuktu bu sebeple öyle dedi. Sen en iyisi onu hoşgör, ona güzel bişi söyle" İçinizdeki bu çatışmalar bitmeden nasıl mutlu olacaksınız? Bir tarafın sesini bastırarak ya da es geçerek mi yoksa her iki sesi de aynı şeyi söyler hale getirerek mi? Peki ya kötü bişi yaptıktan sonra çektiğimiz vicdan azabı nedir? Neden vicdan azabı çekeriz? Bu azabı biz kim çektirir Mutluluğu anlatmak için önce yaratılışımızı yani kendimizi iyi tanımamız lazım.

İnsan, içindeki iki sesin ( nefs ve ruh) taleplerini dinler ve serbest iradesi ile bir tanesini seçer. Yaptığı seçimin sonucunda aklını kullanarak fizik bedene bir hareket yaptırır. Kişi bu hareketinin sonucunda ya yanlış bir davranış sergilemiştir ya da doğru ve bunun sonucu olarak da kişi ya günah işlemiştir ya da sevap kazanmıştır Nefsin talepleri negatif ruhun talepleri pozitiftir. Nefs daima Şeytanla işbirliği eder. Ruh da ALLAH'la.

Nefsimiz arsız bir şekilde bir çocuk gibi önce birşey ister, ama istediğini verene kadar onun için çıldırır ama elde edince tüm arzusu hevesi bir süre sonra sönüverir. Artık yeni birşey ister.

Mutluluk devamlı olmalıdır. Devamlı olmadığında mutlu değilsiniz, geçici zevkleri yaşıyorsunuz sadece.

.MUTLULUK

Bir arabasahibi olmak mı? Ya da bir ev ? Yoksa evlenince mi mutlu olacağınızı düşünüyorsunuz? İyi bir işe ne dersiniz?

Mutluluk yolculuğunun değerli yolcuları;

Düşünün o çok istediğiniz uğruna gecenizi gündüzünüze katarak elde ettiğiniz ve "o benim olursa en mutlu ben olurum" dediğiniz hedeflerinizi...

O çok istediğimiz elbiseyialdınız sırtınızdan düşmedi.

Bir gün iki gün üç gün... Ya sonra? Bitti! Artık vitrinde gördüğümüz o deri ayakkabı var aklımızda... Bir alabilsek başka ne isteriz ki? Ama onun da sonu aynı son o bitecek. Bu sefer bir başkası..

Nefsimiz arsız bir çocuk gibi önce birşey istiyor ona istediğini verene kadar onun için çıldırıyor ama elde edince tüm arzusu hevesi bir süre sonra sönüveriyor. Artık yeni bir şey istiyor. "Onunla mutlu olacakmış!???"

Hayat böyle değil mi "Mutluluk Yolculuğu"nun değerli yolcuları? Önce bir liseyi bitireyim diplomayı alayım diyoruz sonra bir de üniversite sınavını kazanayım 4 yıllık bölüme kapağı atayım istiyoruz. Uğraşıyoruz didiniyoruz. Güç bela giriyoruz üniversiteye.

Şu vizeler bir bitse rahatlayacağız. Vizeler biter. Bu sefer de finaller. Vizeydi finaldi derken bir mezun olsak..

Mezun da olduk; Ah bir işe girsem benden mutlusu yok! İşe girdik ; "Bi terfi edemedik yahu şu patron bir zam verse daha ne isterim ki?"

O da oldu. Güzel hayat tıkırında gidiyor. Evlenince mutlu olacağım; Evlendik.

Bir çocuğum olursa mutlu olacağım; kızımız oldu. (Allah bağışlasın...)

Ama bir oğlum olsun bak! Dünyalar benim olacak.

Var ya! Şu bizim oğlan bir Anadolu lisesi sınavlarını kazansın çok MUTLU olacağım.

Varımızla yoğumuzla gece gündüz demeden daha rahat daha lüx bir hayat için çırpındık. Evladımız üniversiteyi hayırlısıyla bir bitirsin eli ekmek tutsun gayri rahatım sonrası.

Tamam o da oldu.

Ah! Evladımın bir mürrüvetini görsem; Allah'tan başka ne isterim ki?"torun" ?

....seneler geçer.

Hayat kadın için çamaşır bulaşık yemek temizlik iş çemberinde dönerken adam sabah 8:00 akşam 5:00 mesaisinde. Gelince yemek biraz televizyon ve uyku. Bu kısır döngüde mutluluk seraplarının peşinde koşarken zaman avuçlarımızdan apansızca kayıp gitmiş. Ve bir de bakmışız ki son istasyondayız...

Ne gençliğimizden ne dinçliğimizden eser kalmamış. Arkamıza dönüp baktığımızda geride kalmış 70 yıl... Ama elde avuçta ulaşılamamış bir "mutluluk" adresi...

Hayatınızın gidişatı böyleyse son istasyona vardığınızda ben aslında "MUTLULUĞU" arıyordum demek için çok geç olmadan mutluluk seraplarının peşinden koşmayı bırakıp mutluluğu gerçekten olduğu yerde aramanın ve bu koşuşturmada içerisinde her gün bizim için doğan güneşin ışıltılarının artık farkına varmanın zamanı gelmedi mi sizce de? Ne dersiniz?

İŞTE SİZE GERÇEK MUTLULUK REÇETESİ!

Sadece 1 tek dilekle gerçek mutluluk elinizde

Mutluluk size sadece 1 dilek uzaklığında

ALLAH'a ULAŞMAYI DİLEMEK. (yunus 7-8 - Nisa 175)

Sadece tek bir dilekle hem dünya hem de ahiret saadetine ulaşacaksınız. Bu kadar kolay.

"Allah'ım ben sana yaşarken ulaşmak istiyorum, Allah'ım ben uyanmak istiyorum, Allah'ım hak yolda üzerine nimet verdiklerinin yolunda yürümek istiyorum....."

Allah'ım ben ruhumu sana ölmeden önce ulaştırmayı diliyorum. (Rad 20 -21)

Kalpler ancak Allahı zikretmekle mutmain olur (rad-28)

Hemen şimdi kaldırın ellerinizi,

Kendinizi mevlaya bırakın,

Ve deyinki:

Yarabbi ölmeden önce bende sana ulaşmak istiyorum beni de sana ulaştır.

Hani senin ermiş Evliyaların varya,

Hz. Mevlana, Hz. Yunus, Hz. Rabiya, Hz. Meryem,

Ve daha bir çokları gibi. Onlar sana nasıl ermişlerse nasıl senin

Evliyan olmuşlarsa bende Evliyan olmak istiyorum bende sana ulaşmak istiyorum, benide zatına erdir Yarabbi (amin).

Ama unutmayın bu talebi KALPTEN İNANARAK SIMSICACIK BİR DİLEKLE dilemelisiniz ki Yüce ALLAH bu talebinizin gerçek olduğunu görsün ve size kapılarını açsın

İşte Mutluğun reçetesini buldunuz, kapının kilidini açtınız bir Dua ve bir tek dilekle.

Rabbinize mutlu olmak talebinizi ilettiniz.

Artık gerisini Allahû Tealâ yerine getirecek, çünkü Allahû Tealâ?nın kendisine ulaşmayı dileyenleri zatına ulaştıracağına ve birinci kat cenneti vadettiğine dair sözü var.

Bir tek dilekle ne kadar basit değilmi.

Daha Sonra yapacağınız tek şey, hacet namazı ile Allah?tan mürşidinizi talep etmek ve Allahû Tealâ?nın göstereceği mürşide tabi olmak suretiyle dünya ve ahiret mutluluğuna erişmek.

Allah hepinizden razı olsun dileğinizi kabul etsin,

mutluluğunuzu daim kılsın(amin)

Hacet Namazı

Hacet namazının persembeyi cumaya baglayan gecelerde veya kandil gecelerinde kılınması asıldır. Ama bütün gecelerde kılınabilir. Önce boy abdesti alinir. Sonra hacet namazına niyet edilir.

Namazda asagidaki âyetler okunur:

1. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + 3 Âyetel Kürsî

2. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.

Rekâtin sonunda : Ettehiyyâtü

3. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.

4. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.

Namaz tamamlandiktan sonra Allah'tan hacet neyse o istenir. Allah'tan mürsid istemek için bu namaz kılındıysa mürsid istenir. Bu namazdan sonra hiç konusmadan yatmak gerekir. Yatarken kıbleyi saga alacak sekilde yatak kurulur. Vücudun ön cephesi kıbleye çevrilerek yanüstü yatılır, 3 Âyetel Kürsî okunur ve Allah'tan mürsid istenir. Eger kisinin haceti mürsid degil de baska bir hedefe ulasmaksa (zahirî veya batinî bir hedef olabilir) o hedefe ulasmak istenir. Sessiz zikir (hafî zikir) bu istekten sonra baslar. Yanüstü yatildigi için sag kulak yastiga gelecektir. Bas biraz saga, sola oynatilarak kulakta kalbin atislarinin, basinç sebebiyle rahatça duyulacagi pozisyona gelinir. Ve kalbin her çift atisinda "Allah, Allah" diyerek kisi Allah'i zikr-i hafî ile (yani sessiz olarak) içinden zikredecektir.

Eger ilk namazdan sonra yatildiginda birsey görülmez ise tekrar tekrar, her persembeyi cumaya baglayan gece namaza devam edilmelidir. Her gece de kilinabilir.

2 / BAKARA - 45 : (Allah'tan) sabırla ve namazla istiane (yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah'a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.

5 / MAİDE - 35 : Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler)! Allah'a karşı takva sahibi olun ve O'na ulaştıracak vesileyi isteyin (2. takva). Ve O'nun yolunda cihad edin (nefs tezkiyesi 3. takva). Umulur ki; siz felâha erersiniz.

Not: Detaylı bilgi için

www.siratkoprusu.com

www.mutlulukyolculugu.com

www.mihr.com

www.islamgemisi.com


kemalgüvercin
Aday Memur
07 Ağustos 2010 20:41

:))))


birdokunbinahişit
Müsteşar Yardımcısı
01 Eylül 2010 16:28

güncel


yuksel7
Aday Memur
01 Eylül 2010 17:38

Özellikle bazı kurum sınavlarında Kaymakamlık, Hakimlik ve Sayıştay vs. yaş sınırlaması 35 olması gayet doğru bir karar olur. Örneğin herhangi bir kurumda memur olan biri bu sınavlara (benim gibi)35 yaşına kadar girebilmesinin önü açılmalıdır..Yeni mezun arkadaşlara belki itici gelecektir ama inanın onlar da hayatın çetin şartları karşısında zamanla bu durumu kavrayacaklardır.Hayali bile güzel hakikaten..


horizon06
Şube Müdürü
01 Eylül 2010 22:05

umutlu ve mutlu kardeş allah senden razı olsun, ağzına sağlık.


melek tan
Aday Memur
08 Eylül 2010 02:22

yüksek lisans öğrencisiyim, doktora proğramına başvurucam, üniversiteye öğretim görevlisi olarak başlamak için yaş sınırı hakkında bilgilendirirseniz sevinrim


menoufieh
Şef
08 Eylül 2010 05:19

Arkadaşlar birde çoğu kurum sınavına 2 kere, en fazla 3 kere girme hakkı tanıyorlar. kurumları birde bu yönden sınıflandırsanız çok faydalı olur bence. 2 kere,3 kere ve girme hakkı sınırsız olan olarak sıralarsanız çok tatlı olur çokk...


montenegro
Daire Başkanı
08 Eylül 2010 23:51

merhaba,

bu listeye BDDK murakıplık ve uzmanlık sınavıda eklenmelidir...yaş sınırı ve giriş sınırı yok..

Toplam 33 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi